Bankacılıkta faiz ve kur riski yönetimi ve Türkiye uygulamaları
Interest rate and currency risk management in banking and practices in Turkey
- Tez No: 89062
- Danışmanlar: DOÇ. DR. FARUK ÇOLAK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Dilbilim, Ekonomi, Linguistics, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İktisat Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 168
Özet
ÖZET Günümüzde risk hem bireyler hem de kurumlar için karar aşamasında önem verilmesi gereken bir unsurdur. Bireyler ve kurumlar karşı karşıya kaldıktan veya kalabilecekleri riskler için pozisyon almakta, açık pozisyondan kaçınmaya çalışmaktadırlar. Uluslararası piyasalarda sermaye hareketleri ve artan ticaret hacmi sebebiyle her ulus etkilenir hale gelmiştir. Gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerinde olumsuz bir etki yaratan yüksek fiyat artışları, ülkelerin en önemli ekonomik sorunu haline gelmiş ve nominal faiz oranlan, fiyat belirsizlikleri nedeniyle artan bir trendle değişken bir yapı kazanmıştır. Faiz oranlarındaki belirsizlikler fon arz ve talep yapısını da etkilemiştir. Çalışmanın temel amacı, döviz kuru ve faiz oranlarındaki dalgalanmalann yarattığı risklere karşı geliştirilen yeni mali teknikleri tanıtmak, ortaya çıkış nedenlerini incelemek ve ülkemiz koşullarına uygulanabilirliğini tartışmaktır. Türkiye'de 1980 yılında başlayan liberalleşme süreci içinde, mali yapıda oldukça önemli değişiklikler gerçekleşmiştir. Bu değişim süreci içinde mali sektörün oyuncuları olan bankalarımız ve aracı kurumlarımız gördüğümüz şekliyle, yeterli esnekliği göstermekte, dış ticaretin ve yabancı finans kaynaklarının arenasında yerini bulmuştur. Dışa açılma yönlü ekonomik politikalar da en büyük etkiyi bankacılık sektöründe göstermiştir. Yapısal değişimi hızlı bir biçimde gerçekleştiren bankacılık sektörü dünyadaki fınansal uygulamaların önemli bir bölümünü başarılı bir şekilde mali yapımıza uygulamışlardır, uluslararası gelişmeler ise bankalann karlılıklarına olan katkısı yanında sektöre birtakım yeni problem ve riskleri de beraberinde getirmiştir. En belirgin risk döviz kurlarındaki değişmelerden kaynaklanmış, bilançolar içinde yabancı para işlemlerin payı artan bankalar, kurlardaki değişime bağlı olarak, kredi riski, faiz oranı riski ve likidite riski gibi, bankacılık işlemlerinden doğan klasik risklere ek olarak kur riski kavramı da literatürdeki yerini almış bulunmaktadır. Bankalarımızın bilançoları incelendiğinde, kaynaklann yaklaşık yarısının yabancı paradan oluştuğu görülmektedir. Bu oran bilanço içine yansımayan aracılık, aval verme ve türev ürünlerin rakamları buna dahil değildir. Genellikle bankaların çeşitli nedenlerle gereksinim duydukları yabancı paralan, o an için ellerinde atıl bulunan yabancı para cinsleri ile karşılıklı olarak değişmeleri esasına dayanan işlemler bu şekilde gelişmeye başlamıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda, kambiyo karları ve zararlarınailişkin kalemlerin banka kar zarar cetvellerindeki ağırlığının arttığı da gözlemlenmektedir. Döviz kuru riski, uluslar arası faaliyetlerde kullanılan dövizlerin çeşitlerine ve miktarlarına bağlı olarak, bankaları çeşitli ölçülerde etkisi altına almaktadır. Halen Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu'na ilişkin 32 sayılı karar çerçevesinde, Hazine Müsteşarlığı ve T.C. Merkez Bankası 'nca yayınlanan genelgelerle düzenlenen kur riski düzenlemesi, yabancı para varlık ve alacaklannın toplamı ile yabancı para borç ve yükümlülüklerinin toplamı arasındaki farktan doğan açık pozisyonun büyüklüğünü ve bu açık pozisyondan doğabilecek muhtemel zarar risklerini dikkate almadığından yalnızca bir tür yabancı para likiditesini ölçen ve sınırlayan bir oran niteliği taşımakta ve yetersiz kalmaktadır. Kur riski düzenlemeleri olan“döviz pozisyonu oranı ”, kur riskine sınırlama getirmekten daha çok yabancı para likiditesini ölçen ve bankaların yabancı para işlem hacmini yabancı para taahhütlerine göre sınırlayan bir oran niteliği taşımaktadır. Mutlak değer olarak taşınan riskin büyüklüğünü dikkate almaması nedeniyle, kur riskini ölçmede ve sınırlamada yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, ülkemizde kur değişimleri nedeniyle oluşabilecek zarann, bankalann döviz üzerinden açık pozisyonlarını sermaye tabanlarıyla sınırlamak suretiyle kontrol altına alınmasını amaçlayan“yabancı para net genel pozisyon / sermaye tabanı ”standart rasyosu geliştirmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bu düzenleme ile ülkemiz bankacılık mevzuatının uluslararası normlara erişmesinde önemli bir gelişme kaydedilmiştir. Ancak, düzenlemenin de yetersiz kaldığı bazı alanlar mevcuttur. Düzenleme, her bir döviz cinsi itibariyle oluşacak kur riskini göz ardı etmekte ve bankaların çapraz pozisyonlarını kısıtlamamaktadır. Hem bu yetersizlik nedeniyle hem de bu konudaki uluslar arası düzenlemelere tam bir uyum sağlaması açısından her bir döviz cinsi olarak hesaplanan uzun ve kısa pozisyonların kendi aralarında toplanarak, büyük olanının belli bir oranı kadar sermaye tabanı bulundurulmasını hedefleyen yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Böyle bir düzenleme, Basle komitesince hazırlanan düzenleme ile paralellik gösterecektir. Döviz kurları ve faiz oranları; siyasal ve ekonomik olay lan n içice geçtiği bir ortamda birçok unsurun etkisi altında kalmakta ve yönü belirsizleşmektedir. Bu nedenle bankalar kur ve faiz riskine maruz kalmaktadırlar. Bankalann bilanço yapılarını ayarlayarak, forward, swaps,Ill futures, options ve benzeri türevlerin kullanılması yoluyla, döviz pozisyonunu veya üstlenilen faiz riskini alım satım anlaşmalarıyla dengelenmesi suretiyle korunabilmektedirler. Türk bankacılık sektörünün faiz oranı açığı yıllar itibariyle kümülatif olarak incelendiğinde, faize duyarlı pasiflerin faize duyarlı aktifleri aştığı saptanmıştır. Bu husus, faiz oranlarındaki ani bir artışın sistemin gelirlerini olumsuz etkileyeceğini göstermekte ve faiz oranındaki dalgalanmaların bankalar üzerindeki riski sınırlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç olup olmadığı sorusunu da gündeme getirmektedir. Faiz riskinin yasal düzenlemelerle sıfıra indirilmesi, bankaların faaliyet alanlarını sınırlandırıcı bir düzenleme olup, uygulama açısından da zorluklar göstermektedir. Bu nedenle faiz oranı riskinin sınırlandırılmasına ilişkin bir düzenlemeden önce, riskin ölçülmesine ilişkin bir standart geliştirilmesi, aşın faiz riski üstlenen bankalann belirlenebilmesi sistem açısından önemli olacaktır. Geliştirilecek standardın ise, faize duyarlılık farkına dayalı olmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Çünkü, ülkemizdeki faiz oranlarındaki belirsizlikler süre analizine ilişkin hesaplamalarda problemlere neden olmaktadır. Bankaların faiz ve kur riskine giderek daha fazla maruz kalmaları, gözetim ve denetimle yetkili kurumların bu iki risk unsuru üzerinde önemle durmalarına neden olmuştur. Uluslararası bankacılık otoriteleri, yetersiz sermayeye sahip bankaların belirlenebilmesi ve bu bankaların sermayelerinin bu riskleri karşılayacak düzeye getirilmesi amacıyla geliştirilen sermaye yeterliliği kapsamı içerisine, piyasa risklerini de dahil etmeyi amaçlayan bir dizi tedbirler almıştır. Piyasa riski, fiyat değişiklikleri sonucunda bilanço içi ve bilanço dışı varlıklarda uğranılan kayıp olarak tanımlanmaktadır. Fiyat değişiklikleri ise, döviz kurlannı ve finansal enstrü manlara ilişkin faiz oranlarını etkileyeceğinden, kur riski ve piyasa koşullarına göre değeri günlük olarak değişen finansal enstrümanlara ilişkin faiz riski, piyasa riskleri kapsamında değerlendirilmektedir. Bankalann kısa dönemli kar amaçlı finansal enstrümanlara ait faiz oranı riskinin öz kaynaklarla ilişkilendirilmesinin Basle Komitesi'nce öngörüldüğü gibi ülkemizde uygulanması mümkün görülmemektedir. Türkiye şartları değerlendirilerek bu enstrümanlar ayrıntılı şekilde tanımlanmalıdır. Aynı şekilde, faiz oranı riskinin hesaplanmasında kullanılan süre ağırlıkları ve vade dilimlerinin ülkemiz şartlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.IV Kambiyo gideri hala bankacılık sisteminde bir sorun olarak görülmektedir. Çünkü Türk parası diğer paralarla beraber işlem görürken, alımla satım arasındaki farkı en yüksek olan para birimi olmayı hala sürdürüyor. Binde bir kambiyo gider vergisi artık yurtdışındaki birçok bankanın buna tabi olmaması nedeniyle, yurt dışında çok daha iyi fiyatlarla işlemlerin yurtdışına kaymasına yol açan bir durum olmaktadır. Dolayısıyla oranın düşürülmesi kambiyo işlemlerinin artmasında önemli etki yapabilir. Faiz ve kur riskinin ölçüm ve sınırlamasına ilişkin mevcut ya da bundan sonra getirilecek olan düzenlemeler, bankaların faiz ve kur risklerinin azaltılması için önemli olmakla beraber sorunun tam olarak çözülebilmesi için ekonomideki istikrarsızlığın nedeni olan enflasyon oranının makul seviyelere indirilmesi, kamu açıklannın azaltılması sağlanarak döviz kuru ve faiz oranlan üzerindeki baskının azaltılması gerekmektedir, bankaların üstlendikleri faiz ve kur riskini azaltmak amacına yönelik olarak uluslar arası piyasalarda geliştirilmiş olan futures ve opsiyon işlemlerinin başarılı olabilmesi, ancak bir borsa çatısı altında örgütlenmeden geçer. Çünkü bu piyasalar profesyonel uzman ekiplere, devletin yakın takibi ve yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Söz konusu enstrümanlar çok farklı amaçlar için kullanılabileceğinden, uzmanlık ve dürüstlük temel hareket noktası olmalıdır. Bir ülkede mali sistemin zayıflığı ulusal ve uluslararası alanda mali istikran tehdit edebilmektedir, özellikle mali sistemin en önemli kurumlan olan bankalar üzerinde etkin bir denetimin sağlanması ve bu alanda uluslar arası kriterlerin geliştirilmesi gerekli görülmektedir. Türk bankacılık sektörüne mali güç ve kredibilite kazandırılması, sadece mali sektörün değil, tüm ekonominin en önemli acil ihtiyacı olarak görülmektedir.
Özet (Çeviri)
SUMMARY High price increases, which effects the economies of the under developed countries negatively, became the most important economic problem of these countries; and, the nominal interest rates gains a relative structure with an increasing trend depending on the uncertainty in prices. Uncertainties in interest rates also effects the fund supply and demand structure. The basic objective of this study is to introduce the new financial techniques which are developed against the risks that are the results of the waves in currency and interest rates and also to examine the causes of the existence of these risks and to argue the exercise of them in the conditions of our country. During the liberalisation period that has began in 1980 in Turkey, there occurred some important changes in the financial structure. During this period, our banks and the intermediaries, the players in the financial sector, have shown enough elasticity and so, they find places in the arena of international commercial and foreign financial resources. The foreign oriented economic policies have shown the greatest effect in banking sector. Banking sector that realises the structural advance quickly, has adopted a very important part of the world financial exercises to our financial structure successfully. International developments, beside the contribution to the banks' profit, they also have brought some new problems and risks. The very evident risk is caused by the changes in currency; The banks, in whose balance sheets the foreign money operations have increasing rate, not only have those classical risks caused by banking operations such as the credit risk, interest rate risks and liquidity risks any more, but also have an additional risk;“the currency risk”. When we analyse the balance sheet of our banks we can see that almost the half of the liabilities is composed of the foreign money: Besides, figures of mediations, endorsement, and derived products which are not shown in balance sheet are also not counted in. Especially, this kind of operations, depending on exchanging foreign money, which the banks need, with the idle foreign money that they have, began to develop in this way. It is observed that the elements of the exchange profits and losses have increasing value in bank's profit and loss table. Currency risk has a great effect on banks in different levels according to the kinds and amounts of the foreign money used inVI international operations. Still, according to the Circulars that was published in the line with the decree 32 of Law Of Saving The Value Of Turkish Money, by The Permanent Under-secretary Of Treasury and Turkish Republic Central Bank, because The Currency Risk Arrangement do not pay attention to the amount of the short position which derives from the difference between the total of foreign money assets and credits and the total of foreign money liabilities and loans; and, the possible risks those could exist due to this short position, it has the only property that measures and limits the foreign money liquidity, so that it is insufficient.“Currency Short Position Rate”which is the currency risk arrangement is more than that limits the currency risk; it also measures the foreign money liquidity and it is a kind of rate which has the property that limits the amount of foreign money operations according to the foreign money contracts. Because it does not pay attention to the amount of risk that is in absolute value, it is insufficient in measuring and limiting the currency risk; because of that in order to take the short positions of banks under control by limiting by using capital basis,“net currency general position / capital basis ratio is developed and exercised. By this arrangement, we had an improvement in our banking lawn the way of reaching international norms. However, this arrangement is insufficient in some areas. This arrangement ignores currency risk derived from any currency and does not limit banks' transverse positions. Both, because it is insufficient and in order to adopt firmly to international arrangements by summing the long and short positions in every currencies, an arrangement which aims to have a capital basis in the amount of which is bigger is needed. This kind of arrangement will be parallel to the one of Basle Committee. Currencies and interest rates lost their direction and effected by many elements of the environment in which political and economic events are penetrate to each other; because of this, banks are subject to currency and interest rate risks. Banks, by fixing balance sheet structure by using forward, swaps, futures, options and similar derivatives, try to save themselves by balancing their currency position or interest rate risk by put- call contracts. When the cumulative interest rate gap of Turkish banking sector is analysed annually, it is determined that the interest rate sensible assets pass over the interest rate sensible liabilities. This subject shows that avu sudden increase in interest rate will affect income of the system negatively and this subject also brings a question; whether there is a need for an arrangement to limit the risk over banks that derived from the waves in interest rate. Decreasing interest rate risk to zero by legal arrangements is a kind of arrangement which not only limits banks' operation areas but also causes some difficulties in practice; because of this reason, before the arrangement of limitation of interest rate risk, improving a standard for measuring the risk will be important in determining the banks which have excessive risk. This standard will be convenient if it is based on the difference of interest rate sensibility; because, uncertainty in interest rates in our country causes problems in gap analysis measurements. Because the banks are subject to interest rate risk and currency risk in an increasing degree, supervision and control institutions, those have the right for, consider this two risks. International banking authorities has taken some measures to determine the banks which have inadequate capital and to include market risks in capital adequacy, which was developed to get those banks to a level where their capital meet those risks. Market risk is defined as a loss in assets in balance sheet and assets out of balance sheet, which is caused by changes in prices. Because the price changes will effect the interest rates which are related to the currency and financial instruments, the interest rate related to the financial instruments whose values are changing according to the currency risk and market conditions is evaluated in market risks sphere. It seems impossible in our country, as it is anticipated in Basle Committee, to practice the interest rate risk, which is related to the banks' short-term profit oriented financial instruments to be related with capital equity. These instruments must be defined in details by considering the conditions in Turkey. In the same way, expiration periods and gap weights, which are used in measuring the interest rate risk, must be evaluated by considering our country's conditions. Foreign exchange spending is still seem to be a problem in banking system; because, domestic currency is still the currency unit which has the highest gap between its purchase and selling when it in operation with he other currencies. Since many of the foreign banks are not subject to the currency expense tax, that is 0.1%, this tax is the reason that causes the operations to slide to abroad where the operations are done in better prices. Consequently, decreasing that rate may increase exchange operations. T.c. vfir'-”v i '4vuı The current and coming arrangements relating to the measurement and limitation of the interest rate and currency risks are important in decreasing banks interest rate and currency risks, and, in order to solve the problem properly, the inflation level which is the main cause of the instability in the economy must be decreased and also, the pressure on foreign exchange and interest rates must be decreased by decreasing the gap between public income and expense. Success of futures and option operations, which are developed to decrease the interest rate and currency risks of banks, depends on an organisation under a stock exchange roof; because, these markets need professionals, specialists, close supervision of government and legal arrangements. Since these instruments may be used for many different aims, speciality and honesty must be the basic point.
Benzer Tezler
- Reel sektörde finansal riskten korunma muhasebesi uygulamaları
Financial risk protection accounting practices in real sector
GİZEM UZAK
- Finansal liberalizasyon politikaları ve kriz ilişkisi (1990 sonrası Asya ve Türkiye örneği)
Financial liberalisation policies and crisis relationship (Asia and Turkey case in the 1990's)
HACER GÜL ÖZER