التوسل بين التوحيد والشرك عند المتكممين
Tevhid ve şirk açısından kelâmcılara göre tevessül (Tawassul, between tawheed and shirk as seen by scholars of kalam)
- Tez No: 620993
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ METİN YILDIZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Din, Religion
- Anahtar Kelimeler: Tevessül, Tevhid, Şirk, Tawassul, Tawheed, Shirk
- Yıl: 2020
- Dil: Arapça
- Üniversite: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 146
Özet
Bu tezin konusu“tevessül”gerçeği ile ilgili kelamcı ve akaitçilerlerin görüşleriyle birlikte ibnı Teymiye ve ona bağlı vahabilerin görüşlerini içermektedir. Tevessül denilen şey, Ehli sünnet olan kelamcı ve fukahanın düşündükleri gibi tevhid konusuna dahil olan bir anlayış mı, yoksa İbnı Teymiye ve ona tabi olanların düşündükleri gibi şirk içinde mülahaza edilen bir anlayış mı? İster diri, ister ölü olsun peygamber ve salih kimselere tevessül yapan ya da onlardan yardım dileyen veya onlarla kutlanmak isteyen kimse müşrik midir, yoksa müvahit midir? Ehli sünnet cumhuru ve kelamcıların nezdinde fıkıh ilminin bir alt dalı olan ama İbni Teymiye ve ona bağlı olanların nazarında İslam akidesinin bel kemiğini oluşturan“tevessül”konusu son asırlarda tamamlanmış olan bir mevzudur. Bu araştırma tezi, iki bölüm olup bir önsöz, giriş, sonuç, ek ve başvurulan önemli kaynakların fihristinden oluşmaktadır. Nitekim bu araştırmayı yazmaya başlarken; genel hatlarıyla tevessül kavramını, bu konudaki geçmiş araştırmaları ve yaptığımı araştırmanın geçmiş araştırmalardan ayırt edici özelliklerini ve niçin bu konuyu seçtiğimi anlatan bir önsöz ile başlandı. Tezin giriş kısmında; araştırmanın konusu ve gayesini, araştırma boyunca karşılaştığımı zorluklarla beraber başvurduğumu modern ve önemli temel kaynakları anlattım. Tezin birinci bölüm tevhid ve şirkin açıklamasına ayrındı. Birinci babın birinci faslında kelamcıların nezdindeki tevhid anlayışını açıklandı. Birinci faslın birinci kısmında ise İbnı Teymiye ve ona bağlı olan vahabilerin tevhid anlayışlarını açıklamaya ayrındı.“rububiyet ve uluhiyet”diye iki kısıma ayırdıkları hakikatını açıklamağa ayırdık. Ikinci fasil ibni Teymiye ve ona bağlı olanlarin tevhid ile ilgili yaptiklari taksimin beyanıdır. Bu fasıldaki açıklama Rububiyyet ve Uluhiyyet kavramlarının manalarının izahına dairdir. Bu fasıldaki açıklamada kurani kerim ve nebevi süünet ibni Teymiyeyi Tevhid kısmında eliştirmistir. İkinci faslın birinci bölümünde ise; İbnı Teymiye ve ona bağlı olanların bakışıyla şirkin ne manaya geldiğinin gerçeğini açıklandı. Tezin İkinci bölüm ise tevessülün manasına ve içinde tevessül manasını barındıran kavramların sözcük ve kavramsal anlamlarını ve tevessülü caiz gören alimlerin tevessülden ne kastedildiğine dair değindikleri bazı hakikatleri açıklamaya tahsis edildi. Tezin birinci babının birinci faslını tevessülün ihtilaflı kısmı ile birlikte söz konusu olan üç kısmını izah etmeye ayrındı. Birinci babın ikinci faslında ise; ölü ya da diri olsun peygamber ve salih kimselere tevessül edilir mi diye ihtilaflı olan tevessülün üçüncü kısmını açıklamaya ayrındı. İkinci faslın birinci bölümünde tevessülü rededenlere göre ölü ya da diri olan peygamber ve salih kimselere yapılan tevessülün hükmü anlatıldı. İkinci faslın ikinci bölümünde; tevessülü reddedenlerin öne sürdükleri delillerin ve bu delillere yapılan reddiyelere ve yapılan ilmi münakaşaların sunumuna yer verildi. Üçüncü fasılda ise; ister diri ister ölü olsun peygamber ve salih kimselere yapılan tevessülün caiz olduğunu söyleyen alimlerin görüşlerine yer verildi. Üçüncü faslın birinci bölümünde; ölü veya diri olsun peygamber ve salih kimselere yapılan tevessülün caizliğini kabul eden alimlerin öne sürdükleri deliller ve bu delleri nasıl kullandıklarıyla beraber sunulmuş olan delillerden edinilen istifadenin vurgusu yapıldı. Dördüncü fasıl, söz konusu olan tevessülün anlamlarından birinci anlam kabul edilen“istiğase ve istiane”kavramlarının manalarını açıklamaya yöneliktir. Tezin dördüncü faslın birinci bölümü, tevessülü ret ve kabul edenlerin nezdindeki istiğase ve istianenin hükmü ile alakalı tartışma ve düşüncelerin yanısıra tercih edilen görüşü içermektedir. Dördüncü faslın ikinci bölümü, istiğase ile ilgili Kur'anın bir kısım nasları ve bu konuda akaidin bazı kaidelerini içeren araştırmaya yöneliktir. Beşinci fasıl, tevessülün ikinci manası olan teberrük ve teberrükün sözcük ve kavramsal manasını açıklamaya dairdir. O teberrük ki, iki kısma ayırmıştım. Birinci kısım, peygamberler, salih kimseler ve onlardan sonra gelenler ile teberrükün caiz olduğunu kabul edenler ve delillerine de yer vererek teberrükün caiz olmadığını kabul edenlerin görüşlerini içeriyordu. İkinci kısımda ise; peygamberler, salih kimseler ve hatta bütün müminlerle teberrükün yapılmasının caizliği ile ilgili delilleri ortaya konulmuştu. Tezin sonuç bölümünde ise bu araştırmanın en önemli neticeleri anlatıldı. Mesela Rububiyet ile uluhiyet kavramları her ne kadar farklı da olsalar aslında birbirinden ayırt edilemeyeceği, birinin inkarı diğerinin de inkarı manasına geldiği örneği verilirken; bir amelin ancak ibadet niyetiyle ibadet sayılabileceğidir. Oysa tevessül ve tüm manaları her hangi bir ibadet kastı ile yapılmamaktadır. Hem de tevessül eden kişi bizzat tevessül edilenden herhangi bir fayda ya da zararın gelebileceğine inanmıyor. Ayriyeten tevessül, Allah'ın duaya cevap vermesinin şartı değildir. O sadece duanın adabından bir edeptir. İsiğase ve istianeye gelince delillerle sabit ve caiz olan bir durumdur. Çünkü bu iki durum da sebeplere tutunma kapsamında düşünülür. Tevessülü rededenlerin sandığı gibi bir kimse tevessül yaparken zarar ve menfaatın bizzat vesile edinenin şahsından gelemeyeceği, sadece onun bir destek olabileceği ve Allah'ın da o vesile edinenin değerine binaen takdirini icra edebileceğine inanan kimse müşrik değildir Teberrük, hem Kur'anın nassı ile hem nebevi sünnet ile hem de selef topluluğunun ve ulemasının yaptıklarıyla meşru olan bir şeydir. Teberrükü rededenlerin teberrükün meşru olmadığına dair Kur'an nassına, Sünnete ve Ehli Sünnet cumhurunun savunmalarına muaraza edebilecek güçlü bir delilleri yoktur. Teberrük Allah'a olan tevessülün manalarından başka bir manası olmayan ve ilahi iyiliğin icrası için gerçekleştirilen bir şeydir. Son olarak bu araştırmamda başvurduğum en önemli kaynakları daha sonra araştırmamın özet ekini Arapça, Türkçe ve İngilizce dilleriyle anlattım.
Özet (Çeviri)
The subject matter of this dissertation is on the topic of tawassul, and the reality of tawheed and shirk as seen by scholars of kalam and aqidah, and as seen by Ibn Taymiyyah and his Wahhabis followers. Is tawassul included under the concept of tawheed, as deemed by the scholars and jurists of Sunnah, or under shirk as deemed by Ibn Taymiyyah and his followers. Is the person seeking tawassul through prophets and the righteous (whether alive or dead) or supplicating to them (istighatha) or seeking their blessing (tabarruk) a person of tawheed or of shirk? This topic has been tackled in the late eras. For Ibn Taymiyyah and his followers, it lies at the core of Islamic doctrine (aqidah), whereas for the majority of the scholars of Sunnah and scholars of kalam it is a branch of jurisprudence (fiqh). The dissertation has an introduction, a foreword, two chapters, a conclusion, a bibliography of the main resources and references, and an annex. I started my dissertation with an introduction about tawassul in general, the studies that tackled the same topic, what differentiate my dissertation from other dissertations, and why I chose this topic. In the foreword, I defined the topic of the dissertation, the purpose of the researcher, the importance of the topic, and research methodology, the difficulties faced during the research, and the main references (classic and contemporary) used. I dedicated chapter one to the definitions of tawheed and shirk. In part one I defined the concept of tawheed as seen by scholars of kalam. The first section tackled the concept of tawheed as seen by Ibn Taymiyyah and his Wahhabis followers; and the second section tackled the divisions of tawheed according to Ibn Taymiyyah and his followers. This section discussed the meanings of Ruboubiyyah (Lordship) and Uluhiyyah (Godship). The first request of this section criticized the division of tawheed by Ibn Taymiyyah in the light of the Quran and the Sunnah. In part two, I defined the meaning of shirk according to the scholars of kalam, and the first section of this part tackled the meaning of shirk according to Ibn Taymiyyah and his followers. Chapter two is dedicated for clarifying the definition and meaning of tawassul, etymologically and terminologically. It tackles some important facts about tawassul and its indications according to the scholars who deem it permissible. Part one details the three types of tawassul and the controversial type. Part two is dedicated to the third type, that is the controversial one, which is tawassul through the prophets and the righteous, dead and alive. The first section tackles the ruling on tawassul through the prophets and the righteous, dead and alive, as seen by those who deem it not permissible. The second section lists the evidence cited by the forbidders, replies to it and discuss it methodologically. Part three presents the statements of scholars who allow tawassul through the prophets and the righteous, dead and alive. The first section highlights the evidence cited by the allowers on tawassul through the prophets and the righteous, dead and alive, the significance of the evidence and the use of the this evidence. Part four talks about and defines the first meaning of tawassul, which is istighatha and seeking help. The first section discusses the ruling on istighatha and seeking help and the evidence cited by allowers and forbidders, and the outweighing opinion. The second section studies some Quranic texts on istighatha, listing some doctrinal rules on this. Part five is dedicated to discussing the second meaning of tawassul that is tabarruk (seeking blessing) and its meaning and definition, etymologically and terminologically. It is divided into two sections: the first section is on the ruling on tabarruk by the prophets and the righteous and their relics according to the allowers and the forbidders, citing the evidence of the forbidders. The second section is on the evidence for allowing tabarruk by the prophets, the righteous, and even all Muslims. In the conclusion I mentioned the main outcomes of the dissertation such as: Although Uluhiyyah (Godship) and Ruboubiyyah (Lordship) are two different things but they cannot be separated. One who is mushrik in one of them is mushrik in the other. Acts can be considered as worship (ibaada) only if they were intended as worship and the person believed in the Uluhiyyah and Ruboubiyyah of the One to which these acts are directed. Tawassul and its meaning do not fall under worship and cannot be classified as shirk, as it is not meant as an act of worship, and the person doing tawassul does not believe that the waseela can make benefit or harm by itself. The waseela is not a condition for the duaa to be accepted by Allah, but it is an act of politeness in making duaa and is recommended. Istighatha and seeking help are authentic and permissible as they fall under adopting means to reach an end (Al-Akhth bil asbaab). If one believed that these means do not have an effect by themselves and they are just a cause and an aspect that Allah causes His destiny to happen through them, then he is not mushrik as the forbidders claim. Tabarruk is permitted by the text of the Quran and the Sunnah and the acts of the scholars. the forbidders do not have evidence that can outweigh the texts of the Quran and Sunnah and the opinion of the majority of Sunnah scholars on the permissibility of tabarruk. Tabarruk is a way of tawassul to draw goodness from Allah. Finally, I mentioned the main resources and references that I used in my research, and an annex with dissertation abstract in Arabic, Turkish and English.
Benzer Tezler
- ترجمة الشعر من التركيى إلى العربية: النشيد الوطني التركي نموذجا
Türkçeden Arapçaya şiir çevirisi: İstiklal Marşı örneği
ŞEYMA RUMEYSA İRHAN
Yüksek Lisans
Arapça
2024
Mütercim-Tercümanlıkİstanbul 29 Mayıs ÜniversitesiMütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ İBRAHİM HELALŞAH
- جایگاه امتگرایی در سیاست خارجی جمهوری اسالمی ایران) از 1376 تا 1392 )در تاریخ 14/6/96 توسط هیات داوران زیر بررسی و با نمره 19 و درجه عالی به تصویب نهایی رسید.
The Position of Ummah'ism in Islamic Republic of Iran's foreign policies (since 1997 up to 2013)
SÜMEYRA DEMİR
- ة في القرنأحمد فارس الشدياق وإسهاماته في حركة النهضة ال التاسع عشر من خالل صحيفة الجوائب
Başlık çevirisi yok
BASMA AL WANI
- Fıkıh ve akaid arasında tevessülالتوسل بين الفقه والعقيدة
Al-tawassul between fiqh (Jurisprudence) and 'aqida (Belief)
ESSAM MOHAMMAD SAEID
Yüksek Lisans
Arapça
2022
DinMardin Artuklu ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TAHA NAS
- بيت المقدس في العهد السلجوقي والأرتقي (465هـ - 491هـ / 1072م - 1098م) دراسة سياسية وحضارية سياسية وحضارية
Selçuklular ve Artuklular döneminde Beytülmakdis (465-491 hicri / 1072-1098 miladi): Siyasi ve kültürel bir çalışma
HÜSEYİN ABBASOĞLU
Yüksek Lisans
Arapça
2024
TarihMardin Artuklu ÜniversitesiYabancı Diller Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NARJES KADRO