A study of the science-policy interfaces in climate change policymaking: Izmir and Istanbul Development Agencies
İklim değişikliği politika oluşturma sürecinde bilim-politika arayüzlerinin incelenmesi: İzmir ve İstanbul Kalkınma Ajansları
- Tez No: 634723
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ASLI ÖĞÜT ERBİL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Bilim ve Teknoloji, Science and Technology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 143
Özet
Bu çalışmanın amacı, iklim değişikliği politikalarına ilişkin bilim-politika arayüzlerini incelemektir. Bilim-politika arayüzü kavramı, herhangi bir konuya dair politika oluşturma sürecinde, bilgi üreticiler ve politika yapıcılar arasında kurulan ilişkileri ifade etmek için kullanılır. Çalışmanın temel tezi, iklim değişikliği bilimsel bilgisinin etkin politikalara dönüştürülebilmesi için, ortak üretim anlayışını temel alan bilim-politika arayüzlerinin kurulması gerektiğidir. Bu arayüzlerde, bilgi üreticiler ve politika yapıcılar etkileşim, işbirliği ve birlikte çalışma yaklaşımlarından hareketle ortaklaşa bilgi, politika ve aksiyon üretirler. Sheila Jasanoff'un 'ortak üretim' konseptinden geliştirilen bu arayüz modeli, bilim dünyası ve politika dünyası arasındaki ilişkileri niteleyen 'teknokratik' ve 'demokratik' görüşlerin eleştirisidir. Teknokratik yaklaşım, teknobilimsel bilgiyi mutlak otorite olarak kabul ederek, bilim dünyasının politika yapım sürecine hakim olması gerektiğini savunur. Demokratik yaklaşımda ise, politik çıkarlar ön planda tutularak, bilimsel bilgi politika yapım sürecinin dışında bırakılır. Yani, 'demokrasi' terimi, bu bağlam çerçevesinde, bilimsel bilgiyi yok sayan veya manipüle eden popülist/gerçek ötesi bakış açılarını işaret etmektedir. Bu iki görüşün karşısında yer alan ortak üretim anlayışı, bilimsel bilginin elzem olduğu ancak tek belirleyici olarak kutsallaştırılmadığı bir politika yapım modelini savunmaktadır. Dolayısıyla, ortak üretim modeli, etkin politika üretmenin yolunun bilimsel bilginin politik, sosyolojik ve ekonomik koşullarla beraber değerlendirilmesi olduğunu iddia eder. Bu modeli temel alarak oluşturulacak bilim-politika arayüzlerinde de, bilgi üreticiler ve politika üreticiler arasında dikey hiyerarşiler oluşturulmaz, yukarıda da belirtildiği gibi, taraflar etkileşim ve işbirliği içinde çalışırlar. Bununla birlikte, ortak üretim modeli, iki grubun bir bütün olması gerektiği anlamına gelmez. Aksine, bilgi üreticiler ve politika yapıcılar arasında, fiziksel olmasa bile entelektüel bir sınır çizilir. Bu sınırın amacı, tarafların, özellikle de bilgi üreticilerin, bağımsız çalışmalar yapmasını mümkün kılmaktır. Başka bir deyişle, Jasanoff'un da belirttiği gibi, iki grup arasındaki mesafe etkileşim kurabilecekleri kadar yakın, objektif kalabilecekleri kadar uzaktır. Çalışmanın temel yöntemsel yaklaşımı niteliksel vaka çalışmasıdır. Vaka çalışması olarak Türkiye'deki iki bölgesel kalkınma ajansı seçilmiştir. Bu ajanslar, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) ve İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA)'dır. Ancak, bir önceki paragrafta kısaca bahsedilen teorik çerçevenin oluşturulabilmesi için, ilk olarak Bilim, Teknoloji ve Toplum çalışmaları literatürü başta olmak üzere iklim değişikliğine ilişkin bilim-politika arayüzlerine odaklanan akademik literatür araştırması yapılmıştır. Böylece, bilim-politika arayüzlerine dair teorik tartışmalar analiz edildikten ve çalışmanın temel perspektifi oluşturulduktan sonra İZKA ve İSTKA'nın incelenmesi süreci başlamıştır. Araştırma kapsamında hem ajansların faaliyet raporları, çalışma programları, stratejik planları ve bölge planları gibi birincil kaynak olarak değerlendirilebilecek dokümanları incelenmiş hem de yine birincil kaynak olarak ajanslardan daha önce bilim-politika arayüzlerinde görev almış uzmanlarla yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Kalkınma ajanslarına dair bulgular literatür araştırmasıyla beraber incelendiğinde her iki ajansın da yerel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek için bilim-politika arayüzleri kurma potansiyelleri ve kapasitelerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na bağlı çalıştıkları için tamamen bağımsız faaliyetler gerçekleştiremeseler de, kalkınma ajansları sorumlu oldukları bölgedeki kaynakları kullanarak ve bölgedeki aktörler arasında işbirlikleri sağlayarak bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmak için çalışırlar. Bu misyonları, onları bilgi üreticiler ve diğer bölgesel paydaşlarla sürekli olarak etkileşim kurmaya yönlendirmektedir. Bu doğrultuda, bazı eksiklikler ve problemler yaşamakla beraber, İZKA ve İSTKA'nın sıklıkla bilimsel bilgiyi çalışmalarına dahil ettikleri, bilgi üreticilerle birlikte çalıştıkları ve bilim-politika arayüzleri oluşturdukları tespit edilmiştir. Ancak, bilim-politika arayüzlerine bakış açıları benzerlik gösterse de, İZKA ve İSTKA'nın iklim değişikliği tehdidine yaklaşımları birbirinden oldukça farklıdır. İZKA iklim değişikliğini çalışmalarının merkezine yerleştirmiş ve 'Yeşil Büyüme' ve 'Mavi Büyüme' birimlerini oluşturarak organizasyon yapısını iklim değişikliğine yönelik olarak dönüştürmüştür. Buna karşılık İSTKA, en azından yakın geçmiş ve şu an için, iklim değişikliğine odaklı faaliyetler yürütmemekte ve iklim değişikliğini diğer projelerine yalnızca ortak yarar olarak dahil etmektedir. İSTKA'nın bu yaklaşımı, ajansın iklim değişikliğine ilişkin etkin ve dönüştürücü faaliyetlerde bulunma imkanını ortadan kaldırmaktadır. Ancak, iki ajans arasındaki temel farklılığın bilim-politika arayüzleri anlayışlarından değil, iklim değişikliğine dair perspektiflerinden kaynaklandığı bir kez daha vurgulanmalıdır. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu, bilim-politika arayüzlerinin kurulmasını ya da etkin faaliyet göstermesini engelleyen bariyerlere ilişkindir. Hem ilgili literatürde hem de ajans uzmanlarıyla yapılan görüşmelerde bilgi üreticiler ve politika yapıcılar arasındaki bariyerlerden sıklıkla bahsedilmiştir. Bu bariyerler, kimi zaman küresel veya teorik problemlerden kaynaklanmaktadır. Örneğin, bilgi üreticiler ve politika yapıcılar arasındaki zihniyet ve yöntem farklılıkları, zaman kısıtlamaları, finansal yönetim sorunları, bilim okur yazarlığının düşük olması ve bilimsel belirsizliklerin anlaşılamaması bu tarz bariyerlerdendir. Kimi bariyerler ise bölgeye özgü şartlardan meydana gelmektedir. Bu çalışma kapsamında, en önemli bölgesel bariyer olarak ölçek problemi tespit edilmiştir. İSTKA, İstanbul gibi çok fazla sayıda farklı ve güçlü aktörün bulunduğu büyük ölçekli bir bölgede doğru aktörü tespit etmekte ya da aktörler arasında tercih yapmakta güçlük çekmektedir. Ayrıca, İSTKA'nın merkezi hükümet ve özel sektörün odak noktasında olan İstanbul için bağımsız faaliyetler yürütmesinin oldukça zor olduğu söylenebilir. Öte yandan, İZKA'nın faaliyet alanı olan İzmir, göreli olarak daha optimum bir ölçeğe sahiptir. Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, yeterli insan ve kaynak sermayesine sahip olmakla beraber, İstanbul gibi devasa bir metropol de değildir. Bu bölgesel şartlar İZKA'nın bölge içinde bilim-politika arayüzleri kurmasını kolaylaştırmakta ve faaliyetlerinde ajansa özgür bir alan tanımaktadır. Bu çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm olan giriş bölümünde, çalışmanın konusu, teorik çerçevesi ve metodolojisi sunulmaktadır. Ayrıca, vaka çalışması olarak kalkınma ajanslarının, özel olarak da Türkiye'deki yirmi altı kalkınma ajansı arasından İZKA ve İSTKA'nın seçilmesinin gerekçesi bu bölümde yer almaktadır. Giriş bölümü çalışmanın katkılarını ve sınırlılıkları da içermektedir. İkinci bölüm literatür araştırmasını kapsar. Literatür araştırması bulguları dört ana başlıkta sunulmaktadır. Öncelikle, iklim değişikliği bilimi ve iklim değişikliği politikası arasındaki etkileşim tarihsel perspektifle özetlenmektedir. Daha sonra, çalışmanın bilim-politika arayüzü kavramına yaklaşımı açıklanmaktadır. Üçüncü olarak, bilim-politika arayüzlerinin nasıl kurulabileceğine dair literatürde tartışılan yaklaşımlar paylaşılmaktadır. Son olarak ise, bilim-politika arayüzlerinin kurulmasını engelleyen veya yavaşlatan bariyerler ve bu bariyerleri aşmaya yönelik olası çözüm önerileri sunulmuştur. Üçüncü bölüm kalkınma ajanslarının incelendiği bölümdür. Bu bölümde ilk olarak, Türkiye'deki bölgesel kalkınma ajanslarının kuruluşları, organizasyon yapıları, görev ve sorumlulukları ve destekleri anlatılmıştır. Daha sonra, sırasıyla İZKA ve İSTKA inceleme bulguları aktarılmıştır. Her iki ajansın incelemesi de iki başlıktan meydana gelmektedir. Öncelikle ajansların dokümanları incelenerek bilim-politika arayüzlerine bakış açıları ve bu kapsamdaki faaliyetleri ortaya konulmuştur. İkinci olarak, bu arayüzlere dair detaylı arka plan bilgileri almak için ajans uzmanlarıyla yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerin sonuçları paylaşılmıştır. Dördüncü bölüm tartışma bölümüdür. Bu bölümde, İZKA ve İSTKA incelemesinden elde edilen bulguların çalışma kapsamında kazandığı anlam ve literatür ile ilişkisi tartışılmıştır. Başka bir ifadeyle, dördüncü bölüm, ikinci bölümün bulguları ile üçüncü bölümün bulgularını birlikte değerlendirmektedir. Ayrıca, bu bölümde, vaka çalışmasına özgü bazı sonuçlar da ele alınmaktadır. Beşinci bölüm ise sonuç bölümüdür. Bu bölümde çalışmanın genel değerlendirmesi yapılmakta ve öne çıkan noktalar vurgulanmaktadır. Son olarak ise, gelecek çalışmalar için bazı tavsiyelerde bulunulmaktadır.
Özet (Çeviri)
This study aims to examine the climate change-related science-policy interfaces. The concept of science-policy interface refers to the relationships between knowledge producers and policymakers in policymaking processes. The main thesis of the study is that in order to turn the scientific knowledge on climate change into effective policies, co-production based science-policy interfaces should be established. In these interfaces, knowledge producers and policymakers co-produce knowledge, policy, and action by interacting, cooperating, and collaborating. The methodological approach of the study is the qualitative case study. For the case study, two regional development agencies in Turkey were selected. These agencies are Izmir Development Agency (IZKA) and Istanbul Development Agency (ISTKA). However, firstly, an academic literature review focusing on science-policy interface studies, especially Science, Technology, and Society studies, was conducted. Thus, after the theoretical discussions on science-policy interfaces were analyzed, and the main perspective of the study was formed, the investigation of IZKA and ISTKA started. Within the scope of the research, the agency documents, such as activity reports, work programs, strategic plans, and regional plans, that can be evaluated as primary sources, were examined. Moreover, semi-structured interviews were held with the agency experts who previously participated in science-policy interfaces. The evaluation of the findings of the case study, together with the literature review, reveals that, although there are some deficiencies and problems, both IZKA and ISTKA, through their structures and activities, have high potential and capacity to establish science-policy interfaces to combat climate change on the local scale. Nevertheless, their perspectives on the climate change issue are very different from each other. For IZKA, climate change is of primary importance, while ISTKA, at least in the recent past and for now, does not carry out activities focused on climate change and includes it only as a co-benefit in the other projects. This approach of ISTKA is clearly not suitable to produce and implement effective and transformative climate change policies and activities. Another important finding of the study relates to barriers that negatively affect science-policy interfaces. These barriers are sometimes caused by general problems such as perspective, methodology, and mentality differences between knowledge producers and policymakers, time constraints, financial management problems, or low science literacy. Nonetheless, they sometimes occur because of region-specific conditions. In this study, the scale problem was identified as the most important regional barrier. ISTKA has difficulty in finding the right actor or choosing among them in the large-scale region of Istanbul, where there are many different and powerful actors. On the other hand, since Izmir has a relatively more optimal scale, IZKA can more easily establish science-policy interfaces within the region and can act more independently in its activities. This study consists of five chapters. Chapter 1, the introduction chapter, addresses the statement of the problem, purpose and research questions, theoretical framework, methodology, and the significance and limitations of the study. Chapter 2 involves the literature review on science-policy interface studies. Chapter 3 first describes regional development agencies in Turkey, then reveals the results of the document analysis of IZKA and ISKA and the interviews with the agency experts. Chapter 4 discusses what the case study findings mean in the scope of this study and how they relate to the literature. Chapter 5, which is the conclusion chapter, reviews the study, and makes some recommendations for future research.
Benzer Tezler
- Transnational municipal networks as boundary objects in climate change science and policy: Covenant of Mayors - Turkey
İklim değişikliği bilimi ve politikasında sınır nesneleri olarak ulus ötesi şehir ağları: Covenant of Mayors - Türkiye
EBRU GÖNÜL TÜRK
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiBilim, Teknoloji ve Toplum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ASLI ÖĞÜT ERBİL
- How to govern military ai: On the global governance of artificial intelligence from an international security perspective
Askeri yapay zeka nasıl yönetilmeli: Uluslararası güvenlik perspektifinden yapay zekanın küresel yönetimi
ONUR TÜRK
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiBilim, Teknoloji ve Toplum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMİNE ASLI ÇALKIVİK
- Sosyal sermaye odaklı kentsel canlandırma yaklaşımı: Yeldeğirmeni örneği
Social capital led urban revitalization approach: Yeldegirmeni case
ALP CAN ARISOY
Doktora
Türkçe
2019
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURBİN PAKER KAHVECİOĞLU
- TCP/IP protokolünde aktif bağlantıların farklı katmanlar arasında geçiş sırasında korunması ve sürdürülmesine yönelik bir sistemin tasarlanması ve gerçeklenmesi
Design and implementation of a system to maintain active sessions between transitions of different physical layers in TCP/IP protocol
ERDEM YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolYıldız Teknik ÜniversitesiBilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. GÖKHAN YAVUZ
- İstanbul-Paşaköy-B.Bakkalköy arası enerji nakil hattı kamulaştırma bilgi sistemi pilot çalışması
Başlık çevirisi yok
NURAY BAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik ÜniversitesiJeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GONCA COŞKUN