Geri Dön

Eski Çağ mimarlığında kadın figürlü taşıyıcılara ve Vitruvius'un karyatid tanımına yeniden bakış

Looking again at female-figured supportive columns and Vitruvius' caryatid definition in ancient architecture

  1. Tez No: 530855
  2. Yazar: ŞÜKRİYE SEVİL ÇONKA ERACAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ZEYNEP KUBAN TOKGÖZ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Sanat Tarihi, Art History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Sanat Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 279

Özet

Eski Çağ mimarlığında kadın figürlerinin bir mimari düzen içinde sembolik anlamlar içeren süslemeler, aynı zamanda taşıyıcı işlevi olan öğeler olarak kullanımı ilk defa MÖ ikinci binde Eski Mısır mimarisinde görülmektedir. Eski Mısır'ı, MÖ 9. yüzyılda Eski Yakın Doğu, MÖ 6. yüzyıldan sonra ise Eski Kıbrıs, Anadolu ve Kıta Yunanistan takip etmektedir. Başlarının üstünde yer alan süslü taçlar yardımıyla bir üst yapıyı destekleyen kadınlar, arkeoloji, sanat ve mimarlık tarihi literatüründe Hathorlu taşıyıcılar ve karyatidler olarak tanımlanmaktadırlar. Hathorlu taşıyıcılarda kadın figürü, Eski Mısır tanrıçası Hathor'u, karyatidlerde genç kadın heykeli olarak şekillendirilmiş Tanrıça veya Kore'yi simgelemektedir. Bu araştırmanın amacı kadın figürlü taşıyıcıların tipolojik ve ikonografik özelliklerini bulundukları mimari yapı sistemi içinde inceleyerek zaman içerisinde nasıl bir değişim gerçekleştirmiş olduklarını, ortak bir ilham fikrinden gelişip gelişmediklerini ortaya koymak ve Vitruvius'un karyatid tanımına yeni bir bakış açısı getirmektir. Eski Mısır ve Eski Kıbrıs'ta bulunan Hathorlu taşıyıcıların Eski Mısır tanrıçası Hathor'u ve onunla özdeşleştirilen tanrıçaları temsil ettikleri bilinmektedir. Eski Suriye'de tespit edilen ve tek bir karyatid örneği olan kadın figürlü taşıyıcı da tanrıça Hebat/İshtar'ı simgelemektedir. Bu öncü örneklerin tanrıçaları simgelemeleri Vitruvius'un karyatidleri“utanç yüklerini taşıyan köle kadınlar”tanımıyla çelişmektedir. Bu kadınlar ayrıca, ülkelerine ihanet eden kadınlar veya tapınak hizmetlileri olarak da yorumlanmaktadırlar (Vickers, 1985, s. 26; Neer, 2001, s. 317). Bununla birlikte“kadın figürlü taşıyıcılar”konusu üzerine bugüne kadar yapılmış çalışmalar genellikle taşıyıcı kavramı veya sadece karyatidler üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmalar arasında Hathorlu taşıyıcılarla birlikte karyatidleri inceleyen detaylı bir çalışma bulunmamaktadır. Karyatidler üzerine en kapsamlı çalışmaları yapan Evamaria Schmidt ve Andreas Schmidt-Colinet, Eski Mısır ve Kıbrıs'da tespit edilen Hathorlu taşıyıcılardan bahsetseler de karyatidlerle birlikte değerlendirmemişlerdir (Schmidt-Colinet 1977 ve Schmidt 1982). Bu probleme ilk defa“Griechische Moden an Lykischen Grȁbern”isimli makalesinde dikkat çeken Zeynep Kuban, kadın figürlü taşıyıcıların Eski Mısır ve Kıbrıs'ta bulunan örneklerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir (Kuban, 2008, s. 64-66 ve sözel görüşme, 2010). Bu çalışma buradan yola çıkarak farklı bölgelerde ve farklı zamanlarda ortaya çıkmış kadın figürlü taşıyıcılar olan“Hathorlu taşıyıcılar”ve“karyatidleri”bütünsel bir yaklaşım içinde analiz etmektedir. Eski Mısır'da bulunan Hathorlu taşıyıcılar genellikle Nil nehrinin yakınında inşa edilen, tanrıça Hathor'a tapınılan anıtsal mezar-tapınak komplekslerinin ve tapınaklarının çoğunlukla girişlerinde bulunmakta veya iç mekanda kült odalarına giden hollerin iki tarafına sıralanmış şekilde yer almaktadırlar. Bunun yanında, Kıbrıs'ta tespit edilen Hathorlu sütunların hem gövdeleri bulunamamış hem de konumları in situ olarak tespit edilememiştir, ama bulundukları yerler çoğunlukla ana tanrıçaya (Astarte/Aphrodite) tapınılan kült mekanlarıdır. Az sayıda bulunmuş olan karyatidler ise genellikle heroon veya khthonik/kültsel özelliği bulunan hilani, tapınak ve hazine yapılarının girişlerinde yer almaktadırlar. MÖ 4. yüzyıl öncesine tarihlenen karyatidler, Suriye'de Tell Halaf (Guzana) şehrinde, MÖ 9. yüzyıla tarihlendirilen Arami kralı Kapara'nın mazolesi olduğu düşünülen hilani portikosunda, Meydancıkkale'de (Kirshu) MÖ 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen ve Luvi kraliyet ailesi Prindunu'ların kralı Appuashu'ya ait heroonunun girişinde, Kıta Yunanistan'da Delphi'de, MÖ. 6.yy'da yapılmış olan Knidosluların ve Siphnosluların“hazine binaları”olarak adlandırılan in antis megaron planlı yapıların pronaoslarında, Atina'da MÖ 5. yüzyılda yapılmış olan Erekhtheion tapınağının“güney-portikosu”olarak isimlendirilen Kekrops heroonu köşkünde, Anadolu'da Limyra'da bulunan MÖ 4. yüzyıla tarihlenen Perikles heroonunun portikolarında ve Kıta Yunanistan'da MÖ 4. yüzyılın sonuna tarihlendirilen Amphipolis heroonunun (tümülüs) mezar odası girişinde bulunmaktadırlar. 'Karyatidler' öncülleri varsayılabilecek 'Hathorlu taşıyıcılarla' birlikte karşılaştırılarak incelendiğinde, ortak noktaları olan kadın figürlü başlıklarda, kadın başları üzerinde yer alan bitkisel formlu ve bezemeli taşıyıcı ögelerin benzer kültsel anlamlar taşıdıkları görülmektedir. Tanrıça Hathor başının üzerinde Eski Mısır'ın kutsal bitkisi papirüs umbelinden gelişmiş olan bir kalathos taç bulunmaktadır. Karyatid düzende ise Eski Mısır örneklerinde görüldüğü gibi kore başlarının üstünde stilize olmuş bitki formlarından gelişmiş kalathos (sepet/çanak) taçlar yer almaktadır. Eski Mısır'da, papirüs bitkisinin bir taç olarak tanrıça Hathor'un başında betimlenmesi, tanrıça Hathor'un papirüs bitkisiyle özdeşleştirildiğini ve papirüsün tanrıçanın kutsal bir simgesi olduğunu göstermektedir. Aynı geleneğin Kıbrıs'ta, adanın yerel tanrıçasıyla özdeşleştirilen tanrıça Hathor'la sürdürüldüğü, bulunan Hathorlu başlıklardan anlaşılmaktadır. Anadolu ve Kıta Yunanistan'da ortaya çıkan karyatidlerde ise bitki gövdesinin yerini kadın bedeninin aldığı görülmektedir. Bu tarih öncesinden itibaren çeşitli kültürlerin inançlarında yer alan“Hayat ağacı ve bereket tanrıçası”sembolizminin ilk defa Eski Mısır'da mimari bir dille anlatılmış olduğunu göstermektedir. Eski Mısır'da Hathorlu taşıyıcılarla başlayan bu mimari sembolizmin Suriye, Anadolu ve Kıta Yunanistan'da devam ettiği görülmektedir. Bununla birlikte Anadolu ve Kıta Yunanistan'da görülen karyatidlerin bulundukları yer ve yapıların kült mekanları oluşları, Eski Mısır ve Kıbrıs'ta yer alan Hathorlu taşıyıcıların bulundukları yerlerin özellikleriyle de benzerlik göstermektedir. Bu yapılar, ölümsüz tanrı ve tanrıçalara adanan yerler olabileceği gibi, ölmüş bir krala, kraliçeye, efsanevi veya yaşamış olan bir kahramana adanan mezar yapıları da olabilmektedir. Bunun yanısıra Hathorlu sütunların tapınak ve ölü kültü törenlerinde kullanılan müzik aletleri sistrumların biçiminde oluşları, karyatidlerin başlarının üzerinde yer alan kalathosların da sadece işlevsel olarak değil sembolik anlamlar içeren ritüel objeleri şeklinde yontulduklarına işaret etmektedir. Ayrıca, kalathos ve phialeler tanrıçaların en önemli atribülerindendir. Kült mekanlarından tespit edilmiş olan kalathoslar, tanrıçaların hem göksel hem de bereket ve doğurganlık vasıflarını içeren khthonik özelliklerini de nitelemektedirler. Kadın figürlü taşıyıcılar kraliyet ailelerini, efsanevi veya gerçek ata kültlerini, şehirlerin refahını ve düzenini koruyan, ölümsüzlüğün ve bereketin ilahi sembolleri olan tanrıçaların yeryüzündeki kadın görünümleridir. Bu açıklama, Vitruvius'un“utanç yüklerini taşıyan köle kadınlar”tanımına yeni bir bakış açısı getirmektedir. Anıtsal boyutta şekillendirilmiş, başlarının üzerinde süslü taçlar taşıyan bu güzel giyimli kadınların“ilahi koruyucular”oldukları söylenebilir. Ayrıca, Delphi'de, Knidosluların ve Siphnosluların“hazine binaları”olarak adlandırılan yapıların salt bir hazine deposu oluşlarının ötesinde çok fonksiyonlu yapılar olarak khthonik anlamları ve kültsel işlevlerinin de olabileceği öngörülebilinir. Sonuç olarak, kadın figürlü taşıyıcıların, ortak bir esin kaynağı fikrinden gelişerek Doğu'dan Batı'ya yapmış oldukları yolculukları sonucunda simgeledikleri anlamların değişmediği söylenebilir. Bununla birlikte, Vitruvius'un İon sütun biçimini kadın vücuduna benzetmesi ve Eski Çağ mimarlığında kadın figürlü taşıyıcıların diğer sütun düzenlerine kıyasla yok denecek kadar az sayıda kullanılmaları, sütun düzenlerinde tanrıça imgesinin yerine anikonik bir betimlemenin tercih edilmiş olabileceğini de gösterebilir.

Özet (Çeviri)

The female-figured supportive columns used both as ornaments and as load bearing elements in an architectural order, are first seen in ancient Egyptian architecture in the 2nd millennium BC. After Egypt, they have appeared in the Ancient Near East in the 9th century B.C, and following the 6th century B.C, they are seen in Cyprus, Anatolia and Mainland Greece. In archaeology, art and architectural history, women who carry decorative pieces of stone crowns above their heads to support superior structures, are called as Hathor columns and caryatids. Hathor columns bear the image of the ancient Egyptian goddess Hathor, whereas caryatids bear the image of a female figure called Kore who is shaped as a draped woman statue in the place of columns. This thesis aims to examine the female figural architectural supports identified from different places and periods with their possible ancient Egyptian precursors, and it also tries to show how the Egyptian architecture and belief system contributed to the development of the caryatid design. Besides, Vitruvius' traditional view defining caryatids as 'slave women bearing their burden of embarrassment' is still accepted by most of the contemporary researches, even though it contradicts with the symbolic meanings of Hathor columns and the Tell Halaf caryatid found in Syria that represents the goddess Hebat/Ishtar. Also, up until now, there has not been any research done which compares Hathor supports with caryatid columns. Although Evamaria Schmidt and Andreas Schmidt-Colinet who have done comprehensive researches on caryatids mentioned about the Egyptian connection, they have focused more on the definitions and descriptions of the columns rather than doing a detailed comparative analysis of the column capitals (Schmidt-Colinet 1977;Schmidt 1982). Zeynep Kuban who for the first time draws attention for this problem in her article called“Griechische Moden an Lykischen Grȁbern”, has pointed out that the female figural architectural supports should be analysed with the examples coming from ancient Egypt and Cyprus (Kuban, 2008, s. 64-66) (pers. comm., 2011). This study taking this into consideration examines the female architectural supports in ancient architecture dated between the 2nd millennium B.C and the 4th century B.C. It also analyzes what kind of development and change the female architectural supports went through time and tries to find out if caryatid design developed from a common inspirational idea. In this study, it is also intended to emphasize the common cultic meanings and similar forms of expressions that the caryatid columns have developed through cultural interactions with ancient Egypt, ancient Syria and ancient Cyprus. Using a holistic approach and a comparative method, this study also attempts to examine the female architectural supports in their architectural settings and places within the historial context of their time. Besides that, this study also tries to contribute to the disciplines of archaeology, architectural history and art history bringing a new perspective for the possible interpretations of the other column orders seen in ancient architecture. The Hathor columns are mostly found in the naos, portico, hypostil or pronaos of the monumental funerary temple complexes and temples dedicated to Hathor which are located close by the Nile river in ancient Egypt. In Cyprus, only the capitals of the Hathor columns are found,and although they are not discovered in situ, it has been found out that they were mostly located at the cultic places where the mother goddess (Astarte/Aphrodite) was worshipped. Besides that, the caryatids discovered very few in numbers, were found at the front facades of the remarkable architectural buildings of their time period. The pioneer caryatids which are dated before the 4th century B.C were discovered at the buildings namely as follows; in the city of Tell-Halaf (Guzana) in Syria, at the portico of the hilani dated to the 9th century B.C which is believed to be the mausoleum of the Aramaic king Kapara; at Meydancıkkale (Kirshu) in the entrance of an heroon dated to the first half of the 6th century BC which is thought to belong to the King Appuashu of the Prindunu, a royal Luwian family; in the mainland Greece, at Delphi at the pronaos of the in-antis megaron planned buildings called Knidians' and Siphnians'“treasure houses”dated to the 6th century B.C; in Athens at the“south-portico”of the Erechtheion temple called as Kekrop's heroon kiosk dated to the 5th century B.C, in Anatolia at Limyra, at the porticos of the Pericles' heroon dated to the 4th century B.C, and in mainland Greece, at Amphipolis heroon (burial mound) dated to the end of the 4th century B.C, in the entrance of the burial chamber. When Caryatids are studied in comparison with the Hathor supporters, it is understood that their main common point is their column capital order consisting of a female head carrying a plant formed and decorated supportive element that has the similar cultic meaning. Hathor carries a kalathos crown on top of her head which is formed out of a papyrus umbel sacred for the ancient Egyptians. In the caryatid orders, the korai carry also kalathoi on their heads shaped out of stylized flower or other plant forms. The depiction of papyrus plant as a crown on top of Hathor head shows that goddess Hathor is associated with the papyrus plant which is one of her sacred symbols and attributes. It is also understood that the same tradition continues in Cyprus since Hathor is identified with the Cypriot goddess, and her image is shown on Hathor headed papyrus capitals. In the caryatid order seen in Anatolia and mainland Greece, it can be also suggested that the same tradition continues, although female body replaces the plant stalk seen in Hathor columns. The female architectural supports carrying plant formed decorated kalathoi on top of their heads also reveals that the“life tree”symbol started with the goddess Hathor in an architectural order continues to be narrated as an architectural language. Besides that, the cultic character of the places where the caryatid columns are found in Anatolia and mainland Greece, manifests similar characteristics with the Hathor columns discovered in Ancient Egypt and Cyprus. These structures could be the places devoted to the immortal gods and goddesses, as well as the tomb monuments dedicated to the dead king, queen, legendary or lived hero. Furthermore, the use of Hathor columns in the form of musical instruments in the temple and burial cult rituals confirms that the kalathoi of the caryatid column capitals are not only carved as functional forms but also as specific forms of ritual objects bearing symbolic meanings. Also, the way kalathos is associated with the death cult shows similarity with the way the Knidian and Erechtheion caryatid crowns are associated with the phialai and kalathoi used in death cult ceremonies. After all the findings are analyzed, it is seen that the ancient Egyptian goddess Hathor is equated with Ishtar, Astarte, Hebat, Hera, Kubaba, Kybele, Artemis, Aphrodite, Demeter and Kore in ancient Syria, ancient Cyprus, Anatolia and mainland Greece. The kalathoi and phialai are also known among the most important attributes of these goddesses mentioned above. Besides that, the kalathoi found in cultic places also define both the celestial and chthonic features of the goddessess associated with abundance and fertility. Therefore, it can be said that women supportive columns being the divine symbols of immortality and fertility are the appearances of goddesses that protect royal families, legendary or real ancestory cults and the prosperity of the cities. The continous usage of kalathos crown developed from a plant form found on top of the karyatid heads similar to the ones found on Hathor heads of the Hathor columns also proves that hypothesis mentioned above, and this assumption brings a new perspective to Vitruvius' identification of caryatids as“slave women”. It can be said that those mysterious women who are shaped in monumental sizes, draped with beautiful garments bearing decorated crowns on top of their heads might be called as“Divine Guardians”. Moreover, at Delphi, the Knidians' and Siphnians' treasury buildings might have also served as multi-functional buildings with cultic and chthonic purposes besides their their designated usage as treasure depots. As a result, a conclusion can be reached suggesting that the women supportive columns might have developed from a common inspirational mythical or visual idea and their symbolic meanings have not changed at the end of their transmission from East to West. In addition to that, besides the considerations of Vitruvius' description of Ionic column as a female form and the fewer usage of caryatids in comparison to classical orders in ancient architecture, one might also think that canonic forms of column capitals were preferred to be used as aniconic figurations of Goddess images.

Benzer Tezler

  1. Erzurum ili, Tortum ilçesi ve çevresinde yer alan geleneksel kırlangıç kubbeli evler

    The traditional houses with swallow-dome in Erzurum, Tortum province and its precincts

    HASAN SÖYLEMEZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    MimarlıkGazi Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEMİLE NAKIŞ KARAMAĞARALI

  2. Mimarlıkta ifade ve içerik problemi

    The problem of expression and content in architecture

    ÖNDER ÇELİK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Felsefeİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMRA AYDINLI

    PROF. DR. ALİ AKAY

  3. Kullanıcı gereksinimlerinde yaşanan değişimin alışveriş merkezi tasarımına etkileri

    The Effects of the changes of user requirements to the shopping center planning and design

    EVRİM BOZDOĞAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    MimarlıkDokuz Eylül Üniversitesi

    Bina Bilgisi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. SENCER AYHAN

  4. Drama, marginality, space architecture of ritual actionin archaic Greece a Hellenistic paradigm: Pergamum

    Drama, sınırsallık, mekan Arkaik Yunan'da törensel hareketin mimarlığı Helenistik bir örnekleme: Bergama

    ÖMÜR HARMANŞAH

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1996

    MimarlıkOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SUNA GÜVEN

  5. Kayseri meydanının Cumhuriyet dönemi modernizm yaklaşımı bağlamında değişimi: Eski hükümet konağı örneği

    The change of the city square of Kayseri in the context of Republican era modernism: The former government house example

    KADRİYE MERVE ARIN SAMANCI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET MURAT GÜL