Roma İmparatorluğu'nun Küçük Asya'daki egemenliği kapsamında vasal krallıklar ve hanedan soylu aristokrasi
Client kingdoms and dynastic aristocracy in the context ofsovereignty of Roman Empire in Asia Minor
- Tez No: 648348
- Danışmanlar: DOÇ. DR. EBRU NURİYE AKDOĞU ARCA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri, Ancient Linguistics and Cultures
- Anahtar Kelimeler: Roma, vasal krallıklar, hanedan aristokrasisi, Küçük Asya, Roma, Client Kingdoms, dynast aristocracy, Asia Minor
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 203
Özet
İ.Ö. 201 yılı itibariyle Roma henüz bir Cumhuriyet iken Akdeniz dünyasında sözü geçen güçlerden biri olmuştur. Bu süreçte gelişen deniz ticareti ve donanması sayesinde farklı çıkar ve hedeflere yönelmiştir. Bu kaçınılmaz sonuç, Roma Cumhuriyeti'nin Küçük Asya'daki Hellenistik Krallıklar, hanedan aristokrasisi ve Yunan kent devletlerinde önde gelen aristokrat vatandaşlar ile kuracağı siyasi, iktisadi ve kültürel ittifak sürecini başlatacaktır. Pergamon Krallığı ve Rhodos ile dostluk ve müttefiklik ilişkisi kuran Roma, bu iki müttefikinin davetiyle Akdeniz ve Küçük Asya'da mevzi paylaşımına dahil olmuştur. Müttefikleriyle bölgenin büyük gücü olan Seleukos Krallığı'nı Magnesia Savaşıyla askeri ve idari olarak bölgeden tasfiye ederek Apameia Barış Antlaşmasıyla kendi status quo'sunu Küçük Asya'da kabul ettirmiştir. Böylece egemenliğini ilan ettikten sonra askeri olarak bölgeden çekilmiş ve bölgenin hâkimiyetini müttefiklerine bırakmıştır. Bu süre zarfında Roma, Küçük Asya'daki yerel krallıklar olan Kappadokia, Pontos, Bithynia, Tarkondimotai (Kilikia) ve Kommagene etc. krallıklar ile diplomatik düzeyde amicus et socius (dost ve müttefik) olma yönünde ilişkiler kurmuştur. Roma, Küçük Asya'da kurduğu status quo'nun sarsılmaması için bu güçler arasında divide et impera (böl ve yönet) yöntemiyle pragmatist bir siyaset de izlemiştir. Özellikle Romalı idareciler, İ.Ö. üçüncü yüzyılda Küçük Asya'ya göç eden ve ilkel ve savaşçı kavim özelliğiyle bilenen Galatlar üzerinde danışıklı dövüş bir tutumu izleyeceklerdi. İ.Ö. birinci yüzyılın son yarısında korsanlık sorunu ve VI. Mithradates isyanıyla meşgul olan Roma, bu sorunları çözdükten sonra bölgenin idaresini müttefikleri olan vasal krallıklara devretmiştir. Geniş coğrafyada kendi idari ve askeri kadrolarıyla denetimi sağlamada zorlanacağını düşünerek, vasal krallıkları Parth ve Armenia Krallıkları'na ve kentleşmemiş ilkel topluluklara karşı ileri karakol olarak kullanmıştır. İşlevselliği son bulan krallıklar lağvedilip Roma eyaleti haline gelse bile hanedan kökenli aristokratlar Roma İmparatorluğu bünyesinde idari, askeri ve dini mevkilere yükselerek senatoryal ve askeri kariyer yapmışlardır. Bu çalışmada Roma İmparatorluğu'nun Küçük Asya'da uydu devlet konumundaki vasal krallıklardan: Galatia, Tarkondimotai, Kappadokia ve Pontos ile olan siyasi, askeri, iktisadi ve kültürel ilişkileri, krallık erkini elinde tutan hanedan kökenli aristokrasinin Roma idari sistemine evrilmesi ve bu sitemde ulaştığı mevkileri, hanedanlık çevresinde oluşan eşraf sınıfı antik edebi, epigrafik ve nümizmatik kaynaklar ışığında ortaya konularak İ.S. üçüncü yüzyıla kadar krallar ve hanedan soyundan gelen aristokratların Romanizasyon süreçleri incelenmiştir.
Özet (Çeviri)
201 B.C afterwards, when Rome was just a Republic, became one of the influential powers in the Mediterranean world. Thanks to the developing maritime trade and navy she turned towards different interests and goals. This inevitable consequence would initiate the political, economic and cultural alliance process of the Roman Republic with the dynastic aristocrats in the Hellenistic Kingdoms and with leading aristocratic citizens in the Greek citystates of Asia Minor. Having established friendship and alliance with the Kingdom of Pergamon and Rhodos, Rome was involved in the sharing of positions in the Mediterranean and Asia Minor upon the invitation of these two allies. With the Battle of Magnesia she militarily and administratively discharged from the region the Seleucid Kingdom, which was the great power of the region with allies, and with the Apameia Peace Treaty had her status quo accepted in Asia Minor. Thus, after declaring her sovereignty, she withdrew militarily from the region and left the sovereignty of the region to her allies. During this period, Rome has established relations with the local kingdoms of Asia Minor such as Kappadokia, Pontos, Bithynia, Tarkondimotai (Kilikia) and Kommagene etc., at the diplomatic level towards being amicus et socius (friend and ally). Among these powers, she followed a pragmatist policy with the method of divide et impera (divide and rule) in order not to deteriorate the status quo established in Asia Minor. Roman authorities would especially follow a collusion attitude on the Galatians migrated to Asia Minor in the third century BC. and known with their primitive and warlike tribe character. Rome engaged with the piracy problems and the rebellion of VI. Mithradates in the last half of the first century BC. and after solving these, transferred the administration of the region to the vassal kingdoms, which were her allies. Considering that she would have difficulty in maintaining control over the vast geography with her own administrative and military staff, she used the vassal kingdoms as an outpost against the Parthian and Armenian Kingdoms and the primitive communities that were not urbanized. Even if the kingdoms after loosing their functionality were abolished and became the Roman province, the dynastic aristocrats made a senatorial and military career by rising to administrative, military and religious positions within the Roman Empire. In this thesis, the political, military, economic and cultural relations of the Roman Empire with the vassal kingdoms id est Galatia, Tarkondimotai, Kappadokia and Pontos, which are the satellite states of it in Asia Minor; the evolution of the dynastic aristocrats having the kingdom power, into the Roman administrative system and the positions they reached in this system, the notables that formed around the dynasty were examined until the third century AD in the light of ancient literary, epigraphic and numismatic sources and it was introduced the romanization processes of kings and aristocrats descended from the dynasty.
Benzer Tezler
- Çattepe kazıları ışığında Roma'nın Dicle nehri eksenindeki savunma hattı
The Roman defencelinein thetigrisriveraxis in thelight of Çattepe excavations
HAYRİ KARATAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
ArkeolojiDokuz Eylül ÜniversitesiArkeoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. AHMET UHRİ
- Roman amphitheatres in Anatolia
Anadolu'da Roma anfitiyatroları
FULYA ONRAT
Yüksek Lisans
İngilizce
1997
Sanat TarihiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SUNA GÜVEN
- M.Ö. I. yüzyıl başından Hadrianus Dönemi sonuna Roma'nın Anadolu'da uyguladığı yerleşim politikası
From begining of first century BC to the end of Hadrianus Period settlement policy was applied in Asia minor by Rome
MENEKŞE BEKAROĞLU
- Epigrafik belgelerin ışığı altında Küçükasya'daki Roma askerlerinin dinsel yaşamları
Religious lives of the Roman soldiers in Asia Minor in the light of epigraphic documents
METE ENES CAN ÖZTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
TarihMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FERİT BAZ