Geri Dön

Antegrad serebral perfüzyon ve hipotermik sirkülatuar arrest tekniğiyle aort cerrahisi yapılan hastalarda visceral iskemi: Klinik sonuçlar ve oksidatif-nitrozatif stress ürünleri üzerine prospektif bir çalışma

Visceral ischemia in patients undergoing aortic surgery through antegrade cerebral perfusion and hypotermic circulatory arrest technique: A prospective study on clinical results and oxidative-nitrozative stress products

  1. Tez No: 613775
  2. Yazar: EMRE KUBAT
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AYŞEN İREZ AKSÖYEK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Türkiye Yüksek İhtisas Eğt. ve Arş. Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

Aort cerrahisinde başarı, hayati organların cerrahi işlem sırasında ve sonrasında korunması ile yakından ilişkilidir. Günümüzde orta derecede hipotermi ve antegrad serebral perfüzyon, beynin korunmasında tercih edilir hale gelmiştir. Kliniğimizde antegrad selektif serebral perfüzyon için sağ brakiyal arter kanülasyonu yapılmaktadır. Bu tekniğin nörolojik sonuçları oldukça iyidir. Bu çalışmada; aort cerrahisi yapılan hastalarda ılımlı derecede hipotermik sirkülatuar arrestin distal organların perfüzyonu üzerindeki etki ve sonuçları araştırıldı. Prospektif yürütülen çalışmaya 72 hasta dahil edildi. Bahsedilen teknik ile ameliyat edilen asendan-arcus aort anevrizmalı ardışık 36 hasta (Grup 1, çalışma grubu) ile, bu yöntemin kullanılmadığı, dolayısı ile tüm vücudun perfüze edildiği konvansiyonel açık kalp ameliyatları yapılan (koroner bypass ve kapak ameliyatı) 36 hasta (Grup 2, kontrol grubu) arasında, tüm vücutta oluşan iskemi/reperfüzyon hasarı nedeniyle ortaya çıkması beklenen“oksidatif- nitrozatif stres”ürünlerinin ve antioksidan durumunun farklı olup olmadığı araştırıldı. Hastaların postoperatuvar 1 ve 3 üncü günlerde bakılan biyokimyasal (üre, kreatinin, alanin aminotransferaz, aspartat aminotransferaz, alkalen fosfataz,gama glutamiltransferaz, total bilürübin, direkt bilürübin) ve hematolojik (beyaz küre, platelet) parametlerinde çalışma ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak fark yoktu (p>0,05). Öte yandan, operasyon sırasında alınan arteryal ve vena cava inferior kanlarından çalışılan kan gazlarında laktat seviyeleri bakımından istatistiksel olarak fark bulunmuş olup çalışma grubunda daha yüksektir (p>0,05). Çalışma grubunda dolaşımın durdurulması sırasında aerobik metabolizmanın anaerobik metabolizmaya dönüşmesi bu farklılığı açıklayabilir. Ameliyat sırasında alınan arteryal ve vena cava inferior kanlarından bakılan nitrik oksit sentetaz inhibitörü olan ve koroner arter hastalığında yüksek seviyede saptanan asimetrik dimetil arginin kontrol grubunda daha yüksek bulunmuştur (1,30±0,42 vs 1,62±0,35, p=0,001). Ancak kontrol grubunda koroner arter sıklığı daha fazla görüldüğünden, farkı yaratanın bu faktör olabileceği düşüncesiyle, her 2 gruptan koroner arter hastalığı olan hastalar elimine edilmiş, oluşan yeni subgruplarda bu parametreler yeniden karşılaştırılmıştır. Bu durumda her 2 grup arasındaki fark önemsiz hale gelmiştir (1,30±0,43 vs 1,5±0,33 p=0,121). Çalışma grubunda arteriyel kandaki hidrojen sülfid düzeyi kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuş(43,27±16,77 vs 31,14±10,64, p=0,001), aynı subgrup uygulaması bu parametre için de uygulandığında farkın yine anlamsız olduğu gözlenmiştir(42,6±16,6 vs 35,4±14,2, p=0,262). Yapılan bu çalışma sonucundan hastaların klinik takipleri, biyokimyasal parametreleri ve çalışılan oksidatif-nitrozatif stres ürünler-antioksidan durum açısından, aort cerrahisinde ılımlı hipotermik sirkülatuar arrest ve sağ brakiyal arterden kanülasyonla antegrad selektif serebral perfüzyon uygulamasının konvansiyonel kapak ameliyatlarından farklı olmadığı, klinik sonuçlara yansımamakla birlikte, ılımlı sirkülatuar arrest yapılan hastalarda laktat seviyelerinin daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Ancak antegrad selektif serebral perfüzyonun beyin perfüzyonunu sağlanmasının yanı sıra, ılımlı hipotermik sirkülatuar arrestin ise vücuda belirli bir zararlı etkisinin olmadığı ileri sürülebilir.

Özet (Çeviri)

Successs of aortic surgery is closely related to preservation of vital organ functions during and after the procedure. Moderate hypothermia and antegrade selective cerebral perfusion has gained wider acceptance for cerebral protection recently. Proximal right brachial artery cannulation is used in our clinic for cerebral protection. This technique has favorable neurologic outcomes. In this study, effects of moderate hypothermic circulatory arrest on distal organ perfusion have been investigated. Seventy-two patients have been enrolled in the study prospectively. Thirty-six successive patients with ascending-arcus aortic aneurysms operated on with the above mentioned technique (Group 1, study group) and another 36 patients with either coronary artery diease or heart valve disease operated with conventional cardiopulmonary bypass and open heart surgery (Group 2, control group) were compared with each other with respect to the oxidative-nitrosative stress products expected to emerge after ischemia-reperfusion damage after circulatory arrest and antioxidant status (nitric oxide, asymmetric dimetylarginin, hydrogen sulphide and total antioxidant capacity). Biochemical (urea, creatinin, alanine aminotransferase, aspartate aminotransferase, lactate dehydogenase, gamma glutamyl transferase, alkaline phosphatase, total and direct bilirubin) and hematologic (white blood cell, platelets) parameters obtained on the 1st and 3rd postoperative days were not statistically different between the two groups when compared (p

Benzer Tezler

  1. Tek taraflı antegrad serebral perfüzyon ve ortadereceli hipotermik sirkülatuar arrest tekniğinde serebral oksidatif stresin değerlendirilmesi

    Evaluation of cerebral oxidative stress in the unilateral antegrade cerebral perfusion and medium graded hypothermic circulatory arrest technique

    BAHADIR AYTEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bakanlığı

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERTEKİN UTKU ÜNAL

  2. Aort cerrahisinde total sirkülatuvar arrest kullanımı, nörolojik komplikasyonlar açısından risk faktörü müdür?

    Is total circulatory arrest a risk factor in terms of neurologic complications in aortic surgery?

    SADIK DÖNMEZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NİHAN YEŞİLKAYA

  3. Aort cerrahisinde derin ve ılımlı hipotermik antegrad serebral perfüzyonun nörolojik etkileri

    Neurological effects of deep and moderate hypothermic antegrade cerebral perfusion in Aortic surgery

    SİBEL AYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisiİstanbul Medipol Üniversitesi

    Perfüzyon Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. EMİR CANTÜRK

  4. Hemıarkus aort replasmanlarında tek taraflı ve çift taraflı serebral perfüzyonun karşılaştırılması

    Başlık çevirisi yok

    KADİR ÇEKİRDEKOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiPamukkale Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BİLGİN EMRECAN

  5. Sağ brakiyal arter yoluylsağ brakiyal arter yoluyla antegrad serebral perfüzyon kullanılarak yapılan aortik arkus cerrahisi sonrası uzun dönemde nörokognitif fonksiyonların incelenmesi

    The evaluation of long term neurocogni̇ti̇ve functi̇ons after aorti̇c arcus surgery by usi̇ng antegrade cerebral perfusi̇on via ri̇ght brachi̇al artery cannulati̇on

    OKAN YURDAKÖK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bakanlığı

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ALİ ÖZATİK