Suriyeli çocuklarda serum demir, B12 vitamini folat düzeyleri ve anemi ile ilişkileri
Serum iron, vitamin B12 folate levels and their relationships with anemia in syrian children
- Tez No: 645326
- Danışmanlar: DOÇ. DR. DOĞAN KÖSE
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Harran Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 84
Özet
Giriş: Bu çalışmada; 0-18 yaş arası mülteci çocuklarda serum demir, B12 vitamini ve folik asit düzeyleri, eksiklerinin sıklığı, nedenleri, tedavi öncesi ve sonrası klinik yansımalarının araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Bu çalışmaya Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği'ne başvuran, 0-18 yaş arasında olup herhangi bir kronik hastalığı bulunmayan mülteci çocuklar dahil edilmiştir. Bu hastaların; mevcut klinik durumlarına göre ihtiyaç duyulanlarından ve anemi etiyolojisi açısından tetkik edilenlerinden serum demir, B12 vitamini ve folik asit düzeyleri Roche cobas 8000 cihazı ile çalışılmıştır. Çalışma grubunun doğum yeri, ikamet yeri, kaç yıldır Türkiyede yaşadığı, ailenin geçim kaynağı, devlet desteği, düzenli gelir, ev halkı sayısı, beslenme durumu, bilinen hastalık ve anemi ilacı kullanımı bilgileri anket formu doldurularak alınmıştır. Bulgular: Anemisi olan grubun yaş ortalamaları 37,50±39,21 ay, anemisi olmayan grubun yaş ortalamaları ise 83,84±51,15 ay idi. Fe eksikliği olan hasta grubunun yaş ortalaması 31,50±24,59 ay, folat eksikliği olan hasta grubunun yaş ortalaması 30,50±32,96 ay ve B12 eksikliği olan anemik grubunun yaş ortalaması 49,21±54,86 ay idi. Anemisi olan gruplar arasında yaş ortalamaları açısından anlamlı farklılık görülmedi. Ayrıca anemisi olan grubun cinsiyet dağılımı 20 kadın (%50), 20 erkek (%50) hastadan oluşmaktaydı, Anemisi olmayan grup ise 11 kadın (%57,9), 8 erkek (%42,1) hastadan oluşmaktaydı. Anemisi olan ve olmayan gruplar arasında cinsiyet dağılımı açısından anlamlı bir farklılık görülmedi. Anemisi olan hastaların %45'inde demir eksikliği anemisi, %35'inda vitamin B12 eksikliği anemisi ve %20'sinde ise folat eksikliği belirlendi. Araştırma grubumuzun içerisinde demir eksikliği erkeklerde (%66,7), folat ve vitamin B12 eksikliği ise kızlarda daha sık görüldü (sırasıyla %75 ve %57.1). Araştırmadaki anemi hastalarının ortalama demir seviyesi 50,13±93,34, vitamin B12 değeri ortalaması 290,56±149,89 ve folat ortalama değeri ise 10,62±5,80 olarak tespit edildi. Düzenli gelire ve geçim kaynağına sahip olmayan ailelerde anemi sıklığının artığı ve bu grupta demir eksikliği anemisinin en sık görülen anemi türü olduğu tespit edildi. Anemisi olan ve olmayan grupların Türkiye'de yaşadıkları sürenin dağılımına göre 6 yıl ve üzeri Tükiyede yaşayan hastalarda anemi sıklığı azalmaktaydı ve istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. Anemi ile beslenme türleri arasında anlamlı farklılık bulundu özellikle mama veya inek sütü ile beslenen çocuklarda anemi sıklığının daha fazla olduğu ve bu beslenme alışkanlığı sonucunda en fazla görülen anemi türünün demir ve B12 eksikliği anemisi olduğu tespit edildi. Anemisi olan grubun demir, vitamin B12, Hgb, Hct, Rbc, Mcv, Mch Mchc, Rdw ve Ldh düzeyleri tedavi öncesine göre tedavi sonrasında anlamlı derecede yükselmişti. Mülteci çocukların tedavi öncesindeki Mcv, Mch, Mchc, Rdw ve Plt değerleri; demir, folat ve vitamin B12 değerlerleri açısından farklılaşmaktaydı. Sonuç: Sonuç olarak gelişmekte olan ülkelerde yetersiz beslenme sorunu ile beraber mülteci konumundaki çocuklarda anemi sıklığının artması nedeniyle bu çocukların temel besin ürünlerine ulaşması için ailelerin düzenli bir gelir ya da yardıma sahip olmaları ve mülteci çocukların anemi açısından düzenli tıbbi kontrol, takip ve tedavilerinin yapılması toplumsal açıdan gerekli ve önemli görülmektedir.
Özet (Çeviri)
Introduction: In this study, it is aimed to study the levels of serum, ferrum, vitamin B12 and folic acid in refugee children aged between 0 and 18. The study also seeks to analyse the reasons for and frequency of their deficiency. In addition, clinical responses of these deficiencies during pre- and post-treatment period are examined in the present study. Materials and Methods: The study includes refugee children aged between 0-18, who visited Department of Paediatrics at the Medical Faculty in Harran University for no apparent chronic diseases. For those who need blood analysis due to their clinical findings and anaemia aetiology; serum, ferrum, vitamin B12 and folic acid levels were analysed via Roche cobas 8000 device. A questionnaire was filled by the patients in the study group. This questionnaire included several items such as birth place, abode, stay in Turkey, means of living for family, state aid, regular income, members of household, nutrition, known diseases, and anaemia pills usage. Findings: The average age of the group that had anaemia was 37,50±39,21 months while the average age of the group that did not was 83,84±51,15 months. The average age of the patient group that had Fe deficiency was 31,50±24,59 months. The average age of the patient group that had folate deficiency was 30,50±32,96 months whereas the average age of the anaemia group that had B12 deficiency was 49,21±54,86 months. As seen above, no statistically significant difference was seen between groups that had anaemia regarding their ages. In addition, gender distribution for the group that had anaemia were as follows: 20 girls (50%), 20 boys (50%). On the other hand, the gender distribution for the group that did not have anaemia were as follows: 11 girls (57,9%), 8 boys (42,1%). Therefore, regarding the gender, no statistically significant difference was seen between the group that had anaemia and the group that did not. In the patient group that had anaemia, 45% of the patients were found to have ferrum deficiency while 35% of them were found to have vitamin B12 deficiency and 20% were found to have folate deficiency. In our study group, XI it was found that ferrum deficiency was seen more in boys 66,7(%) whereas folate and vitamin B12 deficiency was seen more in girls (75% and 57.1%, respectively). Average ferrum level of anaemia patients in the study was found to be 50,13±93,34 ug/dL. Their average vitamin B12 level was 290,56±149,89 ng/ml and average folate level was 10,62±5,80 ng/ml. In the present study, it was also found that the incidence of anaemia increases in the families that did not have a regular income nor a means of living. In addition, the most common anaemia in this group was determined to be ferrum deficiency. When the time period that the groups stayed in Turkey was examined, it was seen that the incidence of anaemia decreased in the patients that had lived six years or more in Turkey, which demonstrates a statistically significant difference. On the other hand, a statistically significant difference was found between anaemia and feeding. Particularly, the incidence of anaemia was found to be higher in the children that were fed with infant formula or cow's milk. Moreover, it was also seen that, due to this kind of feeding, children most commonly had ferrum and B12 deficiencies. In the patient group that had anaemia, when compared to pre-treatment period, ferrum, vitamin B12, Hgb, Hct, Rbc, Mcv, Mch Mchc, Rdw and Ldh levels increased dramatically after the treatment. Related with ferrum, folate and vitamin B12 levels; Mcv, Mch, Mchc, Rdw and Plt levels in refugee children varied in pre-treatment period. Results: In conclusion, it is found that since the incidence of anaemia increases in developing countries due to malnutrition, families of refugee children must have a regular income or state benefits so that these children could have access to basic nutrients. In addition, for the sake of society, it is significant that these children be medically checked, traced and – when necessary – treated if they are found to have anaemia.
Benzer Tezler
- İstanbul Bağcılar bölgesinde yaşayan 6 ay-6 yaş arası Suriyeli göçmen çocukların nütrisyonel anemi ve D vitamini eksikliği durumunun Türk çocuklar ile karşılaştırılması
The comparison of the nutritional anemia and d-vitamin of the syrian children between 6 months to 6 years living in i-Sstanbul Bagcilar region with Turkish children
YILMAZ ZİNDAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MELTEM EROL
- The educational well-being of Syrian refugee children in public schools: A qualitative study in İstanbul
Devlet okulunda okuyan Suriyeli mülteci çocukların eğitimsel iyi olma hali: İstanbul'da bir nitel araştırma
SİMLA SERİM
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Eğitim ve ÖğretimBoğaziçi ÜniversitesiSosyal Politika Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SAFİYE SERRA MÜDERRİSOĞLU
- 13-18 yaş arası Suriyeli çocuklarda suça karışma eğilimi ve nedenleri: Gaziantep örneği
The occurrence and causes of crime in Syrian children between the ages of 13-18: The case of Gaziantep
GİZEM NUR CERİT
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
SosyolojiGaziantep ÜniversitesiGüvenlik Stratejileri ve Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM GİRİTLİOĞLU
- Göç etmiş Suriyeli çocuklarda travma sonrası stres eğiliminin incelenmesi: İzmir örneği
Investigation of post-traumatic stress disorder in Syrian refugee migrant children: Sample in İzmir
AYFER AŞKIN SARI
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Psikolojiİstanbul Aydın ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ESGİN
- Türk ve Suriyeli çocuklarda benlik saygısı, akran zorbalığı ve sosyal destek
Self-esteem, peer bullying and social support in Turkish and Syrian children
MUHAMMED SADIK ATAMTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
PsikolojiNişantaşı ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SELÇUK ASLAN