Geri Dön

Koroner bypass sonrası görülen plevral effüzyonların tanı ve tedavisi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 60523
  2. Yazar: HAKAN BİNGÖL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÖMER YÜKSEL ÖZTÜRK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1997
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 57

Özet

ÖZET Koroner bypass sonrası plevral effiizyon oldukça sık görülen komplikasyonlardandır. Plevral efruzyonun etyolojisi ve tedavisi günümüzde hala tartışmalı konulardandır. Kliniğimizde Ocak 1996 tarihi ile Aralık 1996 tarihlerinde aortokoroner bypass operasyonu uygulanan ve plevral effiizyonu olan 100 hasta rastgele olarak seçildi ve bu dönem içinde hastalar prospektif olarak incelendi. Postoperatif plevral efruzyonları erken ve geç plevral efruzyonlar adı altında iki grupta inceledik. Erken plevral efruzyonlar postoperatif ilk 1 hafta içinde görülen plevral efruzyonlar olarak tanımlanmıştır. Erken plevral effuzyonlarda ponksiyon ile alınan mayinin defıbrine kan natüründe olması, aşırı drenajı ve kanama diyatezi olan hastalarda sık görülmesi efruzyonun direkt olarak sol hemitoraks içine sızma tarzında kanama nedeni ile olduğunun göstergesidir. Tedavide hemorajik diyatezin ortadan kaldırılmasını takiben plevral efruzyonun ponksiyon ile boşaltılması en iyi yöntemdir. Geç plevral efruzyonlar ise erken plevral effüzyonların devamı olarak düşünülmekte ise de gerçekte etyolojisi tam olarak aydınlatılamamış multifaktöriyel olayların bir sonucudur. Geç plevral effüzyonların etyolojisi hakkında çeşitli hipotezler mevcut olup bunlar; kalp yetersizliği, atelektazi, pleurotomi uygulanan hastalarda sol hemitoraksa yerleştirilen göğüs tüpleri, perikardial inflamasyon, azalmış lenfatik drenaj ve pleurotomidir. Biz kliniğimizde yaptığımız çalımamn sonucunda plevral effüzyon tedavisinde plevral ponksiyonu takiben indometazin tedavisinin en başarılı metod olduğunu gözlemledik. 46

Özet (Çeviri)

SUMMARY Pleural effusion is very common after coronary bypass operations. The etiology and treatment of pleural effusion are stili arguable. We chose 100 patients who had undergone coronary artery bypass grafting surgery in our department during the period of January 1996-December 1996 at random and the patients were studied prospectively. We separated postoperative pleural effusions into two groups as an early and late pleural effusion. Early pleural effusions can be defıned as the pleural effusions which are seen in the fırst posîoperative week. The indicators of left hemithoracal leakage are defibrinated punctional fluid, very common in patients who have excessive drainage and bleeding disorders. Pleural punction is the best method for the treatment of pleural effusions. Although late pleural effusions are suggested that continuation of early pleuraî effusions, the etiology is not known very well. There are several hypotheses about the late pleural effusions like cardiomyopathy, atelectasis, silicon drains, pericardial inflammations. decreased lymphatic drainage and pleurotomy. As a result, in our study pleural punction and the indomethacin are the best method for the treatment of pleural effusion. 47

Benzer Tezler

  1. Pompa destekli koroner arter bypass greft cerrahisinde intraoperatif near infrared spektroskopi takibi ile postoperatif akut böbrek hasarı riskinin saptanması

    Determination of postoperative acute kidney injury risk with intraoperative near infrared spectroscopy monitoring in pump-assisted coronary artery bypass graft surgery

    EYYUP KIYMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜRKAY ÇAKAN

  2. Kombine sistole-diyastolik indeksin koroner arter bypass cerrahisi sonrası atriyal fibrilasyon gelişimini öngörmedeki değeri

    The predictive value of the combined systolic-diastolic index for atrial fibrillation after coronary artery bypass surgery

    SENCER ÇAMCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HASAN ARI

  3. Koroner arter bypass cerrahisi sonrası görülen atriyal fibrilasyon gelişiminin kardiyak SİRT 1 proteini, mikro RNA 195-199A ile ilişkisi

    Altered expression of micro-RNA 195-199A and increased levels of cardiac SIRT1 protein are associated with the occurrence of atrial fibrillation after coronary artery bypass graft surgery

    SITKI KÜÇÜKBUZCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    KardiyolojiBezm-i Alem Vakıf Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYLİN HATİCE YAMAÇ

    DOÇ. DR. AHMET BACAKSIZ

    PROF. DR. ÖMER GÖKTEKİN

  4. Koroner Artrer bypass cerrahisi sonrası görülen supraventriküler taşiaritmilerin önlenmesinde acebutololün etkisi

    Başlık çevirisi yok

    HAMİT KADRİ AŞKIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1987

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYDIN AYTAÇ