Geri Dön

Kontrastive analyse der valenz Deutscher und Türkischer substantive

Almanca ve Türkçedeki adların birleşim değeri açısından karşılaştırmalı çözümlenmesi

  1. Tez No: 544177
  2. Yazar: NURCAN İŞBECEREN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TAHİR BALCI
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, Dilbilim, Eğitim ve Öğretim, German Linguistics and Literature, Linguistics, Education and Training
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Almanca
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Alman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 117

Özet

Bu çalışma birleşimsel dilbilgisine dayanmaktadır. Birleşimsel dilbilgisi, eyleyenlerin sayısını ve türünü do konulaştırması açısından bağımsal dilbilgisinden ayrılır. Türkiye'de karşılaştırmalı dilbilgisine katkıda bulunan birçok dilbilimci vardır. Ancak Türkçe ve Almanca adların birleşim değeriyle ilgili karşılaştırmalı çalışma saptanamamıştır. Birleşimsel dilbilgisinde a) sözdizimsel, b) mantıksal-anlamsal, c) edimsel birleşim değerinden söz edilir. Bu çalışma sözdizimsel birleşim değerini esas almaktadır. Yapılan araştırma, adların da birleşim değerine sahip olduğu gerçeğine dayanmaktadır. Bir adın kavramsal içeriği, gerçeklikteki olguları yansıtan ilişkilere sahiptir; bu ilişkiler, adın çevresinde“eyleyen”(Aktant) denen boşluklar yaratır. Birleşim değerine sahip adlar nitelik adları (derinlik, uzunluk), ilişki adları (Freundschaft, dostluk), eylem adları (Teilnahme, Ablieferung, katılım, ilgi), oluş adları (olgunlaşma) ve durum adları (Lage, durum) şeklinde sınıflandırılabilir. Betimlenen Almanca adların çoğu „-ung“ ile türetilen ve Türkçe karşılıkları „-Im/-Um”, „-Iş/-Uş“ veya „-mA”ile yapılan sözcüklerdir. Ancak „-e“ ve „-heit/-keit”ile sıfatlardan yapılan ve Türkçede „-lIk/-lUk“ yapım ekli türetmelerle karşılanan Almanca adların sayısı az değildir. Sık sık adların gerçekten doldurulması gereken boşluklara sahip olup olmadıkları sorusu sorulmaktadır. Bu soruyu hem ”evet“ hem ”hayır“la yanıtlamak olanaklıdır. Çünkü bir adın çevresinde açtığı boşlukların doldurulması genellikle bağlamla ilgilidir ve çoğu zaman zorunlu değildir (fakultativ). Bu betimleme göstermektedir ki, „-ung”ile türetilen adların çoğu etken ve edilgen çatı anlamı taşımaktadır ve çokanlamlıdır (polysem). Dolayısıyla Türkçede edilgen çatılı bir adla da karşılanabilir:“Abänderung: die Abänderung des Statuts durch die Vollversammlung → değiştirme: genel kurulun yönetmeliği değiştirmesi oder değiştirilme: statünün genel kurul tarafından değiştirilmesi”. Eylemden türetilen bir ad, geldiği eylemin birleşimsel özelliklerini büyük oranda korur. Örneğin“die Abänderung des Statuts durch die Vollversammlung”öbeği, eylemi iki eyleyenli“Die Vollversammlung ändert das Statut ab”tümcesine dayanır; eyleyenlerin sayısı aynı olmakla birlikte nitelikleri kısmen farklıdır. Eylem tümcesinin yalın adı ad öbeğinin ilgeçli adına, belirtme durumundaki ad ise tamlayan durumundaki ada dönüşür. Benzer bir Türkçe tümcenin yalın adıysa tamlayan durumundaki ada dönüşür, fakat belirtme durumundaki ad aynı kalır: „genel kurulun yönetmeliği değiştirmesi“ ← „Genel kurul yönetmeliği değiştirdi”. Almanca ve Türkçe adlar eyleyenlerin sayısından ziyade türleri açısından büyük farklılıklar gösterir. İncelenen tüm adların birinci eyleyeni belirtme durumunda bir addır. Eğer Almanca bir adın başka eyleyenleri varsa bunlar ilgeçli adlardır; nadiren yantümce, mastarlı tümce ya da sıfat tamlaması da olabilir. Yönelme, belirtme ya da yalın durumdaki Almanca adlar başka br adın eyleyeni olamaz. Buna karşılık her durumdaki ad Türkçe bir adın eyleyeni olabilir. Bu çalışmada toplam 600 Almanca ve 1.088 Türkçe adın birleşim değeri örneklerşe betimlenmiştir. Betimlenen Türkçe adların sayısının 600'den fazla oluşu, Almanca adların çokanlamlı oluşundan kaynaklanmaktadır. Bu çalışma sayesinde okuyucular Almanca ve Türkçe adların birleşim değerindeki farklılıkları ve benzerlikleri görebileceklerdir. Özellikle karşılaştırmalı çalışan dilbilimciler, öğrencilerine bir adın ve türediği eylemin birleşim değeri arasındaki farkı örneklerle göstermek isteyen yabancı dil olarak Almanca / Türkçe öğretmenleri ve nihayetinde bireysel çalışmayla birleşim değeri konusundaki bilgilerini derinleştirmek ve daha bilinçli bir bakış açısına sahip olmak isteyen öğrenciler bu çalışmadan önemli kazanımlar elde edebilir.

Özet (Çeviri)

Die Dependenzgrammatik und die Valenzgrammatik unterscheiden sich besonders dadurch, dass die zweitere die Art und die Anzahl der Aktanten des Valenzträgers einbezieht. In der Türkei gibt es viele Linguisten, die Beiträge zur kontrastiven Linguistik geleistet haben. Aber kontrastive Arbeiten über die Valenz deutscher und türkischer Substantive gibt es meines Wissens bis heute nicht. Im Rahmen der Valenzgrammatik spricht man von a) syntaktischer, b) logisch-semantischer und c) pragmatischer Valenz. Die vorliegende Arbeit basiert auf der syntaktischen Valenz, die die Art und Anzahl der Aktanten der Substantive untersucht. Der Begriffsgehalt eines Substantivs verfügt über Relationen, die die Erscheinungen in der Wirklichkeit abbilden und somit Leerstellen für das Substantiv erföffnen. Dementsprechend werden die Valenzträger kategorisiert als a) Eigenschaftsbezeichnungen (Tiefe, Stärke, derinlik, uzunluk), b) Beziehungsbezeichnungen (Freundschaft, dostluk), c) Tätigkeitsbezeichnungen (Griff, Teilnahme, Ablieferung, tutma, katılım, ilgi), d) Vorgangsbezeichnungen, e) Zustandsbezeichnungen (Lage, Hemmnis, durum, engel). Die Mehrheit analysierten deutschen Stichwörter besteht aus Derivationen auf „-ung“, denen türkische Partizipien auf „-Im/-Um”, „-Iş/-Uş“ oder „-mA”entsprechen. Deutsche Substantive mit adjektivischer Basis – meistens auf „-e“ oder „-heit/-keit”– sind nicht selten und haben meistens türkische Entsprechungen auf „-lIk/-lUk“. Man stellt oft die Frage, ob Substantive wirklich Leerstellen haben, die für eine korrekte Wortgruppe aufgefüllt werden müssen. Man kann diese Frage mit „ja”oder mit „nein“ beantworten, weil der Bedarf der Erfüllung der Leerstelle eines Substantivs sich aus dem Kontext ergibt und sie daher in den meisten Fällen fakultativ ist. Bei dieser Valenz-Analyse fällt auf, dass fast alle deutschen Substantive auf „-ung”eine Diathese zusätzlich zum Aktiv enthalten, die eine Polysemie hervorruft und im Türkischen durch ein Substantiv mit passivischer Diathese wiedergegeben werden muss: „Abänderung (2; Sg, pS): die Abänderung des Statuts durch die Vollversammlung → değiştirme (2; Sg, Sa): genel kurulun yönetmeliği değiştirmesi oder değiştirilme (Sg, pS/): statünün genel kurul tarafından değiştirilmesi“ Eine deverbale Substantivierung behält die Valenzeigenschaften des Basisverbs teilweise bei. So geht die Wortgruppe „die Abänderung des Statuts durch die Vollversammlung”auf den Satz „Die Vollversammlung ändert das Statut ab“ zurück, dessen Verb bivalent ist (Sn, Sa); die Anzahl der Aktanten bleibt zwar gleich, aber das Sn des Verbs wird zum pS und das Sa zum Sg. Bei dem entsprechenden türkischen Satz verwandelt sich das Sn in ein Sg, aber das Sa bleibt in dem Satz und in der Nominalisierung unverändert: „genel kurulun yönetmeliği değiştirmesi”← „Genel kurul yönetmeliği değiştirdi". Deutsche und türkische Subtantive unterscheiden sich eher in der Art als in der Anzahl der Aktanten. Bei allen analysierten Substantiven ist der erste Aktant ein Sg. Falls ein deutsches Substantiv weitere Aktanten hat, sind diese pS – abgesehen von Ausnahmen als NS, Inf oder Adj. Deutsche Dative, Akkusative oder Nominative kommen also als Aktanten von Substantiven nicht in Frage. Aber türkische Substantive können alle Substantive in allen Kasus als Valenzpartner annehmen. In dieser Arbeit wird die Valenz von 600 deutschen und 1.088 türkischen Sustantiven analysiert. Dadurch wird der Leser die Unterschiede und Gemeinsamkeiten in der Valenz türkischer und deutscher Substantive wahrnehmen können. Die Adressaten dieser Arbeit sind Linguisten, die kontrastiv arbeiten, aber auch DaF-Lehrer, die ihren Lernern die Valenzunterschiede zwischen einem Verb und seiner Derivation durch Beispiele beibringen wollen/sollen, und zu guter Letzt die Studierenden, die sich durch Selbststudium in die Valenz vertiefen und aus dem vorlielgenden Vergleich Schlußfolgerungen für ihr aufbauendes Lernen ziehen möchten.

Benzer Tezler

  1. Eine Kontrastive analyse der verbableitungen im Deutschen und ihre wiedergabe im turkischen

    Almanca'daki fiil türemeleri ve Türkçe karşılıklarının karşılaştırmalı analizi

    AYALP TALUN

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2001

    Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    PROF.DR. HÜSEYİN SALİHOĞLU

  2. Gebärdensprache als multidimensionales translationsfeld: 'Eine kontrastive analyse der Türkischen und Deutschen gebärdensprache'

    Çok boyutlu çeviri alanı olarak işaret dili: 'Türk ve Alman işaret dillerine yönelik karşılaştırmalı bir inceleme'

    NALAN ÖZPINAR

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2019

    Mütercim-TercümanlıkEge Üniversitesi

    Almanca Mütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NİLGİN TANIŞ POLAT

  3. Mediensprache im Deutschen und türkischen kontext: Eine kontrastive analyse von gesprächen und medialen inszenierungen in werbespots

    Almanca ve Türkçe bağlamında medya dili: Reklam spotlarının karşılaştırmalı konuşma ve medyasal sahnelenmesi üzerine bir analiz

    MERYEM DEMİR

    Doktora

    Almanca

    Almanca

    2019

    Alman Dili ve EdebiyatıTrakya Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZLEM TEKİN

  4. Probleme der wiedergabe der grammatischen (Grund-) begriffe des Deutschen İm Türkischen

    Almanca dil bilgisi terimlerine Türkçe karşılık bulmada karşılaşılan sorunlar

    AYTEKİN KESKİN

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    1992

    Alman Dili ve EdebiyatıÇukurova Üniversitesi

    PROF. DR. VURAL ÜLKÜ