Geri Dön

Kocaeli'de 30 - 65 yaş arası kadınların serviks kanser taraması yaptırma ve yaşam biçimi davranışları ile serviks kanseri risk faktörlerinin incelenmesi

Research of cervical cancer screening and life style behaviors and cervical cancer risk factors in kocaeli̇ of women between 30 - 65 years

  1. Tez No: 647927
  2. Yazar: MERVE KARASU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TUNCAY MÜGE ALVUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Birinci basamak, serviks kanseri, tarama, aile hekimi, risk faktörleri, Primary care, cervical cancer, cancer screening, family practice, risk factors
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 113

Özet

30 - 65 yaş arası kadınların serviks kanser taraması yaptırma davranışları ile yaşam biçimi davranışlarını kanserden korunma ve olası risk faktörlerine yönelik karşılaştırmak ve çalışma verilerinin toplanması sırasında katılımcılarda kanser taramalarına yönelik farkındalık sağlamaktır. Yöntem: Çalışmamıza Kocaeli ilinde yaşayan 30-65 yaş arası 1976 kadın, rastgele seçilmiş olup, gönüllülük esasına dayalı olarak, 20 Mart 2018 ve 20 Nisan 2019 tarihleri arasında, kağıt formu (1638) ve internet formu (338) anketlerini (beyana dayalı) doldurarak katılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi için SPSS 22.0 paket programı istatistiklerinden yararlanılmıştır. Bulgular: Katılımcıların% 54,4'ü serviks kanser taraması (HPV ya da Smear testi) yaptırmış ve bunların % 28,4'ü taramayı birinci basamak ve KETEM' de yaptırmıştır. Tarama yaptıranların % 50'si son 10 yılda taramayı en az 2 kez yaptırmış, birinci basamak ve KETEM' de ise çoğunluk 1 kez, % 25'i ise 2 kez yaptırmıştır . Taramalar en çok (% 56,3) aile hekimi dışında bir hekim tarafından önerilmiş ve en çok özel hastanede yapılmıştır. Birinci basamak ve KETEM' de ise taramayı en sık aile hekimi (% 50,3) önermiştir. Katılımcıların % 32,3'ünün tarama sırasında genital bölgeyle ilgili en az 1 şikayeti vardı. Tarama yaptıranların % 89,3'ü kendisine önerilen taramayı reddetmeyeceğini belirtmiştir. Tarama sonucunda 26 kişide (% 2.4) kanser tespit edilmiş ve ayrıca 29 kişi takip için yönlendirilmiştir. Bunlardan 9'unun serviks kanseri ve 11 kişinin ileri takip sonuçları birinci basamak ve KETEM' de tarananlar arasındandır. Çalışmamızda 41 - 50 yaş arasındakiler (P=0.0001), Kocaeli dışında bir ilde daha uzun yaşayanlar (P=0.001), evliler (P=0.0001), eşi ya da çocuğu ile birlikte yaşayanlar (P=0.0001), eğitim düzeyi yüksek olanlar (P=0.001) ve çalışanlar (P=0.0001), düzenli sağlık kontrolü olan (P=0.0001) ve son 1 yılda aile hekimine başvurusu olanlar (P=0.0001), kronik hastalığı olanlar (P=0.0001), kendini kansere karşı riskli görenler (P=0.004), erken teşhis için taranma isteği olanlar (P=0.0001), diğer-karışık beslenen (P=0.021), sigarayı bırakan (P=0.039), alkol kullanan (P=0.003), OKS kullanan, günde en az 8 saat uyuyan (P=0,031) ve haftada 2 saat ve üzeri egzersiz yapanlarda (P=0.0001), tarama yaptırma oranları anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Eğitim düzeyi düşük olanlar (P=0.003), çalışmayanlar (P=0.001), ilk doğum yapma yaşı 19 ve altında olanlar (P=0.002), 3 ve üzeri çocuğu olanlar (P=0.002), ailede kanser öyküsü olanlar (P=0.003) ile tarama sırasında serviks kanseri ile ilişkili olabilecek bir şikayeti bulunanların (P=0.005) negatif dışı sonuç oranı anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Sonuç: Serviks kanser taramasını yaptırma düzeyi (%48.8) hedeflenen değere göre (%70) düşük bulunmuştur. Serviks kanseri risk faktörlerini taşıyanlara birinci basamakta danışmanlık (üreme sağlığı vb.) verilmesi, tarama için teşviki ve değiştirilebilir risk faktörleri ile koruyucu faktörlere yönelik özel bir takip programına dahil edilmesi ile taramada ve önlemleri almada geç kalmanın önüne geçilebilir; bunu çalışma sonuçlarımızla da uyumlu olarak vurgulamaktayız. Ailesinde herhangi bir kanser öyküsü olanlar için serviks kanser taramalarının belirli bir sisteme tabii olarak sorgulanmasının ve öncelikle yaptırılmasının önü açılmalıdır. Şikayetler oluşmadan taramaya başvurma, taramanın kolaylığı ve önemi gibi konularda özellikle sağlık çalışanları tarafından bilgilendirme, taramanın verimini artıracaktır.

Özet (Çeviri)

Introduction: The aim of this study is to assess the cancer screening attitude and lifestyle of women ranging in age between 30 and 65 with respect to cancer prevention actions and potential risk factors, as well as creating awareness among the participants during data collection. Material-Method: 1976 women selected randomly, between 30 and 65 ages, participated in this study based on voluntariness, via surveys based on declaration (338 online, 1638 offline, all were given the information leaflet) between 20th March 2018 and 20th April 2019. Statistical analysis of the data was conducted on SPSS 22.0. Results: 54.4% of the participants got cancer screening (HPV or Smear Test) and 28.4% of them had the screening at primary care health service and KETEM. 50% of the women who had cancer screening got the sessions at least twice in the last 10 years. Vast majority of the participants who had the screening in primary care and KETEM had only 1 screening session and only 25% of them did twice in the last 10 years. 56.3% of the screenings were conducted by doctors -who are not family doctors- and mostly in private hospitals. At primary care and KETEM, screening was mostly proposed by family doctors (50.3%). 32.3% of the participants had at least 1 complaint about genital area during cancer screening. 89.3% of the participants stated that they wouldn't refuse the screening proposal. During the screening 26 women (2.4%) were found out to be cancer, and 29 were led for monitoring. 9 women with cervical cancer and 11 women with further monitoring results were the ones who had the screening at primary care and KETEM. Based on the statistical analysis following participants were significantly found to have higher cancer screening ratios comparing to the others within each corresponding classes; age between 41 and 50 ages (P=0.0001), living mostly in cities other than Kocaeli (P=0.001), married (P=0.0001), living with parents (P=0.0001), have higher education (P=0.001), working (P=0.0001), having regular health controls (P=0.0001), have visited family doctor in last 1 year (P=0.0001), having chronic health problems (P=0.0001), feel themselves in risky group (P=0.004), demanding screening for early diagnosis (P=0.0001), having mixed nutrition (P=0.021), quitted smoking (P=0.039), using alcohol (P=0.003) sleep min 8 hours in a day (P=0.031) and doing exercise minimum 2 hours in a day (P=0.0001). It was observed that the high ratio of not having a negative result in screening was statistically significant for those who are; having lower level of education (P=0.003), non-working (P=0.001), having first baby at age 19 and below (P=0.002), having 3 or more kids (P=0.002), having a cancer story in their parents (P=0.003) and finally having complaints which could be related with cervical cancer (P=0.005). Conclusion: It's observed that the ratio of having cervical cancer screening (48%) is way below than the target (70%). Giving primary care consultancy to the women who are having risk factors of cervical cancer (i.e.: about sexual health), encouraging them for cancer screening, incorporating them to a special monitoring program about alterable and preventive risk factors could help avoiding the delays in early diagnosis and treatment. It's important to pave the way for investigation of cervical cancer screenings systematically for the women who have a cancer story in their parents and the screening sessions should be prioritized for them. In order to increase the effectiveness of the screenings, health care professionals should enlighten women about the importance of consulting the cancer screening before having a complaint and about the importance and ease of the screening sessions.

Benzer Tezler

  1. 18-65 yaş arası bireylerin yeme tutumu ve farkındalığının araştırılması

    Researching the eating attitudes and mindful eating of individuals aged 18-65

    AYŞENUR AYAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Beslenme ve Diyetetikİstanbul Medipol Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ RABİA İCLAL ÖZTÜRK

  2. Lomber disk cerrahisinde postoperatif ağrı tedavisi: Lornoksikam ve parasetamolün karşılaştırılması

    Postoperative pain treatment underwent lomber discectomy: Compare lornoxicam and paracetamol

    NİLÜFER ARAZ BAYHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Anestezi ve ReanimasyonKocaeli Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAMİL TOKER

  3. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde takip edilen çölyak hastalarında D vitamini eksikliği ve osteoporoz sıklığı

    Frequency of vitamin D deficiency and osteoporosis in celiac patients followed in Kocaeli Derince Training and Research Hospital

    MUHAMMED KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    GastroenterolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MESUT SEZİKLİ

  4. Özel okullarda gerçekleştirilen keman eğitiminin değerlendirilmesi

    Evaluation of violin education in private schools

    ARMAĞAN ERCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Eğitim ve ÖğretimKocaeli Üniversitesi

    Müzikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HAKAN BAĞCI

  5. Futbol koordinasyon antrenmanlarının 10-13 yaş grubu çocukların teknik gelişimlerine etkisi

    Effect of football coordination training on technical development of 10-13 years old children

    MUSTAFA KÖKSAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    SporKocaeli Üniversitesi

    Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GAZANFER KEMAL GÜL