L'identité masculine dans l'œuvre de Drieu La Rochelle

Drieu La Rochelle'in eserlerinde erkek kimliği

PDF İndir

Tez No: 623865
Yazar: BEREN ŞİMŞEK
Danışmanlar: DOÇ. DR. ENGİN BEZCİ
Tez Türü: Yüksek Lisans
Konular: Fransız Dili ve Edebiyatı, French Linguistics and Literature
Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
Yıl: 2019
Dil: Fransızca
Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
Ana Bilim Dalı: Fransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
Sayfa Sayısı: 104

Özet

Bu tezde erkek kimliği, 1893-1945 yılları arasında yaşamış bir Fransız yazar olan Drieu la Rochelle'in çalışmalarında ele alınmaktadır. Birinci Dünya Savaşı'nda savaşmış olan bu yazar, İkinci Dünya Savaşı'nda Fransa'nın işgali sırasında Almanya'yla işbirliği yapan 'Collaboration' ile yakın bağları sebebiyle tanınmaktadır. Ayrıca, kentsoyluluğun çöküşü, toplumsal değerler ve savaş edebiyatı gibi ögeleri ele alması sebebiyle kendi kuşağı çerçevesinde sözcü kabul edilen Drieu La Rochelle, eril tüm özelliklere sahip kabul edilmesi sebebiyle 'sert erkek' (homme dur) olarak nitelendirilmiştir. Bu bilgiler ışığında ve sosyal bilimlerin var olan sorunsalı olan“erkek kimliği, krizde mi?”üzerine, Drieu la Rochelle ve onun roman karakterleriyle ilgili sorunsala şu şekilde yaklaşmak uygun olacaktır: La Rochelle'in eserlerinde erkek kimliği nasıl tasvir edilmektedir ve yazarın gerçek yaşamıyla arasında bir bağlantı gözlenmekte midir? Romandaki erkek kahramanların kimliğini belirlemek mümkün müdür ve bu roman dünyasındaki erkeklere atfedilmiş özellikler nelerdir? Sonuç olarak ise, La Rochelle'in erkek kimliğini araştıran psiko-sosyolojik çalışmalara, tarihinden çok daha önce, teorik edinim bağlamında yardımcı olduğu söylenebilir mi? Bu soruları yanıtlamak için, tezin ilk bölümünün konusu, çalışmanın devamında katkı sağlaması, yönlendirmesi ve yardımcı olması için La Rochelle'in biyografisine adanmıştır. Kentsoylu bir ailenin oğlu olan La Rochelle, küçük yaşından itibaren Napolyon destanlarıyla büyür. Annesi Eugénie Lefèvre, ekonomik refaha sahip olan bir mimarın kızıdır. Başarısız bir işadamı olan babası Emmanuel Drieu La Rochelle, ekonomik durumunu iyileştirmek için sevmeden annesiyle Eugénie ile evlenir. Büyük dedesi Jacques Drieu, 1791 - 1814 yılları arasında Devrim ve İmparatorluğun tüm kampanyalarında görev almış bir asker olarak, verdiği hizmetlerin neticesinde bu dönemde“La Rochelle”takma adını alır. Bundan sonraki bölümde ise biyografisinde kadınlarla olan ilişkileri üstünde durulmaktadır. Politik görüşleriyle de şekillenen ve değişen yazar, verdiği eserlerde kadın-erkek ilişkilerine hatırı sayılır derecede önem vermektedir. La Rochelle'in kimliğini psikanalitik bağlamda incelediğimizde, çocukluğunda ve ergenliğinde, annesiyle kopma sorununa neden olan ve hayatındaki diğer kadınlarla yüzeysel ilişkiler yaratan birçok problemi olduğu gözlemlenmektedir. Hayat hikâyesinde özellikle eşi Colette Jeramec ve sevgilisi Victoria Ocampo ile bağlantılı birçok örneğe rastlamak mümkündür. İkinci kısım olan teorik kısımda, erkeklik kavramına odaklanmadan önce, en genel anlamda kimliğin teorik temelleri üzerinde ana hatlar çizilmektedir. Bu nedenle sosyal bilimlerde kimlik sorununu analiz ederek başlamak uygun görünmektedir. Aslında, birbirinden tek başına oldukça farklı olan ve neticesinde kavramsal bir bütünlük oluşturan 'kimlik' ve 'erkeklik' mefhumlarıyla anlambilimsel ve epistemolojik düzlemde ayrı ayrı ilgilenen bir araştırma yapmak mümkündür. Bu yüzden ilk önce kimlik kavramının epistemolojik tanımıyla başlayan bölüm; akabininde sosyal bilimlerdeki uygulamaların eksenine odaklanmaktadır ve son olarak, çeşitli“toplumsal cinsiyet çalışmaları”ve bu çalışmaların geçirdiği evrimleri ele almaktadır. Bu teorik yapı çalışması, tezin açıklamayı öngördüğü Drieu La Rochelle'de karşılaşılan erkeklik unsurlarının psikokritik analizini incelemeye olanak sağlamaktadır. Tezin amacı, Drieu la Rochelle ve roman karakterlerini, kimlik yönüne dayanarak incelemektir. Bununla birlikte, paylaştığı kuşağın erkeklerinin ahlak anlayışını yansıtan biri olarak düşünülmesine ve çağdaşları üzerinde etkisi olan bir yazar olarak değerlendirilmesine rağmen, bu çalışmayı bireysel bir kimlik analizi olarak dikkate almak özellikle önemlidir çünkü sosyolojik bir analiz yapmak, istediğimiz araştırmanın sınırlarını aşacaktır. Yazar ve kahramanlarındaki bu çok sayıdaki kimliği belirlemek için öncelikle yazarın özönerme (auto-énoncée) mi yoksa başka bir sosyal bireyin hakkında önerme (énoncée) mi yaptığının bilinmesi gerekir. Her iki durumda da, bireyin bilinçsiz bir şekilde kendi kimliğini ve diğerinin kimliğini önerdiği durumlarda, incelenmeyi bekleyen farklı veriler vardır. Mucchielli'ye göre, oyuncunun kimliğinin önermesiyle bağlantılı çeşitli yapılandırmalar mevcuttur. Yukarıda belirtilen konular bağlamında, Drieu la Rochelle'i, duygusal eğitimi ve olgunlaşması açısından bir sürem üstünde gözlemlemek ilginç olacaktır. Dahası, bu gözlem doğrusal bir zaman düzleminde maruz kaldığı değişikliklerin varlığını veya yokluğunu daha iyi belirlemek için elzemdir. Ayrıca, başkalarının gözünde onun değer duygusunu keşfederek, onun kadınlarla ilişkisel gelişiminde toplumsal ve kişisel arzulara ilişkin değerini belirlemeye çalışmak tezin ayrı bir inceleme alanıdır. Bu noktaların haricinde, kendisiyle ailesi arasındaki ilişkisini belirlemek için, Erikson'un kavramlaştırdığı kimlik unsurlarını, babasıyla kendisi arasındaki ortak yaşamayı anlamak için ve kendisini annesine bağlayan karşılıklı bağımlılığı anlamak için kullanılması mümkündür. Analizi daha da genişletmek, Drieu La Rochelle'in kimliğinin unsurlarını içeren ögeler ve çalışılan kimliğin özgünlüğü ve nasıl adlanlandırılması gerektiğini incelemenin yanı sıra, mevzubahis kimliğin dural (statique) veya devimsel (dynamique) olup olmadığını belirleyebilmek için Ricœur ve Mucchielli gibi teorisyenlerin ve filozofların belirttiği diğer kavramları da kullanmak uygun olacaktır. Takibi olarak yine aynı bölümde, bu kez erkeklik konusu ele alınmaktadır. Konunun özüne ulaşmak için araştırmada, kadın çalışmalarıyla başlayan toplumsal cinsiyet çalışmalarının evriminin zaman çizelgesine sadık kalınmasına bir önem atfedilmiştir. Tarihsel bir bakış açısından, kadınların nasıl oy kullanma hakkına sahip olduğunu ve bu özgürleşme ve hak elde etme sürecinde yaşanan olayların, zorlukların ve yaşadıkları olası baskıların neler olduğunun açıklanması öngörülmüştür. Öte yandan, zaman içinde kaçınılmaz olarak erkek çalışmalarının oluşmasına konu olan örkekler de dahil olmak üzere bir cinsiyet çalışmasının ortaya çıkmasına duyulan ihtiyaçların nedenleri hakkındaki bilgiler açıklanmıştır- erkeklerin, varsayılan cinsiyet olarak uzun süredir kabul edilmesi onları yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar derinlemesine çalışmaya tabi tutulmamasına sebep olmuştur. Erkeklerin yaşadığı tüm sıkıntıların bireysel olarak kabul edilmesi ve böylece psikanalizin alanına dahil edilmesi araştırmaları kolektif düzeyden uzaklaştırıp bireysele dahil ediyor, bu ayrıcalıklı cinsiyetin toplu yapıda acı çekmediğini öne sürüyordu. 1960'lı yıllardan itibaren araştırmacılar, erkekleri toplu halde sosyo-psikolojik eğilimlerine göre tanımlamaya başladılar. Bu çalışmada altmışlardan seksenli yıllara kadar oluşturulan“sert erkek”(homme dur),“zarif erkek”(homme doux) ve“zayıf erkek”(homme mou) gibi yeni kavramlar üreten erkek teorileri tercih edilmektedir. Teorik kısmın son bölümünde amaç, çalışmayı psikolojik unsurlara dayandırarak, kimlik ve erkeklik kavramlarının daha iyi tanınabilinmesi, onları aynı anda eril kimliğe ilişkin belirli bir kavramla ilişkilendirmek için kümeler halinde gruplandırılmasıdır. Drieu La Rochelle'deki psikolojik unsurları gözlemlemek için psikokritik araçlar özellikle pratik görünmektedir, ancak Freud'un psikanalitik analizinden ödünç alınan etmenlerin yardımı olmadan bu analizin yapılması mümkün görünmemektedir. Buna rağmen, her ne kadar Freud'un psikanalizinden yardım alınsa bile bu çalışmanın psikolojik ya da psikiyatrik bir iyileştirme gayesinin bulunmadığının altını çizmek gereklidir. Başlangıç olarak, psikokritik analizine hizmet eden psikanalitik temelleri ele almak gerekir. Freud'un temel fikri, bilinç çalışması bölümünde bulunur ve üç temel kavramla şekillenir: bilinçdışı (Id), bilinçaltı (Ego) ve bilinç (Superego). Bu araştırma için, yazarın bilinçaltının (Id) ele alınması gerekmektedir. Bunların haricinde tezde bahsedilen anneyle kopuş olgusunun üstüne eğilmek için, hadım kompleksi ve Œdipus kompleksi de bu bölümde ele alınmış, psikolojinin alanına geçmeksizin ana hatlarıyla anlatılmaya çalışılmıştır. Sonrasında, Charles Mauron'un tezin üçüncü bölümünün yöntemsel altyapısını oluşturan psikokritik teorisine göre, çalışmanın operasyonu dört aşamadan oluşur. Çeşitli metinlerin benzerlik durumuna göre bir araya kümelendirilmesi, saplantı ağlarının (réseaux obsédants) izlenmesi, kişisel mitlerin (mythes personnelles) elde edilmesi ve yorumlanması ve son olarak ortaya çıkan bilinçdışı mitler ile yazarın otobiyografik yakınlığının kontrolü. Üçüncü bölümde, Drieu la Rochelle'in eserleri, onun erkek kimliğini ve karakterlerini belirleyebilmek için ele alınmaktadır. İlk olarak, Mauron'un“sosyal ben”(moi social) ve“yaratıcı ben”(moi créateur) terimlerini inceleyerek, kurgusal eserde biyografinin nasıl bulunduğu analiz edilmektedir. Bu analizi takiben otobiyografide varolan cinsel itirafın nedenlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Philippe Lejeune'ün belirttiği gibi, bir yazarın cinselliğini telaffuz etmek için bu arzuyu otobiyografi şeklinde açık veya örtük bir şekilde dile getirme eğiliminde olmasının çeşitli nedenleri vardır. Drieu la Rochelle, Gilles ve Rêveuse bourgeoisie romanlarında, otobiyografik unsurların bulunmadığını belirttiğinden, yazarın saplantı ağlarını ve kişisel mitlerini ve mevcut tekrarları belirlemek için bu iki romanın seçilmesi öngörülmüştür. Amaç, kendinden etmenlerin romanlarında olmadığını bildirmesinin bilinçaltı düzeyde daha çok tekrarla karşılaşabilme potansiyelidir. Bu belirlenmiş romanların incelenmesinden sonra, seçilen mitlerin sonucu şu şekildedir: sadizm, faşizm, kadın ve para, savaş ve fiziksel görünüm, cinsellik ve eşcinsellik ve son olarak ebeveynler. Bu mitlerin incelenmesinde ise onları destekleyen diğer her türlü eserinden faydalanılması gerektiği düşünülmektedir. Bu bağlamda, eserlerinde bu konuları destekleyen olaylara ve ifadelere yer verilmiştir. Özellikle romanın kahramanı veya yan karakterlerinde Drieu La Rochelle'in kendi hayatını destekleyecek ögeler aranmış ve ilk bölümde ele alınan otobiyografi bağlamında bu ortaya çıkan mitlerin hangi oranda kendi hayatıyla bağlantıda olduğu ortaya konmak istenmiştir. Bu araştırmanın sonucunda Drieu La Rochelle'in romanlarında kendi karakterlerinde gömük bir yapıda bulunduğu gözlemlenebilmektedir. Bu gözlemin sebebi, romanlarında bulunan ve çıkarılan her mitin Drieu La Rochelle'in hayatıyla doğrudan bir ilişkide olmasıyla alakalıdır. Sonuç olarak, çalışmadan şu hükümlere ulaşılabilir: Drieu la Rochelle, karakterlerinin kimliğini önerdiği durumda bile aslında romanlarında bulunan kahraman ve karakterlerde bulunarak bir özönerme yapmaktadır. Önerme ve özönermenin çeşitlerini incelemek gerekirse uyum ve ayrılıklardan yola çıkarak şunu ifade etmek doğru olacaktır: yazın dünyasında La Rochelle'in karakterleri hiçbir cinsel sorun izine sahip değildir. Bu yüzden romanlarında sunulan kimlik (identité présentée) bulunduğundan bahsedilebilmektedir. Ayrıca, Erikson tarafından sunulan ve kimlik çalışması doğrultusunda kişinin kendini belirli bir kimliğe ait hissetmesinden bahsedebileceğimiz kategorilerin tamamının noksanlığı gözlemlenmiştir. Bu eksiklik, kimliğin Drieu la Rochelle için tanımlanmış bir unsur olmadığını göstermektedir. Kendisi için bu denli bulanık görünen bir sınıflandırmada, kendini konumlandıramadığı için intihar ettiğini düşünmek muhtemeldir. Ek olarak, erkek çalışmalarına göre, 80'lerde o zamanın erkeklerini tanımlamak için Danimarka'da tanımlanmış bir teori olan 'zayıf erkek' (homme mou) in, Drieu La Rochelle'de de bu bozuk kimliği çerçevesinde bulunduğu söylenebilir. Dahası, sözü geçen erkek çalışmalarının kuramsallaşmasından çok daha önce bile, bu“zayıf erkek”in iki savaş arasındaki dönemde La Rochelle'de mevcut olduğundan bahsedilebilmektedir. Her ne kadar iki dünya savaşı ile birlikte, kadınların haklar kazanması üstüne hegemonik tahtı sarsılan erkek, savaşçı kimliğiyle yerine tekrar oturduğu ve sağlamlaştırdığı konumu ile dönemin“sert erkek”teorisiyle birlikte anılsa bile, mevcut durumun her zaman böyle olmadığı ve iki dünya savaşı arası süreçte, ne zaman başladığı çalışmanın konusunu aşmakla birlikte, 'zayıf erkek' kavramının mevcut olduğu sonucuna varılabilmektedir. Bununla birlikte, gelecekteki çalışmalar, erkeklerin 21. Yüzyıl kimlik kriziyle yüz yüze bırakan kronolojik, tarihsel ve evrimsel süreçlerin daha iyi anlaşılması için faydalı olacaktır.

Özet (Çeviri)

In this thesis, we treat the masculine identity in the work of Drieu la Rochelle, a French writer who lived between 1893 and 1945. This writer, veteran of the First World War, is recognized for his commitment to the Collaboration during the Occupation, during the Second World War. He is also renowned for his fascist ideas, his seductive, dandy and misogynistic side. Regarded as the spokesperson of his generation on the decadence of the bourgeoisie, social values, as well as on warrior literature, this man is judged to be a“hard man”of the time, having all these virile qualifications. In the light of this information, and with the current problematic of“the identity of man, is it in crisis? » We approach our problematic concerning Drieu la Rochelle and its romantic characters in the following form: How does the masculine identity appear in the works of La Rochelle and is there a link with the life of the author? Is it possible to determine the identity of the hero in his works and what are the characteristics of men in his fictional universe? And finally, can we consider La Rochelle as one of the authors at the origin of the advent of psycho-sociological studies aimed at responding to this crisis of masculine identity? To answer these preliminary questions, we dedicate our first part to the biography of La Rochelle so that it helps us and directs us in our research. Son of a bourgeois family, he was raised from his tender age by the Napoleonic epics. His mother, Eugénie Lefèvre, is the daughter of an architect who is in economic ease. His father, Emmanuel Drieu La Rochelle, a businessman without success, marries his mother Eugénie to improve his economic condition, without loving her. His great- grandfather, Jacques Drieu, is a soldier, who served in power in all the campaigns of the Revolution and the Empire between 1791 - 1814; it is at this precise period that it receives the nickname ”La Rochelle“. He has so many problems in his childhood and adolescence that lead him to a problem of detachment with his mother and which ends up creating superficial relationships with the other women in his life. We see the examples in this part of the biography, especially with his wife Colette Jeramec and Victoria Ocampo. In the second part, in the theoretical part, before focusing on the notion of masculinity, as such, we have agreed to trace the outlines, on theoretical bases, of identity in its most global sense. This is why it seems appropriate to start by analysing the question of identity in the social sciences. Indeed, it seems to us that the semantic and epistemological analysis of the masculine identity can be approached by a research work dealing with the two very distinct notions, namely 'identity' and 'masculinity', which create a conceptual set together. This is why we begin first with the epistemological definition of the notion of identity; then we tackle the test of its applications in the social sciences, and finally, we are interested in the various ”gender studies“ and the evolutions that they have experienced. This work of theoretical construction allows us to study the psychocritical analysis of the elements of masculinity encountered at Drieu La Rochelle, which we propose to unveil. Our goal is to study Drieu la Rochelle and his characters by relying on the aspect of identity. It must be noted, however, that although he was an author who had an impression on his contemporaries and could be considered as the image of the manners of the men of his time, it is especially important to take this analysis into account from the point of view of the individual identity; because a sociological analysis would exceed the limits of the research that we intend to carry out. In order to specify this plurality of identity we first need to know whether we are facing a self-stated identity or an enunciated identity. In both cases, where the individual unconsciously states his own identity and that of another, there are different data waiting to be examined. It is, according to Mucchielli, various configurations, related to the presentation of the identity of the actor. In the context of the subjects mentioned above, it would be interesting to observe Drieu la Rochelle as the object of a study in which we examine his progress in a continuum; to better specify the presence or absence of the changes he has undergone in a linear lapse of time. Moreover, by discovering his sense of value in the eyes of others, we will try to determine his value as to the social and intimate desirability in his relational development with women. In addition, in order to determine his relationship between himself and his parents, we use elements of Erikson to understand the symbiosis between his father and himself, and from the point of view of the interdependence that links him to his mother. We also use other concepts specified by theorists and philosophers such as Ricœur and Mucchielli to expand further our analysis of the elements of the identity of Drieu La Rochelle and to be able to determine if the identity studied is static or dynamic up to their specificity and appellation. Then, again in the same part, we are addressing, this time, the subject of masculinity. To get to the heart of the matter, we remain loyal in our research to the timeline of evolution of gender studies that start ipso facto by women's studies. From a historical point of view, we describe how women got the right to vote and what, in this emancipation process, were the incidents, the difficulties and the possible oppressions they suffered. On the other hand, we are talking about the reasons for the need for the emergence of a gender study including, over time, men, which inevitably leads to male studies - men, considered for a long time as the default sex, do not have never been subject to in-depth study until the second half of the twentieth century. All the troubles that men went through were considered individual and thus referred to psychoanalysis, because on a collective level the male sex, being privileged, did not suffer. Beginning in the 1960s, researchers began to define men according to their socio-psychological tendencies en masse. In our study, we opt for male theories created from the sixties to the eighties; theories generating new concepts such as ”hard man“, ”soft man“ and ”weak man“. The last theoretical part helps us in our research, to better know the identity and the masculinity by basing ourselves on the psychological elements, by grouping them simultaneously in sets to put them in relation with a certain notion of the masculine identity. The psychocritical tools seem to us particularly practical in order to observe the psychological elements in Drieu La Rochelle, but this analysis cannot be done without the help of tools borrowed from Freud's psychoanalytic analysis - without however having any desire for analysis of psychotherapeutic nature - to define the most repetitive issues in our author and his characters. Initially, we consider the psychoanalytic bases that serve us in our psychoanalytic quest. The basic notion of Freud is found in the part of the study of consciousness. The three founding elements are the unconscious (Id), the preconscious (Ego) and the conscious (Superego). For our research, we approach the unconscious (Id) at the author. Then, according to Charles Mauron's psychocritical theory that we use in our third part of our thesis, the operation consists of four stages: the superposition of various texts, the tracking of the haunting network, the obtaining and the interpretation of the personal myth and finally the autobiographical control of the author. In the third part, we treat the work of Drieu la Rochelle in order to be able to determine the masculine identity of him and his characters. First, we analyse how biography is present in the fictional work by observing the terms ”me social“ and ”me creator" of Mauron. Then we aim to determine the reasons for the sexual confession in the autobiography. As Philippe Lejeune remarks, there are various reasons why an author tends to decompress this desire to pronounce his sexuality in the form of autobiography; in an explicit or implicit way. As Drieu la Rochelle states that in his novels Gilles and Rêveuse bourgeoisie, the autobiographical elements do not exist, we choose these two novels to determine the existing repetitions in order to commit to the haunting networks and personal myths of the author. After studying these framed novels we come to the result of the selected myths: sadism, fascism, woman and money, war and physical appearance, sexuality and homosexuality and finally parents. The study of these myths using his other novels to support them, reveals that Drieu la Rochelle exists behind his characters in his novels. To conclude, we deduce the following terms: Drieu la Rochelle in stating the identity of its characters actually self-enunciates by reflecting in his fictional characters. The Rochellien characters have no trace of sexual problems. This is why we can see that there is a presented identity in his novels. Besides, we notice that there is a total absence of the categories presented by Erikson. This absence shows us that identity is not a defined element for Drieu la Rochelle. In this fuzzy categorization, the lack of not being able to position oneself finally leads to suicide. In addition, according to male studies, we can say that this corrupted identity of Drieu la Rochelle is part of the 'weak man', a theory defined in Denmark in the 80s to define the men of that time. Moreover, we can finalise our work by showing that even before the date of theorisation, this 'weak man' was present, through the rochellien reading, in the period between two wars. However, a later study would be useful in order to determine the chronology or the evolution of men under these various categories of masculine theories which bring them to the crisis of identity of the 21st century. Dans ce mémoire, nous traitons l'identité masculine dans l'œuvre de Drieu la Rochelle, écrivain français qui a vécu entre 1893 et 1945. Cet écrivain, ancien combattant de la Première Guerre Mondiale, est reconnu pour son engagement dans la Collaboration durant l'Occupation, pendant la Seconde Guerre Mondiale. Il est aussi renommé pour ses idées fascistes, son côté séducteur, dandy et misogyne. Considéré comme le porte-parole de sa génération sur la décadence de la bourgeoisie, des valeurs sociales, ainsi que sur la littérature guerrière, cet homme est jugé d'être « un homme dur » de l'époque, ayant toutes ces qualifications viriles. Sous la lumière desdites informations, et avec la problématique actuelle qu'est « l'identité de l'homme, est-elle en crise ? » nous abordons notre problématique concernant Drieu la Rochelle et ses personnages romanesques sous la forme suivante : Comment l'identité masculine se présente-t-elle dans les œuvres de La Rochelle et existe-t-il un lien avec la vie de l'auteur ? Est-il possible de déterminer l'identité du héros dans ses œuvres et quelles sont les caractéristiques des hommes de son univers romanesque ? Et enfin, pouvons-nous considérer La Rochelle comme un des auteurs étant à l'origine de l'avènement des études psychosociologiques ayant pour but de répondre à cette crise de l'identité masculine ? Pour répondre à ces questions préliminaires, nous consacrons tout d'abord notre première partie à la biographie de la Rochelle pour qu'elle nous aide et nous oriente dans notre recherche. Fils d'une famille bourgeoise, il est élevé dès son âge tendre par les épopées napoléoniennes. Sa mère, Eugénie Lefèvre, est la fille d'un architecte étant dans l'aisance économique. Son père, Emmanuel Drieu La Rochelle, homme d'affaires sans succès, épouse sa mère Eugénie pour améliorer sa condition économique, sans pour autant l'aimer. Son arrière-grand-père, Jacques Drieu, est un soldat, qui a été au service du pouvoir, dans toutes les campagnes de la Révolution et de l'Empire entre 1791 – 1814 ; c'est à cette période précise que celui-ci reçoit le surnom « La Rochelle ». Il a tant de problèmes dans son âge enfant et adolescent qui lui mène vers un problème de détachement avec sa mère et qui finit par créer des relations superficielles avec les autres femmes dans sa vie. Nous voyons les exemples dans cette partie de biographie, surtout avec sa femme Colette Jeramec et Victoria Ocampo. Dans un deuxième temps, dans la partie théorique, avant de nous intéresser à la notion de masculinité, en tant que telle, nous nous sommes convenus à tracer les contours, sur des bases théoriques, de l'identité dans son acception la plus globale. Raison pour laquelle il nous semble opportun de commencer par l'analyse de la question de l'identité dans les sciences sociales. En effet, il nous paraît que l'analyse sémantique et épistémologique de l'identité masculine peut être abordée par un travail de recherche portant sur les deux notions bien distinctes, à savoir l''identité' et la 'masculinité', lesquelles créent un seul ensemble conceptuel. C'est pourquoi nous commençons d'abord par la définition épistémologique de la notion d'identité ; ensuite, nous nous attaquons à l'essai de ses applications dans le domaine des sciences sociales ; et pour finir nous nous intéressons aux diverses « études de genre » et aux évolutions que celles-ci ont connues. Ce travail de construction théorique nous permet d'étudier l'analyse psychocritique des éléments de masculinité rencontrés chez Drieu La Rochelle, laquelle nous nous proposons de dévoiler. Notre but est d'étudier Drieu et ses personnages en nous appuyant sur l'aspect de l'identité. Il faut toutefois constater que, bien qu'étant auteur ayant eu une impression sur ses contemporains et pouvant être considéré comme l'image des mœurs des hommes de son époque, il convient surtout de prendre en main cette analyse du point de vue de l'identité individuelle ; car une analyse sociologique excéderait les limites de la recherche dont nous avons l'intention de mener. Afin de spécifier cette pluralité de l'identité il nous faut d'abord savoir si nous sommes face à une identité auto-énoncée ou une identité énoncée. En effet dans les deux cas, cas où l'individu énonce inconsciemment sa propre identité et celle d'un autre, il existe de différentes données attendant d'être examinées. Il se trouve, selon Mucchielli, des configurations variées, liées à la présentation de l'identité de l'acteur. Dans le cadre des sujets cités ci-dessus, il serait intéressant d'observer Drieu comme objet d'une étude dans laquelle nous examinons son murissement dans un continuum ; et ce, pour mieux préciser la présence ou l'absence des changements qu'il a subis dans un lapse de temps linéaire. De plus, par la découverte de son sentiment de valeur aux yeux des autres, nous tenterons de déterminer sa valeur quant à la désirabilité sociale et intime dans son développement relationnel avec les femmes. En sus, afin de déterminer sa relation entre ses parents et lui-même, nous usons des éléments d'Erikson pour comprendre la symbiose entre son père et lui, et du point de vue de l'interdépendance qui le relie à sa mère. Nous avons également recours à d'autres concepts précisés par des théoriciens et des philosophes tels que Ricœur et Mucchielli pour pousser plus loin notre analyse des éléments de l'identité de Drieu La Rochelle et pour pouvoir ainsi déterminer si l'identité étudiée est statique ou dynamique jusqu'à leur spécificité et appellation. Ensuite, toujours dans la même partie, nous abordons, cette fois-ci, le sujet de la masculinité. Pour entrer au vif du sujet, nous restons solidaires à l'évolution des études de genre qui débutent ipso facto par les études féminines. D'un point de vue historique, nous racontons comment les femmes ont obtenu le droit de vote et quels étaient, dans ce processus d'émancipation, les incidents, les difficultés et les éventuelles oppressions qu'elles ont subis. Par ailleurs, nous parlons des raisons de la nécessité de l'apparition d'une étude de genre incluant, au fil du temps, les hommes, laquelle aboutit inéluctablement aux études masculines -les hommes, considérés longtemps comme le sexe par défaut, n'ont jamais été sujet d'une étude approfondie jusqu'à la deuxième moitié du XXe siècle. Tous les troubles que traversait l'homme, étaient considérés individuels et renvoyaient donc à la psychanalyse, car sur le plan collectif le sexe masculin, étant privilégié, ne souffrait pas. À partir des années 60, les chercheurs ont commencé à définir les hommes selon leur tendances sociopsychologiques en masse. Dans notre étude, nous optons pour les théories masculines créées à partir des années soixante et allant jusques aux années quatre-vingts ; théories engendrant de nouvelles concepts tels que « homme dur », « homme doux » et « homme mou » La dernière partie théorique nous aide, dans notre recherche, à mieux appréhender l'identité et la masculinité. En effet, c'est en nous basant sur les éléments psychologiques, en les regroupant simultanément en des ensembles, pour les mettre en rapport avec une certaine notion de l'identité masculine, que nous procédons au sujet ; ce qui donne lieu à une compréhension plus pertinente des faits. Les outils psychocritiques, que nous mentionnons ci-bas, nous semblent particulièrement pratique quant à notre observation des éléments psychologiques chez Drieu La Rochelle. Cette analyse, visant à définir les problématiques les plus répétitives chez notre auteur et ses personnages, ne pourrait sans doute se faire sans l'aide d'outils empruntés à l'analyse psychanalytique de Freud - sans toutefois avoir aucun désir à une analyse de nature psychothérapeutique. Initialement, nous considérons les bases psychanalytiques qui nous servent dans notre quête psychocritique. La notion de base de Freud se trouve dans la partie d'étude de conscience. Les trois éléments fondateurs sont : l'inconscient (Ça), le préconscient (moi) et le conscient (surmoi). Nous abordons, dans notre recherche, notamment l'inconscient (Ça) chez l'auteur. Ensuite, selon la théorie psychocritique de Charles Mauron, sur laquelle nous fondons la troisième partie de notre mémoire, nous nous sentons contraints d'effectuer une opération se composant de quatre étapes : la superposition de divers textes, le repérage du réseau obsédant, l'obtention et l'interprétation du mythe personnel et finalement le contrôle autobiographique de l'auteur. Dans une troisième partie, nous traitons l'œuvre de Drieu la Rochelle afin de pouvoir déterminer l'identité masculine de sa propre personne et de ses personnages. D'abord nous analysons, en observant les termes « moi social » et « moi créateur » de Mauron, la manière dont la biographie se présente dans l'œuvre romanesque. Ensuite nous cherchons à déterminer les raisons de l'aveu sexuel dans l'autobiographie. Comme Philippe Lejeune le remarque, il existe de différentes raisons pour lesquelles un auteur a tendance à décompresser cette volonté de prononcer, soit explicitement ou implicitement, sa sexualité sous forme d'autobiographie. Drieu la Rochelle affirme lui-même que, dans ses romans Gilles et Rêveuse bourgeoisie, les éléments autobiographiques n'existent pas ; cette constatation nous conduit de fait à nous orienter à ces deux romans ; ce qui nous permettra à la fois de déterminer les répétitions existant et d'accéder aux réseaux obsédants et aux mythes personnels de l'auteur. Suite à l'étude de ces romans cadrés, et le vocabulaire adopté par Drieu La Rochelle nous nous retrouvons automatiquement dans une analyse de champs lexicaux se concentrant essentiellement sur les mythes suivants : le sadisme, le fascisme, la femme et l'argent, la guerre et l'aspect physique, la sexualité et l'homosexualité et finalement les parents. L'étude de ces mythes à travers ces deux romans, corroborée par ses autres romans, nous révèle que Drieu la Rochelle existe de manière dissimulée dans ses personnages romanesques. Pour conclure, nous déduisons les traits spécifiques suivants chez Drieu La Rochelle : en énonçant l'identité de ses personnages, Drieu La Rochelle, en fait, s'auto-énonce en se reflétant chez ses personnages romanesques. Les personnages rochelliens ne possèdent aucune trace de problèmes sexuels ; d'où l'existence d'une identité présentée. Par ailleurs nous remarquons qu'il existe une absence totale des catégories présentées par Erikson. Cette absence nous montre que l'identité n'est pas un élément défini pour Drieu la Rochelle. Dans cette catégorisation floue, le fait de ne pas pouvoir se positionner mène finalement ce dernier au suicide. En outre, selon les études masculines, nous pouvons aisément dire que cette 'identité corrompue' de Drieu la Rochelle fait partie intégrante de 'l'homme mou' ; théorie définie au Danemark dans les années 80 pour désigner les hommes de cette époque. Nous pouvons d'ailleurs finaliser notre travail en soulignant, grâce à nos lectures faites sur La Rochelle, que cette réalité d' 'homme mou' était déjà présent dans l'œuvre de La Rochelle, dans la période d'entre deux guerres, même avant la date de théorisation. Or, une étude ultérieure serait utile afin de déterminer la chronologie ou l'évolution des hommes sous ces diverses catégories de théories masculines qui les amènent à la crise identitaire du XXIe siècle.

Benzer Tezler

Tez No
735191
Televizyon üzerinden dindar/mütedeyyin kadınları anlamak: Dindar kadınların televizyonu alımlama ve kullanım biçimleri
Understanding religious/pious women through television: Religious women's reception and usage of television
ERGEN DEVRİM KARAGÖZ
Doktora
Türkçe
2022
Radyo-Televizyon Galatasaray Üniversitesi
Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM DANACI YÜCE
Tez No
913547
L'expression littéraire de l'identité masculine à l'aune de l'homme en transformation et l'illustration du néo-mâle
Dönüşüm sürecindeki erkek bağlamında eril kimliğin yazınsal dışavurumu ve neo-erkeğin resmedilmesi
BEREN ŞİMŞEK
Doktora
Fransızca
2025
Fransız Dili ve Edebiyatı Hacettepe Üniversitesi
Fransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM KASAP
Tez No
393180
La transformation de l'identité masculine en Turquie : Les nouvelles masculinités
Türkiye'de erkek kimliğinin dönüşümü: Yeni erkeklikler
GÜLSÜNAY UYSAL KABA
Yüksek Lisans
Fransızca
2015
Sosyoloji Galatasaray Üniversitesi
Sosyoloji Bölümü
DOÇ. DR. İPEK MERÇİL
Tez No
573571
L'art performance en Turquie à la lumière des théories post-structuralistes et féministes
Postyapısalcı ve feminist teori ışığında Türkiye'de performans sanatı
NURDAN DURMAZ
Yüksek Lisans
Fransızca
2019
Sanat Tarihi Galatasaray Üniversitesi
Sosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ERGUR
Tez No
646658
Barış Bıçakçı'nın romanlarında toplumsal cinsiyet bağlamında erkeklik inşası
Male construction in the context of gender in Barış Bıçakçı's novels
MELİHA TATLİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Türk Dili ve Edebiyatı Ardahan Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ASLI SOYSAL EŞİTTİ

Geri Dön