Geri Dön

2017-2018 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine zehirlenme nedeniyle müracaat eden olguların özellikleri

The Characteristics of Cases presenting because of Poisoning at Akdeniz University Medical Faculty between 2017 and 2018

  1. Tez No: 618288
  2. Yazar: SERVET KUZU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SEMA DEMİRÇİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Adli Tıp, Forensic Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Adli Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 167

Özet

Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre; tüm dünyada morbidite ve mortalite artışının en sık sebeplerinden biri zehirlenmelerdir. Çalışmamızda zehirlenme öyküsüyle başvuran olguların sıklığını ve demografik özelliklerini belirlemek, zehirlenme olgularının başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanları için adli tıbbi açıdan değerlendirmesinde farkındalık yaratmak, zehirlenmelerin sıklığına ve ciddiyetine dikkat çekerek alınabilecek önlemleri hatırlatmak amaçlanmıştır. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu'nun 16.01.2019 tarih 36 sayılı kararı ile çalışmamızda zehirlenmeler ile ilişkili olabilecek tüm ICD-10 kodları (A03-A09, F10-F19, J60-J70, L23-L25, T36-T65, T96-97, X40-X49, X60-X69, X85-X90, Y10-Y19, Y40-Y57, Y64-Y65, Y90-Y91 arası kodlar ve tüm subgrupları; J92, J95, K52, L27, P04, R78, R82, R83, T88, W36, W56, X09, X20, X22, X29, Z57, Z72, Z81, Z86 ve subgrupları) hastanemizde kullanılmakta olan Mia-Med Hastane Bilgi Yönetim Sistemine girilerek veri taraması yapılmıştır. 01 Ocak 2017-31 Aralık 2018 tarihleri arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine zehirlenme öyküsü nedeni ile müracaat ettiği tespit edilen toplam 1972 olgu; demografik veriler, zehirlenme zamanı (mevsim, ay, gün, saat), zehirlenme etkeni, orijini, vücuda alım şekli, adli olgu bildirim durumları, tedavi şekilleri ve süreleri, sakatlık/ölüm sıklığı, maliyet gibi farklı açılardan ele alınmıştır. Ayrıca acil servis başvurularında adli olgu olarak değerlendirilen /değerlendirilmeyen tüm zehirlenme olguları mevcut hasta dosyalarındaki bilgiler ve yapılan tedaviler göz önüne alınarak TCK yaralanma kılavuzunda belirtilen parametrelere göre medikolegal açıdan değerlendirilmiştir. Zehirlenme nedeni ile başvuran olguların %54,4'ü erkek (n=1072), %45,6'sı (n=900) kadındır. Olguların en çok (n=635, %32,2) 20-29 yaş grubunda olduğu tespit edilmiştir. Zehirlenmelerin en sık yaz mevsiminde (n=562, %28,5), Ağustos ayında (n=209, %10,6), Salı günü (n=302, %15,3) ve 18:00-23:59 saat aralığında (n=656, %33,3) meydana geldiği saptanmıştır. Olguların büyük bir kısmının (n=920, %46,7) ilk 6 saatte hastaneye başvurduğu tespit edilmiştir. Orijinlerine göre, olguların %80,7'sinin (n=1592) kaza, %19,2'sinin (n=379) intihar, %0,1'inin (n=1) cinai (kasıtlı) olduğu tespit edilmiştir. Her iki cinsiyette (kadın n=645, %71,7; erkek n=947, %88,3) en fazla kaza orijinli zehirlenmeler saptanmıştır. İntihar orijinli zehirlenmelerin büyük bir bölümünün (n=255, %67,3) kadın olduğu, kaza orijinli zehirlenmelerin ise %59,5'inin (n=947) erkek olduğu saptanmıştır. İntihar ve kaza orijinli olguların (intihar n=134, %35,4; kaza n=501, %31,5) en fazla 20-29 yaş grubunda görüldüğü tespit edilmiştir. Olguların %85,9'unda (n=1693) zehirlenme etkeninin oral yolla, %9,3'ünde (n=184) inhalasyon yoluyla alındığı tespit edilmiştir. Olguların en fazla gıda (n=723, %36,7) zehirlenmesi nedeni ile başvurduğu saptanmıştır. Bunu ikinci sıklıkta ilaç (n=519, %26,3) alımları izlemektedir. Sadece ilaç alımı ile başvuranların %62,6'sının (n=285) kadınlarda, sadece etil alkol alımı ile başvuranların %79,8'inin (n=154) erkeklerde meydana geldiği saptanmıştır. Uyuşturucu-uyarıcı madde alımlarının (tekli-çoklu etkenler dahil) büyük çoğunluğunu (n=118, %86,1) erkeklerin oluşturduğu tespit edilmiştir. İlaç kaynaklı zehirlenmelerin %29,0'unun (n=132) 1-6 yaş grubunda olduğu tespit edilmiştir. İlaç dışı (ilaç ve gıda hariç) ve gıda zehirlenmeleri en sık (ilaç dışı n=188, %26,6; gıda n=309, %42,7) 20-29 yaş grubunda olduğu saptanmıştır. İlaç ile zehirlenen olguların %61,4'ünde (n=319) tekli ilaç alımı, %38,6'sında (n=200) çoklu ilaç alımı olduğu tespit edilmiştir. Tekli ilaç alımlarının ilk üç sırasında analjezik grubu ilaçların (NSAİİ n=35, %11,0; parasetamol n=29, %9,1), antidepresan grubu ilaçların (SSRI n=24, %7,5; TCA n=8, %2,5; diğer antidepresanlar n=16, %5,0) ve antiepileptiklerin (n=31, %9,7) bulunduğu tespit edilmiştir. İlaç kaynaklı zehirlenmelerde en sık (%61,5, n=280) intihar orijinin görüldüğü tespit edilmiştir. Gıda, koroziv madde ve karbonmonoksit zehirlenmesi olgularının tümünde orijinin kaza olduğu, uyuşturucu-uyarıcı madde, etil alkol ve pestisit zehirlenmelerinin de büyük çoğunluğunun (sırasıyla %98,2 [n=111], %94,3 [n=182], %59,0 [n=23]) orijinin kaza olduğu tespit edilmiştir. Etil alkol değerlerine göre, kadınlarda en fazla 100-150 mg/dL arası (n=12, %16,0), erkeklerde en fazla 200-250 mg/dL arası (n=28, %14,4) etil alkol değeri ölçülmüştür. Olguların %33,6'sında (n=46) eroin alımı, %26,3'ünde (n=36) esrar alımı öyküsü olduğu tespit edilmiştir. Pestisit alan olgularda %57,5 oranla en sık insektisitler (n=27) ve bu grubun içerisinde de en sık (n=14, %29,8) organofosfat ve karbamat zehirlenmeleri nedeni ile başvuru yapıldığı tespit edilmiştir. Pestisit zehirlenmesi olguların %59'unda (n=23) orijinin kaza olduğu saptanmıştır. Zehirlenme etkenlerinin %2,8'i (n=56) daha az görülen 'diğer etkenler' grubunda değerlendirilmiş olup, bu grubun %25,0'inin solventler (tiner), %17,7'sinin hidrokarbonlardan oluştuğu tespit edilmiştir. Olguların %6,9'unda (n=135) psikiyatrik hastalık öyküsü saptanmıştır. Psikiyatrik hastalık öyküsü bulunan olguların %60,0'ında (n=81) orijinin intihar, %40,0'ında (n=54) kaza olduğu saptanmış olup, ayrıca %57,8'inde (n=78) ilaç, %30,4'ünde ilaç-dışı etken (ilaç ve gıda hariç) kullanımı olduğu tespit edilmiştir. Gebe ve gebelik şüphesi bulunan (n=26) olguların %46,2'sinde (n=12) orijinin intihar olduğu tespit edilmiştir. Hastaneye başvuru anındaki Glasgow Koma Skorunun (GKS) olguların %97,4'ünde (n=1920) 13-15 arasında, %1,5'inde (n=30) 3-8 arasında, %1,1'inde (n=22) 9-12 arasında olduğu saptanmıştır. Olguların %21,3'ünün (n=420) zehir danışma merkezine danışıldığı tespit edilmiştir. Olguların %33,4'ünde (n=658) ilgili bölümlerden konsültasyon istendiği saptanmıştır. En fazla konsültasyon istenen bölümler sırasıyla; Psikiyatri (%57,2), Dahiliye (%51,7) ve Anestezi (%17,1) şeklinde tespit edilmiştir. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları konsültasyonu istenen 18 yaş altı olgulardan orijini intihar olanların %86,2'sinin (n=25) kadın olduğu saptanmıştır. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları konsültasyonu istenen 18 yaş üstü olgulardan orijini intihar olanların %66,4'ünün (n=211) kadın olduğu tespit edilmiştir. Her iki cinsiyette de psikiyatrik desteğin önem kazandığı intihar olgularında kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de psikiyatri görüşü alınması uygun olacaktır. Olguların %76,0'sında (n=1503) semptomatik tedavi ve gözlem yapıldığı, 148 (%7,4) olguya Nazogastrik lavaj ve aktif kömür tedavisinin birlikte uygulandığı tespit edilmiştir. Hastanede yatarak tedavi gereken olguların oranı %18,1 (n=356) olarak tespit edilmiştir. Olguların %79,5'inin (n=1569) Acil Serviste, %7,7'sinin (n=157) Dahiliye servisinde tedavisinin yapıldığı tespit edilmiştir. Servis veya yoğun bakım ünitesine yatışı yapılan olguların hastanede ortalama 3,71 gün (minimum 1 gün, maksimum 36 gün) tedavi gördüğü tespit edilmiştir. Olgulardan 3'ünün (%0,2) eks olduğu, 1 (%0,1) olgunun ise hastanemize eks duhul olarak getirildiği saptanmıştır. Hastanemizde yatırılarak tedavi gören olguların %81,7'sinin (n=291) 2-7 gün, %7,9'unun (n=28) ise 8-15 gün arası yatarak tedavi gördüğü saptanmıştır. Olguların toplam tedavi giderinin 475109 TL, kişi başı ortalama tedavi giderinin ise 240,92 TL (minimum 15 TL, maksimum 25293 TL) olduğu hesaplanmıştır. Acil servise başvuran zehirlenme olgularının %52,7'sinin (n=1039) adli vaka olarak değerlendirildiği tespit edilmiştir. Olguların %87,2'sinde (n=1720) yaşamsal tehlikenin olmadığı, %12,8 (n=252) olguda mevcut zehirlenme tablosunun yaşamsal tehlike oluşturduğu tespit edilmiştir. Gıda zehirlenmesi olgularının tümünün (n=723) adli olgu olarak değerlendirilmediği tespit edilmiştir. Yaşamsal tehlikesi olmayan 343 ilaç zehirlenmesi olgusunun 326'sının (%95,0) adli olgu olarak değerlendirildiği, yaşamsal tehlikesi bulunan 112 ilaç zehirlenmesi olgusunun ise 102'sinin (%91,1) adli olgu olarak değerlendirildiği saptanmıştır. Yaşamsal tehlikesi olmayan 191 koroziv madde zehirlenmesi olgusunun 137'sinin (%71,7) adli olgu olarak değerlendirildiği, yaşamsal tehlikesi bulunan 4 koroziv madde zehirlenmesi olgusunun ise tümü (n=4; %100,0) kaza orijinli olup adli olgu olarak değerlendirildiği saptanmıştır. Yaşamsal tehlikesi olmayan 33 pestisit zehirlenmesi olgusunun 30'unun (%90,9) adli olgu olarak değerlendirildiği, yaşamsal tehlikesi bulunan 6 pestisit zehirlenmesi olgusunun ise tümünün (n=6; %100,0) adli olgu olarak değerlendirildiği saptanmıştır. Yaşamsal tehlikesi olmayan ve çoklu etken alımı nedeni ile başvuran 59 olgudan 56'sının (%95,0) adli olgu olarak değerlendirildiği, yaşamsal tehlikesi bulunan ve çoklu etken alımı nedeni ile başvuran 28 olgudan 27'sinin (%96,0) adli olgu olarak değerlendirildiği tespit edilmiştir. Hekimlerin yaşamsal tehlikesi olan ilaç, pestisit, koroziv madde alımı ve çoklu madde alımı ile başvuran olgulara daha fazla adli olgu bildirimi yapmaya eğilimli olduğu, diğerlerinde adli olgu bildirimi yapmaya meyilli olmadıkları anlaşılmaktadır. Olguların %85,4'ünde (n=1684) zehirlenme tablosunun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu tespit edilmiştir. BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olan grupta bulunan 334 ilaç zehirlenmesi olgusunun 318'inin (%95,2) adli olgu olarak değerlendirildiği, BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmayan grupta bulunan 121 ilaç zehirlenmesi olgusunun da 110'unun (%90,9) adli olgu olarak değerlendirildiği saptanmıştır. BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olan grupta 186 koroziv madde zehirlenmesi olgusunun 132'sinin (%71,0) adli olgu olarak değerlendirildiği, BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmayan grupta bulunan 9 koroziv madde zehirlenmesi olgusunun tümünün (n=9; %100) adli olgu olarak değerlendirildiği saptanmıştır. BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olan grupta bulunan 31 pestisit zehirlenmesi olgusunun 28'inin (%90,3) adli olgu olarak değerlendirildiği, BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmayan grupta bulunan 8 pestisit zehirlenmesi olgusunun tümünün (n=8; %100,0) adli olgu olarak değerlendirildiği saptanmıştır. Ayrıca, BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olan grupta bulunan ve çoklu etken alımı nedeni ile başvuran 57 olgudan 54'ünün (%94,7) adli olgu olarak değerlendirildiği, BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmayan grupta bulunan ve çoklu etken alımı nedeni ile başvuran 30 olgudan 29'unun (%96,7) adli olgu olarak değerlendirildiği tespit edilmiştir. Tüm olguların (n=46; % 2,3) gıda ve (n=408; %20,7) gıda dışı toplam % 23,0'ünün (n=454) 18 yaş altında olduğu ve 18 yaş altı tüm olguların %90,3'ünde (n=410) orijinin kaza olduğu göz önüne alındığında, bu yaş grubuna özgü özel önlemlerin alınması yerinde olacaktır. Zehirlenme olgularının en aza indirilmesi ve zehirlenme olgularında morbidite ve mortalite oranlarının azaltılması için; önlemlerin majör komponenti olan aile ve toplumun eğitilmesi, reçetesiz ilaç satılmaması, hiçbir ilacın karanlıkta içilmemesi/içirilmemesi, tarihi geçmiş tüm ilaçların uygun yollarla imha edilmesi, sadece çocuk-korumalı ilaçların satın alınması, tüm ilaç ve toksik maddelerin kilitli dolaplarda saklanması, tüm ev kimyasallarının gıdalardan uzak tutulması, ilaçların, temizlik maddelerinin, pestisidlerin ve diğer kimyasalların orijinal kutularında saklanması, mutfak dışında muhafaza edilmesi, bulundukları şişe/kapların kapaklarının uygun bir şekilde kapatıldıklarından emin olunması ve açıkta bırakılmaması, ev temizlik ürünlerinin çocukların rahatlıkla ulaşabilecekleri zeminde, lavaboların altında veya alçak tezgahlar üzerinde bırakılmaması, bilinçli gıda tüketimi, tüpgaz/doğal gaz/soba kullanılan yerlerde havalandırma sistemlerinin iyi kurgulanması ve gece yatmadan önce kontrol edilmesi, intihar eğilimi gösteren kişilerin derhal psikiyatrik destek almasının sağlanması ve özel dikkat gösterilmesi, kimyasal üretim yapan fabrikalarda hava kirliliğini önleyici önlemlerin alınması, tüm fabrikalarda çalışan işçilerin uygun bir şekilde eğitilmesi ve güvenli ekipmanlarının sağlanması, madde kullanımını denetleyici ve yasa dışı madde teminini önleyici sistemlerin geliştirilmesi, bağımlıların rehabilitasyonu gerekmektedir. Yazılı ve görsel yayın organları kullanılarak zehirlenmeler konusunda farkındalık yaratılması da faydalı olacaktır. Adli tıbbi açıdan ise, her türlü zehirlenme olgusunda adli bildirimin yapılması, hastaların hak kayıpları ve gereksiz mağduriyetlerini önlemek için hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının zehirlenmelerle ilgili adli tıbbi konularda düzenli hizmet içi eğitim almaları, temel kanun ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikleri yakından takip etmeleri faydalı olacaktır.

Özet (Çeviri)

According to WHO reports, intoxication is one of the most frequent reason of morbidity and mortality in all over the world. The aim of this study was to determine the frequency and demographic characteristics of cases presenting with a history of poisoning, to create an awareness in all healthcare personnel and primarily physicians of evaluation in respect of forensic medicine, and to remind all staff of precautions to be taken with the consideration of the frequency and severity of the poisonings. Approval for the study was granted by the Clinical Research Ethics Committee of Akdeniz University Medical Faculty (decision no: 36, dated:16.01.2019). A retrospective screening of data was made by entering all the ICD-10 codes that could be related to poisoning into the Mia-Med Hospital Information Management System, which is used in our hospital. The codes used were the ranges of A03-A09, F10-F19, J60-J70, L23-L25, T36-T65, T96-97, X40-X49, X60-X69, X85-X90, Y10-Y19, Y40-Y57, Y64-Y65, Y90-Y91 and all subgroups, and J92, J95, K52, L27, P04, R78, R82, R83, T88, W36, W56, X09, X20, X22, X29, Z57, Z72, Z81, Z86 and subgroups. A total of 1972 cases were identified who presented at Akdeniz University Medical Faculty Hospital between 01 January 2017 and 31 December 2018 with a history of poisoning. A record was made of demographic data, time of poisoning (season, month, day, time), the agent of intoxication, origin, how taken into the body, forensic case notification, treatment method and duration, disability/mortality frequency, and costs. All the cases of poisoning, evaluated or not evaluated as forensic cases on presentation at the Emergency Department, were evaluated in medicolegal terms according to the parameters defined in the Republic of Turkey Penal Code Injury Guide, taking into consideration the information in the patient files and the treatments applied. The cases that presented because of poisoning comprised 54,4% (n=1072) males and 45,6% (n=900) females. Most cases (32,2%, n=635) were in the 20-29 years age group. The poisonings occurred most often in the summer (n=562, 28,5%), in the month of August (n=209, 10,6%), on a Tuesday (n=302, 15,3%) and between 18:00-23:59 (n=656, 33,3%). The origins were determined to be accidental in 1592 (80,7%) cases, a suicide attempt in 379 (19,2%), and criminal (intentional) in 1 (0,1%) case. In both genders, the origin was mostly accidental (males, n=947, 88,3%; females, n=645, 71,7%). The majority of the suicide attempts of poisoning were female (n=255, 67,3%), and of the accidental poisonings, 59,5% (n=947) were male. The cases of suicide and accidental origin were determined to be mostly in the 20-29 years age group (suicide, n=134, 35,4%; accidental, n=501, 31,5%). Ingestion of the poison was determined to be via the oral route in 85,9% (n=1693) and by inhalation in 9,3% (n=184) of cases. Poisoning was determined to have been mostly from food (n=723, 36,7%) followed by drugs (n=519, 26,3%). Of the drug intoxication cases, 62,6% (n=285) were female, and of the cases with ethyl alcohol poisoning, 79,8% (n=154) were male. The vast majority of those who had taken sedatives or stimulants were male (86,1%, n=118). Drug origin poisoning was determined in the 1-6 years age group at the rate of 29,0% (n=132). Non-drug and food poisoning cases were determined to be mostly in the 20-29 years age group (non-drug, n=188, 26,6%; food, n=309, 42,7%). Of the cases of drug poisoning, a single drug had been taken by 61,4% (n=319) and multiple drugs by 38,6% (n=200). The 3 most commonly taken single drugs were analgesic group drugs (NSAID, n=35, 11,0%, paracetamol, n=29, 91%), antidepressant group drugs (SSRI, n=24, 7,5%, TCA, n=8, 2,5%, other antidepressants, n=16, 5,0%), and anti-epileptics (n=31, 9,7%). Suicide attempts were determined to be the most common form of drug-origin poisonings (61,5%, n=280). All of the cases of food, corrosive substance and carbon monoxide poisoning were accidental, as were the majority of cases of poisoning by sedatives or stimulants (98,2%, n=111), ethyl alcohol (94,3%, n=182), and pesticides (59,0%, n=23). Ethyl alcohol values were measured as maximum 100-150mg/dL in females (n=12, 16,0%) and maximum 200-250 mg/dL in males (n=28, 14,4%). A history of heroin intake was determined in 46 (33,6%) cases and cannabis use in 36 (26,3%) cases. Of the cases of pesticide poisoning, insecticides were most frequent at the rate of 57,5% (n=27), and within this group, the most frequent were organophosphate and carbamate poisonings (n=14, 29,8%). Of the pesticide poisoning cases, 59% (n=23) were determined to be accidental. When the“other agents”group, seen at the lower rate of 2,8% (n=56), was evaluated, 25% were determined to be solvents and 17,7% were hydrocarbons. A history of psychiatric disease was determined in 6,9% (n=135) of cases. Of these, 60% (n=81) were cases of attempted suicide and 40% (n=54) were accidental in origin, and the agent used was drugs in 57,8% (n=78) and a non-drug agent in 30.4%. Suicide attempt was determined in 46,1% (n=12) of the cases who were pregnant or had suspected pregnancy (n=26). The Glasgow Coma Score at the time of presentation at the hospital was 13-15 in 97,4% (n=1920) of cases, 3-8 in 1,5% (n=30), and 9-12 in 1,1% (n=22). Of the total cases, 21,3% (n=420) had consulted a poison information centre. Consultation had been requested from the relevant departments by 33,4% (n=658) of cases. The departments most frequently consulted were Psychiatry (57,2%), Internal Medicine (51,7%) and Anaesthesia (17,1%). Cases aged 18 years who were referred to the Mental Health and Diseases Department were determined to be 66,4% (n=211) females with origin of suicide attempt. In cases of attempted suicide, psychiatric support is important for both genders and therefore, a psychiatric interview is just as appropriate for males as females. Symptomatic treatment and observation was applied to 76% (n=1503) of the cases, with nasogastric lavage applied together with active charcoal treatment in 148 (7,4%) cases. Hospitalisation for treatment was required by 18,1% (n=356) of cases. Treatment was applied in the Emergency Department to 79,5% (n=1569) and in the Internal Medicine Department to 7,7% (n=157) of cases. The patients admitted to a ward or the Intensive Care Unit were determind to have received treatment for mean 3,71 days (range, 1-36 days). Mortality developed in 3 (0,2%) cases and 1 (0,1%) case was dead on arrival. Of the cases hospitalised for treatment, length of hospital stay was 2-7 days in 81,7% (n=291) and 8-15 days in 7,9% (n=28). The total treatment costs of all the patients was 475109 TL, which was calculated to be mean 24092 TL per patient (minimum 15 TL - maximum 25293 TL). Of all the poisoning cases presenting at the Emergency Department, 52,7% (n=1039) were determined to be forensic cases. The poisoning was determined to be non-life-threatening in 87,2% (n=1720) of the cases and lifethreatening in 12,8% (n=252). None of the food poisoning cases (n=723) were evaluated as forensic cases. Of the drug intoxication cases, 326/343 (95%) that were not life-threatening, and 102/112 (91,1%) that were life-threatening were evaluated as forensic cases. Of the corrosive substance poisoning cases, 137/191 (71,7%) nonlife-threatening cases and all 4 (100%) life-threatening cases of accidental origin were evaluated as forensic cases. Of the pesticide poisoning cases, 30/33 (90,9%) non-life-threatening cases and all 6 (100%) life-threatening cases were evaluated as forensic cases. Of the poisoning cases presenting with multiple agent intake, 56/59 (95%) non-lifethreatening cases and 27/28 (96%) life-threatening cases were evaluated as forensic cases. Physicians were determined to be more likely to report forensic cases when the patient presented with life-threatening intake of drugs, pesticides, corrosive substance and multiple substances, and they tended not to report other forensic cases. In 85,4% (n=1684) of cases, severe of the intoxication was determined to be mild enough that it could be resolved with a simple medical intervention (SMI). Of the drug poisoning cases, 318/334 (95,2%) that could be resolved with SMI and 110/121 (90,9%) that could not be resolved with SMI were evaluated as forensic cases. Of the corrosive substance cases, 132/186 (71,0%) that could be resolved with SMI and all 9 (100%) that could not be resolved with SMI were evaluated as forensic cases. Of the pesticide cases, 28/31 (90,3%) that could be resolved with SMI and all 8 (100%) that could not be resolved with SMI were evaluated as forensic cases. Of the cases of poisoning with multiple agent intake, 54/57 (94,7%) that could be resolved with SMI and 29/30 (96,7%) that could not be resolved with SMI were evaluated as forensic cases. When it was considered that a total of 23% (n=454) of cases were aged

Benzer Tezler

  1. Karaciğer transplantasyonu planlanan hastalarda sarkopeni değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    ILHAM SADIROV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiAkdeniz Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT YILDIRIM

  2. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi transkateter aort kapak implantasyonu kısa ve orta dönem sonuçları, etkinliği ve güvenilirliği

    Short and mid term results, efficiency and reliability of Akdeniz University Medical Faculty Hospital transcatheter aortic valve implantation

    ALİ YAŞAR KILINÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    KardiyolojiAkdeniz Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM DEMİR

  3. 2016-2020 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalına medeni hakların kısıtlanması veya sınırlandırılması (vesayet ve yasal danışmanlık) için yönlendirilen olguların değerlendirilmesi

    Evaluation of the facts referred to Akdeniz University For Restriction or Limitation of Civil Rights (Legal guardianship and legal advisor) between 2016-2020

    HÜSEYİN UĞUR BAKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Adli TıpAkdeniz Üniversitesi

    Adli Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ YAŞAR MUSTAFA KARAGÖZ

  4. Öğretmen, yönetici ve müfettişlerin okul müdürlerinin muhakkiklik görevlerine ilişkin görüşleri

    Opinions of the teachers, administrators and inspectors about investigation task of school managers

    HAKAN DÜZTEPE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Eğitim ve ÖğretimAkdeniz Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KEMAL KAYIKÇI

  5. Adi depo koşullarında muhafaza edilen 'Starkrimson' ve 'Granny Smith' elma çeşitlerinin kaliteleri üzerine modifiye atmosfer ve 1-metilsiklopropen (1-MCP) uygulamalarının etkileri

    The effects of modified atmosphere and l-methylcyclopropene (1-MCP) treatments on the quality of 'Starkrimson' and 'Granny Smith' apple cultivars stored in the ambient conditions

    HAYRİ ÜSTÜN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    ZiraatAkdeniz Üniversitesi

    Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ERKAN