Geri Dön

Ziraat bankası'nın taşradaki yüzü: şube yapıları ve bağlamları

The face of ziraat bankasi in the periphery: branch buildings and their context

  1. Tez No: 634508
  2. Yazar: AYŞE MERVE ÇİLİNGİR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ZEYNEP KUBAN TOKGÖZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimarlık Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 223

Özet

Osmanlı Devleti'nde kurulup günümüze dek varlığını sürdüren en eski banka olan Ziraat Bankası'nın kuruluşu Memleket Sandıkları'na dayanmaktadır. Banka'nın Memleket Sandıkları'ndan köken alışı, doğrudan köy ve köylünün ekonomik desteği için kurulduğu tezini doğrular. Memleket Sandıkları'nın örgütlenme ve tek merkezliliği oluşturma gayesinin sonucu olarak ortaya çıkan Ziraat Bankası, yapılanmasında da bu etkiyi taşır. Ülkede faaliyet göstermiş ve göstermekte olan bankaların tümü önce merkez şubelerini açmış daha sonra ülke geneline yayılmıştır. Ziraat Bankası ise taşrada yayılışının ardından teşkilatlanmış ve bir merkez yönetime sahip olmuştur. Bu durum, bankanın şubelerinin bulunduğu yerlerin merkezi bir kararın ürünü olmaktan ziyade doğal bir gelişim seyrettiğini göstermektedir: sandığa en çok ihtiyaç ve talep olan yerler artık bankanın şubeleridir. Bu sayede kurum, stratejik bir genişleme politikasına ihtiyaç duymadan doğal olarak yayılmıştır. Banka'nın tarımsal üretim ve köylüden kaynaklanan ve bu alana destek olan yapısı Cumhuriyet'in ilanından sonra da devam etmiştir. Bu yapının gücü, kurumun şekil değiştirip anonim şirket haline gelme nedeninin“köylünün olanı köylüye vermek”olarak gösterilmesinden anlaşılmaktadır. Yeni devletin siyasi ve ekonomik politikalarını tarımsal üretim üzerinden kurgulaması ve“köylü milletin efendisidir”söyleminden yola çıkarak politika üretmesi, Banka'nın ülke siyaseti ve ekonomisi içindeki rolünü de arttırmıştır. Cumhuriyet'in ilanından sonra birçok banka kurulmuş olsa da hiç biri şube sayısı ve Anadolu'daki yaygınlığı yönünden Ziraat Bankası ile kıyaslanamaz. Yalnızca, Cumhuriyet'in ilanıyla kurulan İş Bankası, hem devlet bankası oluşu hem de çoğu yerleşim merkezinde bulunuşuyla bu kıyasa olanak tanımaktadır. Bu dönemde devlet eliyle kurulan bankaların tümü, tıpkı Ziraat Bankası'nın tarımsal kalkınmadaki rolü gibi, özel bir amaç gütmektedir. Ancak süreç içinde bu kurumlar ya amaçlarını tamamladığı için ya da değişen hükümetlerin kurguladığı yeni amaçlarla örtüşmediği için, kuruldukları şekilde günümüze dek var olamamışlardır. Bu durumun istisnası olarak karşımıza yine Ziraat Bankası ve İş Bankası çıkmaktadır. Bu noktada Ziraat Bankası'nın İş Bankası'ndan ayrılan yönü, yapılarında görülen baskın dönem karakteri ve bu yapıların çok zorunlu durumlar dışında kullanılmaya devam etmesidir. İş Bankası yapılarının süreç içinde yerlerine yeni yapılar geçerken, Ziraat Bankası yapıları büyük ölçüde oldukları gibi ayaktadır. Ziraat Bankası'nın bankacılık faaliyetleri büyük ölçüde tarımsal üretimi desteklemek üzerine kurgulanmıştır. Ziraat Bankası'nın verdiği kredilerin başlarda tamamını, ilerleyen yıllarda ise büyük bir kısmını tarımsal krediler oluşturmaktadır. Tarım üretiminin dış etkenlere bağımlı oluşundan kaynaklanan sıkıntılar, yaşanan savaşlar, ekonomik krizler ve iklim problemleri nedeniyle zor durumda kalan köylüye ve çiftçiye kredi sağlamakla yükümlü olan bankanın tarımsal kredi çerçevesi de giderek değişmiştir. Tarımsal üretimin ülkenin temel ekonomik faaliyeti oluşu, hali hazırda çiftçilikle uğraşanların yanında çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşacak olanlara da kredi sağlanmasını gerektirmiştir. Bu bağlamda, tarımsal üretim ya da hayvancılık yapmak isteyen ancak bu konuda yeterli sermayesi olmayan kişilere de kredi açılmıştır. Tarımsal ekonominin bir sonraki aşaması sanayileşmedir. Ülkede devlet destekli sanayiciliğin gündemde olduğu yıllarda tarımsal üretimin veriminin arttırılması ve sanayi için hammadde sağlanması konuları da gündemdedir. Tarım ürününün modern teknolojilerle işlenmesine yönelik makineler için, modern hayvancılık tesislerinin kurulması için ve bu alanlarda elde edilen ürünlerin işlenme tesisleri ve fabrikalarının kurulması için gerekli ekonomik desteği de Ziraat Bankası sağlamıştır. Ziraat Bankası'nın ülkenin ekonomik örgütlenişinde oynadığı rol yalnızca bankacılık faaliyetleriyle sınırlı kalmamıştır. Tarım kooperatiflerinin kurulması ve ekonomik olarak desteklenmesi de Ziraat Bankası'nın görevleri arasındadır. Tarım kooperatifleri aracılığıyla köy ölçeğine dek inebilen banka, artık köylerde de varlık gösterebilmektedir. Bütün bu faaliyet şeması, ülkenin ekonomik politikalarının uygulanmasındaki en büyük aracının Ziraat Bankası olduğunu göstermektedir. Ziraat Bankası üstlendiği bu geniş kapsamlı amacı kendini ifade etme biçimine de yansıtır. Bankanın verdiği ilanlarda, yaptığı reklamlarda ve kullandığı kumbara, ajanda gibi ürünlerin tümünde emekçi bir köylü figürü ya da buğday başağı yer alır. Kurumun çiftçi ile iletişimde ana aracı olan şubelerin de bu fikirden bağımsız tasarlandığı düşünülemez. Cumhuriyet'in ilanının ardından Ziraat Bankası'ndan bağımsız olarak da köyün ve köylünün kalkındırılması üzerine çalışmalar yapılmıştır. Siyasi bir söylem alanı oluşturan bu çalışmalar aynı zamanda kendilerine çeşitli sanat alanlarında da yer bularak ülkenin bir döneminin entelektüel üretim alanının popüler konusu olmuştur. Bu dönemde yapılan resmi çalışmaların en önemlileri Köy Kanunu, İskân Kanunu, Köy Enstitüleri kanunu ve Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu olmuştur. Bu yasalar bütün halde düşünüldüğünde, kırsal mekânın tanımlanıp, nüfus dağılımının yapıldığı görülür. Eşitlikçi bir yaklaşımla üretim faaliyetine katılımı istenen köylünün aynı zamanda yeni devletin idealize ettiği yaşamı sürmesi umut edilmiştir. Bu kanunlar kırsal alanın şekillendirilmesinde etkili olduğu kadar, hükümetlerin değişmesinde de etkili olan güçlü maddelere sahiptir ve ülkenin siyasi şekillenişini doğrudan etkilemiştir. Yeni Cumhuriyet'in tasarıları tabi ki kırsal alanla sınırlı kalmamıştır. Ülkenin kuruluşuyla başlayan yapım faaliyetleri 50'li yıllara dek sürmüştür. Bu yapım faaliyetlerinin arasında kentlerin yeniden planlanması da yer almaktadır. Ülke genelinde kentsel olarak tanımlanan yerleşimlerin çoğu bu dönemde yeniden planlanmıştır. Yapılan planlamayla kentler yeni ve sağlıklı görünümüne kavuşurken büyük oranda birbirlerine benzemişlerdir. Bu benzerliğin temel nedeni kent planlarının belirleyici unsurlarının sabit oluşundan kaynaklanmaktadır. Yerleşimlerde merkez olan belirlenen alanlarda olması gereken yapılar ve kentsel mekânlar bellidir ve bunların arasında Ziraat Bankası da yer almaktadır. Bu bağlamda, bankanın kent içinde oynadığı rol de belirlenmiş olmaktadır. Yerleşime hükümet yapıları yerleştirilerek yönetim alanı oluşturulur ve bu yönetim alanının içinde devlet ekonomisini temsil eden, halkla iç içe olan banka şubesi de yer almaktadır. Ziraat Bankası'nın yapılarını elde etme şekilleri döneme ve ihtiyaca göre değişmiştir. Erken dönem büyük kent yapılarının tümünü ve 1965 sonrası yapılarını sipariş usulü bir mimara yaptıran bankanın, 1945-1965 yılları arasında kalan, yoğun yapım faaliyetinin görüldüğü aralıkta ise çoğunlukla tip proje yöntemine başvurduğu, tip proje ile uygulanmamış yapılarının ise mimarının belli olmadığı görülmektedir. Başta Mongeri imzalı genel müdürlük yapısı olmak üzere, kurumun erken dönem yapılarının tümü büyük kentlerde görülür. Bu büyük kent yapıları 1930 yılına dek eklektik ve canlandırmacı bir üslupla yapılmıştır. Banka'nın bu dönemdeki çoğu yapısı için Mongeri ile çalışması da doğrudan bu isteğin bir göstergesidir. 1930 yılına dek yapılan çoğu yapının benzer bir görünümde oluşu, dönemin hâkim mimari dilinin Ziraat Bankası tarafından da izlendiğini gösterir. 1935 yılında Arif Hikmet Holtay tarafından tasarlanan Bursa Ziraat Bankası şube yapısı, Ziraat Bankası tarihinde görülen belki de en modern yapıdır. 1930 yılı tüm ülke mimarlığında olduğu gibi Ziraat Bankası mimarlığında da bir dönüm noktası olmuştur. Kurum, Holtay yapısının ardından mimarlarla sipariş usulü çalışmayı bırakmıştır. Holtay ise İş Bankası için tasarladığı çok sayıda yapıyla banka mimarlığına devam etmiştir. Ancak Holtay'ın Ziraat Bankası dışındaki banka tasarımları Ziraat Bankası ile kıyaslanamayacak şekilde canlandırmacıdır. Mimarın neredeyse Mongeri üslubuna dönüşü göz önünde bulundurulduğunda, Holtay'ın bu yıllarda yaptığı yapılar ile Ziraat Bankası'nın istediği temsil arasında büyük bir fark vardır. Banka yapılarında 1930 yılının ardından canlandırmacı özelliklerin tekrar görülmemesi göz önünde bulundurulduğunda, kurumun 1945-1965 yılları arasında sipariş usulü çalışmayı tercih etmemesinin nedenleri arasında, ekonomik sebeplerin yanında, bu dönemde ülke genelinde canlandırmacı ve milli mimarlığın tekrar gündeme gelmesi ve kurumun bu mimarlığa geri dönmek istemeyişi de olmalıdır. Zira anıtsal ve heybetli yapılar ne kadar mütevazı olmaya çalışırsa çalışsın bir üstünlük ve güç göstergesidir. Oysa Ziraat Bankası köylüyü efendi addeden bir anlayış üzerine temellenmiştir ve büyük kent yapıları dışında bu gösteriye ihtiyacı yoktur. Ziraat Bankası'nın ilerleyen dönemlerde ağırbaşlı ve süsten arınmış yapılarla faaliyetine devam ettiği görülmektedir. Kurum 1945-1965 yılları arasında yoğun bir yapım faaliyetine girmiştir. Bu yapım faaliyeti yeni şubeler için yapılan yapıların yanında, faaliyet göstermekte olan şubeler için yapılan yapıları da kapsamaktadır. Bu dönemde kurum, toplamda altmıştan fazla yapısını tip proje ile elde etmiştir. Çoğunlukla ülkenin Ege, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde bulunmakla beraber, bütün Anadolu'ya yayılmış durumda olan tip projeler, bankanın bütün yapılarında olduğu gibi yerleşim büyüklüğüne göre şekillenmiştir. Yerleşim büyüklüğüne ve parsel özelliklerine göre çeşitlenen yapıların hepsi, banka girişinde oluşturulan karşılama mekânı üzerinden kimlikliklerini oluşturmuşlardır. Ziraat Bankası şubeleriyle özdeşleşen bu alanlar, dönemde sıklıkla görülen iki kat boyunca süren ince kolonlar ve uzun saçaklar ya da geriye çekilmiş cephelerle oluşturulsa da, banka şubesi ölçeğinde özeldir. Bu noktada gözden kaçırılmaması gereken husus, bahsi geçen yapıların yalnızca kent merkezlerinde değil, kasaba ölçeğinde dahi görülmesidir. Bu kadar küçük yerleşimlere, tip projeyle uygulanmış dahi olsa, belli bir karaktere sahip yapılar inşa ettiren başka bir kurum daha, bu denli geniş faaliyet sahasına sahip olarak, yoktur. Banka'nın açtığı tip proje yarışmasında da belli bir karakterde diretmesi ve bu karakteri elde etmek için yarışmayı tekrarlaması da belli bir mimari kaygının göstergesidir. Kurumun bu kararında etkili olan kurum kimliği, kurum içi bir kararın yanında toplumun şekillenişinde edindiği yere bağlı oluşmuştur. 1950'li yıllardan başlayarak ülke ekonomisinde ve siyasetinde baskın devletçilikten vazgeçilmiş, bu yıllardan başlayarak ülke mimarlığında yaşanan üslup savaşları sona ermiş ve mimarlık da biçimsel olarak küreselleşmeye başlamıştır. Ziraat Bankası özelinde bu durum 1965 yılından başlayarak görülür. Bu dönemde kurum çoğu Güzel Sanatlar Akademisi eğitmeni olan ve birçok banka yapısı tasarlamış mimarlarla çalışmaya başlamıştır. Bu yıllar aynı zamanda bankanın yerleşimlere ikinci şubelerini açtığı ve artık Anadolu'yu teşkilatlandırma aşamasından teşkilatı genişletme aşamasına geçtiği dönemdir. Maruf Önal, Muhlis Türkmen, Muhteşem Giray, Nezih Eldem ve Şevki Vanlı bu dönemde kurum için yapılar tasarlamıştır. Ziraat Bankası yapılarının karakteri, değişimleri ve kararlılıkları tekil bir nedene bağlanamaz. İşveren ve mimar ilişkisinin çok ötesinde, kurumun sahip olduğu kimliği oluşturma süreci bu mimarlığın oluşmasındaki temel noktadır. Kimliğin biçimlenişi ise uzun ve zorlu bir sürecin sonucudur. Osmanlı Devleti'nde oluşmaya başlayan kurum Cumhuriyet ile birlikte karakterinin oluşumuna devam etmiştir. Bu karakterin kentlerde temsil edilme biçimi de kurum mimarisinin oluşumunda önemlidir. Kentte bulunduğu yer, birlikte bulunduğu yapılar ve iletişime geçtiği kitle bu biçimlenişte önemli bir rol oynamıştır. Taşra şubelerinin tip proje ile inşa edilmesi Anadolu genelinde birbirinin eşi olan yapıların görülmesine neden olmuştur. İçinde lojman da barındıran bu yapılar, toplumsal alanda oynadıkları rol kadar, bu yönüyle bireylerin hayatlarında da yer edinmiştir. Ziraat Bankası mimarlığı bu çok yönlü etkileşim alanının ürünüdür.

Özet (Çeviri)

Ziraat Bankası, the oldest remaining bank from the Ottoman State, was founded on the basis of“Memleket Sandıkları”*. In accordance with this origin, the bank was established directly for the economic support of the village, villagers and agricultural production in general. Organizational and structural forms of Ziraat Bankası were shaped in line with Memleket Sandıkları's aim of centralization. Bank formation in Turkey has traditionally consisted in the establishment of a central branch followed by a spread throughout the country of additional branches. In stark contrast to this presiding pattern Ziraat Bankası was centralized after its expansion throughout the country; the locations of the bank's branches progressed naturally rather than as the result of a central decision. In other words, the places with the greatest need and demand for Memleket Sandıkları ultimately became the branches of the bank. The corporate identity of the bank, rooted in agricultural production and the people it involved, as well as the bank's overarching goal of supporting agriculture, were not altered by the proclamation of the republic. The resolve of this determination can be understood by the institutions popular promotional slogan which was used in its transition to becoming a joint stock company:“to give the peasants that which already belongs to them”. The fact that the new state built its political and economic policies on agricultural production and promoted a policy based on the discourse of“the peasant is the master of the nation”also increased the Bank's role in the country's politics and economy. Although many banks have been established since the declaration of the Republic, none can be compared with Ziraat Bankası in terms of the number of branches and their prevalence in Anatolia. Only İş Bankası, an institution established with the proclamation of the Republic, comes close to comparison due to its status as a state bank and thus its resulting nationwide ubiquitous presence. In this period, all banks established by the state served a special purpose, just like the role of Ziraat Bankası in agricultural development. However, many of these institutions no longer exist, either because they completed their roles or fell short of the new goals set by changing governments. As an exception to this situation, Ziraat Bankası and İş Bankası have remained steadfast. The dominant character of the period can be seen reflected in Ziraat Bankası buildings, most of which are still standing and in continuous use. İş Bankası on the other hand has opted to replace many of its buildings with more modern versions. The banking activities of Ziraat Bankası are largely focused on supporting agricultural production. In fact, initially all of the loans extended by Ziraat Bankası were agricultural loans. In time the bank began to diversify by operating in different fields with different types of loans. However, the majority of their loans were still tied to the agriculture sector. Problems arising from external factors such as wars, economic depressions and climate conditions have a considerable impact on small scale farmers and have the potential to reduce production levels substantially. The bank plays a key role in such crises and by increasing the supply of available loans has proven to be quite effective. The fact that agricultural production was the main economic activity of the country necessitated the provision of loans to those currently engaged in farming and animal husbandry. Likewise, loans were extended to those planning to enter agricultural production or animal husbandry that lacked sufficient capital. The logical progression of an agricultural economy is industrialization. In the years when state-supported industrialism was a main policy of the country, efforts to increase agricultural productivity and provide raw materials for the industry became topical issues. Ziraat Bankası provided the necessary economic support for machinery and financed modern technologies for the processing of agricultural products. This helped establish modern livestock farming as well as processing plants and factories for the products obtained in these areas. The role of Ziraat Bankası in the economic organization of the country is not limited to banking activities. The establishment and economic support of agricultural cooperatives are also among the duties of Ziraat Bankası. With agricultural cooperatives, the Bank has managed to reach even the smallest settlements; thereby strengthening the presence of the Bank in rural areas. All these fields of activity would suggest that Ziraat Bankası is an important tool in the implementation of the country's economic policies. Ziraat Bankası also reflects this comprehensive purpose in its self-expressive style. The bank has a peasant labourer figure or a major agricultural product like wheat centrally displayed in all branded items such as money boxes, day planners and magazines. It is impossible to think that bank branches, which serve as the institution's main point of communication with farmers, are in any way removed from this idea. After the proclamation of the Republic, studies were carried out on the development of villages and the villagers that reside in them. These works, which constitute a political discourse area, also found there place in various art fields where they became a popular subject of the intellectual production field in the country's early period. The most important of the governmental works carried out in this period were the Köy Kanunu (Village Law), İskân Kanunu (the Settling Law), Köy Enstitüleri Kanunu (the Village Institutes Law) and Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu (Farmers Grounding Law). Combined, these laws reshaped and redefined rural areas, both physically and demographically. The peasant, who was asked to participate in production activity with an egalitarian approach, was also expected to pursue and embody the new and healthy lifestyle idealized by the new state. These laws proved effective in developing rural areas and had powerful repercussions capable of changing governments – they directly affected the political formation of the country. The intentions of the New Republic were of course not limited to rural areas. The construction initiatives which took off with the foundation of the country continued into the 50s. The re-planning of cities was a chief objective of these construction activities. Most of the settlements throughout the country defined as non-rural were re-planned during this period. Cities were given a new and healthy appearance and slowly became more and more uniform. The main reason for this similarity is that the determining elements of city plans were common and often the same. The structures and urban areas to be built in centrally designated areas of settlements were often determined in part by Ziraat Bankası. In this context, the Bank played a very central role. A government area was created by placing government structures in each settlement. Within this management area, a branch building of Ziraat Bankası would also be constructed representing the interests of the state economy. The methods of constructing structures or preparing projects for Ziraat Bankası have changed over time according to need. The bank constructed its buildings with the guidance of certain architects in the early period. Likewise, most buildings erected after 1965 are also part of this system. In the time period between 1945 and 1965, Ziraat Bankası and most of the governmental agencies took different approaches to establishing their buildings. The architects of the Ziraat Bankası branch buildings erected during this time period are unknown. When the mentioned structures are analysed, a pattern of standardized building prototypes quickly emerges. Most of the buildings have the same layout, appearance and scheme. Notably, Mongeri's headquarters building, as well as all the early buildings of the Bank, was located in big cities. These big city buildings, built before 1930, have preserved the aspect of the eclectic and historicist style of architecture. Mongeri was the top name in the Ottoman revivalist style and was responsible for designing most of the Ziraat Bankası buildings between 1923 and 1930. The fact that most buildings built before 1930 had a similar appearance, shows that the dominant architectural language of the period was followed also by Ziraat Bankası. The Bursa Ziraat Bankası branch building, designed by Arif Hikmet Holtay in 1935, is the most modern structure seen in the architectural history of Ziraat Bankası. 1930 was a turning point for Turkey's architectural style and Ziraat Bankası was no exception. After Holtay's building in Bursa, the Bank stopped working with architects until 1965. Holtay would go on to design many branches for İş Bankası. However, Holtay's bank designs are all quite revivalist with the exception of Ziraat Bankası. Considering the architect's return to a style close to Mongeri, there is a big difference between Holtay's usual buildings and the representation demanded by Ziraat Bankası. Economic factors are largely cited as one of the main reasons why the Bank preferred not to work with known architects between 1945 and 1965. However, another reason is that the revivalist and nationalist architectural style was gaining momentum throughout the country again and the institution's demands did not match this style. Regardless of how hard majestic and monumental structures try to be unpretentious, they are inherently indicators of superiority and power. However, Ziraat Bankası is based on an opposite view which upholds the peasant as master of the land. Naturally, it does not need its small town buildings to be a showy spectacle. Ziraat Bankası continued its building activities with dignified and plain structures in the following periods. The institution entered into a period of intense construction in 1945 which continued until 1965. This construction activity included structures for branches that were already in operation as well as structures for new branches. In this period, the institution built more than sixty structures in total using a standardized bank branch project prototype. These projects, which are spread throughout Anatolia, (mainly in the Aegean, Black Sea and Central Anatolia regions of the country) were shaped according to the size of the settlement. All of the structures, regardless of parcel characteristics and the size of the settlement, emphasized their identity through the entrance design at the front of each bank building. These areas, a strong identifier of Ziraat Bankası branches, were formed with thin columns and long fringes or retracted facades, which are actually frequently seen throughout the period, although less common in the context of bank branches. What should not be overlooked at this point is that the mentioned structures are found not only in city centres but also in small scale towns. With these characteristic small settlement structures Ziraat Bankası holds a special place in the history of Turkish architecture. Their insistence on a certain character in their prototype project contests serves as an indication of their specific architectural concern. Starting in the 1950s, dominant statism in politics and the economy was abandoned in Turkey. From then on, architecture began to globalize. This trend can be seen reflected in the Ziraat Bankası buildings built after 1965. During this period, the institution again began working with architects, many of whom were Güzel Sanatlar Akademisi (Fine Arts Academy) instructors and experienced in bank building design. This date also marks another phase: the Bank's transition from its organizational stage to its expansion stage. Maruf Önal, Muhlis Türkmen, Muhteşem Giray, Nezih Eldem and Şevki Vanlı designed structures for the institution in this period. The character of Ziraat Bankası structures cannot be attributed to a single reason. The formation of identity is the result of a long and difficult process. Beyond the relationship between employer and architect, the process of establishing the identity of the institution is the main point in the formation of this architecture. The Bank, which started to form in the Ottoman era, continued its formation with the Republic. The way this character is represented in cities is also important in the formation of corporate architecture. The location in the settlement, the buildings it coexists with, and the people it communicates with played an important role in this formation. Ziraat Bankası architecture is the product of this sophisticated and multi-layered intersection. * Ballot box system established for the credit needs of the villagers and which forms the basis of Ziraat Bankası.

Benzer Tezler

  1. İkinci Meşrutiyet Dönemi milli bankacılık faaliyetleri (1908-1918)

    National banking activities in the Second Constitutional Period (1908-1918)

    AYŞEGÜL CAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    TarihAnkara Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAKAN UZUN

  2. Cumhuriyetin ilk yıllarında bankacılık (1923-1929)

    Banking in the first years of the Republic(1923-1929)

    UTKU CAN ERDİNÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    BankacılıkEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZAFER KOYLU

  3. Ziraat Bankası'nın Cumhuriyet dönemi tarım hayatına etkisi

    Zirrat Bank's influence on the republican period's agricultural life

    ÇETİN YİTMENER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    PROF.DR. EROL CİHAN

  4. Türkiye'de tarımın finansmanında Ziraat Bankası'nın rolü

    The role of Ziraat Bank that in Turkey financing agriculture

    SEVCİHAN ARICI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    ZiraatTrakya Üniversitesi

    Tarım Ekonomisi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. HAKKI İNAN

  5. Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası'nın tarım alet ve makinalarına ilişkin destekleme politikalarının incelenmesi ve yeni stratejilerin geliştirilmesi

    The Investigation of the supporting policies of T.C. Ziraat Bank concerning agricultural equipments and machines and development of new strategies

    ALİ ALAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    ZiraatAnkara Üniversitesi

    Tarım Makineleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA VATANDAŞ