Geri Dön

Yeni gelişen pulmoner tromboemboliye sahip kanser tanılı hastalarda sağ kalp disfonksiyonu ve NT-proBNP düzeyinin sağkalımla ilişkisi

The relationship of right heart dysfunction and NT-probnp levels with survival in cancer patients with newly diagnosed pulmonary thromboembolism

  1. Tez No: 654421
  2. Yazar: FERAY BALKAN ERGÜ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. NEZİHAT RANA DİŞEL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İlk ve Acil Yardım, Emergency and First Aid
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 102

Özet

Amaç: Pulmoneremboli şiddet indeksi (PESI) pulmoner tromboemboli (PTE) hastalarında prognoz tahmininde kullanılmaktadır. Skorlamada kullanılan maddelerden biri olan 'öyküde kanser tanısı olmak', bilinç bozukluğuna sahip olmaktan sonra en yüksek puanı alan bileşendir ve prognoz açısından kötü prognoz puanına ulaşacak şekilde hastanın skorlamasını etkilemektedir. Buradan yola çıkarak; PTE tanısı alan kanser hastalarında klinik bulgular, EKG, EKO (sağ ventrikül fonksiyonları açısından), laktat, kan gazı, troponin, d-dimer ve NT-proBNP düzeylerinin prognoza etkisini araştırmayı amaçlamaktayız. Bu çalışmanın amacı kanser hastalarında PESI skorunun prognostik değeri ile klinik ve laboratuvar belirteçlerini karşılaştırmak ve PESI için kanser hastalarına özel ek skorlama tanımlayabilmektir. Materyal ve Metod: Bu prospektif ve kesitsel klinik çalışmaya 1 Ocak 2019 - 30 Haziran 2020 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Acil Servisi'ne başvuran ve yeni PTE tanısı alan tüm kanser tanılı 18 yaşından büyük hastalardan, çalışmaya katılmaya yazılı onam verenler dahil edildi. Hastalardan rutin testlere (hemogram, troponin T dahil biyokimya, kangazı) ek olarak, tanı aşamasında istenmediyse d-dimer, laktat ve NT-proBNP ölçümleri yapıldı. Hastaların demografik verileri ve laboratuar bulguları, elektrokardiyografi (EKG) ve ekokardiografileri (EKO), aldıkları tedavi, yatış durumu, yatış süresi ve acil serviste geçen ilk 1 saat, 24. saat, 1. ay ve 1-3. ay mortaliteleri değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya 53 yeni gelişen pulmoner tromboemboliye sahip kanser tanılı hasta alındı. Hastaların 28'i erkek (% 52,8) idi. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş ortalamaları 62,80±12,89 yıl, (n= 16), % 30,2'sinin 70 ila 79 yaş arasında olduğu belirlendi. Hastalardan 13'ü (% 24,5) eksitus oldu. Eksitus olan hastalardan 3'ü (% 23,0) ilk 24 saatte, 7'si (% 53,9) 1. ay, 3'ü (% 23,1) ise 1-3. ay içerisinde eksitus oldu. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş grupları (p=0,259) ve yaş ortalamaları (p=0,052) ile mortalite bulguları arasındaki farklılıklar istatistiksel açıdan anlamlı bulunmadı (p>0,05). Çalışmadaki hastaların en sık (n=21, % 39.6) akciğer kanseri tanılı olduğu görüldü. Otuzüç (% 62,3) hastada kalp yetmezliği, 25 (% 47,2) hastada kronik akciğer hastalığı, 47 (% 88,7) hastada ise bilinç bozukluğu mevcuttu. Hastaların 31'inde (% 58,5) nabız 110/dakika üzerinde, 40'ında (% 75,5) sistolik kan basıncı 100 mmHg'nin altında, 31'inde (% 58,5) solunum sayısı 30/dakikanın üzerinde ve 34'ünde (% 64,2) oksijen satürasyonunun ise % 90'ın altında olduğu saptandı. Çalışmaya dahil edilen 53 hastanın PESI risk sınıflamasına göre dağılımları incelendiğinede; 8 hastanın (% 15,1) sınıf 2, 23 hastanın (% 43,4) sınıf 3, 12 hastanın (% 22,6) sınıf 4, 10 hastanın (% 18,9) ise sınıf 5 de yüksek riskli gurupda yer aldığı bulunmuştur. D-dimer için hesaplanan cut-off değeri 24,28 pg/dl, sensivitesi % 76,92, spesifitesi % 82,5 ve AUC değeri 0,764 olup, D-dimer değişkenin mortaliteyi ayırt etmedeki etkinliğinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptandı (p=0,003). Kan ph değeri için hesaplanan cut-off değeri 7,3, sensivitesi % 69,23, spesifitesi % 85,0 ve AUC değeri 0,758 olup, kan pH değerinin mortaliteyi ayırt etmedeki etkinliğinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu tespit edildi (p=0,004). Laktatın cut-off değeri 3 mmol/l, sensitivitesi % 46,15, spesitivesi 77,5, (p=0,242), AUC değeri 0.615 bulundu. Çalışmamızda artmış laktat düzeyinin yani 3 ve üzerinde olmasının ölüm oranını artırdığı ancak bunun istatistiksel anlamlı olmadığ bulundu. TroponinT'nin cut-off değeri 47,49, sensitivitesi % 69,23, spesitivitesi % 68,42 AUC değeri 0,638 (p=0,140) ile istatistiksel olarak mortaliteyi ayırt etmede anlamlı bulunmadı. Nt-proBNP için hesaplanan cut-off değeri > 1340 pg/dl, sensivitesi 92,31, spesifitesi 70,0 ve AUC değeri 0,723 olup, Nt-pro BNP değişkenin mortaliteyi ayırt etmedeki etkinliğinin istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,002). Hastaların EKG'leri incelendiğinde % 8'inin normokardik sinüs, % 16'sının sinüs taşikardisi, % 14'ünün s1q3t3, % 4'ünün sağ dal bloğu, % 4'ünün yüksek hızlı atrial fibrilasyon, % 7'sinin de T negatifliği olduğu görüldü. Hastaların % 20'sinin taşikardik olduğu görüldü. Tartışma ve Sonuç: PESI'ye göre yüksek riskli gurupta yeralan hastaların D-dimeri 24,28 pg/dl üzerinde ise '1 puan', kan pH değeri 7,3 ve altı olanlara '1 puan', Nt-proBNP değeri 1340 pg/dl üzeri görülenlere '1 puan' EKO'da sağ ventrikül disfonksiyonu olanlara '1 puan' atanarak yeni bir mortalite hesaplandı. Bu hesaplamaya mPESI adı verildi. Hastaların toplam sağkalım oranı ile gruplar arasındaki farklılıkları incelendiğinde; mPESI puanı 2 ve altında olan hastaların, 3 ve üzerinde olan hastalara göre ortalama toplam sağkalım oranlarının istatistiksel açıdan anlamlı yüksek olduğu bulundu (p

Özet (Çeviri)

Purpose: Pulmonary embolism severity index (PESI) has been used to predict prognosis in patients with pulmonary thromboembolism (PTE). The component of“being diagnosed with cancer”is one of the items used in scoring and scored highest after the component of“having an impaired consciousness”. In addition, its impact results in a poor prognosis score. From this point of view, we aimed to investigate the effects of clinical findings, electrocardiography (ECG) and echocardiography (ECHO) (in regards to right ventricular functions), lactate, blood gase analyze, troponin, d-dimer and NT-proBNP levels on prognosis in cancer patients diagnosed with PTE. The purpose of this study was to compare the prognostic values of PESI score and clinical and laboratory markers in cancer patients and to be able to identify additional scoring specific to cancer patients for PESI. Materials and Methods: This prospective and cross-sectional clinical study was conducted in the Department of Emergency Medicine of Cukurova University Medical School between January 1, 2019 and June 30, with all cancer patients older than 18 who had admitted to the Emergency Service and who had given written consent to participate. In addition to the routine tests (hemogram, biochemistry including troponine T, blood gase analyses) which were performed initially for diagnosing, D-dimer, lactate and NT-proBNP were also assayed. The demographic data and laboratory findings, ECG and ECHO results of the patients were evaluated as well as the treatment they had received, their hospitalization status, length of stay, and mortality within the 1st hour, 24th hour, 1st month and 1-3 months were all evaluated. Findings: 53 cancer patients who had newly developed pulmonary thromboembolism were included in the study. 28 (52.8%) of the patients were males. The mean age of the patients was 62.80±12.89 years, 30.2% of whom (n=16) were between 70 and 79 years old. Thirteen (24.5%) patients died. Three (23.0%) (n=3) patients died in the first 24 hours, seven (53.9%) died in the first month, and three (23.1%) patients died between 1-3 months. The differences between the age groups (p=0.259) and mean age (p=0.052) of the patients and mortality findings were not statistically significant (p>0.05). Lung cancer with 21 (39.6%) patients was the most common cancer in the study. Thirty-three (62.3%) of the patients had heart failure, 25 (47.2%) patients had chronic lung disease and 47 (88.7%) patients had impaired consciousness. Thirty-one (58.5%) patients had a pulse rate over 110/minute, 40 (75.5%) patients' systolic blood pressures were lower than 100 mmHg, 31 patients' respiratory rate were above 30/minute and 34 (64.2%) patients had oxygen desaturation (below 90% ). According to PESI scores, eight (15.1%) of the patients were in Class 2, 23 (43.4%) were in Class 3, 12 (22.6%) were in Class 4, and 10 (18.9%) were in Class 5 as the highest-risk group. The cut-off value calculated for D-dimer was 24.28 pg/dl, with a sensitivity of 76.92%, specificity of 82.5%, the AUC value was 0.764. The efficiency of the D-dimer variable in distinguishing mortality was found to be statistically significant (p=0.003). The cut-off value calculated for blood pH was 7.3, with a sensitivity of 69.23%, specificity of 85.0% and the AUC value was 0.758. The efficiency of blood pH value in distinguishing mortality was statistically significant (p=0.004). The cut-off value for lactate was 3, with a sensitivity of 46.15% and specificity of 77.5, and the AUC value was 0.615. It was found that lactate levels 3 and above, increased the mortality rate but not statistically significant (p=0.242). The cut-off value of Troponin T was 47.49, with a sensitivity of 69.23%, specificity of 68.42% and the AUC value was 0.638. The efficiency of Troponin T in distinguishing mortality was not found to be statistically significant (p=0.140). The cut-off value which was calculated for Nt-proBNP was >1340, its sensitivity was 92.31, its specificity was 70.0 and the AUC value was 0.723. The efficiency of Nt-pro BNP variable in distinguishing mortality was found to be statistically significant (p=0.002). When the ECGs of the patients were evaluated, 8% of them were normocardic sinus, 16% had sinus tachycardia, 14% had s1q3t3, 4% had right bundle branch block, 4% had high rate atrial fibrillation, and 7% had negative T waves. Twenty percent 20% of the patients had tachycardia. Discussion and Conclusion: According to the cut-off values, '1 point' was assigned when D-dimer was above 24.28 pg/dl, '1 point' was assigned to those with blood pH was 7.3 and below, '1 point' was assigned to those with Nt-proBNP value above 1340 pg/dl, '1 point' was assigned to those with right ventricular dysfunction on ECHO and a new mortality score was calculated for the patients in the high risk group classified with PESI. This score was named as mPESI indicating PESI in malignancy. It was found that the mean overall survival rate of patients with mPESI scores of 2 and below was statistically and significantly higher than of the patients with mPESI scores of 3 and above (p

Benzer Tezler

  1. Akut miyokard infarktüsünde intravenöz heparin tedavisi ile alınan sonuçlar (karşılaştırmalı bir çalışma)

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET ALİ ÇOBANOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1987

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. REMZİ ÖZCAN

  2. Pulmoner tromboemboli tanısı ile 3. basamak göğüs hastalıkları hastanesinde yatarak tedavi edilen hastaların 6 ay sonra kronik tromboembolik hastalık gelişimi açısından değerlendirilmesi

    Evaluation of patients with acute pulmonary embolism admitted to a tertiary hospital of chest disease in terms of development of chronic thromboembolic disease after 6 months

    NURTEN AYSAN ADEMOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE FİLİZ ARPAÇAG KOŞAR

    DOÇ. DR. CELAL SATICI

  3. SARS-CoV-2 enfeksiyonu sonrası görülen postakut pulmoner komplikasyonlar

    Postacute pulmonary complications after SARS-CoV-2 infection

    DİDAR TEKELİ YAZICI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET BAHADIR BERKTAŞ

  4. Pulmoner tromboemboli tedavisinde maliyet

    Cost of threating pulmonary thromboembolism

    MUSTAFA BUĞRA COŞKUNER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Göğüs HastalıklarıKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FUNDA ÖZTUNA

  5. Tip 2 diyabetli hastalarda SGLT 2 inhibitörü kullanımının polisitemi ile ilişkisi ve tromboembolik olay gelişim oranlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi

    The relationship between SGLT 2 inhibitor use and polycythemia in patients with type 2 diabetes and retrospective evaluation of the rates of thromboembolic events

    ELİF DANIŞMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA KEMAL KILIÇ