Geri Dön

Böbrek transplantasyonunda allogrefte uzun dönemde etki eden faktörler ve kronik rejeksiyon

Factors on longterm survival of the allograft and chronic rejection in renal transplantation

  1. Tez No: 60302
  2. Yazar: SÜHEYLA APAYDIN GÜVEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. EKREM EREK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nefroloji, Nephrology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1997
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 68

Özet

Bu çalışmada Cerrahpaşa Tıp Fakültesi iç Hastalıkları nefroloji bilim dalında operasyondan önce ve sonra takip edilen ve Genel Cerrahi Kliniği Transplantasyon biriminde 6 Haziran 1986- 31 Ocak 1996 tarihleri arasında böbrek nakli yapılan 131 olgu (98 canlı, 33 kadavra vericili), geriye dönük olarak, uzun dönem greft sürvisine etki eden faktörlerle ve kronik allograft disfonksiyonu (KAD) gelişimi açısından kadavra ve canlı vericili olmalarına göre değerlendirilmiştir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar şöyledir: 1. Kadavradan yapılan böbrek transplantasyonu kısıtlı olup, daha çok anneden olmak üzere canlı vericiden transplantasyon yapılmıştır. Olguların yarısından fazlasında kadın verici, erkek alıcıya böbrek vermiştir. 2. İmmunosupressif tedavi protokolü olarak Metilprednizolon, Azatiyoprin ve Siklosporin A dan oluşan üç ilaç, değişik kombinasyonlarda hastaya verilmiştir. 3. İkili tedavi alan grupta, 36 ay ve daha uzun greft ve hasta sürvisi; üçlü tedaviye göre istatistiksel olarak anlamlı uzun bulunmuştur, ikili tedavi grubunda doku uyumunun, üçlü tedavi grubundan daha iyi olduğu saptanmıştır. Buradan doku uyumunun önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.59 4. Uzun dönemde sürviyi azaltıcı risk faktörleri; vericinin ileri yaşı, alıcının geçirdiği enfeksiyonlar, alıcının hipertansiyonu ve immunosupresif şema olarak bulunmuştur. Alıcı yaşı, doku uyumu, kadavra böbreklerinde greft fonksiyonlarında gecikme, akut rejeksiyon, ayrı ayrı olarak HBV, CMV, HCV enfeksiyonlarının sürvi üzerine etkisi bu çalışmada gösterilememiştir. 5. İmmunosupressif tedavi protokolleri ile kronik rejeksiyon arasında ilişki kurulamamamıştır. Ancak yoğun immunosupresyonun hasta ve greft sürvisi üzerinde olumsuz etkisi açık olarak görülmüştür. 6. Enfeksiyonların hem hasta, hem de greft kaybı için en önemli neden olmaya devam ettiği, en fazla hasta kaybının enfeksiyon sonucunda olduğu gösterilmiştir. 7. Hemodiyalize dönen olguların önemli bir kısmının kısa sürede birçok faktöre bağlı olarak kaybedildiği görülmüştür. Bu olguların geçiş dönemlerinde, yakın tıbbi ve psikolojik ilgiye gerek duydukları gözlenmiştir. Bu sonuçlar itibariyle, kadavra transplantasyonu için verilen çabanın arttırılması, ileri yaşta ve hipertansiyonlu canlı vericiden kaçınılması, enfeksiyonlar konusunda çok disiplinli yaklaşımların gerçekleştirilmesi, yoğun immunosupresyon uygulanmasından kaçınılması ve kronik rejeksiyonun tanısı ve değerlendirilmesi için biyopsi uygulamasının sıklaştırılmasının gerekli olduğu görülmüştür. Her olgu için münferit olarak, HLA uyumu, vericinin kadavra veya canlı oluşuna, alıcının kondüsyonlarına bakılarak ayrı bir immunosupressif protokolü uygulanması gereklidir, ilk yıl siklosporine eşlik eden, düşük dozda azatiyoprin ve steroid tedavisi verilmeli; birinci yılın sonunda steroidle beraber azatiyoprin veya siklosporin uygulandığı ikili tedaviye geçilmelidir. Uzun dönem sürviye etkili faktörler hakkında kesin yargıya varmak için, veriler yeterli sayılamaz. Ancak çalışmada etkili olduğu saptanmayan olası risk faktörleri, daha uzun takiplerde etkili olabilir. Bu nedenle her çalışma grubu belli aralıklarla risk faktörlerinin belirlemeli ve transplantasyon programında gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Ayrıca, henüz kronik rejeksiyonu önleye etkili bir tedavi ve yöntem şimdiye kadar belirlenmemiştir.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Renal transplant hastalarında hasta ve graft sağ kalımına etki eden faktörlerin analizi

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET KÜÇÜK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Nefrolojiİstanbul Üniversitesi

    Nefroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. AYDIN TÜRKMEN

  2. Kalsinörin ve m-tor inhibitörleri kullanan böbrek transplantasyonlu hastalarda kardiyovasküler ve renal fonksiyonların karşılaştırılması

    Cardiovascular and renal function comparison calcineurin and mtor inhibitors using in patients with kidney transplantation

    NADİR ALPAY

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Nefrolojiİstanbul Üniversitesi

    Dahiliye Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ

  3. Kalsinörin ve m-tor inhibitörü kullanan böbrek transplantasyonlu hastaların kardiyovasküler ve renal fonksiyonlarının değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    NADİR ALPAY

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Nefrolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ

  4. Mammalian target of rapamycin (mTOR) inhibitörü kullanan renal transplantlı hastaların klinik ve laboratuvar verilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of clinical and laboratory data of renal transplant recipients using mammalian target of rapamycin (mTOR) therapy

    FEYZA ARSLAN TAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    NefrolojiEge Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MÜMTAZ YILMAZ

  5. Böbrek transplantasyonunda kronik allograft nefropatinin önlenmesinde sirolimusun rolü

    The effect of sirolimus in the development of chronic allograft nephropathy

    UMUT EREN ERDOĞDU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALP GÜRKAN