Geri Dön

Basın özgürlüğü ve milli güvenlik kapsamında sınırları

The freedom of press and the limits in the scope of national security

  1. Tez No: 548052
  2. Yazar: EBRU YAVUZ YAYLA
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖMER KESKİNSOY
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Anayasa Hukuku Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 227

Özet

Bireyin temel haklarından ve demokrasinin vazgeçilmezi kabul edilen ifade özgürlüğünün bir kullanım şekli olan basın özgürlüğü, bir yandan uluslararası antlaşmalarda ve anayasalarda güvenceye kavuşturulurken diğer yandan mutlak olmaması nedeniyle sınırlamaya tabi tutulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde ve çağımızın anayasa metinlerinde, basın özgürlüğünün sınırlandırma sebeplerinden biri, genel ve soyut bir kavram olan milli güvenliktir. 1961 Anayasası'na kadar anayasal bir sınırlandırma sebebi olarak anayasalarda yer almasa da, 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesi, 1909 tarihli Matbuat Kanunu, 1925 tarihli Takrir-ı Sükûn Kanunu, 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu, 1931 tarihli Matbuat Kanunu ve 1950 tarihli Basın Kanunu milli güvenliğe, basın özgürlüğünü sınırlandırma sebeplerinden biri olarak yer vermişlerdir. 1961 Anayasası ile ilk kez hukuk alanında kullanılan milli güvenlik kavramı, 1971 değişiklikleri ile temel hak ve özgürlükler için sınırlandırma ölçütüne dönüşmüş, 1982 Anayasası'nın ilk hali de kavramı dokuz maddesinde bir sınırlandırma nedeni olarak benimsemiştir. Diğer ülkelerin anayasalarında olduğu gibi 1982 Anayasası'nda da basın özgürlüğünün sınırlandırma sebeplerinden birisi, milli güvenlik olarak kabul edilmiş ve kavram, 5187 sayılı Basın Kanunu'nda da yer almıştır. Milli güvenlik sebebi ile basın özgürlüğüne getirilecek sınırlamalar arasında denge sağlama, günümüz devletlerinin karşılaştıkları en önemli sorunlardandır. Devletler, bir taraftan kurdukları düzeni anayasalarının öngördüğü kurallarla korumaya çalışırken, diğer taraftan temel hak ve Bireyin temel haklarından ve demokrasinin vazgeçilmezi kabul edilen ifade özgürlüğünün bir kullanım şekli olan basın özgürlüğü, bir yandan uluslararası antlaşmalarda ve anayasalarda güvenceye kavuşturulurken diğer yandan mutlak olmaması nedeniyle sınırlamaya tabi tutulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde ve çağımızın anayasa metinlerinde, basın özgürlüğünün sınırlandırma sebeplerinden biri, genel ve soyut bir kavram olan milli güvenliktir. 1961 Anayasası'na kadar anayasal bir sınırlandırma sebebi olarak anayasalarda yer almasa da, 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesi, 1909 tarihli Matbuat Kanunu, 1925 tarihli Takrir-ı Sükûn Kanunu, 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu, 1931 tarihli Matbuat Kanunu ve 1950 tarihli Basın Kanunu milli güvenliğe, basın özgürlüğünü sınırlandırma sebeplerinden biri olarak yer vermişlerdir. 1961 Anayasası ile ilk kez hukuk alanında kullanılan milli güvenlik kavramı, 1971 değişiklikleri ile temel hak ve özgürlükler için sınırlandırma ölçütüne dönüşmüş, 1982 Anayasası'nın ilk hali de kavramı dokuz maddesinde bir sınırlandırma nedeni olarak benimsemiştir. Diğer ülkelerin anayasalarında olduğu gibi 1982 Anayasası'nda da basın özgürlüğünün sınırlandırma sebeplerinden birisi, milli güvenlik olarak kabul edilmiş ve kavram, 5187 sayılı Basın Kanunu'nda da yer almıştır. Milli güvenlik sebebi ile basın özgürlüğüne getirilecek sınırlamalar arasında denge sağlama, günümüz devletlerinin karşılaştıkları en önemli sorunlardandır. Devletler, bir taraftan kurdukları düzeni anayasalarının öngördüğü kurallarla korumaya çalışırken, diğer taraftan temel hak ve özgürlüklerin gereksiz yere ya da gereğinden fazla sınırlanmamasına özen göstermek durumundadırlar. Başında milli olan her kavram gibi olduğundan daha fazla yüklenecek önem, devlet lehine ve birey aleyhine bir durum doğuracaktır. Birey-devlet ilişkisi içinde çatışan menfaatler gerek uluslararası sözleşmeler gerekse anayasal düzenlemeler ile korunurken milli güvenlik kavramı, uluslararası standartlar ve uygulamalar kapsamında somutlaştırılmalı ve olduğundan fazla anlam yüklenmemelidir.özgürlüklerin gereksiz yere ya da gereğinden fazla sınırlanmamasına özen göstermek durumundadırlar. Başında milli olan her kavram gibi olduğundan daha fazla yüklenecek önem, devlet lehine ve birey aleyhine bir durum doğuracaktır. Birey-devlet ilişkisi içinde çatışan menfaatler gerek uluslararası sözleşmeler gerekse anayasal düzenlemeler ile korunurken milli güvenlik kavramı, uluslararası standartlar ve uygulamalar kapsamında somutlaştırılmalı ve olduğundan fazla anlam yüklenmemelidir.

Özet (Çeviri)

The freedom of the press, which is a form of freedom of expression, which is considered as indispensable to the fundamental rights of the individual and democracy, has been restricted due to the fact that it is secured in international treaties and constitutions and on the other hand it is not absolute and unlimited. One of the reasons for the limitation of press freedom in the European Convention on Human Rights and in the constitutional texts of our time is national security, which is a general and abstract concept. Although it is not included in the constitutions as a constitutional restriction reason until the Constitution of 1961, the Press Regulation of 1864, the Press Law of 1909, the Law of Takrir-i Sükun dated 1925, the Turkish Penal Code of 1926, the Press Law of 1931 and the Press Law of 1950 they gave freedom to press freedom as one of the reasons. The concept of national security, which was used in the field of law for the first time with the 1961 Constitution, was transformed into a limitation measure for fundamental rights and freedoms by the 1971 amendments and the first form of the 1982 Constitution adopted the concept as a limitation in its nine articles. As in the constitutions of other countries, one of the reasons for the restriction of press freedom in the 1982 Constitution was accepted as national security and the concept was also included in the Press Law No. 5187. For reasons of national security, balancing the restrictions on freedom of the press is one of the most important problems faced by the states of today. On the one hand, States are trying to protect the order they have established with the rules stipulated by their constitutions, while on the other hand they have to make sure that fundamental rights and freedoms are not unnecessarily or unnecessarily restricted. The importance to be loaded more than any other concept in the beginning will create a situation in favor of the state and against the individual. While the conflicting interests within the individual-state relationship are protected by both international conventions and constitutional arrangements, the concept of national security should be concretized within the scope of international standards and practices and should not be overestimated.

Benzer Tezler

  1. Temel haklar bağlamında Türk Ceza Kanununda düzenlenen devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları

    Crimes against state secrets and espionage regulated in the Turkish Criminal Law in the context of fundamental rights

    MEHMET ORAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Hukukİstanbul Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ADEM SÖZÜER

  2. ABD'nin devlet dışı silahlı aktörlere yaklaşımı: Suriye İç Savaşı ve PKK/PYD/YPG örneği

    The US approach to non-state armed actors: The Syrian Civil War and the example of PKK/PYD/YPG

    SERHAT GÜZEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kamu YönetimiMilli Savunma Üniversitesi

    Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KEMAL OLÇAR

  3. Humanitarian assistance policies of the European Union towards syrian refugees in Turkey

    Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik insani yardım politikaları

    CANSU ÇELİKER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BAŞAK KALE LACK

  4. Milletlerarası ticari sözleşmelerde hukuk seçimine dair Lahey İlkeleri'nin Türk ve Azerbaycan hukukundaki yeri

    Başlık çevirisi yok

    ZEHRA AGAZADE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HATİCE ÖZDEMİR KOCASAKAL

  5. Avrupa Birliği ve Rusya Federasyonu güvenlik ilişkileri

    Security relations between European Union and Russian Federation

    EDUARD KHUSAİNOV

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Uluslararası İlişkilerAnkara Üniversitesi

    Avrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HATİCE YAZGAN