Geri Dön

Klasik dramatik anlatı yapısına yönelik nörofizyolojik tepkiler üzerine bir araştırma

A research on the neurophysiological response to the classic dramatic narrative structure

  1. Tez No: 643050
  2. Yazar: HAŞİM DEMİRTAŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. DAVUT ALPER ALTUNAY
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Performing and Visual Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Anadolu Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sinema Televizyon Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 205

Özet

Aristoteles'in dramatik anlatı yapısını açıklamasının üzerinden yaklaşık 2300 yıl geçti. Klasik anlatı, aradan geçen süre içerisinde tiyatro ve roman gibi anlatı sanatlarının temel anlatı formunu oluşturmuştur ve yaklaşık son yüz yıldır da sinemada sıklıkla kullanılmaktadır. Kullanım sıklığına neden olan hâkim görüş, bu formun aşamalarının seyircilerde heyecan yarattığı ve böylece filmin mesajının hedefine aktarılmasına yönelik inançtır. Ayrıca etkisi bilinen bir anlatı formunun ticari getirisi de risk koşullarından uzaktır. Bir başka deyişle sinema endüstrisi için klasik dramatik anlatı yapısı, güvenilir bir liman gibidir. Ancak bu ve benzeri tüm inanç ve teorik yaklaşımlar bir ön kabul niteliğindedir. Sinema, klasik anlatı ile insanların duygu ve heyecanlarını yönlendirebiliyorsa bunu araştırmak ve anlamak insan doğasını anlamayı gerektirmektedir. İnsanı anlamanın bir yolu, beynin sırlarını ve işlevlerini anlamaktan geçmektedir. Özellikle 20. yüzyılın son on yılından itibaren nörogörüntüleme olanaklarının gelişmesi sayesinde bu alandaki çalışmalar hız kazanmıştır. Dolayısıyla tıp alanındaki gelişmeler, sinemanın etkilerinin test edilebilir ve ölçülebilir olmasını sağlamıştır. Bu çalışma da yukarıda özetlenen bakış açısından hareketle, sinemanın seyirciler üzerindeki duygusal ve bilişsel etkilerini ampirik yöntemleri kullanarak anlamayı amaçlamaktadır. Bunun için katılımcılara Luna (2013) isimli kısa metraj film izlettirilmiştir. Deneyde EEG, galvanik deri tepkisi (GSR) ve göz izleme yöntemleri kullanılmıştır. EEG ölçümlerinden toplanan beyin dalgaları analiz edilerek uyarılma, ilgi, dikkat, bilişsel iş yükü, pozitiflik ve duygusal bağ'dan oluşan toplam altı metrik elde edilmiştir. Nörometrik ve biyometrik ölçümlere ek olarak katılımcılar ile yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Böylece katılımcıların duygularına yönelik sözel ifadeleri ile nesnel ölçümlerden elde edilen veriler birleştirilerek filmin anlatı yapısının yarattığı duygusal ve bilişsel etki anlaşılmaya çalışılmıştır.

Özet (Çeviri)

Approximately 2300 years have passed since Aristotle analyzed the dramas and explained the dramatic narrative structure. In the meantime, classical narrative has formed the basic narrative form of narrative arts such as theater and novel, and has been used frequently in the field of cinema for the last hundred years. The dominant view that causes the frequency of use is that this form creates different emotions and excitement on the audience, so that the message the film wants to deliver can safely reach its destination. In addition, the commercial return of a narrative form with known effects is far from risk conditions. In other words, the classical dramatic narrative structure is like a safe haven for the film industry. However, this and all similar beliefs and theoretical approaches are pre-accepted. If cinema can direct human emotions and excitement with classical narrative, researching and understanding this is within the limits of human nature. One way to understand people is through understanding the secrets and functions of the brain. Especially since the last decade of the 20th century, thanks to the development and increase of neuroimaging possibilities, studies in this area have gained momentum. Therefore, developments in the medical field have made the effects of cinema testable and measurable. Based on the perspective summarized above, this study aims to understand the emotional and cognitive effects of cinema on audiences using empirical methods. To achieve this, the participants were shown a short film named Luna (2013). EEG as a neuroimaging method in the experiment; Galvanic skin response (GSR) and eye tracking methods were used for biometric measurements. By analyzing the brain waves collected from the EEG measurements, a total of six metrics including arousal, interest, attention, cognitive workload, positivity and emotional engagement were obtained. In addition to neurometric and biometric measurements, semi-structured interviews were conducted with the participants. Thus, the emotional and cognitive effect created by the narrative structure of the film was tried to be understood by combining the verbal expressions of the participants about their emotions and the data obtained from objective measurements.

Benzer Tezler

  1. Cemaleddin Ebil Fereç bin Abdurrahman bin el-Cevzî'nin Ûyûnu'l-Hikayat Fi Kısasi's-Sâlihîn Ve Nevâdiri'z-Zâhidîn isimli kitabında anlatı yapısı

    Başlık çevirisi yok

    AMER DAWOOD ALI AL-KHALIDI

    Yüksek Lisans

    Arapça

    Arapça

    2023

    DinÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KUTAİBA FARHAT

  2. Karşı sinema örneği olarak 1970'li yılların müzikal filmleri

    Musical films of 1970s as a counter-cinema

    PINAR BOLSU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Radyo-TelevizyonBaşkent Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DENİZ TANSEL İLİC

  3. Une analyse structurale du film Angel-A de Luc Besson

    Luc Besson'un Angel-A filminin yapısalcı çözümlemesi

    ZEYNEP BÜŞRA BÖLÜKBAŞI

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2013

    DilbilimGalatasaray Üniversitesi

    Fransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ATİLLA DEMİRCİOĞLU