Geri Dön

Klinefelter sendromlu hastalarda nötrofil lenfosit oranlarının normal popülasyona göre kıyaslaması

Comparison of neutrophyl to lymphocyte ratio in patients with klinefelter syndrome with healthy population

  1. Tez No: 604904
  2. Yazar: EREN CENGİZ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EMRE CAN AKINSAL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Üroloji, Urology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Üroloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 69

Özet

AMAÇ Klinefelter Sendromu; erkekler arasında en sık görülen sayısal kromozom bozukluğu olup canlı doğumlarda görülme sıklığı 1/500- 1/1000'dir. İlk kez 1942 yılında Harry F. Klinefelter tarafından jinekomasti, küçük testisler, spermatogenez yokluğu, normal veya orta derecede azalmış Leydig hücre fonksiyonları ve yüksek folikül stimüle edici hormon salınımı ile karakterize erkek hastalarda tanımlanmıştır. Bu sendroma neden olan karyotip ise 1959 yılında Jacobs tarafından belirlenmiştir. Hastaların % 80'ini klasik tip Klinefelter Sendromu denilen 47,XXY karyotipi oluşturur. % 20'sini ise yüksek derecede kromozom anöploidileri ve 46,XY/47,XXY mozaikleri veya yapısal anormal X kromozomları oluşturur. Klinefelter Sendromunun tipik laboratuvar bulguları; düşük total testosteron ve buna bağlı düşük hesaplanmış biyoaktif testosteron düzeyleri ile serbest androjen indeksi, normalden yüksek LH, FSH düzeyleri olarak sıralanabilir. Klinefelter Sendromlu hastalarda genel olarak azalmış androjene bağlı pubik kıllanma ve yüzde kıllanma azalmıştır. Abdominal obezite, jinekomasti, libidoda azalma ve kas kuvvetinde azalma görülmektedir. Bu hastalarda osteopeni ve osteoporoz riski de normal popülâsyona göre artmış olup metabolik sendrom, Tip 2 diyabet, trunkal obezite, varis, tromboembolik hastalık gibi vasküler ve inflamatuar hastalıklar daha sık görülmektedir. İnflamasyon ise; dolaşımdaki lökositlerin strese karşı verdikleri fizyolojik bir yanıttır. Bunun sonucunda kanda nötrofil sayısında artış ve lenfosit sayısında bir düşüş gerçekleşir. Nötrofil lenfosit oranı da bu iki alt grubun birbirine oranı olup günümüzde bir inflamasyon belirteci olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada Klinefelter Sendromlu hastalarda nötrofil lenfosit oranının normal popülâsyona göre kıyaslanarak, Klinefelter Sendromlu hastalarda sık görülen vasküler ve inflamatuar hastalıklarının oluşmasında kronik inflamasyonun rolü ve bunun inflamasyon parametreleriyle öngörülebilmesi olarak amaçlandı. GEREÇ VE YÖNTEM Erciyes Üniversitesi Üroloji Kliniği İnfertilite ve Androloji polikliniğinde takipli 169 KS'lu olgunun geriye dönük verileri ile prospektif olarak oluşturulan 58 gönüllüden oluşan kontrol grubunun verileri karşılaştırılmıştır. İncelenen veriler; hastaların yaş, ekzojen ilaç kullanımı ve süresi, sigara içiciliği özellikleriyle beraber tam kan sayımı parametreleri olarak belirlenmiştir. İstatistiksel analizler SPSS statistics 23.0 programı kullanılarak yapılmıştır. Çalışmada Mann-Whitney U testi ve T Testi kullanılmıştır. Çalışma Erciyes Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu onayı alınarak yapılmıştır. BULGULAR KS'lu hastaların normal popülâsyona göre lenfosit, nötrofil ve WBC değerleri düşüktü. Ancak NLO değerleri arasında gruplar arası farklılık yoktu. Sigara hem kontrol grubunda hem KS'lu hasta grubunda lökosit parametrelerinde değişikliğe neden olurken, KS'lu grupta daha fazla değişiklik yapmaktaydı. Her iki grupta da NLO da anlamlı değişiklik görülmedi. SONUÇ Klinefelter Sendromlu kişiler normal popülâsyona göre daha düşük lenfosit, nötrofil ve WBC değerine sahipken, her iki grup arasında NLO değerinde anlamlı değişiklik olmadığı için, KS'lu hastalarda normal popülâsyona göre daha sık görülen çeşitli hastalıkların lökosit ve alt gruplarındaki değişimlerle neden sonuç ilişkisine bağlanamayacağı anlaşılmıştır.

Özet (Çeviri)

AIM Klinefelter Syndrome; is the most common numerical chromosomal disorder among males and has the incidence of 1 / 500-1 / 1000 in live births. It was first described by Harry F. Klinefelter in 1942 in male patients characterized by gynecomastia, small testes, absence of spermatogenesis, normal or moderately reduced Leydig cell function, and high follicle-stimulating hormone secretion. The karyotype causing this syndrome was determined by Jacobs in 1959. Eighty percent of patients consist of 47, XXY karyotype called classical type Klinefelter Syndrome. High chromosome aneuploidy and 46, XY / 47, XXY mosaics or structural abnormal X chromosomes constitute remaining 20%. Typical laboratory findings of Klinefelter syndrome are; low total testosterone, low calculated bioactive testosterone levels and free androgen index due to low testosterone levels, higher LH and FSH levels. In patients with Klinefelter Syndrome, generally reduced androgen levels results decrease in pubic hair and facial hair. Abdominal obesity, gynecomastia, decreased libido and decreased muscle strength are seen. In these patients, the risk of osteopenia and osteoporosis is increased compared to the normal population and vascular and inflammatory diseases such as metabolic syndrome, Type 2 diabetes, truncal obesity, varicose veins, thromboembolic disease are more common. Inflammation is a physiological response of circulating leukocytes to stress. The result is an increase in the number of neutrophils in the blood and a decrease in the number of lymphocytes. Neutrophil-lymphocyte ratio is the ratio of these two subgroups and is currently used as an indicator of inflammation. The aim of this study is to compare the neutrophil lymphocyte ratio in patients with Klinefelter Syndrome compared to the normal population and to investigate the role of chronic inflammation in the development of common vascular and inflammatory diseases in patients with Klinefelter syndrome. MATERIALS AND METHODS The retrospective data of 169 patients with KS who were followed up in the infertility and andrology outpatient clinic of Erciyes University Urology Clinic were compared with the control group consisting of 58 volunteers. The data analyzed; age, exogenous drug use and duration, smoking characteristics as well as complete blood count parameters were determined. Statistical analysis was performed using SPSS statistics 23.0 program. Mann-Whitney U test and T test were used in the study. The study was conducted with the approval of Erciyes University Clinical Research Ethics Committee. RESULTS Lymphocyte, neutrophil and WBC values were lower in KS patients compared to normal population. However, there was no significant difference between the groups about NLR values. Smoking caused changes in leukocyte parameters both in the control group and in the patient group with KS, while making more changes in the KS group. CONCLUSION While patients with Klinefelter Syndrome had lower lymphocyte, neutrophil and WBC values compared to the normal population, there was no significant change in the NLR value between the two groups, and it was understood that the changes in leukocytes and subgroups of the more common diseases in KS patients could not be attributed to the cause-effect relationship.

Benzer Tezler

  1. Klinefelter sendromlu hastalarda serum gonadotropik hormon düzeylerinin, fertilitenin öngörülmesinde ve testisten sperm eldesi ile yardımla üreme tedavilerinde prognostik önemi

    Prognostic potential of plasma gonadhotrophins in klinefelter patients for the testicular sperm retrieval rates and results of assisted reproduction

    AYÇA AYÇİÇEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Histoloji ve EmbriyolojiYeni Yüzyıl Üniversitesi

    Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM HALİL ÇEVİK

  2. Mayoz markerlarının, klinefelter sendromlu hastalarda, tedavi sonrası, tese sonuçları açısından prediktif (öngörü) değeri

    Predictive value of meiosis markers in patients with klinefeltersyndrome in terms of post-treatment tese results

    NAFİA YELLİ ALTUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Kadın Hastalıkları ve DoğumUfuk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET HAKAN HALİLOĞLU

  3. ICSI (İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu) yapılan klinefelter sendromlu hastalar ile normal karyotipli hastaların embriyo gelişimi açısından karşılaştırılması

    Comparison of patients with klinefelter syndrome who underwent ICSI (Intracytoplasmic sperm injection) and patients with normal karyotype in terms of embryo development

    BANU YALÇIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Histoloji ve EmbriyolojiUfuk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET HAKAN HALİLOĞLU

  4. Klinefelter hastalarında PAI-1 geni varyantlarının trombofili gelişimi üzerindeki etkisinin incelenmesi

    The observation of PAI-1 gene variants on development of thrombophilia in klinefelter patients

    BURÇİN ERKAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Genetikİstanbul Üniversitesi

    Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET SEVEN

  5. İnfertil hastaların semen, hormonal ve genetik parametrelerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of semen, hormonal and genetic parameters of infertile patients

    AKİF EMRE İSAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    GenetikKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET KAYRALDIZ

    PROF. DR. SEFA RESİM