Renal transplantasyon hastalarında klinik laboratuvar parametrelerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of clinical laboratory parameters in renal transplantation patients
- Tez No: 596653
- Danışmanlar: PROF. DR. İSMAİL DURSUN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Erciyes Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 63
Özet
Giriş ve amaç:Böbrek nakli SDBY evresine ulaşmış erişkin ve çocuklarda en ideal tedavi olmasına rağmen primer hastalık, cerrahi komplikasyonlar, rejeksiyon ve immunosupresiflere bağlı uzun dönemde greft fonksiyonlarında bozulmalar meydana gelebilmektedir. Bu çalışmanın amacı böbrek nakli yapılmış hastaların graft sağlığının değerlendirilmesi ve üzerinde etkili faktörlerin belirlenmesidir. Yöntem:Bu çalışma18 yaşından önce böbrek nakli yapılan ve takip edilen 53 hastanın kayıtlarının retrospektif taranması ile yapıldı. Hastaların yaş ve cinsiyetleri, antropometrik ölçümleri, SDBY nedeni olan hastalıkları, nakil öncesi yapılmışsa diyaliz modaliteleri, temiz aralıklı kateterizasyon yapıp yapmadıkları, nakil sırasında ve sonrasında gelişen cerrahi komplikasyonlar, kullanılan indüksiyon ve idame tedavileri, takip süreleri, nakil sonrası gelişen medikal sorunlar (hipertansiyon, proteinüri, enfeksiyon, rejeksiyon, kronik böbrek hastalığı vb) ve GFH'ları değerlendirildi. Bulgular: Kayıtları yeterli olan 48 hastanın cinsiyet dağılımlarına bakıldığında %62,5'i erkek idi. SDBY nedeni olan en sık hastalık üriner sistemin konjenital malformasyonlarıidi. Donör kaynağı en sık canlı vericiler idi. Greft kaybı gelişen 4 hastanın ikisi öldü. Hastaların %33,4'ünde cerrahi komplikasyon gelişmiştir. Hastalarımızın %57,4'ünde son kontrollerinde evre 1 KBH, sekiz hastada hipertansiyon ve iki hastada nefrotik düzeyde proteinüri saptandı. En sık görülen enfeksiyon üriner sistem enfeksiyonu idi. BK DNA viremi en sık görülen fırsatçı viral enfeksiyon idi. İndüksiyon tedavisi olarak ATG kullananlarda CMV viremi ve diğer viral enfeksiyonlar daha sık olarak görüldü. Sonuç:Böbrek nakli, en ideal renal replasman tedavisi olmasına rağmen takip sırasında gelişebilen komplikasyonlar nedeni ile bir başka kronik hastalık olarak görülebilmektedir. Hastalar kullandıkları immunosupresif ilaçlar, enfeksiyonlar ve cerrahi komplikasyonlar açısından yakından takip edilmelidir. Donör kaynağının büyük kısmının canlı vericilerin oluşturması, kadavra donörlerin azlığı böbrek naklini kısıtlayan etmenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özet (Çeviri)
İntro and aim: Although renal transplantation is the ideal treatment for adults and children who have reached ESRF stage, long-term graft dysfunction may occur due to primary disease, surgical complications, rejection and immunosuppressives. The aim of this study was to evaluate the graft health of patients undergoing renal transplantation and to determine the factors affecting it. Methods: This study was performed retrospectively with records of 53 patients who underwent renal transplantation before 18 years of age. Age and gender of the patients, anthropometric measurements, diseases caused by ESRD, dialysis modalities before transplantation, whether they perform clean intermittent catheterization, surgical complications during and after transplantation, induction and maintenance treatments used, follow-up periods, medical problems after transplantation (hypertension, proteinuria, infection, rejection, chronic kidney disease, etc.) and GFRs were evaluated. Results: Regarding the gender distribution of 48 patients with adequate records, 62.5% were male. Congenital malformations of the urinary tract were the most common disease causing ESRD. Donor sources were the most common living donors. Two of the four patients who developed graft loss died. Surgical complications occurred in 33.4% of the patients. In the last control, 57.4% of our patients had stage 1 CKD, hypertension in eight patients and nephrotic proteinuria in two patients. The most common infection was urinary tract infection. BK DNA viremia was the most common opportunistic viral infection. CMV viremia and other viral infections were observed more frequently in patients using ATG as induction therapy. Conclusion: Although renal transplantation is the most ideal renal replacement therapy, it can be seen as another chronic disease due to complications that may develop during follow-up. Patients should be monitored closely for immunosuppressive drugs, infections and surgical complications. Living donors constitute the majority of the donor source, cadaveric donors are the factors that restrict kidney transplantation.
Benzer Tezler
- Böbrek nakilli hastalarda kemik mineral dansitometresi ölçümlerini etkileyen klinik ve laboratuar parametrelerinin değerlendirilmesi
Evaluation of clinical and laboratory parameters affecting measurements of bone mineral densitometry in renal transplantation patients
ZEKERİYA HANNARİCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıYüzüncü Yıl Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. RIFKI ÜÇLER
- Renal tutulumu olan pauci-immün küçük damar vaskülitlerinde hastalık aktivitesi ve prognozun değerlendirilmesi
Evaluation of disease activity and prognosis in pauci-immune small vessel vasculitis with renal involvement
YASEMİN AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Acil TıpKocaeli Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NECMİ EREN
- Mantar intoksikasyonunda progresyonun hemogram parametreleri ile değerlendirilmesi
Evaluation of progression in mushroom intoxication with hemogram parameters
AHMET NUMAN DEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
GastroenterolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. REFİK DEMİRTUNÇ
- Trombotik mikroanjiopatilerde mortalite belirteçlerinin retrospektif incelenmesi
Başlık çevirisi yok
FIRAT ÇAĞLAR ÇELİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
HematolojiEge Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DEVRİM BOZKURT