Geri Dön

Arthur Schopenhauer'da ıstıraptan özgürlüğe

From suffering to freedom in Arthur Schopenhauer

  1. Tez No: 604339
  2. Yazar: NAİM KARADAŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. EMEL KOÇ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Felsefe, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Eğitim Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 135

Özet

Bu çalışma felsefe tarihinin en aykırı, üslubu en sağlam, bu dünya hayatını“maliyetini karşılamayan uğraş”olarak niteleyecek kadar karamsar bir düşünce adamı olan Arthur Schopenhauer'un genel felsefi eğilimini ve onun, bu dünya karşısında acı - ıstırap içinde olan insanın durumunu, bu acıdan kurtuluş yöntemlerini ve acının insanın kendini gerçekleştirmesindeki rolünü irdeleme çabası taşımaktadır. Nitekim Schopenhauer'a göre dünya acı ve ıstıraplarla dolu bir dünyadır ve bunun sebebi bitmek tükenmek bilmeyen istemedir. En yüksek gerçeklik olarak İsteme, Yeter Neden İlkesi'nin kalıpları içine girmez. Dolayısıyla da nedensizdir, onun görünüşlerinin tek tek her biri ya da tümü, Yeter Neden İlkesi'nce belirlenir. Kurucu ve ilk olan İsteme insanlarda, hayvanlarda, bitkiler ve minerallerde değişik şekil ve muhtevalarda bulunur. Acı ve kötü olan bu dünyada istemeyi reddetmek kurtuluşa ermenin yegâne yoludur. Bunun yöntemi azizlik, deha yetisi, estetik deneyimden geçer. Azizlik bu merhalede son nokta olup, nihayet özgürlüğün vuku bulduğu aşamadır. 1788'de İngilizlere yakınlığıyla bilinen, ziyadesiyle açık görüşlü, karı-koca anlamında birbiriyle pek de uyuştuğu söylenemeyen Heinrich Floris ve Henrietta Trosiener çiftinin oğlu olarak dünyaya gelen Arthur, erken yaşından itibaren ilerideki felsefi hayatını evetleyecek şekilde hayatın acılarıyla büyümüştür. Çok erken bir şekilde hayata veda eden babası, sürekli“tahammül edilir şey değilsin”hakaretleri altında sağlıksız şekilde ilerleyen anne-oğul ilişkisi, yaşadığı dönemin savaş, açlık, hastalık gibi ağır sorunlar içerisinde olması onun hayata karşı bu pesimist bakış açısı oluşturmasında büyük etkileri olduğu su götürmez bir gerçektir. Çalışmada Schopenhauer'un genel felsefi eğilimi ve bu eğilim çerçevesinde acılarla dolu bu hayatta, acıların insanın kendini gerçekleştirmesinde, özgürlüğe eriştirmedeki rolü araştırılacaktır.

Özet (Çeviri)

This study is centered on the pessimistic philosopher, who is probably the most incongruous of all the philosophy history with the strongest language, and who describes life as“the pursuit of life costs less than pain itself”. This study aims to present the pessimist, Arthur Schopenhauer's general philosophical tendency, the situation of the human being who is in pain, the ways of salvation, and the role of the pain itself in order to realize oneself. According to Schopenhauer, the world is full of pain and suffering, which is because of eternal perpetual will, therefore. The will which is the most accurate reality is not considered as it is in the Principle of Sufficient Reason. Thus, it is unsubstantiated, separately each of his thoughts or all are determined by the Principle of Sufficient Reason. The will is the root as the different shapes and veins in humans, animals, plants and minerals. Denial of the will is the only way to reach the salvation from the world of pain and suffering. This goal can be achieved through sainthood, ingeniousness and act of aesthetics. In 1788, Schopenhauer, who was born as the son of Heinrich Florisand Henrietta Trosiener who were said to be highly open-minded and incompatible with each other, grew up with the pain in a way that would lead him to create his future philosophical life from his early ages. His father's early death, growing poor mother-son relationship with the insults of his mother“thing unbearable”, the period when he lived in severities such as war, famine and diseases are the undeniable factors for Schopenhauer to gain a pessimistic perspective about life. In the study, Schopenhauer's general philosophical tendency and the role of the pains to realize oneself are going to be presented within the tendency.

Benzer Tezler

  1. Arthur Schopenhauer'da istenç-akıl ilişkisi

    The relationship of will-mind at Arthur Schopenhauer

    MUHAMMED ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    FelsefeKırklareli Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİFE KILIÇ

  2. Arthur Schopenhauer'da hayatın ve ölümün anlamı

    The meaning of life and dead in Arthur Schopenhauer

    AYŞE BAHAR DAĞLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    FelsefeAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURTEN GÖKALP

  3. Arthur Schopenhauer'da kötülük problemi ve mutluluğun imkânı

    The problem of evil and the possibility of happiness in Arthur Schopenhauer

    ZEHRA VAHAPOĞLU BİNDESEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    FelsefeAtatürk Üniversitesi

    Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HACİ ÖMER ÖZDEN

  4. Arthur Schopenhauer'da metafizik kötülük ve varoluşun verdiği acıdan kaçış olarak ahlaki eylemler

    The metaphysical evil in Arthur Schopenhauer and moral deeds to avoid the pain of existence

    KIYMET TUĞBA İMAMOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Felsefeİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NİHAL PETEK BOYACI GÜLENÇ

  5. Arthur Schopenhauer'da pesimizmin felsefesi̇

    Philosophy of pesimism in Arthur Schopenhauer

    BAHAR CAF

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    FelsefeVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KASIM MÜMİNOĞLU