Geri Dön

Istanbul walkabouts: A critical walking research of Northern Istanbul

İstanbul seferleri: Kuzey İstanbul'un eleştirel yürüme araştırması

  1. Tez No: 542754
  2. Yazar: NAZLI TÜMERDEM MEDARİC
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ARZU ERDEM, PROF. DR. SİBEL BOZDOĞAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimari Tasarım Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 270

Özet

Bu tez, yakın zamanda kuzey İstanbul'da inşa edilmiş olan ulaşım altyapısının etkileriyle günümüzde ve gelecekte meydana gelen kentleşme biçim ve süreçlerindeki dönüşümleri yürüme ve haritalama merceğinden incelemektedir. Kuzey Marmara Otoyolu'nun Anadolu'yu Avrupa'ya üçüncü defa bağlayan rotasına yoğunlaşarak dönüşmekte kuzey İstanbul'u, öncelikle bu alanları araştırmak için yürüme yöntemini kullanarak ve daha sonra da bu alanları yürüyüşlerin kişisel deneyimleri üzerinden haritalayarak ele alır. Bu tezde yürüyen araştırmacının sahip olduğu bedensel deneyim ile haritalamanın uzaktan bakışının aynı anda kullanılmasıyla ortaya çıkan ikili odak ile kente bakmanın, kente dair daha derin bir inceleme ortaya çıkaracağını, aynı zamanda daha keskin ve zengin bir eleştiri sunacağı savunulmaktadır. Çalışma beş ana bölümden oluşmaktadır. Bunlar sırasıyla GİRİŞ, TANIMLAMA; YÜRÜMELER, HARİTALAMALAR ve YAYILMA olarak isimlendirilmiştir. Bu tez çalışması için gerçekleştirilmiş yürüyüş deneyimlerini anlatan YÜRÜME LÜGATI, SEYİR DEFTERİ ve KARTPOSTALLAR bölümleri ise ekler bölümünde yer almaktadır. GİRİŞ bölümü tezin kuramsal omurgasını oluşturmaya çalışmaktadır. Öncelikle teze genel bir bakış sunduktan sonra sırasıyla ana problem, yöntem, amaç ve kuramsal arka plana odaklanır. Günümüzde mimarlık disiplininin ölçeğinin ve ilgi alanının değişmiş olmasına yoğunlaşır ve sosyal ve beşerî bilimlerde yükselişte olan hareketli yöntemlerin mimari tasarım disiplininde sürdürülen bir araştırmaya nasıl uyarlanabileceği üzerinde durur. TANIMLAMA bölümü iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm kuzey İstanbul'u ele alır ve bu bölgeyi kentin terra incognitası, yani bilinmeyen toprakları olarak tanımlar. Bu bölgenin bilinmezliği hem coğrafi hem de akademik bir tanımsızlığa işaret etmektedir. Kuzey İstanbul, hem kentlilerin seyrek uğradığı bir alandır, hem de güncel akademik çalışmalarda az ele alınan bir bölgedir. Bu sebeple bu bölüm öncelikle kuzey İstanbul'u tanımlamaya uğraşır. İlk olarak bir arka plan oluşturabilmek için İstanbul'un kentsel gelişimine odaklanır. İstanbul'un 20. yüzyıl başından 2000'lerin başına kadar olan kentsel gelişimine dair eleştirel bir bakış oluşturmak adına ulusal ve uluslararası akademik kaynaklar taranmıştır. Daha sonra, mevcut kaynakların genellikle şehrin“kentsel”bölgelerine insan-merkezli bir biçimde yaklaşmalarından dolayı güncel kentsel kuramda ortaya çıkan boşluğa dikkat çekilir. Kuzey İstanbul araştırılmamış bir alan olarak kalmıştır. Bu bağlamda kentin henüz haritalanmamış olan kuzey bölgelerine“kentten-fazla”ve“insandan-fazla”bir perspektifle yaklaşılır. Odağı kentselden kentsel olmayana ve insandan insan olmayana çevirmek İstanbul üzerinde bölgesel (territorial) bir yaklaşım oluşturulmasını sağlar. Bunu takiben, altyapı ve“altyapısal mekân”kavramlarında yaşanan paradigma kaymasına işaret edilir. Altyapı genellikle kullanışlı ancak sıkıcı olarak tanımlandığından mühendislik alanlarına bırakılmıştır. Ancak, bugün altyapının kent içerisinde ana dönüştürücülerden biri olduğu fark edildiğinden bu düşünme biçimde bir dönüşüm yaşanmaktadır. Altyapılar kentsel mekânın aktif ve“canlı”failleridir ve mutlaka pejoratif olarak algılanmaları da gerekmez. Ancak, hiçbir zaman sadece yararcı sebeplerden dolayı inşa edilmezler. Arazi üzerine yansıtılan daha büyük bir projenin önemli bir parçasıdırlar. Bu çalışma kuzey İstanbul'u araştırma alanı olarak ele aldığından, bu bölüm bu bölgeleri genel olarak analiz ederken, bu bölgede güncel olarak yaşanan dönüşümleri Kuzey Marmara Otoyolu projesine odaklanarak yorumlar. Kuzey İstanbul'un nasıl yeni keşfedilmiş bir bölge olarak ele alındığını ve bu bağlamda mega ölçekli altyapı projelerinin bu alana tabula rasa bir alanmışçasına eklemlenmesini irdelemektedir. Bunu takiben, gerçekleşmekte olan mega projelere dair daha detaylı bilgi verilerek bu projelerin bu coğrafyaları nasıl yeniden şekillendirdiği üzerinde durulur. YÜRÜMELER bölümü tezde kuzey İstanbul'da yaşanan dönüşümleri araştırmak, temsil etmek ve kaydetmek için kullanılan yürüme kuramı ve metodolojisine odaklanır. Öncelikle yürümek ve dönüştürmek arasındaki ilişki ortaya konmaktadır. Tez, yürüme eyleminin insanlar tarafından yapılmış“ilk ürünleri”meydana getirdiğini iddia eder. İnsanlar yürüdükçe izler bırakır. Bu izler öncelikle yeryüzü üzerindeki küçük girintilerdir. Ancak, yer zamanla aşınmaya başladıkça, bu kümülatif izler patikalara ve yollara ve nihayetinde de kentlere dönüşmektedir. Bu bağlamda yürümek ve kentin mimarisi doğrudan ilişkilidir. Sonrasında, yürümenin yalnızca A'dan B'ye gitmek olmadığından bahsedilmekte ve düşünsel yürüyüşlerden hac yürüyüşlerine, sanat yürüyüşlerinden araştırma yürüyüşlerine uzanan birçok farklı yürüyüş biçiminin üzerinde durulmaktadır. Bunu takiben“eleştirel yürüme”hem eleştirel hem de mekânsal bir pratik olarak tanımlanır. Bu tezin sunduğu dörtlü eleştiri ana hatlarıyla sıralanır ve başka eleştirel yürüme pratiklerine dair örnekler verilir. Sonrasında, bu tez çalışmasının kapsamında ortaya çıkan İstanbul Seferleri adlı yürüme projesi üzerinde durulur. Kuzey İstanbul'da gerçekleştirilen yürüyüşler ile bu tez doğrudan deneyime, sezgiye ve izlenimlere dayanan öznel bir kent okuması sunmaktadır. Kentin terra incognitasında, yani bilinmeyen topraklarında yürümek, sefere çıkmaya ve kaybolmaya benzetilir. Ancak, bu yürüyüşler sayesinde yürüyüşçü/araştırmacı bu bölgeleri tanımaya ve tanımlamaya başlar. Bu bölümün son kısmında ise bu alanda yapılan yürüyüşler“arazi okulu”olarak nitelendirilir. Bilinmeyen bu coğrafyalarda yürürken haritalar üzerinden görünmez ve fark edilmez olan arazi kendini göstermeye başladığından, tersten öğrenme, tersten yerleşme ve tersten arşivleme süreçleri mümkün hale gelir. Böylece arazinin kendisi bir okula dönüşür. HARİTALAMALAR bölümü öncelikle yürüme ve haritalama arasında doğal olarak var olan ilişkiye değinmektedir. Yürümek zihinsel haritalamanın, yerini bilmenin ve hayatta kalmanın arkaik bir biçimi olarak düşünülmektedir. Zamanla, bu zihinsel haritalar yeryüzü üzerine anıttaşlar olarak işlenir. Yani yeryüzü üzerinde meydana gelen belirli olaylar bu olaylara özel alanlarda temsil edilir. Daha sonra ölçek kavramı ortaya çıkar ve yeryüzünün temsili duvarlara, kayalara ve bunları takiben kağıtlara aktarılır. Öncelikle, üç boyutlu dünyanın iki boyutlu yüzeylere aktarımı içinde bir öznelliği barındırır. Haritacı kendi pozisyonunu haritaya ekler. Ancak, bu pozisyon daha“nesnel”,“nötr”ve“bilimsel”haritalar üretme gayesiyle yok olur. 1960'larda insanın dünya algısı uzaya yapılan seyahatlerle bir paradigma kayması yaşar. Artık gezegen uzaktan, tanrısal bakış açısıyla görülmektedir. Bu aynı zamanda harita yapımı için de bir dönüm noktası olur çünkü yeryüzünü temsil etmek için uydu imajı kullanılmaya başlanır. Dünyanın bu sanal sürümünde ölçek doğrudan çözünürlükle alakalı bir olguya dönüşür ve insanlar bu meta-Dünya üzerinde yolculuklar yapmaya ve izlerini bırakmaya başlarlar. Bu kısmı takiben, HARİTALAMALAR bölümü gerçekten yeryüzü üzerinde olmak ile ona bir başkasının temsili üzerinden bakmak arasındaki ikilem üzerine eğilir ve kuzey İstanbul'da yaşanan dönüşümleri incelemek, kaydetmek ve haritalamak için kişisel gözlem ile tanrısal göz arasında bir perspektifi önerir. Bu arada olan bakış açısı“haritayı yürümek ve yürümeyi haritalamak”sayesinde gerçekleşir. Bu tezin kapsamında ortaya çıkmış metinsel, görsel-işitsel, deneyimsel ve kartografik haritalama metodolojileri anlatı kartografyaları olarak tanımlanır ve Seyir Defteri, Yürüme Atlasları, Kartpostallar, Dioramalar, Yürüme-Haritalamaları, Yürüyüş'ün Gözü ve Sosyal Medya olarak tariflenir. Bu bölüm, performatif bir eylem olan yürümek ile onun bir harita üzerinde temsil edilmesi arasındaki çelişkiye değinerek sonlandırılır. Ancak, bu tez, araştırma kapsamında geliştirilen haritalama metodolojilerinin çoğul ve açık uçlu haritalama biçimlerine izin verdiğini savunur. Böylece öznel, duyusal ve kinestetik yürüyüş deneyimleri aktarılabilir, yeni anlamlar önerilebilir ve yeni imkanlar tasarlanabilir hale gelir. YAYILMA bölümü sırasıyla kayıt, yöntem, proje ve tasarım adlı dört alt bölümden oluşan bir sonuç bölümüdür ve bu tez çalışmasının çıktılarını aktarmaktadır. Kayıt yürüyüşler sayesinde oluşturulan arşive, yöntem eleştirel yürüme ve eleştirel haritalama pratiklerinin aynı arada bir araştırma yöntemi olarak kullanımına, proje tezden ortaya çıkan bir yan ürün olarak kabul edilen İstanbul Seferleri projesine ve bu bağlamda araştırmanın geleceğine, tasarım ise kuzey İstanbul'un belirli bir bölgesi için yapılmış ancak başka bölgelerin gelecekteki dönüşümleri için de bir model olabilecek deneme niteliğinde öneriye değinmektedir. Tezin nihai vaadi bu çalışmada ortaya çıkan fikir, araç ve kavramları paylaşmak olduğundan, bu bölüm“yayılma”olarak adlandırılmıştır. EKLER bölümü bu çalışmanın anlaşılması açısından önemlidir ve ana metin ile birlikte okunması önerilmektedir. YÜRÜME LÜGATI yürüme eylemi ile ilişkili kelimelerden oluşan bir nebuladır. Bu kelimeler araştırma sürecinde toplanmıştır ve bu koleksiyon çoklu yürüme biçimlerine işaret etmektedir. SEYİR DEFTERİ bu araştırma için yapılmış tüm yürüyüşleri anlatmaktadır. Anlatı kartografyalarının bir parçasıdır ve bu bağlamda metinsel bir haritalama sunmaktadır. Kuzey İstanbul'a yapılmış tüm seferlerin bir kaydı olarak düşünülebilir. KARTPOSTALLAR ise yürüyüşlerin görsel bir kaydıdır ve içlerinde SEYİR DEFTERİ bölümünden kısa alıntılar ve yürüyüş videolarının QR kodlarından oluşmaktadır.

Özet (Çeviri)

This thesis investigates ongoing and future transformations on the patterns and processes of urbanization on northern regions of Istanbul occurring due to the impacts of recently constructed transport infrastructure from the lens of walking and mapping. With a focus on the route of recently constructed NMH, which currently connects Asia to Europe over the Bosphorus for the third time, the study aims to investigate emergent landscapes by initially employing walking method to explore these regions and subsequently mapping them based on the personal experience of the walks. It is argued that a dual focus that looks at the city simultaneously from the embodied experience of the walking researcher and the distant view of mapping will make it possible to have a deeper investigation of the city and produce a sharper and richer critique about its transformations. The study is composed of five main sections that are titled INTRODUCTION, RECOGNITION, WALKINGS, MAPPINGS and DISSEMINATION respectively. The WALKING LEXICON, WALKING LOG and POSTCARDS sections that illustrate the experience of the walks performed for this thesis study are placed as an appendix. The INTRODUCTION section intends to set the theoretical backbone of the thesis. It initially presents an overview of the thesis, then focuses on the problem, methodology, aim and theoretical framework respectively. It emphasizes the change in the scale and interest of architectural practice and it focuses on the adaptation of mobile methodologies which are prevalent amongst social sciences and humanities to a research conducted in architectural design. The RECOGNITION section is divided into two main parts. The first part is about northern Istanbul and defines the area as the terra incognita of the city. The obscurity of the area is geographical and academic at the same time. Northern Istanbul is a less frequented area of the city and thus it is also a less explored area as well. Thus, this chapter initially aims to recognize northern Istanbul. In order to do this, first, a look at the urban development of Istanbul is set forth in order to create a background. Thus, national and international academic studies have been scanned and incorporated to formulate a critical look on the urban development of Istanbul from the beginning of 20th century to early 2000s. Later on, this chapter focuses on the gap within current urban theory about Istanbul as existing literature and approaches mostly focus on“urban”areas of the city from an anthropocentric point of view. Northern Istanbul remains as an unexplored field. Thus, these uncharted territories are addressed from a“more-than-human”and“more-than-urban”perspective. Shifting the lens from human to nonhuman and from urban to nonurban allows to have a territorial approach upon Istanbul. This is followed by an insight to the concept of infrastructure and the paradigm shift on“infrastructure space”. Infrastructure has been labelled as useful but boring and has been mostly left to the disciplines within engineering. However, there is a current change in this mode of thinking as infrastructures are thought to be the major transformers of a city. They are active and lively actants of urban space that are not necessarily pejorative. However, they are many times never solely constructed for utilitarian purposes. They are always an essential part of a bigger project orchestrated upon the territory. Since the study takes northern Istanbul as the area of inquiry, this chapter analyses northern Istanbul at large and interprets the current transformations taking place here with a focus on NMH. It portrays how northern Istanbul is taken as a newfound land, as if a tabula rasa area where mega-scaled infrastructures are obtruded upon. Following this, more detail about the megaprojects and how they are reshaping the current geography of these areas is given. The WALKINGS section presents the walking theory and method employed as a critical practice to explore, map and record northern Istanbul. Initially, the relationship of walking and transforming is put forth. The thesis claims that walking has engendered the“first artefacts”created by human beings. As people walk, they leave traces. There marks initially act as only small impressions on the surface of the Earth. However, as the earth slowly erodes more and more, these cumulative tracks transform into paths and then roads which eventually transform into cities. Thus, walking and architecture of the city are interrelated. Later on, it is emphasized that walking does not only refer to the act of moving from A to B but multiple modes of walking are addressed ranging from contemplation walks to pilgrimages, art walks to walking as a research practice. Following this,“critical walking”is delineated as a simultaneously critical and spatial practice. The fourfold critique of this thesis is outlined and other critical walking practices are given as examples. Subsequently, Istanbul Walkabouts, a walking project that came out of this thesis study is mentioned. The walkabouts performed in northern Istanbul for this thesis offers a heuristic, impressionistic and thus a subjective reading of the city. Walking in the terra incognita of the city is resembled going on expeditions and getting lost. However, performing these walks enables the walker/researchers to recognize these areas. In the final section of this chapter, walking on the territory is referred as the“school of site”. Walking in these unknown geographies actually enables a process of (un)learning, (un)settling and (an)archiving as the site reveals things that would have been invisible and indiscernible through maps. Thus, the site itself transforms into a school. The MAPPINGS section initially focuses on the inherent relationship between walking and mapping. Walking is taken as an archaic mode of mental mapping the landscape, knowing one's location and surviving. Slowly, these mental maps are transferred to the ground in the form of megaliths. This means that certain happenings that occurred on the Earth were represented on particular locations on the Earth itself. Later on, as the idea of scale is introduced, the representation of the Earth is transferred to walls and rocks and followingly, to paper. At first, projections of the three-dimensional world on these two-dimensional surfaces favoured a certain subjectivity. The mapmaker intentionally included his position within the map. However, this position was annihilated in order to produce more“objective”,“neutral”and“scientific”maps. In 1960s, the human perception of the Earth went through a paradigm shift with the voyages done to space as the planet is seen for the first time afar through the God's eye view. This also brought a turning point in mapmaking as satellite images started to be used for the representation of the world. On this virtual version of the world, scale becomes directly related to resolution and people start making journeys and leaving trails on this meta-Earth. Consecutively, the MAPPINGS section emphasizes the dilemma between actually being in the world and looking at it through someone else's depiction and proposes a perspective between the personal observation and God's eye view in order to explore, record and map the current transformations taking place in northern Istanbul. This in-between look is acquired with walking the map and mapping the walk. The textual, audiovisual, experiential and cartographic mapping methodologies developed within the process of this research are referred as narrative cartographies and outlined as Walking Log, Walking Atlases, Postcards, Dioramas, Walking-Mappings, Walk's Eye and Social Media. The chapter concludes by referring to the contradiction of the performative practice of walking and its representation on a map. However, the thesis asserts that the mapping methodologies developed within this research actually enable multiple and open-ended modes of mapping that can transfer the subjective, sensory and kinaesthetic experience of the walks and even suggest new meanings and project new possibilities. The conclusory DISSEMINATION section is a conclusory section divided in four parts; record, method, project and design respectively and it outlines the outcomes of the research. Record focuses on the archive created by the walks, method concentrates on the simultaneous use of critical walking and critical mapping as a method of inquiry, project explains that Istanbul Walkabouts is considered to be a spin-off of this thesis and sheds a light on the future direction of this research and design suggests a tentative proposal for a particular part of northern Istanbul that can be used as a model for further development. It is entitled as“dissemination”because the ultimate promise of this research is to spread the ideas, means, and concepts of this study to other research. The APPENDICES section is rather important for this thesis and it is suggested that it will be read together with the main text. The WALKING LEXICON is a nebula of words related to the practice of walking. These words have been gathered throughout the research process and this collection intends to emphasize the multiple modes of walking. The WALKING LOG narrates all the walks performed for the purpose of this study. It is part of the narrative cartographies; thus, it posits a textual mapping. It can be considered as the logbook of all the expeditions done to northern Istanbul. The POSTCARDS is a visual record of the walks with excerpts from the WALKING LOG and QR codes to videos of each walk.

Benzer Tezler

  1. Kentsel muhalefetin estetik hali: İstanbul'da üç yürüme rotası

    Aesthetics of urban resistance: Three walking routes in İstanbul

    BETÜL MUTLU BEGÜM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Mimarlıkİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BANU TOMRUK

  2. Charting spatial practices of feminisms in Turkey: Sensitivities, tools, and tactics

    Türkiye'de feminist mekânsal pratikler: Hassasiyetler, araçlar, taktikler

    YAĞMUR YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    MimarlıkKadir Has Üniversitesi

    Mimarlık ve Kent Çalışmaları Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DİDEM KILIÇKIRAN

  3. Musculocutaneous flaplar

    Başlık çevirisi yok

    HATİCE ARGÖKSEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1985

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiSağlık Bakanlığı

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DR. ADİL KAYIŞOĞLU

  4. Spontan supratentoryal intraserebral hematomların tedavisinde görüntüleme güdümlü mikroşirürjikal stereotaktik yöntem (Prospektif klinik çalışma)

    A prospective trial of image guided microneurosurgical stereotactic evacuation of spontaneous supratentorial intracerebral haematomas

    BİLGEHAN SOLMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Nöroşirürjiİstanbul Üniversitesi

    Nöroşirürji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ORHAN BARLAS

  5. Meme kanserinde lokal/bölgesel tedavi sonrası görülen komplikasyonlar ve bunların hasta yaşam kalitesi üzerine etkileri

    Morbidities after local/regional treatment of breast cancer and patients? life of quality

    BEYZA ÖZÇINAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VAHİT ÖZMEN