Geri Dön

KOAH'lı hastalarda tanısal değişim

Diagnostic instability in patients with COPD

  1. Tez No: 639378
  2. Yazar: GÜLŞAH ORHAN TIRAŞÇI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ALİ KOCABAŞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: KOAH, Tanı, Tanısal değişim, COPD, Diagnosis, Diagnostic instability
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 50

Özet

Amaç: KOAH oldukça yaygın bir kronik hava yolu hastalığıdır ve çok büyük kişisel ve sosyal etkiye sahiptir. Hastalık tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur. Son yıllarda yapılan çalışmalar KOAH'ın daima ilerleyeci ve geri dönüşümsüz bir hastalık olmadığını işaret etmektedir. Bu çalışmanın amacı, KOAH'lı hastalarda tanısal değişimi (pb FEV1/FVC > %70 haline gelmesi) ve bu duruma etki eden faktörleri araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya, 2012-2014 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göğüs Hastalıkları AD. polikliniğinde, hastane kayıt sisteminden (Enlil HBYS) bakılarak, KOAH tanısı konulduğu saptanan 855 hastadan, 2019-2020 yıllarında hastaların ilk başvuru dosyalarının değerlendirilmesi sonucu kesin KOAH olduğu anlaşılan 358 hasta dahil edilmiştir. Başvuru anında postbronkodilatör SFT'si olmayan, SFT'si reversibl obstruktif olan, hiç SFT'si olmayan, SFT'si normal olan, Astım-KOAH overlap sendromu tanısı olan, SFT'si restriktif olan, interstisyel akciğer hastalığı tanısı olan veya bronşektazi öyküsü olan 497 hasta çalışmadan dışlanmıştır. Kesin KOAH olduğu saptanan 358 hasta, son değerlendirme için kliniğe davet edilmiş, fakat telefon numarası kullanıma kapalı olanlar (n=82), kliniğe son değerlendirme için gelmeyi reddeden hastalar (n=53) ve solunum yetmezliğine bağlı exitus olan hastalar (n=64) çalışmaya dahil edililememiştir. Sonuç olarak, çalışmada ilk başvurularında kesin KOAH'a sahip olduğu belirlenen ve son değerlendirme için kliniğe başvuran 159 hasta incelenmiştir Toplanan veriler SPSS 23.0 paket programı aracılığıyla analiz edilerek değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 159 hastanın % 81.8 i erkek, %18.9 u kadın; hastaların ilk başvurudaki yaş ortalaması 60.6±8.6 yıldır. Hastalar ilk başvurudan itibaren ortalama 6.3+0.5 yıl sonunda yeniden değerlendirilmiştir. Tanısal değişim, 159 hastanın 19'unda (%11,9) gözlenmiştir. Çalışmada, ilk başvuru ve son değerlendirme arasında hastalarda sigara içme oranının azaldığı, buna karşın asemptomatik hasta oranının anlamlı düzeyde arttığı saptanmıştır. Kadın cinsiyetin, yüksek BMI'in, komorbidite yokluğunun, üniversite ve üstü eğitim düzeyinin ve ilk başvurudaki düşük GOLD spirometrik evresinde olmanın tanısal değişim prevalansındaki artışla ilişkili olduğu görülmüştür. Yapılan çok değişkenli regresyon analizinde kadın cinsiyette olma ile üniversite ve üstü eğitim düzeyine sahip olmanın tanısal değişim prevalansını ileri derecede artırdığı saptanmıştır. Bu çalışmada, hastaların %50'den fazlasının başlangıçtaki GOLD spirometrik evresinin değişebildiği ve % 30'a yakın bir kısmında başlangıçtaki GOLD spirometrik evresinin gerileyebildiği görülmüştür. . Sonuç: Çalışmamızda; KOAH'lı hastaların bir kısmında zaman içerisinde hava akımı obstrüksiyonunun düzeldiği, bir diğer ifade ile tanısal değişim geliştiği, bir kısmında ise başlangıçtaki GOLD spirometrik evresinin gerilediği saptanmıştır. Bu bulgular bize KOAH'ın daima ilerleyeci olduğu ve zamanla kötüleştiği görüşünün kabul edilebilir olmadığını düşündürmektedir. Daha geniş gruplarda prospektif olarak yapılacak çalışmaların, tanısal değişimin boyutları ve değişimi etkileyen faktörleri ortaya çıkararak, bu önemli halk sağlığı sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacağı düşünülmüştür.

Özet (Çeviri)

Objective: COPD is a quite common chronic respiratory tract disease and it has huge personal and social effects. This disease is a significant public health problem all over the world. Recent studies pointed out that COPD is not a disease which is necessarily progressive and irreversible. The aim of this study is to investigate the diagnostic instability in patients with COPD (changing into pb FEV1/FVC > 70%) and the factors that are effective on this situation. Material and method: Hospital Registration System (Enlil HBYS) was checked and it was found that 855 patients were diagnosed COPD in Çukurova University Faculty of Medicine Balcalı Hospital Chest Diseases Department between 2012 and 2014 with COPD. Their first application files were evaluated in the years of 2019-2020 and 358 of them who were diagnosed with definite COPD were included in the study. 497 patients who did not have post bronchodilator PFT, who had reversible obstructive PFT, who did not have any PFT, who had normal PFT, who had diagnosis of asthma-COPD overlap syndrome, whose PFT was restrictive, who had diagnosis of interstitial lung disease and who had bronchiectasis history were excluded from the study. 358 patients with definite diagnosis of COPD were invited to the clinic for the final evaluation. However, the patients whose mobile phones were switched off (n=82), who refused to come to the clinic for the final evaluation (n=53) and who became exitus (n=64) could not be included in the study. As a conclusion, 159 patients who were diagnosed with definite COPD in their first application and who came to the clinic for the final evaluation were investigated. The collected data were analysed and evaluated using the SPSS 23.0 package program. Results: Of the 159 patients included in the study, 81.8% were male and 18.9% were female; the average age of the patients was 60.6 ± 8.6 years during their first application. The patients were re-evaluated an average of 6.3 ± 0.5 years after the first application. Diagnostic instability was observed in 19 (11.9%) of 159 patients. It was seen that smoking rate of the patients decreased between their first application and final evaluation. On the other hand, it was determined that the rate of asymptomatic patients increased significantly. It was also found that the gender of female, high BMI, lack of comorbidity, educational level of university or higher, being in the phase of low GOLD spirometric in the first application were in correlation with the increase in the diagnostic instability prevalence. The multi-variable regression analysis revealed that being a female and having an educational level of university or higher resulted in a severe increase in the diagnostic instability prevalence. In this study, it was concluded that more than 50% of patients may change the initial GOLD spirometric stage and nearly 30% of the may regression the initial GOLD spirometric stage. Conclusions: In our study, we found that in a portion of copd patients, air flow obstruction was recovered by the time, in other words a diagnostic instability has developed, but in an other portion of COPD patients, spirometric stage of COPD had regressed according to initial GOLD spirometric stage. These findings support that it is not always acceptable that COPD is both progressive and deteriorated by the time. In conclusion, we argue that prospective studies with larger groups will reveal the dimensions of diagnostic instability and the factors that are effective on the change and will contribute to the solution of this significent public health problem.

Benzer Tezler

  1. Kronik obstrüktif akciğer hastalığında efor kapasitesinin belirlenmesinde bisiklet ergospirometrisiyle yapılan kardiyopulmoner egzersiz testinin altı dakika yürüme testiyle karşılaştırılması

    Comparison of cardiopulmonary exercise testing by cycle ergometry and six minute walking test in determination of exercise capacity in chronic obstructive pulmonary disease

    FATMA ÇİFTCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Göğüs HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVGİ BARTU SARYAL

  2. Üst gastrointestinal sistem kanamaları ve tedavi yöntemleri (322 olgunun incelenmesi)

    Başlık çevirisi yok

    LEVENT BOZATLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1989

    Genel CerrahiAnkara Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

  3. KOAH alevlenme etiyolojisini belirlemede serum presepsin ölçümünün tanısal değeri

    Diagnostic value of serum presepsin measurement in determining COPD flame ethiology

    MERVE FİDAN AŞIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Göğüs HastalıklarıMersin Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUKADDER ÇALIKOĞLU

  4. Akciğer kanserinde n-terminal pro b tip natriüretik peptid düzeyinin tanısal değeri ve önemi

    The diagnostic value and importance of n-terminal pro b type natriuretic peptid level in lung cancer

    SİNEM İNAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMRA BİLAÇEROĞLU

  5. Yatak başı akut pankreatit şiddet indeksinin (BISAP) revize atlanta sınıflamasına göre akut pankreatitin şiddetini öngörmedeki yeri

    Başlık çevirisi yok

    IŞIL ÇÖLÜOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖMER BURÇAK BİNİCİER

    DOÇ. DR. CENGİZ CEYLAN