Geri Dön

Dionysian dynamics of the Victorian fiction; Mad women characters

Viktorya Dönemi kurgusunun diyonizyak dinamikleri; Deli kadın karakterler

  1. Tez No: 516271
  2. Yazar: BESTE EMÜL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FATMA REZZAN SİLKÜ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 157

Özet

1837 yılında Kraliçe Viktorya'nın tahta çıkması miladı kabul edilen Viktorya çağı; sosyal ve kültürel açıdan on dokuzuncu yüzyıl İngiliz edebiyatına damgasını vurmuş, 1901 yılında kraliçenin ölümü ile sonlanmış uzun soluklu bir dönemdir. Yoksulları soylulardan ayıran uçurumu ile okuyucularını toplum düzenini sorgulatmaya sevk eden bu dönem; Dickens, Collins, Thackeray, Brontë kardeşler, Gaskell, Eliot, Hardy gibi dönem edebiyatını şekillendirmiş isimler tarafından romanlarda gerçeğe en yakın şekilde yansıtılmıştır. Dönem romanlarında anlatılan sınıf ayrımı bilinci, çocuk işçiler, sanayileşme, ilerleme olarak adlandırılan sürecin toplumun dinamiğini sarsması gibi birincil konuların yanı sıra; dönemin ruhunu yansıtan, hemen her romanda dimdik karşımızda duran diğer bir kilit unsur kadın karakterlerdir. Charlotte Brontë'nin Jane Eyre (1847) romanındaki çatıdaki deli kadın karakter Bertha Antoinetta Mason delilik tanımına ayrı bir boyut kazandırmış, hazırladığı trajik son ile unutulmaz figürler arasında yerini almıştır. Wilkie Collins'e ait The Woman inWhite (1859) romanındaki Anne Catherick'in beyazlar içerisinde dolaşması ataerkil düzenin kadını hayalete çevirmesini temsil eder ve kadının tepki olarak toplumdan; daha sonra da kendinden uzaklaşması ancak Diyonizyak tetikleyicilerle açıklığa kavuşturulabilinir. Bir diğer eşsiz karakter de Dickens'ın Great Expectations (1861) gibi çok katmanlı ve her bir katmanı toplumsal sorunlara açılan romanın içinde okuyucuya gerçeklik kavramını sorgulatmış Miss Havisham'dır. Kendisine topluma olduğu kadar uzak, deliliğe ölüm kadar yakın doğası, üzerinde sararıp eskiyen gelinliğini daha da trajikleştirir. Sunulan eserlerin anahtar kelimesi kadın, kadınların Diyonizyak dinamiklere yakınlıklarının sebebi ise toplumdur. Bu nedenle daha sonra Gotik edebiyatın temellerini atacak olan bu kadın karakterler Viktorya dönemi sosyal normlarının ışığı altında tümdengelim okuma tekniğiyle Freud, Lacan ve Nietzsche baz alınarak incelenmiştir.

Özet (Çeviri)

Officially started with Queen Victoria's accession to the throne in 1837, the Victorian Era was a long-running and sensational time period which had a great impact on the nineteenth century literature. The Era was realistically portrayed in the novels of Dickens, Collins, Thackeray, Brontë sisters, Gaskell, Eliot, Hardy. Apart from the primary subjects such as class-consciousness, industrialism, the so-called progress that shook the social dynamics, all of which were narrated in the realist novels of the time, another key aspect is surely the mad women characters. Bertha Antoinetta Mason of Charlotte Brontë's Jane Eyre (1847) attributed a special dimension to the notion of madness with her tragic end. The Woman in White (1859) of Wilkie Collins animated an impressive character within; Anne Catherick. Her wandering in pure white represents that the male-oriented order has transformed the woman into a living ghost and the isolation of woman initially from the society and gradually from herself could only be explained by Dionysian triggers. Another unique character is Miss Havisham who succeeded to fire the highly realistic world of Charles Dickens' Great Expectations (1861). Her Dionysian nature makes her old yellowed bridal dress even more tragic. The key word of all aforementioned works is surely woman, and the reason of her being on the margin of madness is undoubtedly the society. This study has been structured on the theories of Freud, Lacan and Nietzsche so as to discover the voice of woman echoing from the thick walls of Victorian-style cages.

Benzer Tezler

  1. Tiyatroda kültürlerarası etkileşim ya da çağdaş sahnelemede kültürlerarasılık sorunsalı ve üç yönetmen: (Peter Brook, Eugenio Barba ve Robert Wilson)

    The Intercultural interaction in theatre and three directors: Peter Brook, Eugenio Barba and Robert Wilson

    SELEN KORAD BİRKİYE

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Eğitim ve ÖğretimAnkara Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURHAN KARADAĞ

  2. Nietzsche'nin değer anlayışı

    Nietzsche's understanding of value

    SEDA OZAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Felsefeİnönü Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ YASİN PARLAR

  3. Turgut Uyar'ın huzursuzluğu

    Turgut Uyar's discontents

    FIRAT CANER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Türk Dili ve Edebiyatıİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENGİN SEZER

  4. 2010 sonrası Türk Sineması'nda diyonizyak bir alegori olarak çirkinliğin temsili

    Representation of ugliness as a dionysian allegory in Turkish Cinema after 2010

    ELİF GÜNTÜRKÜN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Sahne ve Görüntü SanatlarıEge Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İLKNUR GÜRSES KÖSE

  5. Cosmological aesthetics through the Kantian sublime and Nietzschean dionysian

    Başlık çevirisi yok

    ERMAN KABLAMA

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2011

    FelsefeUniversity of London - Birkbeck

    PROF. DR. DANIŞMAN YOK