Geri Dön

2011-2016 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'nda yapılan, böbrek biyopsisinde hızlı ilerleyen/kresentrik, fokal ve diffüz proliferatif glomerulonefrit tanısı alan hastaların aldıkları tedaviye yanıtlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi

Between 2011-2016 years Ege University Medicine Faculty Hospital Internal Medicine Department rated in the kidney biopsy advanced / cresentric, focal and diffuse proliferative glomerulonephrite diagnosis area treatment of the diseases retrospective of responses evaluation

  1. Tez No: 646065
  2. Yazar: BERİL KARATAŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MELTEM SEZİŞ DEMİRCİ, DOÇ. DR. MÜMTAZ YILMAZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nefroloji, Nephrology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 96

Özet

Giriş: Hızlı ilerleyen glomerulonefritler (RPGN), idrardaki glomerüler patoloji özellikleriyle ve böbrek fonksiyonlarının nispeten kısa bir zaman periyodunda (günler, haftalar veya aylar boyunca) ilerleyici kaybıyla ortaya çıkan bir klinik sendromdur. Erken tanı konup uygun tedavi edilmediklerinde yüksek morbidite ve mortaliteye yol açar. Morfolojik olarak genellikle kresent oluşumu ile karakterizedir(1). Hızlı ilerleyen glomerülonefrit tanımı altında etiyolojisi, patogenezi ve klinik prezentasyonu farklı olan çok sayıda hastalık yer alır. Bu hastalıklar temel olarak üç alt tip içinde sınıflandırılır: Anti-glomerüler bazal membran antikor hastalığı (tip 1), immün kompleks hastalıkları (tip 2) ve pauci-immün glomerülonefritler (tip 3). RPGN'yi düşündüren klinik bulgularla başvuran hastada doğru ve acil bir tanı gereklidir. Hastalar renal biyopsi ve uygun serolojik testlere tabi tutulmalıdır. Böbrek biyopsisi ve serolojik testlerle erken teşhis ve uygun tedavinin erken başlatılması, geri dönüşümsüz renal hasarın derecesini en aza indirgemek için esastır. Tedavinin temelini yoğun immunsupresif tedavi ve gereken durumlarda bunlara eklenen plazmaferez oluşturur. Tedavi edilmemiş RPGN, tipik olarak, birkaç hafta ile birkaç ay içinde, son dönem böbrek hastalığına ilerlemektedir. Amaç: Çalışmamızda 2011-2016 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim dalında yapılan, böbrek biyopsisinde hızlı ilerleyen /kresentrik,fokal ve diffüz proliferatif glomerulonefrit tanısı alan hastaların tanı anındaki laboratuar değerleri,serolojileri,kompleman düzeyleri (C3-C4), aldıkları remisyon indüksiyon ve idame tedavileri,hemodializ ve plazmafereze alınıp alınmadıkları, tedavi sonrası 1. ay ,6.ay ,12.ay ve son izlemdeki kreatinin (mg/dl) ,TİT eritrosit sayısı,spot idrar protein/ kreatinin (g/g) değerleri kıyaslanıp tedaviye yanıt oranları ve sağkalımları incelenmiştir. Bulgular: Hastaların 30'u kadın (%44,1) ,48'i erkekti (%55,9). Yaş ortalaması 55.54 (± 15) idi. Komorbid hastalıklar açısından bakıldığında tüm hastalar(n=68) arasında 9 hastanın (%13,2) DM tanısı, 26 hastanın (%38,2) HT tanısı,9 hastanın (%13,2) kronik böbrek hastalığı tanısı, 4'ünde (%5,9) SLE tanısı, 8'inde (%11,8) romatolojik hastalık mevcuttu. Ölen hastalar (n=14) arasında ölüm sebeplerine ve yüzdelerine bakıldığında kardiak nedenden dolayı ex olan 1 hasta(%7,1),akciğer kaynaklı nedenden dolayı ölen 8 hasta (%57,1),ölüm nedeni bilinmeyen 4 hasta( %28,6),diğer sebeplerden dolayı ölen 1 hasta (%7,1) vardı. Akciğer kaynaklı nedenlere bakıldığında 8 hastanın 4'ünde (%50) neden pulmonorenal sendrom ve akciğer enfeksiyonu iken ,2 hastada (% 25) neden akciğer enfeksiyonu ,diğer 2 hastada (%25) ise pulmonorenal sendrom idi. Kardiak nedenden dolayı viii ölen hastada neden kardiak aritmi iken,diğer nedenlerden dolayı exitus olan hastada neden kolanjiosepsisti. Başlangıçta HD' e giren 15 hastanın 5' i(%33,3) HD'den ayrıldı, 10' u(%66,7) HD'e bağımlı idi. Hemodializden ayrılan hastaların son izlemdeki serum kreatinin düzeyi median 3,09 (min-max:1-5,4) mg/dl idi. HD' den çıkan 5 hastanın 2' si(%40) plazmafereze girerken ,HD bağımlı 10 hastanın 3'ü (%30) plazmafereze alındı, başlangıçta plazmafereze girmenin hemodiyalizden ayrılma ve bağımlı kalma üzerine etkisi, istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı(p=0.699). Başlangıçta hemodiyalize girmeyen hastaların ortalama sağkalım süresi 57,3+3,5(50,4-64,3) ay iken , HD' e giren hastaların ortalama sağkalım süresi 39,1+8,1(23,3-54,9) ay idi.Başlangıçta hemodiyalize giren hastaların sağkalım süresi daha kısaydı.Bu fark istatistiksel olarak anlamlı idi(p=0.031). Plazmafereze girmeyen ve ANCA pozitif olan 29 hastanın 6' sında (%20,7) ANCA titrasyon düzeyi 1/160 ve üzeri idi. Plazmafereze giren ve girmeyen hastalardaki bu fark istatistiksel olarak anlamlı idi( p=0.027). Plazmaferez yapılan 13 hastanın 5'i (%38,5) RTX alırken,plazmafereze girmeyen 55 hastanın 8' i ( %14,5 ) RTX aldı.Plazmafereze girenler RTX tedavisini daha çok almıştı. Bu fark, istatistiksel olarak anlamlı bulundu(p=0.049). Başlangıçta plazmafereze girmeyen hastaların ortalama sağkalım süresi 59,2+3,2(53-65,5)ay iken ,plazmafereze giren hastaların ortalama sağkalım süresi 27,7+9,2(9,6-45,8) ay idi.Plazmafereze giren hastaların sağkalım süresi daha kısaydı.Bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu(p=0.000). Ölen ve sağkalan hastalar arasında başlangıç serum kreatinin düzeyi arasındaki fark, istatistiksel olarak anlamlı(p=0.004) idi. Sağkalan 54 hastanın 9'u (%16,7) başlangıçta hemodiyalize girerken,exitus olan 14 hastanın 6' sı (%42.9) hemodiyalize girdi.Ölen hastaların başlangıçta hemodialize girme oranı daha fazlaydı, bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu.(p=0.035). Plazmafereze giren hastalar daha fazla oranda exitus oldu,bu fark istatistiksel olarak anlamlı idi(p=0.001) . İdame tedavide AZA tedavisi almanın sağkalım üzerine etkisi değerlendirildiğinde, ölen ve sağkalan hastalar arasında fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu(p=0.013). Mortaliteyi belirleyen faktörlere bakıldığında ; yaş (exp (B)1.16), son izlem kreatinin (1.73) ,son izlemde hemodiyalize alıyor olmak (5.52), plazmafereze girmek (7.66) ve oral KS kullanımının süre olarak az olması (0.87) istatistiksel olarak anlamlıydı. Diyaliz bağımlılığının belirleyicisi olarak 2 faktör önemliydi; başlangıçta KBY varlığı( 8.97) ve tanı anında serum kreatinin değerinin yüksek olması(2.19) idi. Sonuç: Hastaların başvuru anında ve son izlemdeki serum kreatinin düzeyleri sağkalımın öngörücüsü olabilir. İdame tedavide azatioprin tedavisinin sağkalıma üzerine etkisi istatistiksel olarak anlamlıdır(p=0.013). Yaş,son izlem kreatinin düzeyi ,son izlemde hemodiyalize alıyor olmak , plazmafereze girmek hızlı ilerleyen/kresentik ,fokal ve diffüz proliferatif glomerulonefrit tanılı hastalarda bağımsız mortalite öngörücüsü bir parametre olarak kullanılabilir

Özet (Çeviri)

Introduction: Rapidly progressive glomerulonephritis (RPGN) is characterized by idiopathic glomerular pathology and a relatively short period of time (days, weeks or months) of renal function, is a clinical syndrome with progressive loss. Early diagnosis and appropriate treatment lead to high morbidity and mortality. Morphologically, (1). Under the definition of rapid progressive glomerulonephritis, etiology, pathogenesis and there are many diseases that differ in clinical presentation. These diseases mainly consist of three subtypes Classified as: Anti-glomerular basement membrane antibody disease (type 1), immunocompromised diseases (type 2) and pauci-immun glomerulonephritis (type 3). Clinical findings suggesting RPGN an accurate and urgent diagnosis is needed in the referral patient. Patients underwent renal biopsy and appropriate serological tests . Early diagnosis and appropriate treatment with renal biopsy and serological tests initiation is essential to reduce the most irreversible renal damage. treatment the basis of which is intense immunosuppressive therapy and, where necessary, plasmapheresis added to these. Untreated RPGN is typically administered to a patient with end-stage renal disease It is progressing. Aim: In our study, between 2011-2016, Ege University Medical Faculty Hospital Internal Diseases in the branch of Anabilim, rapid progression in renal biopsy / cresentric, focal and diffuse laboratory for diagnosis of proliferative glomerulonephritis values, serologies, levels of complement (C3-C4), remission induction and identification treatment, haemodialysis and plasmapheresis were taken after 1 month, 6 months, 12 months and 12 months after treatment (mg / dl), TIT erythrocyte count, spot urine protein / creatinine (g / g) values ​​were compared treatment response rates and survival were examined. Findings: 30 of the patients were female (44.1%) and 48 were male (55.9%). The mean age was 55.54 (± 15). In terms of comorbid diseases, among all patients (n = 68), 9 patients (13.2%) had DM 26 patients (38.2%) had HT diagnosis, 9 patients (13.2%) had chronic renal disease, 4 patients (5.9%) were diagnosed with SLE, and 8 (11.8%) had rheumatologic disease. Death among deaths (n = 14) 1 patient (7,1%) who had cardiac exacerbation due to cardiac failure, lung (57.1%), 4 patients (28.6%) who had no death benefit and the other There were 1 patient (7.1%) who died due to causes. When lung-related causes were evaluated, 8 patients Cause (pulmonerenal syndrome and pulmonary infection) in 4 (50%), cause in 2 (25%) Pulmonary infection was seen in 2 other patients (25%). Because of the cardiac cause viii why the cardiac arrhythmia in the deceased patient, the cause in the patient who died due to other reasons I kolanjiosepsis. Of the 15 patients who initially entered HD, 5 (33.3%) were separated from HD and 10 (66.7%) were dependent on HD. Serum creatinine level in the last follow-up of patients separated from hemodialysis was median 3,09 (min-max: 1-5,4) mg / dl. 2 of 5 HD patients (40%) entered plasmapheresis, whereas 3 of 10 HD-dependent patients (30%) received plasmapheresis, initial hemodialysis withdrawal and dependent The effect on survival was not statistically significant (p = 0.699). Hemodialysis at baseline the mean survival time was 57.3 + 3.5 (50.4-64.3) months, while patients with HD mean survival time was 39.1 + 8.1 (23.3-54.9) months. Patients who were initially on hemodialysis The survival time was shorter. The difference was statistically significant (p = 0.031). Not entering the plasma and in 6 of 29 patients (20.7%) with ANCA positive, the ANCA titration level was 1/160 and above. This difference was statistically significant in patients with and without plasma (p = 0.027).Of the 13 patients who underwent plasmapheresis, 5 (38.5%) received RTX and 8 of 55 patients not receiving plasmapheresis 14.5%) received RTX. Plazmafereze entrants received more RTX treatment. This difference is statistically significant was found to be significant (p = 0.049). The mean survival time of patients who did not enter the plasma at baseline 59.2 + 3.2 (53-65.5) months, the mean survival time of the patients entering the plasmapheresis was 27.7 + 9.2 (9.6-45.8) months. The survival time of the patients who entered the plasmapheresis was shorter. The difference was statistically significant Found (p = 0.000). Between the initial serum creatinine level between the dying and surviving patients The difference was statistically significant (p = 0.004). Of the 54 surviving patients, 9 (16.7%) initially underwent hemodialysis, while 14 patients with exitus had 6 (42.9%) entered hemodialysis. Patients at baseline had more hemodialysis penetration, the difference was statistically significant (p = 0.035). Patients entering the plasma more often The difference was statistically significant (p = 0.001). Do not take AZA treatment When the effect on survival was evaluated, the difference between the deceased and the surviving patients was statistically were found to be significant (p = 0.013). When the factors determining mortality are examined; age (exp (B) 1.16), final follow-up creatinine (1.73), hemodialysis at the last follow-up (5.52), plasmapheresis (7.66) and the use of oral KS was statistically insignificant in duration (0.87). Dialysis dependence 2 factors were important as determinants; the presence of CRF at baseline (8.97) and serum creatinine was high (2.19). Conclusion: Serum creatinine levels at the time of admission and at the last follow- be a predictor. The effect of azathioprine treatment on survival in admission treatment was statistically significant Was significant (p = 0.013). Age, final follow-up creatinine level, hemodialysis in the last follow-up, entering the plazma is rapid progressive / cresentic, focal and diffuse proliferative glomerulonephritis diagnosed can be used as an independent predictor of mortality in patients.

Benzer Tezler

  1. Non-travmatik dalak hastalıklarında tek port laparoskopik, çoklu porttan laparoskopik ve açık splenektomin perioperatif sonuçlarının karşılaştırılması

    Comparison of perioperative results of single port laparoscopic, multiple port laparoscopic and open splenectomy in patients with non-traumatic splenic diseases: clinical retrospective trial

    ERKAN GÜLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Genel CerrahiEge Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TAYLAN ÖZGÜR SEZER

  2. İntradural spinal tümör cerrahisinde intraoperatif nöromonitörizasyon kullanımının sonuç üzerine etkileri

    The effects on the results of the application of intraoperative neuromonitarization techniques during intradural spinal surgery

    MUSTAFA SERDAR BÖLÜK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    NöroşirürjiEge Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERKİN ÖZGİRAY

  3. Doğumsal anomali nedeni ile ameliyat edilen çocukların 'Erken Gelişim Evreleri Envanteri' ve 'Erken Gelişim Evreleri Envanteri Sosyal Duygusal Gelişim Envanteri' ile değerlendirilmesi

    Evaluation of children operated for congenital anomalies with 'Erken gelisim evreleri envanteri' and 'Erken gelisim evreleri envanteri sosyal duygusal'

    BİLGE TÜREDİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Çocuk CerrahisiAnkara Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET MURAT ÇAKMAK

  4. Fotovoltaik güç sistemleri için coğrafi bilgi sistemleri ve üstsezgisel algoritma kullanarak optimal yer seçimi ve boyutlandırma

    Determination of optimal location and size for photovoltaic power systems by using geographical information systems and metaheuristic algorithm

    RAIMON BA WAZIR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Elektrik ve Elektronik MühendisliğiEge Üniversitesi

    Güneş Enerjisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NUMAN SABİT ÇETİN

  5. Ege Bölgesi bağlarında asma yaprak kıvrılma hastalığı ile ilişkili virüslerin tanılanması ve karakterizasyonu

    Detection and characterization of grapevine leafroll-associated viruses (GLRaVs) in Aegean vineyards

    SERKAN ÖNDER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    ZiraatEge Üniversitesi

    Bitki Koruma Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA GÜMÜŞ