Kliniğimizde ocak 2014-ocak 2019 tarihleri arasındaki dekolman vakalarının demografik özelliklerinin, maternal ve perinatal sonuçlarının ve komplikasyonlarının retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of demographic characteristics, maternal and perinatal results and complications of placental abrupti̇on cases between january 2014-january 2019 in ueah
- Tez No: 613552
- Danışmanlar: DOÇ. DR. RAHİME NİDA BAYIK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Placental abruption, risk factors, maternal results, perinatal results
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 68
Özet
Amaç: Çalışmamızda plasenta dekolmanı tanısı alan vakalardaki risk faktörlerini, maternal ve perinatal sonuçlarını değerlendirerek, plasenta dekolmanı olgularında sık görülen risk faktörlerini belirlemek, yüksek riskli hastaların acil başvurularında ve travay takibinde daha detaylı değerlendirmeler ile dekolmanı daha erken tespit etmeyi hedefledik. Plasenta dekolmanı için yönetim protokolü geliştirerek kliğimizdeki maternal ve perinatal morbidite ve mortaliteyi azaltmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi arşiv kayıtlarından Ocak 2014- Ocak 2019 tarihleri arasında 20. gebelik haftasından sonra sezaryene alınan ve klinik olarak plasenta dekolmanı tanısı alan 145 hasta retrospektif olarak taranmıştır. Dekolman plasenta tanısı operasyon esnasında retroplasental hematomun izlenmesiyle konulmuştur. 7 hasta çeşitli nedenlerle dışlanmış, toplam 137 hasta ile çalışmamız gerçekleşmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan olguların %49,6'sının (n=68) hastaneye başvuru sebebi kanama, %28,5'inin (n=39) sancı, %10,9'unun (n=15) su gelişi, %0,7'sinin (n=1) düşme, %1,5'inin (n=2) miad aşımı, %3,6'sının (n=5) mide bulantısı, baş ağrısı olduğu gözlenirken %5,1'inin (n=7) sadece kontrol amaçlı başvurduğu gözlenmiştir. Olguların %65,2'sinin (n=90) dekolman şüphesi ile interne olduğu, %34,8'inde (n=48) ise takipte dekolman geliştiği gözlenmiştir. Dekolman şüphesi ile interne olan olguların operasyondaki dekolman yüzdesi ve ın utero ex fetüs (IUEF) görülme oranı takipte dekolman gelişen olgulara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek iken prepartum ve postpartum hemoglobin değeri anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır. Olguların %31,4'ünde (n=43) kan ve kan ürünleri replasmanı ihtiyacı olduğu gözlenmiştir. Bebeklerin %32,8'inde (n=45) YDYBÜ yatışı gerekmezken, %42,3'ünün (n=58) YDYBÜ yatışı sonrasında taburcu olduğu, %9,5'inin (n=13) YDYBÜ yatışı esnasında ex olduğu izlenmiştir. %15,3'ünün (n=21) ise IUEF olduğu gözlenmiştir. Sonuç: Plasenta dekolmanı maternal ve perinatal morbidite ve mortaliteyi aşikâr biçimde artırmaktadır. Plasenta dekolmanı olgularının risk faktörlerinin, perinatal ve maternal sonuçlarının araştırılması ve bu faktörlerin bilinmesi, bu gebelikleri yönetmek ve komplikasyonları en aza indirmek açısından yarar sağlayacaktır. Plasenta dekolmanı için risk faktörü bulunduran gebeler için yönetim protokolleri geliştirilerek maternal ve perinatal morbidite ve mortalite en aza indirilmesi hedeflenmelidir. Plasenta dekolmanı, risk faktörleri, maternal sonuçlar, perinatal sonuçlar
Özet (Çeviri)
Objective: The aim of this study was to evaluate the risk factors, maternal and perinatal outcome in cases with placental abruption and to determine frequent risk factors in placental abruption cases and decrease the risk of placental abruption with more detailed evaluations in emergency admissions and labor follow-up in high risk patients. We intended to reduce maternal and perinatal morbidity and mortality in our clinic by developing a management protocol for placental abruption. Material and Methods: 145 patients who were admitted to cesarean section after the 20th gestational week and clinically diagnosed with placental abruption between January 2014 and January 2019 from the archives of Umraniye Training and Research Hospital were screened retrospectively. Make a diagnosis of placental abruption was made by considering the retroplacental hematoma of the operation. 7 patients were excluded for various reasons, and 137 patients were included in study. Results: The cause of admission to the hospital was %49.6 (n=68) bleeding, %28.5 (n=39) pain, %10.9 (n=15) water breaks, %0.7 (n=1) fall, %1.5 (n=2) overdue, %3.6 (n=5) nausea, headache was observed while %5.1 (n=7) for control puspose only. It was observed that %65.2 (n=90) of the cases were interned with suspicion of detachment and %34.8 (n=48) developed detachment during follow-up. While the rate of in utero ex fetus and percent of placental detachment were significantly higher in the cases with suspected placental abruption than in the cases placental abruption during follow-up and prepartum and postpartum hemoglobin levels were significantly lower. In %31.4 (n=43) of the cases, blood and blood products replacement was needed. While %32.8 (n=45) of the babies didn't require neonatal intensive care unit (NICU), %42.3 (n=58) were discharged after NICU hospitalization and %9.5 (n=13) were ex during NICU hospitalization. %15.3 (n=21) were observed as IUEF during the admission. Conclusions: Placental abruption clearly increases maternal and perinatal morbidity and mortality. Determining the risk factors, perinatal and maternal outcomes of placental detachment cases will help to manage these pregnancies and minimize complications. Management protocols should be developed for pregnant women with risk factors for placental detachment in order to minimize maternal and perinatal morbidity and mortality.
Benzer Tezler
- Başarılı retina dekolmanı cerrahisinde görsel prognoz ve prognozu etkileyen faktörler
Visual prognosis and factors affecting in successful retinal detachment surgery
MEHMET EREN GÜNER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Göz Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NUR KIR
- Genç kadınlarda (<40 y) meme kanserinin karakteristik görüntüleme bulgularının moleküler subtipleri ile ilişkisi
Relationship between molecular subtypes and characteristic imaging findings of breast cancer in young women (<40 y)
EMİRHAN TEMEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EDA ELVERİCİ
- Multipl myelom tanılı hastalarda yapılan otolog kök hücre nakli sonrası c-reaktif protein ve engrafman ilişkisi
The relationship between c-reactive protein and engrafment after autologous hematopoietic stem cell transplantation in patients with multiple myeloma
GÜLCAN KÖKCÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
HematolojiDokuz Eylül Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜNER HAYRİ ÖZSAN
- Femur cisim kırıklarında kilitli intramedüller çivileme sonrası rotasyonel sorunlar ve klinik yansımaları
Rotational problems and clinical reflections after locked intramedullary nailing in femoral shaft fractures
ONUR SÜER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Ortopedi ve TravmatolojiEge ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SALİH KEMAL AKTUĞLU
- Persistan sol superior vena kava sendromunun gebelik ve genetik sonuçları
Pregnancy and genetic outcomes of persistent left vena cava superior
DİDEM ESİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET AYTAÇ YÜKSEL