NAV-2, Cyclin D2, FABP3 ile TGLN antikorlarının, uterus endometrial stromal sarkomları ve leiomyosarkomlarının ayırıcı tanısında yeterliliğinin ve prognostik özelliklerinin değerlendirilmesi
Evaluation of NAV-2, Cyclin D2, FABP3 and TGLN antibodies for differantial diagnosis between endometrial stromal sarcoma and leiomyosarcoma and for prognosis prediction.
- Tez No: 576210
- Danışmanlar: PROF. DR. EKREM YAVUZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Patoloji, Obstetrics and Gynecology, Pathology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 99
Özet
Amaç: Leiomyosarkomlar(LMS) tüm uterus malignitelerinin %1-3 kadarını, endometrial stromal sarkomlar(ESS) ise %1'den daha azını oluşturmaktadır. Her iki tümör tipinde de en önemli öngörü belirteci hastalığın evresidir. LMS olgularında 5 yıllık sağkalım ortalama %40'larda, LG-ESS olgularında ise %80'lerdedir. Sağkalım özellikleri arasında belirgin fark olan bu tümörlerin ayrımında genel olarak morfoloji temellidir. Morfolojik olarak ayırıcı tanıda zorluk yaşanılan olgularda immünhistokimyasal çalışmalar bu konuda destek olmaktadır. Günümüz bilgileri ışında, CD10 ve düz kas belirteçleri ayırıcı tanı panelini oluşturmaktadır. Fakat kimi düz kas tümörleri CD10 immünreaktivitesi ve kimi endometrial stromal lezyonlar da düz kas belirteçleri ile immünreaktivite göstermektedir. Bu konuda ek testlere ihtiyaç duyulmaktadır. Son yıllarda çeşitli tümörlerde moleküler genetik değişimler tanımlanmaya başlanmıştır. Bu tanımlamalar içerisinde uterus sarkomları da payını almıştır. Yapılan araştırmaların sonucunda, LMS olgularında CDK2NA, FABP3, TGLN, JPH2, GEM, NAV-2, RAB23 gibi genlerin; ESS olgularında ise SLC7A10, EFNB3, CCND2, ECEL1, ITM2A, NPW, PLAG-1 ve GCNR gibi genlerin overeksprese oldukları saptanmıştır. Çalışmamızda, uterus sarkomlarında NAV-2, TGLN, FABP3 ve CCND2 genleriyle ilişkili proteinlerin varlığının, uterus sarkomlarında hastalık seyri ile ilişkilerine ve ayırıcı özelliklerine geniş tümör alanı üzerinde bakılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: 1992-2018 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı'nda incelenmiş, ESS ve LMS tanıları almış olgular dijital arşivden listelendi ve raporları incelendi. Daha sonra arşivden bu olgulara ait preparatlar çıkarıldı ve morfolojik olarak değerlendirildi. Toplamda 118 uterus sarkomunun örneklerine ulaşıldı. Bunların 71'i LMS, 39'u low grade endometrial stromal sarkom (LG-ESS) ve 6'sı high grade endometrial stromal sarkom olgusudur (HG-ESS). Kalan ikisi ise LMS-ESS ve LMS-Anjiyosarkom şeklinde kombine olgulardır. Tümörlerden iç kontrol olarak düz kas ve endometrium dokuları da bulunan parafin bloklar seçildi ve kesitler oluşturuldu. Nav-2, TGLN, FABP3 ve cyclin D2 antikorları ile immünhistokimyasal boyalamalar yapıldı. Aynı zamanda morfolojik özellikler, orjinal raporlardan ve preparatların tekrar gözden geçirilmesiyle sağlandı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ile İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nün dosya arşivlerinden ve patoloji raporlarında ismi bulunan klinisyenlere telefon ile ulaşılarak çalışmamızdaki olgulara ait sağkalım, takip ve tedavi verileri öğrenildi. Örnekleri olan olguların içinde 49 LMS'un, 22 LG-ESS'un ve 4 HG-ESS'un takip bilgisi öğrenilebildi. Daha sonra immünhistokimyasal ve morfolojik değerlendirme sonuçları, klinik veriler ile karşılaştırıldı. Bulgular: Uterus sarkomlarının büyük kısmı LMS olgularından oluşmaktadır (%60). Takiben 2. sırada LG-ESS olguları görülmektedir (%33). LMS olgularının ortalama 50'li yaşlarda, LG-ESS olgularının ise 40'lı yaşların ortalarında görüldüğü izlendi. Takip süreleri LMS olgularında ortalama 49,57, LG-ESS'larda 128,05 ve HG-ESS'larda 77 aydır. Takip bilgisi olan LMS olgularının 37/49'u, LG-ESS olgularının 0/22'si ve HG-ESS olgularının 1/4'ü ölmüştür. LG-ESS olgularından ölen olmaması, LMS ile aralarında belirgin seyir farklılığı olduğunu gösterdi. Klasik bir bilgi olarak uterus sarkomlarında en önemli öngörü belirteci evredir. Olgu sayısı azlığı nedeniyle Evre 1-2 ve Evre 3-4 şeklinde gruplar oluşturuldu. İleri evre olgular LMS'lar içinde %33, LG-ESS olgularında ise %21 civarındadır. 6 HG-ESS olgusunun 3'ü Evre 1-2, diğer 3'ü ise Evre 3'tür. Evre 4 ESS olgusu görülmedi. Evre 1-2 olgularda ortalama genel sağkalım (GS) süresi 89,21, Evre 3-4 olgularda ise ortalama 23,72 aydır. Değerlendirmemizde, sağkalımı ve evresi aynı anda bilinen 48 LMS olgusu üzerinde Evre 1-2 ile Evre 3-4 olgu grupları arasında GS açısından ileri derecede anlamlı farklılık saptandı (p
Özet (Çeviri)
Aim: Leiomyosarcomas (LMS) constitute 1-3% and endometrial stromal sarcomas (ESS) constitute less than 1% of all uterine malignancies. Currently, stage is the most powerful prognostic indicator for both tumors. Five year survival rate for LMS is about 40%, for low grade endometrial stomal sarcomas, it is approximately 80%. For the two above-mentioned tumors, which have different survival rates, differential diagnosis is mainly made by morphological features. In borderline cases immunohistochemical tests are helpful. Currently, CD10 and smooth muscle markers are main immunohistochemical markers for differential diagnosis. Some of the smooth muscle tumors show CD10 positivity whereas some endometrial stromal tumors have immunohistochemical and morphological smooth muscle differantiation. So additional tests are needed. Recently, molecular genetic features about uterine mesenchymal tumors have been described. Studies about uterine sarcomas showed that CDK2NA, FABP3, TGLN, JPH2, GEM, NAV-2, RAB23 are overexpressed in LMS's and SLC7A10, EFNB3, CCND2, ECEL1, ITM2A, NPW, PLAG-1 ve GCNR are overexpressed in ESS's. In our study, we aimed to investigate the NAV-2, TGLN, FABP3 and CCND2 genes products in uterine sarcomas, and its association with disease progression and differential diagnosis characteristics. Materials and methods: The digital archive was searched for patients with a diagnosis of either LMS or ESS, who were examined in Istanbul University Faculty of Medicine Pathology Department between 1992-2018. Then, the slides of these cases were retrieved from the archive and re-evaluated morphologically. A total of 118 uterine sarcomas were obtained. Of these, 71 were LMS, 39 were low grade endometrial stromal sarcoma (LG-ESS) and 6 were high grade endometrial stromal sarcoma (HG-ESS). The remaining two are mixed cases of LMS-ESS and LMS-Angiosarcoma. Paraffin blocks that include smooth muscle and endometrial tissues as internal controls were selected for immunohistochemical examination, using antibodies against to Nav-2, transgelin, FABP3 and cyclin D2. Morphological features were also obtained from the original reports and review of the slides. Survival, follow-up and treatment data of the patients in our study were obtained from the file archives of Istanbul University Istanbul Medical Faculty Obstetrics Department of Gynecologic Oncology and Istanbul University Institute of Oncology. The follow-up information of 49 LMS, 22 LG-ESS and 4 HG-ESS was obtained. Immunohistochemical and morphological findings were compared with clinical data. Results: The majority of uterine sarcomas were LMS cases (60%). LG-ESS cases constituted 33% of the total group. Mean age of cases was 51,17 for LMS's and 45,03 for LG-ESS's. The average follow-up period was 49.6 months for LMS, 128.1 months for LG-ESS and 77 months for HG-ESS. 37 out of 49 patient in LMS group, 0 out of 22 patients in LG-ESS and 1 out of the 4 patients in HG-ESS cases died during follow-up. Mortality rates were significantly different between LMS's and LG-ESS's (p
Benzer Tezler
- Fenitoin in nav 1.7 voltaj kapılı sodyum kanalları üzerindeki etkisinin dunning model prostat kanser hücrelerinde değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of phenytoin on nav 1.7 voltage-gated sodium channels in dunning model prostate cancer cells
İLKNUR SÜTCÜ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Genetikİstanbul Kültür ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEYHAN ALTUN
- ASC-US sitolojisi saptanan kadınlarda mikronukleus skorunun ASC-US sitolojisinin regresyon, stabilite ve progresyonu üzerine olan etkisi
The effect of micronucleus score on regression, stability and progression of ACS-US cytology in women with detected ASC-US cytology
PINAR AVCI BULUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Kadın Hastalıkları ve DoğumMersin ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CELALETTİN EKREM TOK
- Voltaj bağımlı sodyum kanallarına spesifik toksinlerin etkisinin yapısal olarak incelenmesi
A structural analysis of the effect of specific toxins on voltage dependent sodium channels
SELİN SEZER
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Biyomühendislikİstanbul Medeniyet ÜniversitesiBiyomühendislik Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SALİHA ECE ACUNER ZORLUUYSAL
- SOD1 A4V mutation increases Nav1.3 channel excitability on xenopus laevis oocyte
SOD1 A4V mutasyonu xenopus laevis oositinde Nav1.3 kanalının eksitasyonunu artırır
ELİF KUBAT ÖKTEM
Doktora
İngilizce
2016
BiyofizikBoğaziçi ÜniversitesiBiyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ YEKTA ÜLGEN
PROF. DR. ATA AKIN
- Radial arter yolu ile koroner anjiyografi yapılan hastalarda radial arterde oluşabilecek endotel disfonksiyonunun akım aracılı vazodilatasyon ile araştırılması
Investigation of endothelial dysfunction may occur in the patients who were performed coronary angiography via radial artery with the flow mediated vasodilation
BAHAR TEKİN TAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
KardiyolojiAnkara ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SİBEL TURHAN