21 hidroksilaz eksikliğine bağlı klasik konjenital adrenal hiperplazi tanılı olguların retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of classic congenital adrenal hyperplasia due to 21-hydroxylase deficiency
- Tez No: 584799
- Danışmanlar: PROF. DR. SEMRA ÇETİNKAYA
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Konjenital adrenal hiperplazi, tuz kaybettiren tip, basit virilizan tip, metabolik kontrol, puberte prekoks, Congenital adrenal hyperplasia, salt wasting form, simple virilizing form, metabolic control, precocious puberty
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Sağl. ve Has. Eğt. ve Arş. Hast.
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
Giriş: 21-hidroksilaz (21-OH) eksikliğine bağlı konjenital adrenal hiperplazi (KAH) otozomal resesif bir hastalıktır. Olgularda tanı ve tedavinin izlemi, ilaç dozlarının uygun şekilde ayarlanması; hem boy, hem ergenlik için, hem de hasta ve ailenin psikolojik sağlığı için önemlidir. Bu nedenle yaklaşık 25 yıllık kliniğimiz izlemindeki olgularımızın izlemlerinin derlenmesinin önemli tespitler ve bilgiler sağlayacağını düşündük. Materyal&Metod: Çalışmaya Çocuk Endokrinoloji Kliniği'nde, 1994-2019 yılları arasında, 21-OH eksikliğine bağlı klasik tip KAH tanısı ile takip ve tedavi edilen, düzenli izleme gelen ve izlem verilerine ulaşılabilen olgular dahil edildi. Olguların elektronik dosya verilerinden; başvuru, laboratuvar, izlem ve son kontrol verileri elde edildi. Çalışma için gerekli etik kurul onayı alındı. Klasik 21-OH eksikliği tanısı alan olgular; başvuru şikâyeti, tanı yaşı, klinik ve laboratuvar bulgularına göre basit virilizan ve tuz kaybettiren tip olmak üzere iki grupta sınıflandırıldı. Bulgular: Olguların yaklaşık yarısının kız, yarısının erkek olduğu, %18 oranında virilize kız olguların erkek cinsiyette oldukları konusunda aileye yanlış bilgilendirme yapıldığı, tuz kaybettiren tip KAH olgularının tanı yaşı ortalamasının 55,8±76,8 gün (5 gün-10 ay), basit virilizan tip KAH olgularının tanı yaşı ortalamasının 3,56±2,36 yıl (50 gün-6 yaş 7 ay) olduğu, en sık başvuru yakınmalarının; kusma-kilo alamama, kuşkulu genital yapı olduğu, olguların %50'sinin anne baba arasında akrabalık bulunduğu, %65'inde ailede benzer hastalık öyküsü olduğu, %38'inin kardeş olgular olduğu, kardeşler arası klinik durumun değişken olabildiği, olguların %42'sinin (n: 20) yenidoğan döneminde tuz kaybı ile tanı aldığı, olguların %75'inin tuz kaybettiren tip, %25'inin basit virilizan tip olduğu, olguların %58'inde tanıda adrenal kriz mevcut olduğu, olguların %18'ine standart doz ACTH testi ile tanı konulduğu, %44'ünün iyi metabolik kontrollü olduğu, %44'ünün kuşkulu genital yapı düzeltici operasyon ihtiyacı olduğu, düzeltici operasyon geçiren olguların tamamının virilize kız olgular olduğu, 2 olgunun 46 XX olup erkek büyütülen olgular olduğu, olguların %23'ünün takipte puberte prekoks nedeni ile tedavi aldığı, puberte prekoks için tedavi alma sürelerinin 3±1,7 (1-5) yıl olduğu, olguların tedavi süresince boy kazanımlarının 10,5±6,6 (3-24) cm olduğu, puberte prekoks tanısı ile tedavi almış final boya ulaşan 8 olgunun final boy-SDS değerlerinin ise -2,07±1,47 [(-3,95-(+0,34)] olduğu, tuz kaybettiren tip KAH olgularının; HK dozları, VKI-SDS değerleri ve hedef boy SDS değerleri benzer olmasına rağmen; final boy SDS değerlerinin, basit virilizan tip KAH olgularından anlamlı olarak geri olduğu (p:0,029), olguların 7'sinde obezite, 8'inde hipertansiyon, 4'ünde insülin direnci, 3'ünde dislipidemi, 6'sında boy kısalığı, 6'sında adrenal rest tümörü, 5'inde enurezis, 2'sinde masif akne, 2'sinde jinekomasti, 1'inde amenore, 1'inde hipoglisemik konvulziyon sonucu epilepsi, 2'sinde over kisti, 1'inde major depresyon, 1'inde psikoz (şizofreni), 1'inde anokreksia nervoza, 1'inde otizm, 1'inde hafif mental retardasyon ile izlenen birer olgu mevcut olduğu görüldü. Olguların KAH gen analizlerinde en sık IVS2 homozigot mutasyon olduğu saptandı. Sonuç: Olguların kronik hastalık izleminin gerektirdiği yakın takip ve psikolojik desteklerinin önemli olduğu sonucuna varıldı.
Özet (Çeviri)
Introduction: Congenital adrenal hyperplasia due to 21-hydroxylase deficiency is an autosomal recessive disorder. Diagnosis, monitoring of treatment, adjustment of drug doses are important for height, puberty and psychologic status of patients and their families. For this reason, we thought that monitoring and review of cases in the follow-up of our clinic for 25 years will provide important determinations and informations. Subjects&Methods: Congenital adrenal hyperplasia due to 21-hydroxylase deficiency patients whose data could be accessed who were follow-up regularly in pediatric endocrinology clinic between 1994 and 2019. Informations of admission, follow-up, control and laboratory findings were obtained from electronic file data of patients. Ethical committee approval was received for the study. Patients with classic congenital adrenal hyperplasia were divided into two groups as simple virilising and salt losing according to the complain, age of diagnosis, clinical and laboratory findings. Results: Half of the patients were male and the other half were male. The rate of false information given to the family about virilized male cases are male is 18%. The mean age of diagnosis is 55,8±76,8 days (5 days -10 months) in patients with salt losing congenital adrenal hyperplasia. The mean age of diagnosis is 3,56±2,36 years (50 days -6 years and 7 months) in patients with simple virilizing congenital adrenal hyperplasia. Vomiting, inability to gain weight, suspicious genitalia are the most common complaints at admission. Half of cases had a history of consanguinous marriage. 65% of patients had a family history. 38% of cases were siblings. Clinical status was variable among siblings. 42% of patients were diagnosed with salt loss at neonatal period. 75% of cases were salt-losing type, 25% of cases were simple virilizing type. %18 patients were diagnosed by standart dose ACTH test. 44% of patients had a good metabolic control. 44% of patients needed corrective surgery due to ambiguous genitalia. All patients who needed corrective surgery were simple virilizing type. Chromosome structure of two of them were 46 XX, but they were raised as men. 23% of patients were treated due to puberty precox. Time of puberty precox was 3±1,7 years (range from 1 to 5). Height gain in treatment process was 10,5±6,6 cm (range from 3 to 24). 8 patients treated for puberty precox reached final height. Final height-SDS values of these patients were -2,07±1,47 [(-3,95-(+0,34)]. Although HK doses, VKIS-SDS and target height SDS values of salt-wasting type and simple virilizing type were similar, final height SDS values of salt wasting type were more less than simple virilizing type (p=0.029). 7 patients had obesity, 8 patients had ahypertension, 4 patients had insulin resistance, 3 patients had dyslipidemia, 6 patients had short stature, 6 patients had adrenal rest tumor, 5 patients had enuresis, 2 patients had massive acne, 2 patients had gynaecomastia, 1 patient had amenore, 1 patient had epilepsy due to hypoglicemic convulsion, 2 patients had ovarian cyst, 1 patient had major depression, 1 patient had psychosis (schizophrenia), 1 patient had anorexia nervosa, 1 patient had autism and 1 patient had mild mental retardation. IVS2 homozygous mutation was most frequently observed in gene analysis. Conclusion: Close follow-up and psychological support required for monitoring of chronic diseases are important in these patients.
Benzer Tezler
- Konjenital adrenal hiperplazi tanılı olguların klinik bulguları ile moleküler analiz sonuçları arasındaki ilişkinin irdelenmesi
Study of the correlation between clinical findings and molecular analysis outcomes of cases with congenital adrenal hyperplasia diagnosis
GİZEM ÇİLSAAT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİRDEVS BAŞ
- 21 hidroksilaz enzim eksikliğine bağlı klasik konjenital adrenal hiperplazili çocuk ve adolesanlarda; inflamatuar sitokinler ve midkinin metabolik sendrom patofizyolojisindeki rolü
The role of midkin and inflammatory cytokines in the pathophysiology of metabolic syndrome in children and adolescents with classical congenital adrenal hyperplasia due to 21 hydroxylase enzyme deficiency
SEMRA ÇETİNKAYA
Doktora
Türkçe
2022
FizyopatolojiAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURAY YAZIHAN
- Konjenital adrenal hiperplazi tanılı hastaların yaşam kalitelerinin belirlenmesi, sağlıklı kardeşleri karşılaştırılması, bu durumun aileler üzerindeki etkisinin sorgulanması
Determining the quality of life of patients diagnosed with congenital adrenal hyperplasia, comparing their healthy siblings, questioning the effect of this condition on families
DERYA KARAMAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKocaeli ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİLİZ MİNE ÇİZMECİOĞLU
- Fenotip ve genotip ilişkisinin 21-hidroksilaz eksikliği olan olgularda değerlendirilmesi
Evaluation genotype and phenotype relationship in 21-hydroxsylase deficiency
ASMAR AGHAYEVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OYA ERCAN
- Konjenital adrenal hiperplazi tanılı olguların genetik sonuçları ile klinik bulguları arasındaki ilişkinin incelenmesi
Examination of the relationship between genetic results and clinical findings of cases diagnosed with congenital adrenal hyperplasia
EZGİ AKGÜL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. HALE ÜNVER TUHAN