Geri Dön

Spontan kraniyoservikal arter diseksiyonlarında klinik özellikler, yaklaşım ve prognoz

Clinical features, approach and prognosis in spontaneous craniocervical artery dissections

  1. Tez No: 628936
  2. Yazar: ÜLVİYE ÇİĞDEM ÇEK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HALE ZEYNEP BATUR ÇAĞLAYAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nöroloji, Neurology
  6. Anahtar Kelimeler: Diseksiyon, İnternal karotis arter diseksiyonu, Spontan vertebral arter diseksiyonu, İnme, Dissection, Internal Carotid Artery Dissection, Spontaneous Vertebral Artery Dissection, Stroke
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nöroloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 138

Özet

Kraniyoservikal arter diseksiyonları (KSAD), gençlerde non-aterosklerotik iskemik inmenin majör nedenlerinden biridir ve düşük mortalite ve morbidite oranlarına sahiptir. KSAD tanısı modern yüksek çözünürlüklü radyolojik görüntüleme tekniklerinin yaygın kullanımı ile kolaylaşmıştır. Bu çalışmada, 67 KSAD (intrakraniyal ve ekstrakraniyal) tanısı almış hasta demografik özellikler, klinik görünüm, risk faktörleri, görüntüleme bulguları, tedavi açısından değerlendirilmiş ve bu faktörlerin diseksiyonun prognoz ve damar iyileşmesi (rekanalizasyon) üzerine etkisi incelenmiştir. İnternal karotis arter ve vertebral arter diseksiyonları farklı demografik özellikler, klinik görünüm, risk faktörleri olmasına rağmen, mevcut literatür benzer prognoz ve aynı tedavi stratejilerine sahip olduklarını bildirmektedir. Çalışmamız KSAD'ların; nadir tekrarlayan iskemik ataklar (%2,9), düşük kanama komplikasyonları (%2,9) ve iyi prognoz ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca intrakraniyal arter diseksiyonları ekstrakraniyal arter diseksiyonları ile aynı olumlu sonuçlara sahiptir. Motor güçsüzlük ve bilinç bozukluğu semptomlarının prognozu değerlendirmede önemli bir parametre olan 3. Ay mRS skoru üstünde anlamlı bir etkisi olduğu ve prognoz ile bağlantılı olduğu görülmüştür. Çalışmamız, antiagregan ve antikoagulan tedavilerin etkinlikte eşit olduğunu ve tekrarlayan diseksiyon ve iskemik ataklar için benzer korumaya sahip olduğunu göstermiştir. Endovasküler tedavi protokollerinin, olası komplikasyonlar göz önünde bulundurularak, seçilmiş hastalar için yararlı olduğu bulunmuştur. Son olarak, çalışmamız tedavi seçeneğinin spontan rekanalizasyonu etkilemediği ve spontan rekanalizasyonun prognoz ve morbidite ile ilişkili olmadığını gösteren literatürdeki önceki çalışmaları desteklemektedir.

Özet (Çeviri)

Craniocervical Artery Dissections (CAD) represent one of the major causes of non-atherosclerotic stroke in young and have lower mortality and morbidity rates. The diagnosis of CAD has been facilitated by the widespread use of modern high-resolution radiological imaging techniques. In the present study, sixty-seven patients with CAD (intracranial and extracranial) were evaluated for demographic features, clinical presentations, risk factors, imaging findings, treatment and the influence of these factors on prognosis and vascular healing (recanalization) of the dissection were assessed. Although Internal Carotid Artery Dissections (ICAD) and Vertebral Artery Dissections (VAD) have different demographic features, clinical presentations and risk factors; the current literature informs that they have similar prognosis and same treatment strategies. Our study demonstrated CAD has a favorable prognosis with rare recurrent ischemic infarcts (%2,9), lower hemorrhage complications (%2,9). Additionally, intracranial artery dissections had the same favorable outcome as extracranial artery dissections. Motor weakness and impaired consciousness were the symptoms which have significantly higher modified Rankin Score (mRS) at the third month (as a measure of functional outcome) and these symptoms were correlated with poor prognosis. Our study demonstrated the antiplatelet and anticoagulant medications are equal in efficiency and have similar protection for recurrent dissection and ischemic episodes. Endovascular treatment protocols were found to be beneficial for selected patients, considering the possible complications. Finally, our study supported previous studies in literature that suggesting treatment option does not affect spontaneous recanalization and spontaneous recanalization is not associated with prognosis and morbidity.

Benzer Tezler

  1. Spontan bakteriyel peritonitde etken mikroorganizmalar, üremede etkili faktörler ve antibiyotik duyarlılığı

    Spontaneous bacterial peritonitis: causative microorganisms, factors influencing the bacterial growth in ascitic fluid culture and antibiotic susceptibility

    TOLGA YAKAR

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    GastroenterolojiBaşkent Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ENDER SERİN

  2. Spontan abortuslaf

    Başlık çevirisi yok

    İNCİ GÜNERİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1977

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAtatürk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. UTKAN KOCATÜRK

  3. Spontan subaraknoid kanamalı olgularda infratentorial bölgenin anjiografik incelenmesi

    Başlık çevirisi yok

    SEBAHATTİN ÜNSALAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1978

    NörolojiAtatürk Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ÖZTOPÇULAR

  4. Spontan intraserebral kanamalarda ölüm oranını belirleyen etkenler

    Başlık çevirisi yok

    HAKAN LEVENT GÜL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    NörolojiSağlık Bakanlığı

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. Ülkü TÜRK BÖRÜ