Geri Dön

Sosyolojik açıdan kadın evlilik ilişkisi

Woman-marriage relationship according to sociology

  1. Tez No: 62247
  2. Yazar: EMEL ÖZTÜRK (KARAGÖZ)
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. EDİBE SÖZEN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyoloji, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1997
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyal Yapı - Sosyal Değişme Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 111

Özet

SONUÇ ve ÖZET: Bu tez kadın açısından, evlilik kurumunun sosyolojik anlamda yapılan açıklama ve teorilerine dayandırılmıştır. Sosyolojik açıklama biçimlerinin sosyal olay, olgu ve kurumlarına dayalı olması sebebiyle bu tezde evlilik bir sosyal kurum, kadın da evlilik içindeki konum veya sosyal rol ve statüsü ile incelenmiştir. Tarih içinde evlilik ve kadın ilişkisi hakkında öne sürülen görüşler ve ilgili teorik yaklaşımların en genelde Marksist, feminist ve dine/fere dayalı yaklaşımlar olduğu görülür. Felsefi anlamda evlilik-kadın ilişkisine dayalı açıklamalar yanında, sosyolojinin konuya yaklaşımı sosyal realite çerçevesindedir. Sosyal realite her toplumda evlilik kurumunun var olduğunu kabul eder. Ancak, topluma kültürel açıdan bakıldığında evlilik kurumunun her toplumda farklı olduğu görülür. Bu farklılık her toplumun farklı inanç, farklı kültürel yapı ve farklı değer yargılarına sahip olmasından kaynaklanır. Evlilik kurumu kültürlere göre şekil alır. Bir kurallar manzumesi olarak kültüre ilişkin evlilik biçimleri hakkında farklı kurallar ve anlayışlar mevcuttur.Örneğin bütün evlilikler tanıklık kurumunun işlerliğini gerekli kılar. Böylece evlilik ile oluşan beraberlik toplum tarafından benimsenmiş ve meşrulaşmış olur. Tezde evlilik hakkındaki üç görüşten biri olarak Marksist görüş, burjuva toplumlarındaki evlilik biçimine -tek eşli evliliğe- karşı çıkar. Burjuva evliliklerinin bireysel-cinsel aşka dayanmadığını söyleyerek, evliliği, özel mülkiyete dayanmakla ve dinin hegomanyası altında bulunmakla eleştirir. 98Marksist görüş, aile içindeki kadını köle statüsü ile değerlendirir. Kadın, erkeğin kölesidir. Kadının kölelikten kurtulması evlilik kurumunun ekonomik birim olmaktan çıkarılmasıyla mümkün hale gelir. Bu halde, kadın aile içi işleri bırakıp kamu işlerine yönelecektir. Marksist görüşün öngördüğü toplum içinde, meşru ya da gayri meşru çocukların bakımı anneden alınacağından, kadının annelik görevini de yerine getirmesi gerekmeyecektir. Boşanma özgürlüğünü kısıtlayan katı din kurallarını da eleştiren Marksist görüş, insanların yaşayışlarında resmi evlenme diye bir şey olmadığını, ailenin sonradan ortaya çıkmış bir yenilik olduğunu ve mutlu olabilmek için aile hayatının kaldırılması gerektiğini iddia eder. Tezde incelemeye alınan bir diğer görüş olarak feminist görüş, genel olarak evlilik kurumunun kadının erkeğe kayıtsız şartsız bağımlığından bahseder. Evlilik feminist söylemde kadına zarar yeren bir kurum olarak nitelendirilir. Feminist görüş.tarihsel sürecin irdelenmesini merkeze alarak, kadm-erkek bağımlılığının sürekliliğinden bahseder. Böylece toplumsal yapı kadın ve erkek arasındaki bağımlılık ilişkilerine göre şekillenir. Tarihsel gelişimin ürünü olduğu varsayılan, toplumların en önemli ve köklü kurumunu temsil eden evlilik, özellikle radikal feminist görüş tarafından reddedilir. Tezde incelemeye alınan son görüş olarak Islamın evliliğe bakışı, Batılı görüşlerin aksine tamamlayıcı ve bütünleştirici özelliktedir. Islamiyetin evliliğe bakışı, insanın iradesini, hayatını kısıtlayan bir cendere olarak tanımlayan bütün görüşlere karşı 99çıkarak, evlilik kurumuna ne kadar değer verdiği Kur'an-ı Kerim'deki buyruklara dayandırılarak ortaya konulmuştur. Kur'an-ı Kerim, evlilik kurumunu içtenlikle destekler. Dahası bu desteğini kadın ve erkek açısından son derece eşitlikçi bir platform üzerine oturtur. Aslında buradaki eşitlik kavramı, iki ayrı cinsin birbirini tamamlamasıyla açıklanabilecek özellik gösterir. İslamiyet evlilik kurumu içerisinde kadın ve erkeği karşılıklı sorumluluklar taşıyan iki eşit insan olarak tanımlar. Sosyolojik açıklama biçimin örnekleyecek şekilde, tarihsel süreç içerisinde, Türk toplum yapısında evlilik ve kadın ilişkisinin dini temeller üzerine kurulu olduğunu söylemek mümkündür. Osmanlı toplumunda evlilik kurumundaki bazı uygulamaların -örn. çok kadınla evlilik- gibi İslamiyetin özünden sapmaların kaydedildiği dönemler de mevcuttur. Bu yüzden de Osmanlı toplumunda evlilik kurumu içerisinde zamanla durumu kötüleşen, adeta değersiz bir varlık haline gelen kadının halinden İslam dininin sorumlu tutulmasının ne kadar yanlış bir tutum olduğu gözlemlenebilir. Uygulamadaki çarpıklıkları İslam dininin özüyle karıştırmamak gerekir. Cumhuriyet dönemi, evlilik kadın ilişkisi yazılı hukukta ifadesini bulur. Cumhuriyet dönemi, evlilik hakkında reformların gerçekleştirildiği bir dönemdir. Özellikle Medeni Kanunun kabulüyle evlilik kurumuna getirilen düzenlemeler, kadının evlilik kurumu içerisindeki yerini belirlemeyi amaçlar. Cumhuriyet sonrası dönemde modernleşme çabalarının sonucunda uygulamaya konulan reformlarla yeniden yapılandırılan evlilik, Türk kültüründeki tek eşlilik biçimiyle örtüşür. 100Geleneksel anlamda evlilik kurumu her zaman mahrem ve kutsal değerleri haizdir. Medeni Kanunun kendisine kazandırmış olduğu hakların bilincinde olmakla ve kabullenmekle kamusal alanda yer alan Türk kadını, yine evlilik kurumu içerisinde geleneksel rollerini devam ettirmektedir. Bu rollerden en önemlisi“eş”ve“annelik”rolüdür. Evlilik kurumunun geleneksel yapısını muhafaza etmesi bazı çevreler tarafından iddia edildiği gibi kadın açısından bir facia değildir. Zira, Türk kültüründe kadın ve erkek birbirinin tamamlayıcısı ve bütünleştiricisi durumundadır. Bir toptum için en kötü şey özünü kaybederek, kendine ait olmayan değerlerle özdeşleştirilmeye çalışılmasıdır. Evlilik kurumuna ve bu kurumla oluşabilen aileye son derece değer veren kültür mirasımızı dışarıdan ithal edilen yanlış inanışlardan temizlememiz, konuyla ilgili muhtelif problemleri ortadan kaldıracaktır. Kültürümüzde evlilik kurumu, kadın ve erkeğin tamamlayıcı, birleştirici ve bütünleştirici olma özelliğine göre şekil alır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Roma Hukukunda kadının hukuki durumu

    The Legal status of woman in the Roman Law

    HALUK EMİROĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    HukukAnkara Üniversitesi

    PROF.DR. ÖZCAN K. ÇELABİCAN

  2. Sosyolojik açıdan kadınlarda erken yaşta evlilik: Nevşehir ili, Derinkuyu ilçesi örneği

    Early marriage among woman from a sociological perspective: A case study of Nevşehir city, Derinkuyu town

    SABUHA BİNDİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    SosyolojiNevşehir Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HASAN YAVUZER

  3. Kentleşme sürecinin sosyal sonuçlarından biri olarak, boşanma

    Başlık çevirisi yok

    AYŞEN ŞATIROĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1991

    SosyolojiMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    DOÇ.DR. ESİN KÜNTAY

  4. Erkeklik olgusu bağlamında erkeklerin boşanma deneyimleri

    Men's divorce experiences in the context of masculinity

    ÖZGÜL ELİTOK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    SosyolojiAkdeniz Üniversitesi

    Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURŞEN ADAK

  5. Evlilik öncesi birlikte yaşam deneyimlerinin doğurganlık tercihi üzerindeki etkileri: İzmir'deki üniversite öğrencileri örneği

    The effects of pre-marital cohabitation experiences on fertility preference: A case study of university students in İzmir

    ALPEREN ZOR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    SosyolojiEge Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK YEŞİLTUNA