Birinci trimestr gebeliklerde transvajinal sonografi ile yolk kesesi ölçü ve morfolojisinin araştırılmasının gebeliğin izlenmesindeki yeri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 59832
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1997
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 66
Özet
VIII. ÖZET GATA Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde yapılan bu çalışmada menstrüel yaşa göre 10 haftanın altında gebeliği olan 250 kadına transvajinal ultrasonografi yapılmıştır. Transvajinal sonografi ile sekonder yolk kesesinin (YS) ölçümü ve morfolojisine, tepe ard uzunluğuna (CRL) ve ortalama gestasyonel kese çapına (mGSD) bakılmıştır. Yolk kesesi çapı ile sırasıyla menstrüel yaş (MA), CRL ve mGSD arasındaki korelasyon değerlendirilmiştir. YS çapı ile menstrüel yaş arasında r: 0,9581, p< 0,0001 korelasyonu saptanmıştır. YS çapı ile CRL arasında r: 9427, p< 0,0001 değeri saptanmıştır. YS çapı ile mGSD arasında r: 0,8855, p< 0,0001 değerleri belirlenmiştir. Karşılaştırılan parametreler arasında doğru orantı tespit edilmiştir. YS çaplarının gebelik süresine göre ortalamaları ve standart sapmaları hesaplanmıştır. Buna göre ortalamanın 2SD üst ve altı dışındaki çaplar menstrüel yaşa göre anormal kabul edilmiştir. 28 gebede anormal çap ölçüsü tespit edilmiş olup bunlardan 20'si ikinci trimestra ulaşamayarak sonlanmıştır. Sonuç olarak bu çalışmanın gebeliğin seyrini belirlemedeki sensitivitesi %65, spesifitesi %97, pozitif prediktif değeri %71, negatif prediktif değeri %99 bulunmuştur. Yolk kesesi morfolojisi incelendiğinde 19 gebede anormal şekilli kese tespit edilmiştir. Bunlardan 9'u ikinci trimestra ulaşamayarak sonlanmıştır. Sonuç olarak yolk kesesinin morfoloji bozukluğunun gebeliğin seyrini belirlemedeki sensitivitesi %29, spesifitesi %95, pozitif prediktif değeri %47, negatif prediktif değeri %94'tür. Ortalamanın 2SD altı veya üstü dışındaki çaplar her zaman anormal gebelik riskinin arttığını gösterir. Persistan anormal şekilli kese yine prognozun iyi olmadığını gösteren yararlı bir belirteçtir. Bizim çalışmamızda normal seyirle sonuçlanan geçici yolk kesesi kontur düzensizlikleri saptandı. Ancak şekil bozukluğu kalıcı ise sonuç her zaman anormal gebelik lehinedir. 55Yolk kesesi anormalliklerinin primer olarak yolk kesesinden mi yoksa kötü embryonik gelişmeye sekonder mi olduğu bilinmemektedir. Fakat yolk kesesinin maternofetal transport sisteminde önemli rolü olduğu bilinmektedir. Öyleyse, yolk kesesi ölçü veya şeklindeki belirgin değişiklikler bu transport sistemini olumsuz etkileyecektir. Bu çalışma, sonografik olarak başka belirgin anormallik saptanmadan önce, yolk kesesi ölçüsü ve şeklinin, ilk trimestrda gebeliğin prognozunu açıklayan belirteçler olarak kullanılabileceğini vurgulamaktadır. Bulgularımıza göre, 10 haftanın altındaki bütün gebeliklerde rutin olarak yolk kesesi çapının ölçülmesini ve yolk kesesi şeklinin değerlendirilmesini öneriyoruz. 56
Özet (Çeviri)
IX. SUMMARY In Gülhane Military Medical Academy's Obstetrics and Gynecology Department, two hundred fifty consecutive women who underwent endovaginal songraphy when their fetuses were less than 10 weeks menstrual age (MA) were evaluated to establish the normal size and shape of the secondary yolk sac (YS) and to assess the value of YS measurement in predicting pregnancy outcome in the first trimester, Also crown rump length (CRL) and mean gestational sac diameter were measured in each case. The correlation study was made between the yolk sac diameter and menstrual age, CRL and mGSD values respectively. The results were as followed; yolk sac diameter versus menstrual age (r: 0.9581 p < 0.0001), yolk sac diameter versus CRL (r: 0.9427 p < 0.0001), yolk sac diameter versus mGSD (r.0.8855 p < 0.0001). Close relationship was found between each parameter. The mean value and the standard deviations of the yolk sac diameter measurements according to the menstrual age were calculated. Of the 28 patients with the yolk sac diameter values more than two standard deviations above or below the mean values, 20 had abnormal outcome. Thus, a yolk sac diameter more than two standard deviations (2SD) above or below the mean when compared with the menstrual age allowed prediction of an abnormal pregnancy outcome with a sensitivity of 65%, a specificity of 97%, a positive predictive value of 71 % and a negative predictive value of 99%. According to the shape of the yolk sac, of 19 patients evaluated as having abnormal yolk sac shape, 9 patients had abnormal outcome. As a result, an abnormal yolk sac shape compared with the normal group allowed prediction of an abnormal pregnancy outcome with a sensitivity of 29% a 57specificity of 95%, a positive predictive value of 47% and a negative predictive value of 94%. A yolk sac diameter more than two SDs above or below the mean always represents an increased risk for an abnormal pregnancy outcome. A persistently abnormally shaped YS is also useful as a predictor of an abnormal outcome. In our series transient abnormalities in YS shape occurred whit a normal outcome, when the YS shape was persistently abnormal, however, the outcome was always abnormal. It is unknown if abnormalities of the YS are related primarily to the YS or secondarily to embryonic maldevelopment, it is known, however, that the YS plays an important role in the maternofetal transport system. Gross changes in its size or shape, therefore, could indicate or reflect significant dysfunction of this transport system. The importance of the current study is that it indicates abnormalities in YS size or shape may be used as predictive indicators of first trimester outcome before any other sonographically recognizable abnormality is seen. On the basis of our findings, we recommend routine measurement of YS diameter and assessment of YS shape in all pregnancies less than 10 weeks menstrual age. 58
Benzer Tezler
- Birinci trimester gebeliklerinde transvaginal sonografinin tanısal etkinliği
The Diagnostic efficacy of transvaginal sonography in the first-trimester pregnancies
SADETTİN GÜNGÖR
- Birinci trimester abortuslarında maternal serum homosistein, vitamin b12, folik asit düzeylerinin klinik önemi
Bi̇ri̇nci̇ tri̇mester abortuslarinda maternal serum homosi̇stei̇n, vi̇tami̇n b12, folik asit düzeylerinin kli̇ni̇k önemi̇
ALİ SEVEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ SERTAÇ BATIOĞLU
- Gestasyonel trofoblastik hastalık (GTH) sonrası takip eden gebeliklerde reprodüktif ve obstetrik sonuçların incelenmesi
Fertility and pregnancy outcome in gestational trophoblastic disease
EROL NADİ VARLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURETTİN BORAN
- İkinci trimestr düşükleri, masere ölü doğumlar ve erken neonatal ölümlerde intrauterin enfeksiyonların rolü
Investigation of the role of intrauterine infections in the second trimester abortions, stillbirths and early neonatal deaths
GÜLSÜM ATAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2000
Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SAADET ARSAN
- Birinci trimester düşük tehditinde maternal serum CA-125 düzeylerinin klinik önemi
The clinical importance of maternal serum CA-125 levels for first trimester abortus imminens
HAKAN TİMUR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BÜLENT GÖKMEN