Nöroloji ve mekansal biliş arasındaki ilişki bağlamında space syntax eleştirisi
Space syntax criticism in the context of the relationship between neurology and spatial cognition
- Tez No: 537502
- Danışmanlar: DOÇ. DR. UFUK DOĞRUSÖZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Bina Bilgisi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 116
Özet
İlk bakışta nörobilim ve mimarlık disiplinleri arasında çok az ortak nokta varmış gibi görünebilir. Çünkü günümüze kadar mimari geleneksel olarak, nörobilim araştırmasını oluşturan deneysel yöntem ve kanıttan ziyade gözlem ve sezgiye dayanıyordu. Ne var ki nörobilimdeki ilerlemeler artık etrafımızdaki dünyayı algılayış biçimlerimizi ve mekanda gezinirken fiziksel ortamımızın bilişimizi, problem çözme yeteneğimizi ve ruh halimizi etkileme biçimlerini açıklayabilmektedir. Böylece, özellikle algı ve mekânsal yönelim alanında nörobilim ilkelerinin anlaşılması; fizyolojik, bilişsel ve duygusal etkileri referans alarak çevresel özellikleri içerecek şekilde inşa edilecek mekanların tasarımı hakkında fikir verebilir. Bu tezde birbiriyle ilişkisi eksik olan akademik alanlar, nörobilim, bilişsel bilim ve mekan dizimini inceleyecektir. Mekanlar, yol bulma, gezinilebilirlik ve okunabilirlik gibi konulara odaklanılarak, mekan algısında ortaya çıkabilecek deformasyonlar vurgulanacaktır.“İkili Mekan Görme Kuramı”ndan yola çıkılarak Mekan Dizimi (Space Syntax) analizlerine katkı sağlayacak önerlerin üretilmesi hedeflenmiştir. Bu farklı araştırma dizilerinin nasıl birleştirilebileceğini ve gelecekteki işbirlikçi araştırmalar için potansiyellerin neler olabileceğini önermek için devam edecektir. Bu çalışma mimarın, mekânsal, bilişsel ve bilgiden de anlaşılacağı gibi, daha anlaşılabilir mekanlar tasarlama sürecinde mimarlara yardımcı olmak için nörolojik bakış açısıyla bu son gelişmelerin nasıl kullanılabileceğini önererek tasarımcı için sonuçlarını inceleyecektir. Tez insan-mekan etkileşiminde iki temel kutuptan yola çıkmaktadır. Bu felsefe alanında da en çok tatrtışılan konulardandır; dış dünya ve yapısı ile insan ve dış dünyanın algısı yani fenomenolojisi. Bu çalışmada mimari mekanların nitelenmesi ile onların algılanması süreçlerini açıklama amacındaki bilimsel çalışmaların kuramsal temellerini sorgulamak amacıyla her iki kutuptaki olguların anlaşılması amacıyla geliştirilen kuramlardan mekan algısı sorununa“kanımızca en uygun çağdaş”çözümlemelerin geliştirildiği iki kuramsal yapı incelenecek ve onların sentez olanakları araştırılacaktır. Tezin amacı her iki boyutu da kendi içlerindeki tutarlılıklarının ötesinde, birbirlerini besleyebilmeleri açısından ele almak ve iki kutbu yaklaştırabilecek ortak paydaları bulabilmektir. Örneğin 1970'li yıllarda icat edilerek 30 yılda geliştirilen Space Syntax programı insan algısında psiko-nöral yapıyı sorgulamamakta, nöro-psikolojik kuramlar mekanın fiziki yapısının karmaşık biçimlerini ve insan algısına ve kullanımına etkisini yeterince irdelememektedir. Bu alanda sorgulamalar yoktur denilemez elbette, Michel Denis'in 1980'li yıllarda başlattığı çalışmalar bu iki konuyu tek bir programda ele almada öncü niteliktedir. Ancak bu çalışmada savunduğumuz bireşim Space Syntax gibi bir yaklaşımın çağdaş algı kuramları ile nasıl bütünleşeceği üzerine bir denemedir. Elbette bu bir yüksek lisans tezini aşan boyutta bir araştırma programı olup araştırmalarla genişletilebilecek zengin bir projedir.
Özet (Çeviri)
At first glance, there seems to be little similarity between the disciplines of neuroscience and architecture. Because until today, architecture was traditionally based on observation and intuition, rather than the experimental method and evidence that formed the research of neuroscience. However, advances in neuroscience can now explain the ways in which we perceive the world around us and the way our physical environment affects our knowledge, problem-solving ability, and moods as we navigate the space. Thus, understanding the principles of neuroscience especially in the field of perception and spatial orientation; give an idea about the design of the places that will be constructed in a way to include the environmental features by reference to the physiological, cognitive and emotional effects. In this thesis, it will examine the academic fields such as neuroscience, cognitive science and space series which are incomplete. By focusing on areas such as spaces, path finding, navigability and readability, the emphasis will be on the deformations that may arise in the perception of space. This will continue to suggest how different research sequences can be combined and what potentials will be for future collaborative research. This study will examine the specific results for the designer by suggesting how the latest developments can be used from a neurological point of view to help architects in the process of designing more comprehensible spaces, as can be understood from the spatial, cognitive and knowledge of the architect. The thesis is based on two basic poles in human and space interaction. This is one of the most popular topics in the field of philosophy; the outside world and its structure, the perception of human and external world, namely phenomenology. In order to question the theoretical foundations of the scientific studies in order to explain the architectural spaces and the processes of the perception of the architectural spaces, two theoretical structures will be examined and their synthesis possibilities will be investigated. The original structure and purpose of the thesis is to deal with each other in terms of their coherence, and to find common denominators that can bring the two poles closer. For example, the Space Syntax program, developed in the 1970s for 30 years, does not question the psycho-neural structure in human perception, as well as neuro-psychological theories do not adequately address the complex forms of the physical structure of the space and its impact on human perception and use. Of course, there is no questioning in this area, and the works that Michel Denis started in the 1980s are pioneering in addressing these two issues in a single program. However, in this study, it is an experiment on how to integrate the contemporary perception theories such as space sentax. Of course this is a research program that exceeds a master's thesis. It is a rich project that can be expanded by research in this field after the master thesis.
Benzer Tezler
- Kolektif bellek bağlamında Tuzla Köyiçi bölgesinin mekansal değişiminin irdelenmesi
The interpretation of spatial variation/differentiation of Tuzla Köyiçi district in context of collective memory
SEÇİL SAYAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Şehircilik ve Bölge PlanlamaYıldız Teknik ÜniversitesiŞehir Planlama Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OYA AKIN
- Bellek ve mimarlık ilişkisi kalıcı bellekte mekansal öğeler
Relation of memory and architecture spatial elements in permanent memory
NİLÜFER ÖYMEN ÖZAK
Doktora
Türkçe
2008
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLÇİN PULAT GÖKMEN
- Korpus kallozum büyüklüğü ile beş büyük kişilik özelliği ilişkisi
Relationship between corpus callosum size and big five personality traits
PINAR IŞIK
- Esansiyel tremor hastalarında serebral kortikal kalınlık ile kognitif durum arasındaki ilişki
The relationship between cortical thickness and cognitive status in patients with essential tremor
SEDAT ŞEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
NörolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiNöroloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN ALPARSLAN ŞAHİN
- Parkinson hastalığı'nda 'hafif kognitif bozukluk' tanı kriterlerinin detaylı nöropsikolojik testlerle validasyonu
Neuropsychological measuring of diagnostic criteria for mild cognitive impairment in patients with Parkinson's disease
PINAR UYSAL CANTÜRK