Geri Dön

Değişen sosyal paradigmaların mekânsal mahremiyete etkileri: Konya konut tipolojilerinin analizi

Effects of changing social paradigms on spatial privacy: Analysis of Konya housing typologies

  1. Tez No: 652807
  2. Yazar: MİNE SUNGUR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. DİCLE AYDIN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Konya Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 332

Özet

İnsanın varoluşuyla birlikte ortaya çıkan mahremiyet olgusu hayata dair tüm evrelerde kullanıcıların yaşam tercihlerini etkilemektedir. Soyut bir kavram olan mahremiyet; bireyin diğerleriyle olan ilişkisini düzenlemesinde bir kontrol mekanizması olarak yaşama yön vermektedir. Bu nedenle, mahremiyet bir hak, bir duygu, bir davranış biçimi ve bir sınır koyma eylemi olarak tanımlanmaktadır. Yaşadığımız toplumun sahip olduğu sosyal paradigmalar mahremiyet açısından büyük öneme sahiptir. Bu paradigmalar içerisinde mahremiyete dair ipuçları bulunmaktadır. Bu ipuçlarının mekâna yansıması ile mahremiyetin anlamı hakkında bilgiler elde edilmektedir. Bununla birlikte yaşadığımız mekânların dizilimleri ve birbiriyle doğrudan ya da dolaylı ilişki durumları da mahremiyet seviyesini etkileyen diğer bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda mekân içerisinde mahremiyetin hem anlamsal hem de dizimsel boyutunun tespit edilmesi mahremiyetin sorgulanması açısından önem taşımaktadır. Barınma eyleminin fiziksel karşılığı olan konut, sosyal paradigma örüntüleriyle biçimlenerek farklı tipolojilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu tipolojilerde mahremiyetin anlamsal ve dizimsel boyutu sorgulanarak mahremiyetin evrilme süreci hakkında tespitlerde bulunulmuştur. Bu evrilme sürecinde konutun değişimine etki eden sosyo-politik, sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve sosyo-teknolojik kırılma noktaları bilimsel çalışmalardan referans alınarak dört döneme ayrılmıştır. Her dönem içerisinde dönemin karakteristik özelliğini yansıtan altı örnek konut olmak üzere toplam yirmi dört konutun plan şemaları hem semantik (anlamsal) hem de sentaktik (dizimsel) analiz yapılarak mahremiyet sorgulanmıştır. Semantik analizde araştırmacıların mahremiyete dair söylemlerinden yola çıkılarak ortaya atılan mahremiyet kodları konut içerisindeki mekânlarda aranmıştır. Sentaktik analizde ise, derinlik, bağlantısallık, bütünleşme ve eşgörüş parametrelerinden oluşan mekân dizim yönteminde, mekânların erişebilirlik, görünürlük, sosyalleşme gibi unsurlarla mahremiyet seviyesi hakkında veriler elde edilmiştir. Konut içerisindeki birimler farklı mahremiyet seviyesine göre mekânsal eşik alanı, kamusal alan, mekânsal geçiş alanı, özel (mahrem) alan ve bunların dışında kalan alanları kapsayan servis alanı olmak üzere beş bölgeye ayrılmaktadır. Bu bölgelerdeki mahremiyet seviyesi hakkında verilere yine sentaktik değerlerin ortalamalarından ulaşılmaktadır. Semantik ve sentaktik analiz sonucu elde edilen sayısal veriler SPSS analizler ile dönemler arasındaki konutlar karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, mekânın sahip olduğu semantik ve sentaktik değerlerin o mekâna ait mahremiyet seviyesinin tespit edilmesinde etkili olduğu belirlenmiştir. Sentaktik veriler neticesinde; bir mekânın kolay erişilebilir, yaya hareketinin yoğun ve diğer mekânlarla bağlantılı olması onun mahremiyet seviyesinin diğer mekânlara oranla düşük olmasında etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Tam tersi olarak, bir mekânın diğer mekânlara oranla kullanıcı sayısının azalması ve derinlik kazanması o mekânda mahremiyetin birinci dereceden öneme sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca mekân içerisinde yer alan kapıların konumu da görsel erişim alanını etkileyerek mahremiyet seviyesini farklılaştırmaktadır. Sentaktik analizler sonucu elde edilen verilerle birlikte, değişen sosyal paradigmalar mahremiyetin anlam kaymasına neden olarak farklı bir boyut kazanmıştır. Geçmişte dışarıya karşı kamusal mahremiyetin önem arz ettiği yaşam kültürü; günümüzde mekânların giderek özelleşmesi sonucu bireysel mahremiyetin öne çıktığı bir durum haline dönüşmektedir. Dolayısıyla mahremiyet, geçmişten günümüze varlığını sürdürmüş olsa da, sosyal paradigma örüntülerinin biçimlendirdiği mekânsal sınırlar yeniden tanımlanmıştır.

Özet (Çeviri)

The phenomenon of privacy emerging with human existence influences the life choices of users in all stages of life. Privacy, an abstract concept, directs life as a control mechanism in regulating the individual's relationship with others. Therefore, it is defined as a right, a feeling, a way of behaviour, and an act of setting limits. The social paradigms of the society we live in are of great significance in terms of privacy. There exist certain clues about privacy within these paradigms. Information regarding the meaning of privacy is obtained with the reflection of these clues to space. However, the sequences of the spaces we live in and the situations of direct or indirect relationships with each other appear as another factor that affecting the level of privacy. In this context, ascertaining both the semantic and syntactic dimensions of privacy in space is notable in terms of questioning privacy. Housing, the physical equivalent of sheltering, is shaped by social paradigm patterns, leading to the emergence of varied typologies. In these typologies, by seeking the semantic and syntactic dimensions of privacy, resolutions have been made about the progression process of privacy. In this progression process, socio-political, socio-economic, socio-cultural, and socio-technological breaking points, which affect the change of the house, are divided into four periods concerning scientific studies. In each period, the plan schemes of a total of twenty-four houses, six of which reflect the characteristic features of the period, were carried out both semantic and syntactic analysis to question privacy. In the semantic analysis, the privacy codes, put forward based on the discourses of the researchers on privacy, were sought in the spaces within the residence. In the syntactic analysis, on the other hand, through spatial syntax method consisting of depth, connectivity, integration, and co-visibility parameters; data about the accessibility, visibility, socialization of the spaces and the level of privacy were obtained. The units inside the residence are divided into five zones according to different privacy levels: spatial threshold area, public space, spatial transition area, private area and also service area covering the areas outside these. Data on the level of privacy in these areas are again collected from the averages of the syntactic values. The findings gathered as a result of both semantic and syntactic analyses were compared with SPSS analyses and the residences between periods. As a result, it was ascertained that the semantic and syntactic values of space are rather effective in determining the privacy level of that space. It has been revealed as a result of the syntactic data, the fact that a place is easily accessible, has a dense pedestrian movement, and is connected with other places, is quite effective in its privacy level being lower than other spaces. On the contrary, the drop in the number of users and gaining depth of space compared to other spaces points out that privacy is of primary value in that space. Besides, the position of the doors in the space also affects the visual access area and differentiates the level of privacy. With the data gathered as a result of syntactic analysis, the varying social paradigms have gained a distinct dimension by causing the meaning shift of privacy. In the past, the living culture, where public privacy was rather mattering to the outside, is now turning into a situation where individual privacy becomes prominent as a result of the increasing privatization of spaces. Therefore, although privacy has existed from past to present, spatial boundaries formed by social paradigm patterns have been redefined.

Benzer Tezler

  1. Günümüz konut tasarımında mutfak mekanının değişim ve dönüşümünün incelenmesi

    Transformation of kitchen in contemporary residential design

    ÖZGE USTALAR UYAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Mimarlıkİstanbul Kültür Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EVREN BURAK ENGİNÖZ

  2. Mekânın üretimi kuramı ve Türkiye'de kentsel mekânın üretimi: Ankara örneği

    The production of space theory and the production of urban space in Turkey: The case of Ankara

    HUSİK GHULYAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kamu YönetimiAnkara Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TAYFUN ÇINAR

  3. Kent planlama eğitimi kapsamında tasarım olgusunun değerlendirilmesi

    Evaluation of design issue in the scope of urban planning education

    UMUT DOĞAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET OCAKÇI

  4. The role of social capital in the production of tourism spaces: An investigation of public beaches in antalya

    Turizm mekanlarının üretiminde sosyal sermayenin rolü: Antalya'daki halk plajlarının incelenmesi

    EDA UÇAK TAŞKIRAN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEMİLE NİL UZUN

  5. Mahalleyi dönüşümün 'kurtarıcılığı'ndan kurtarmak: Sarıyer Mahallelerinin mücadelesinden esinlenen bir yaklaşım önerisi, mahalle planlaması

    Saving the neighborhood from the 'savior' transformation: Neighborhood planning inspired by sariyer neighborhoods' struggle as an approach proposal

    KUMRU ÇILGIN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FUNDA YİRMİBEŞOĞLU