Geri Dön

Kliniğimizde perkütan koroner girişim yapılan hastalarda iskemik ve hemorajik strok insidansı

Incidence of ischemic and hemorrhagic stroke in patients undergoing percutaneous coronary intervention in our clinic

  1. Tez No: 629808
  2. Yazar: EMRAH ÖZBEK
  3. Danışmanlar: DOÇ. MÜNTECEP AŞKER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Dünyada ve Türkiye'de ölümün başlıca sebepleri arasında yer alan kronik iskemik kalp hastalığı, aynı zamanda hayat kalitesinde de düşüşe yol açmakta ve kronik bir hastalık olarak hastaların uzun süreli ilaç kullanmasına sebep olmaktadır. Koroner kalp hastalığının tedavisinde uygulanan girişimsel yöntemlerden biri olan perkütan koroner girişim oldukça başarılı sonuçlar veren bir yöntemdir. Ancak PKG sonrasında hastaların bazı ilaçları kullanması gerekmektedir. Bu ilaçların başlıcaları kan sulandırıcı olarak bilinen ilaçlardır. Bu ilaçlar kanın viskositesini azaltarak başta kanama olmak üzere çeşitli komplikasyonlara neden olabilmektedirler. PKG ve ardından kullanılan ilaçların komplikasyonları oldukça önemlidir. Bu komplikasyonlardan biri de serebrovasküler olay olarak da isimlendirilen, beyin damarlarında meydana gelen kanama ya da tıkanmaya bağlı görülen ve uzun vadede felçle sonuçlanan inme durumudur. Bu çalışmada, PKG yapılan hastalarda, işlemden sonraki dönemde, sonuçları itibariyle yıkıcı niteliğe sahip bir komplikasyon olarak inme gelişimi ele alınmıştır. Hastalar PKG işleminden sonra takip edilmiş ve inme (hem hemorajik hem iskemik) gelişen hastalar belirlenerek bu hastalar analiz edilmiştir. Böylece bu hastalarda olası risk faktörlerinin tespit edilerek önlenmesi için neler yapılabileceğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamız, retrospektif bir çalışma olup; Kasım 2016 - Eylül 2019 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi, Kardiyoloji Kliniğine başvurup tüm sebeplerle (elektif ve acil) perkutan koroner girişim yapılan toplam 3.811 hasta dahil edilmiştir. Bu hastaların dosyaları geçmişe yönelik olarak taranmış ve PKG sonrası dönemde tomografi ve/veya MR ile inme tanısı konan hastalar belirlenmiştir. Bu hastaların dosyasından elde edilen demografik veriler ve laboratuar verileri istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Çalışma bulgularına göre PKG yapılan 3.758 hastanın toplam 49'unda (%1.3) işlem sonrası süreçte serebrovasküler olay (SVO) geliştiği saptanmıştır. 49 hastanın 43'ünde (%87.8) iskemik inme (infarkt) saptanırken, 6 hastada (%12.2) hemorajik inme saptanmıştır. Hastalara uygulanan işlemden sonra SVO gelişene kadar geçen ortalama süre ortalama 115.88 gün olup, ortalama LVEF de % 43.88 olarak kaydedilmiştir. SVO gelişen hastaların gelişmeyenlere kıyasla yaşlarının daha ileri olduğu, ayrıca kandaki beyaz küre (WBC) sayısı, kan üre düzeyi, kreatin düzeyi ve kan glukoz düzeyi SVO gelişmeyenlere kıyasla anlamlı oranda daha yüksek saptandığı belirlenmiştir. İki grup arasında kan lipid parametreleri ve diğer bakılan laboratuvar değerler ix açısından anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. Özellikle yaş ve kreatin değerlerinin yüksekliği, SVO gelişimi açısından bağımsız birer risk faktörü olarak belirlenmiştir. Çalışma verilerimize göre PKG yapılan hastaların küçük bir bölümünde görülen inme, sonuçları itibariyle ölümcül etkiler doğurabilmektedir. Bu nedenle inme açısından öngörücü olabilecek risk faktörlerinin belirlenmesi ve bunlara yönelik önlem alınması önem arz etmektedir. Gelecekte yapılacak çalışmalarla bu verilerin doğrulanması ve PKG yapılacak hastalarda inmeyi öngörmek açısından önemli olabilecek diğer risk faktörlerinin saptanması, bu yıkıcı komplikasyonun ve olumsuz sonuçlarının minimalize edilmesine katkı sağlayacaktır.

Özet (Çeviri)

Chronic ischemic heart disease, which is among the main causes of death in Turkey and all around the world, leads to a decrease in quality of life and causes long-term medication as a chronic disease. Percutaneous coronary intervention, which is one of the interventional methods applied in the treatment of coronary heart disease, has very successful results. However, patients need to use some medications after PCI. The main of these drugs are drugs known as blood thinners. These drugs can reduce the viscosity of the blood and cause various complications, especially bleeding. Complications of PCI itself and subsequent drugs are very important. One of these complications is a stroke, which is also called cerebrovascular accident, is seen due to bleeding or blockage in the brain vessels, resulting in stroke in the long term. In this study, the development of stroke as a devastating complication in patients with PCI, in the period after the procedure, is discussed. Patients were followed up after the PCI procedure and patients who developed stroke (both hemorrhagic and ischemic) were identified and analyzed. Thus, it is aimed to determine what can be done to identify and prevent possible risk factors in these patients. This study has retrospective nature. A total of 3,811 patients who applied to the Cardiology Clinic of Van Yüzüncü Yıl University, Dursun Odabaş Medical Center between November 2016 and September 2019 and underwent PCI for all reasons (elective and emergency) were included. The records of these patients were scanned retrospectively and patients who had a diagnosis of stroke with tomography and / or MRI in the post-PCI period were identified. Demographics and laboratory data obtained from the records of these patients were statistically analyzed. According to our data, 49 (1.3%) of 3.758 patients who underwent PCI developed a cerebrovascular accident (CVA) in the post-procedure period. Ischemic stroke (infarct) was detected in 43 (87.8%) of 49 patients, while hemorrhagic stroke was detected in 6 patients (12.2%). After the procedure applied to the patients, the average time to develop CVA was 115.88 days and the average LVEF was recorded as % 43.88. It was determined that patients who developed SVO were older than those who did not, and the count of white blood cells (WBC), blood urea levels, creatinine levels, and blood glucose levels were significantly higher than those without SVO. There was no significant difference between the two groups in terms of xi blood lipid parameters and other values. In particular, age and high creatinine values were determined as independent risk factors for the development of SVO. In conclusion, stroke seen in a small portion of patients undergoing PCI may have deleterious effects. Therefore, it is important to identify risk factors that may be predictive of stroke and take precautions for them. Confirming these data with future studies and identifying other risk factors that may be important in predicting stroke in patients with PCI will contribute to the minimalization of this devastating complication and its negative consequences.

Benzer Tezler

  1. Transkateter aort kapak implantasyonu (tavi) yapılan ve başarılı bir şekilde taburcu edilen hastalarda hastane dışı mortalite üzerine etkili olabilecek faktörlerin değerlendirilmesi

    Assessment of the factors affecti̇ng out-of-hospi̇tal mortali̇ty i̇n pati̇ents who underwent transcatheter aorti̇c valve i̇mplantati̇on (tavi) procedure and were successfully di̇scharged

    SIDDIK ERDOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEM BARÇIN

  2. Perkütan koroner girişim yapılan akut koroner sendromlu hastalarda kanama riskinin belirlenmesi

    Determination of bleeding risk in patients with acute coronary syndrome undergoing percutaneous coronary intervention

    AYKAN ÇELİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kardiyolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    UZMAN FATMA KAYAALTI ESİN

    DOÇ. DR. SADIK VOLKAN EMREN

  3. Morfolojik ve fonksiyonel kardiyak görüntülerin korelasyonu; gated miyokard perfüzyon spect ve BT anjiyografi füzyonu

    Correlation of morphological and functional cardiac images; fusion of myocardial perfusion spect and CT angiography

    HÜSEYİN ŞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Radyoloji ve Nükleer TıpGATA

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALPER ÖZGÜR KARAÇALIOĞLU

  4. Koroner anjiografi yapılan hastalarda koroner anomalilerin değerlendirilmesi ve klinik önemi

    Evaluation and clinical significance of coronary anomalies in coronary angiography patients

    ŞÜKRİYE USLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    KardiyolojiPamukkale Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. DR. DURSUN DURSUNOĞLU