Geri Dön

Uluslararası bankacılıkta sermaye yeterliliği ve Türkiye

Capital adequacy in international banking and Turkey

  1. Tez No: 63048
  2. Yazar: NACİ YILMAZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. OĞUZ ESEN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Economics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1997
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İktisat Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 201

Özet

ÖZET Modem sermaye yeterliliği ve uluslararası uyumlaştırmanın ortaya çıktığı piyasa ortamı güçlü ve yapısal bir deregülasyon süreci yaşamıştır. Mali piyasalar ve kuruluşlar yeni piyasalarda ve yeni ürünlerde birbirleri ile daha rahat rekabet edebilmek için gittikçe daha fazla liberalleşmiş ve sınırlamalardan kurtulmuşlardır. Bu deregülasyon süreci, 1970'li yılların başlarından itibaren batılı ülkelerin ve sonra diğer yerlerin mali sistemlerinde ortaya çıkmış ve hız kazanmıştır. Teknolojik ve diğer piyasa gelişmeleri ile birlikte bankacılık ve mali sektör alt piyasalarının tümünde yoğun bir rekabet ortamı ortaya çıkmıştır. Bu yeni rekabet ortamında bankalar eskisine göre daha rekabetçi, daha evrensel ve genellikle daha yenilikçi olmak zorunda kalmışlardır. Bu durum, bir çok önemli mali üründe ve alt piyasalarda sık sık kapasitenin üstünde çalışmayı gerektirmiş ve sonuçta rekabetçi ortamda karlılık azalmaya başlamıştır. Bankacılar, hisse başına karlılık oranlarını eskisi gibi gerçekleştirmek ve bu düzeyi korumak için daha riskli krediler vermişler ve ne ölçüde risk taşıdıkları her zaman belli olmayan yeni mali ürünler geliştirmeye başlamışlardır. Günümüzde, yoğun bir rekabet ve değişiklik, bankacıların ve bankaları denetleyen kişilerin yaşamlarında vazgeçilmez gerçekler haline gelmişlerdir. 1970'li yılların başlarından itibaren bir çok banka iflası ve banka krizleri yaşanmıştır. Bu iflas ve krizlerin bir özelliği bunların genellikle uluslararası bir nitelik taşımalarıdır. Mali sistemin gittikçe daha fazla globalleşmesi, herhangi bir ülkede yaşanan bir bankacılık krizinin uluslararası mali sistemin diğer bölgelerine hızlı bir biçimde şok dalgaları yaymasına yol açmıştır. Banka sermayesi öncelikle bankanın kredi verme hacminin nihai belirleyici bir unsurudur, ikincisi, sermaye bankanın hisse senedi sahiplerine kar payı şeklinde bir ödeme yapılmasını gerektirdiği için bir maliyet unsuru olup, bu nedenle ürün fiyatlaması ve karlılık üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Üçüncüsü, bir maliyet unsuru olduğu için bankanın rekabet gücünü ciddi bir şekilde etkilemektedir. Yoğun rekabet ortamında, genel olarak banka denetimi ve özel olarak bankaların sermaye yeterliliği yeniden düzenlenmiştir. Bankaların sermaye yeterliliği konusundaki kuralların uluslararasında uyumlaştırılmasına ilişkin olarak 1988 yılının Temmuz ayında gerçekleştirilen Basle (BIS) Anlaşması bu yeniden düzenleme (re-regulation) sürecinin önemli bir halkası olmuş ve yeni oluşan bu global mali piyasada ortaya çıkan risklerin daha etkin denetimi konusunda evrensel işbirliği gereksinimlerinin farklı ülkelerce tanınması anlamına gelmiştir.Basle banka sermaye yeterliliği sistemi bir bankanın sermayesi ile o banka işletmesinin maruz kaldığı riskler arasında oldukça basit bir fonksiyonel ilişki olduğu varsayımına dayanmaktadır. Diğer şartların sabit olduğu varsayımı altında, bir banka ne kadar fazla riske maruz kalırsa, o kadar sermayeye ihtiyacı olacaktır. Basle sermaye yeterliliği bu ilişkinin formel bir ifadesi olmuştur. Bir bankanın sermayesi o bankanın mevcut ve muhtemel risklerini karşılamaya yetebiliyorsa, o zaman bu bankanın sermayesi yeterli sayılır. Basle sermaye yeterliliği sistemine göre : n (1) WRA = Y, ai. ci i=1 WRA : Ağırlıklandırılmış riskli aktifler ve bilanço dışı kalemler, ai : i risk grubundaki banka aktiflerinin toplam parasal tutarı ( n tane risk grubu vardır.), ci: i risk grubuna uygulanan risk ağırlığı. Basle Anlaşması yüzde 0,10, 20, 50, 100 olmak üzere 5 tane riskli aktif grubu saptamıştır. (Dolayısıyla yukarıdaki formülde n = 5 ' tir). Bir banka kendi RAR tutarını şöyle hesaplamaktadır. Anlaşmada ele alınan risk kredi riskidir. (2)RARB= Cs/ WRAs RAR B = Bankanın riskli aktifler ve bilanço dışı kalemler rasyosu C s = Basle Anlaşması ile tanımlanan ve ölçülen bankanın sermayesi WRA s = Basle Anlaşması ile hesaplanan bankanın ağırlıklandırılmış riskli aktifler ve bilanço dışı kalemler toplamı (3) Durum 1 : RAR B ^ RAR s (4) Durum 2 : RAR B < RAR s RARs = Basle Anlaşması'na göre belirlenmiş olan minimum hedef standart orandır. Bu oran % 8'dir. Basle Anlaşması'na göre, bir bankanın RAR oranının en az yüzde 8 ya da üzerinde olduğu 1. Durumu hedeflemesi gereklidir. Yukarıda gösterilen bu dört denklem 1988 Basle Anlaşması ve Avrupa Birliği'nin sermaye yeterliliği düzenlemelerinin genel yapısının bir özeti olmaktadır. Türk mevzuatı da aynı sistemi genel olarak benimsemiş durumdadır. Avrupa Birliği ve G-10'nun üye ülkelerinin bankaları ile karşılaştırıldığında, Türk bankalarının sermaye yeterliliği oranları (yani BIS,“ana sermaye/aktif, ”kar/aktif,“kar/sermaye”oranlan) normal görülmektedir. Ancak, mutlak tutar olarak banka sermayesi ve aktif toplamları bakımından Türk bankalarının gelişmiş ülkelerin bankalarına nazaran yetersiz sermayeye sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, Türk bankalarının ödenmişsermayeleri ile karlarını artırarak, kanma sermaye ikamesine yönelerek, banka birleşmelerini gerçekleştirerek ve sermayelerini ekonomik kullanarak sermaye düzeylerini artırmaları gereklidir.

Özet (Çeviri)

IV SUMMARY The market environment in which convergence and modern capital adequacy systems have evolved is one of strong structural deregulation: financial markets and financial institutions have been increasingly liberalized ( deregulated) to compete more freely with each other and in new pruduct and market segments. From the early 1 970's, the deregulation process has consolidated and gathered pace in Western and other financial systems. Together with techological and other market developments, the net result has been an intensification of competition in all banking and financial market segments. The new environment has meant that banks have become more competitive, more international and generally more innovative, in many key pruduct and market segments and at various times, the result has been overcapacity, and profitability has been squeezed. In their attempts to maintain return in equity, bankers have often had to extend riskier loans and develop new, innovatory pruducts whose risks are not always evident. Intensifying competition and change are now environmental facts of life for bankers and supervisors. From the start of the 1 970s there have been many banking failures and banking crises. One feature of some of these failures and crises has been their international aspects. The increasing internationalisation and globalisation of the financial system have meant that a banking problem in one country can quickly transmit shock waves to other parts of the international financial system. Within this environment, supervision in general and capital adequacy in particular have been re-regulated. The July 1 988 Basle ( or BIS) international convergence system for capital adequacy is a dramatic expression of this re-regulation process, and a policy recognition of the need for countries to co-operate internationally in the effective supervision of risks in the new, global financial environment. Basle capital-adequacy system imply a rather simple functional relationship between capital and risks within the banking firm. Ceteris paribus, the higher a bank's risk exposure, the more capital is required ; capital adequacy is an attempted, formal expresion of this relationship. A bank's capital is said to be adequate when it is sufficient to cover a bank's existing and likely risk exposure. According to Basle capital-adequacy system : n (1) WRA = Yi ai ? ci i=1WRA : weighted risk assets, ai : the total monetary amount of bank assets in risk class i, ci : risk weight applied to risk class i. The Basle system specifes 5 risk classes of assets ( n = 5 in equation). The system have been orientated towards credit (or default) risk. An individual bank calculates its own RAR as follows : (2)RARb= Cs/WRAs RAR B = the bank's RAR C s = the bank's capital base, defined and measured by the supervisory rules. WRA s = the bank's WRA computed by the supervisory rules The following states may then obtain (3)State 1 : RAR B £ RAR s (4)State 2 : RAR B < RAR s RAR s = the minimum ratio target specified by the 1 988 Basle System. According to Basle Agreement, this is 8 per cent. According to Basle, An individual bank should target to be in State 1, where it exceeds or at least equals the minimum supervisory target. Equations (1)-(4) are short-hand way of summarising the general format of the 1988 Basle and EC systems of capital adequacy supervision. Turkish banking system has also adopted the same RAR system. When compared with the ratios of the banks of the EC and G-1 0 member countries, Turkish banks' capital adequacy ratios ( namely BIS,“core capital / assets”,“profit /assets”,“profit /capital”ratios ) seem to be normal. However, there is a fact that Turkish bank are under-capitalized compared to the developed countries' banks according to sum of bank capital and assets in amount. In conclusion, Turkish banks should increase their levels of capital by raising profitability and equity, substituting debt capital, mergering into other banks and economic use of capital.

Benzer Tezler

  1. Bankacılıkta kredi türevlerinin; hissedar değerine katkısı, etkin bir şekilde kullanımına imkan sağlayacak risk yönetimi yapılanması ve finansal raporlaması

    Credit derivatives in banking; analysis of their effects for the share holder value, risk management organization which help for their efficient use and the financial reporting

    İHSAN UĞUR DELİKANLI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    İşletmeBaşkent Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜRAY KÜÇÜKKOCAOĞLU

  2. Bankacılıkta faiz ve kur riski yönetimi ve Türkiye uygulamaları

    Interest rate and currency risk management in banking and practices in Turkey

    CENGİZ UZUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    DilbilimGazi Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FARUK ÇOLAK

  3. Basel-II uzlaşısı çerçevesinde bankalarda kredi riski ölçümü

    Credit risk measurement in banking sector under the framework of Basel-II comprimise

    OSMAN BEHLÜL EKE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    BankacılıkKocaeli Üniversitesi

    İşletme Bölümü

    DOÇ. DR. SAMİ KARACAN

  4. Ticari bankalarda risk yönetimi ve sermaye yeterliliği

    Başlık çevirisi yok

    SULTAN SARI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    EkonomiGazi Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. MÜSLÜME NARİN BAL