Kateter ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu olan çocuklarda epidemiyoloji, risk faktörleri ve sonuçlar
Epidemiology, risk factors and results in children with catheter-related blood-stream infection
- Tez No: 549581
- Danışmanlar: PROF. DR. DİLEK YILMAZ ÇİFTDOĞAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Çocuk, santral venöz kateter, kan dolaşımı enfeksiyonu, Child, central venous catheter, bloodstream infection
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İzmir Tepecik Eğt. ve Arş. Hast.
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 84
Özet
Amaç: Bu çalışmada, hastanemiz çocuk kliniklerinde farklı nedenlerle santral venöz kateter takılan ve izlemlerinde kateter ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonları (KİKDE) tanısı alan çocuklarda, epidemiyolojik özelliklerin irdelenmesi ve KİKDE için risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve yöntemler: Ocak 2015 – Ocak 2018 tarihleri arasında S.B.Ü İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Klinikleri'nde yatan ve KİKDE tanısı alan 1ay-18 yaş arasındaki hastalar retrospektif olarak incelendi. Bu yıllar arası KİKDE tanısı alan toplam 92 hastadan 58 tanesi çalışmamıza dahil edilebildi. Olguların yaşı, cinsiyeti, altta yatan hastalık olup olmaması, yattığı servis, kateterin takıldığı servis, kateter takılma amacı, kateter takılırken kullanılan antiseptik solüsyon, kateterin tipi, kateter yerleşim yeri, kateter lümen sayısı, kateterin yapısı, kateterden total parenteral nutrisyon (TPN) alıp almaması, üreyen mikroorganizma, pansuman sıklığı, pansuman yapan kişi, kateterin takılı kalma süresi gibi parametreler kaydedildi. Üreyen etken gruplarına göre de epidemiyolojik veriler ve risk faktörleri karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların yaş ortanca değeri 5.47 yıl (1 ay-18 yaş) idi. KİKDE saptadığımız hastaların büyük çoğunluğu 5 yaş altındaydı. Hastaların 31'i (%53.4) erkek, 27'si (%46.6) kız çocuktu. Cinsiyet dağılımları bakımından istatistiksel olarak fark yoktu (p=0.599). Çalışmamızı yaptığımız yıllar arasında toplamda 676 kateter takıldığı ve bu kateterlerin 92'sinde KİKDE geliştiği saptandı. İrdelenecek parametrelerine ulaşılabilen 58 hasta çalışmaya alındı. Çalışmaya aldığımız hastalara takılan kateterlere anatomik lokalizasyonuna göre baktığımızda 40 tanesinin (%68.97) subklavyen vende, 10 tanesinin (%17.24) femoral vende ve 8 tanesinin (%13.79) juguler vende olduğu tespit edildi. Femoral bölgeye takılan ve KİKDE gelişen olguların çoğunluğunun büyük yaş grubunda (ort. 9.8 yıl) olduğu saptandı ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.003). En sık saptadığımız etkenler sırasıyla Kandida türleri (%46.6), Koagülaz negatif stafilokok (KNS) (%22.4), Klebsiella pneumoniae (%8.6) ve Acinetobacter baumannii (%8.6) olarak saptandı. Kandida türlerine bağlı KİKDE gelişen hastalarda en sık olarak altta gastrointestinal sistem hastalığı (%66.7) bulunurken, bakterilere bağlı KİKDE gelişen hastalarda en sık olarak onkolojik hastalık (%38.7) saptandı. Kandida türleri üreyen 20 hastanın (%74.1), bakteriyel etkenler üreyen ise 10 hastanın (%32.3) TPN alım öyküsü olduğu saptandı ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.004). Hemşire tarafından yapılan kateter pansumanlarında daha çok Gram pozitif bakterilerin ürediği görülürken, asistan tarafından yapılan kateter pansumanlarında en sık Kandida türlerinin ürediği görüldü ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.001). Tam bariyer önlemi almama durumu, TPN alımı ve kateter lümen sayısı da bu üç grup arasında anlamlı olarak bulundu; p değerleri sırasıyla 0.002, 0.004, 0.030 saptandı. Sonuç: Yeterli ve güvenli damar erişimi sağlayan araçlar olarak özellikle yoğun bakım ve acil servislerde klinik uygulamalardaki yerini koruyan santral venöz kateterlerin başta enfeksiyon olmak üzere ciddi komplikasyonlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Çalışmamızda KİKDE gelişen olgularımızda en sık etken Kandida türleri olarak belirlendi. Özellikle gastrointestinal sistem hastalığı olan ve TPN alan KİKDE tanılı olgularda etkenin Kandida türleri olabileceği düşünülerek kültür sonuçları neticelenene kadar ampirik tedavide antifungal tedavinin de yer alması uygun olacaktır. KİKDE gelişimini engellemek için her hastada kateter uygulama ve bakım kurallarına dikkat edilmeli, hastanın veya uygulayıcının getirdiği ek riskler var ise bunlara yönelik ek önlemler alınmalıdır.
Özet (Çeviri)
Aim: The aim of this study was to investigate the epidemiological characteristics and to determine the risk factors for catheter related bloodstream infection (CRBI) in patients with central venous catheters who were diagnosed with CRBI in the pediatric clinics of our hospital. Materials and methods: Between January 2015 and January 2018, 1 month-18 years old patients who were hospitalized in S.B.Ü. İzmir Tepecik Education and Research Hospital Pediatric Clinics were evaluated retrospectively. Of these 92 patients who diagnosed with CRBI, 58 were included in our study. The age, sex, presence of underlying disease, service in which the catheter was placed, the purpose of catheter insertion, the antiseptic solution used during catheter insertion, type of catheter, catheter location, number of catheter lumens, structure of catheter, whether or not receiving total parenteral nutrition (TPN) from catheter, reproducing microorganism, parameters such as the frequency of dressing, dressing person and duration of catheter stay were recorded. Epidemiological data and risk factors were also compared according to reproductive agent groups. Results: The median age of the patients included in the study was 5.47 years (1-18 years). The majority of the patients who were diagnosed with CRBI were under 5 years of age. Of the patients, 31 (%53.4) were boys and 27 (%46.6) were girls. There was no statistically significant difference in gender distributions (p=0.599). In our study, 676 catheters were inserted and 92 of these catheters developed CRBI. 58 patients whose parameters could be reached were included in the study. According to the anatomical localization of the catheters, 40 (%68.97) were in the subclavian vein, 10 (%17.24) in the femoral vein and 8 (%13.79) in the juguler vein. The majority of the patients who were implanted in the femoral region and developed CRBI were in the older age group (mean 9.8 years) and were found to be statisitcally significant (p=0.003). Unlike the literatüre, the most commonly detected factors were Candida spp. (%46.6), Koagülaz negative stafilococcus (KNS) (%22.4), Klebsiella pneumoniae (%8.6) and Acinetobacter baumannii (%8.6). The most common underlying disease was gastrointestinal system disease (%66.7) in patients with CRBI due to Candida spp. It was found that 20 patients (%74.1) with Candida spp. and 10 patients (%32.3) with bacterial agents had TPN uptake history and this difference was statistically significant (p=0.004). While it was observed that the Gram positive bacteria were produced in the catheter dressings performed by the nurse, the most frequent Candida spp. were found in the catheter dressings performed by the assistant and it was found to be statistically significant (p=0.001). Absence of complete barrier measures, TPN uptake and catheter lümen count were also found to be significant among these three groups; p values were 0.002, 0.004, 0.030 respectively. Result: Central venous catheters, which maintain their place in clinical applications, especially in intensive care and emergency departments, can lead to serious complications, especially infection, as adequate and safe vessel access. In our study the most common causative agent was Candida spp. Antifungal therapy should be considered in the empirical treatment until culture results are considered, especially in patients with gastrointestinal tract disease and taken TPN. In order to prevent the development of CRBI, the rules of catheter application and care should be observed in each patient and additional precautions should be taken if there are additional risks posed by the patient or practitioner.
Benzer Tezler
- Hastanede yatan çocuklarda koagülaz negatif stafilokokların neden olduğu enfeksiyonların değerlendirilmesi
Evaluation of infections caused by coagulase negative staphilococces in hospitalized children
SONGÜL OKAY TAŞAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BELGİN GÜLHAN
- Çocukluk çağı akut lösemi hastalarında port katater ilişkili enfeksiyonların retrospektif incelenmesi
Retrospective investigation of port catheter associated infections in childhood acute leukemia patients
SAVAŞ MERT DARAKCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ KAMİL YILMAZ
- İntravenöz port kateteri kullanılan çocuk onkoloji hastalarında kateter komplikasyonlarının değerlendirilmesi
Evaluation of catheter complications in pediatric oncology patients who used intravenous port catheters
EMEL NADYA TOPLAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKocaeli ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ UĞUR DEMİRSOY
- Hemodiyaliz kateteri ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu olan hastalarda supar düzeylerinin CRP ve prokalsitonin düzeyleriyle karşılaştırılması
Comparison of supar levels with CRP and procalcitonin levels in patients with hemodialysis catheter related blood circulation infection
AYŞE ÖZKAN ACAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞÜKRAN KÖSE
- Sağlık hizmeti ilişkili candida enfeksiyonlarında risk faktörleri ve invaziv araç kullanımı ilişkisi
Risk factors and the relation of the usage of invasive tool in health care associated candida infections
TUĞBA AKDAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
HemşirelikKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiHastane Enfeksiyonları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SELMA ATEŞ