Geri Dön

Кошок жана кошокчулар: кечээгиси жана азыркы учур (Бaткен, Токтогул, Кaрa-Кулжa aймaктaрындaгы жыйналган кошоктордун негизинде)

Geçmişten günümüze ağıt ve ağıtçılar (Batken, Toktogul, Kara-Kulca bölgeleri ağıtları örneklerinde) / Lament and performer from Batken, Toktogul, Kara Kulca / Поминальные причитания и традиционные причитания, причитающие: Прошлое и настоящее (Поминaльные песни и исполнители Беткенa, Токтогул и Кaрa-Кулжи)

  1. Tez No: 655060
  2. Yazar: RİFAT NERGİZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. LAYLİ ÜKÜBAEVA
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Halk Bilimi (Folklor), Folklore
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Kırgızca
  9. Üniversite: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Türkoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 303

Özet

Halkbilimi bir ulusun maddi ve manevi değerlerini oluşturmakla birlikte o toplumun kültürünü oluşturur. Türk halklarında İslamiyetin kabulünden önce başlayıp bugüne kadar gelen ağıt söyleme geleneği asırlardan beri icra edilen bir gelenek olsa da bu gelenek gün geçtikte yok olmaktadır. Bunun içindir ki biz ağıt türünü toplamak istedik ve ağıt araştırmamız sırasında gözlem ve görüşme yöntemleri kullandık. Ağıt türü acı, keder, kızgınlık ve tarif edilemez bazı duyguları sözlerle resmeder. Ağıt, sıcağı sıcağına söylenen bir türdür bu nedenle ağıtların yapısı yalnızca sözlerle sınırlandırılmamalıdır. Melodilerin yanı sıra ağlamalar, nidalar, isyanlar doğal tepkimeler sesler ve mimikler yardımıyla gözler önüne serilir. Ağıt yakılırken o toplumun hatta yakılan bölgenin kültürel yapısını en ince ayrıntısına kadar ağıtçı tarafından gösterilmektedir. Ağıtlar yalnızca sözlerle değil melodilerle törene katılanların tavırlarıyla ve ağıtçıların jest ve mimikleriyle değerlendirilmelidir. Kırgız ağıtlarının tertipli ve kalıplaşmış bazı yapıları mevcuttur. Ayrıca Kırgız ağıtları ölümün kendisinden çok ölüm öncesini ve ölüm sonrasını anlatmaktadır. Çalışmamız Batken, Toktogul ve Kara-Kulca bölgelerindeki ağıtlar üzerinden ağıtların ve ağıt yakanların geçmişini ve bugününü incelmektedir. Amacımız küreselleşen dünyada sözlü sanatın ilk mirası olan yasın bugünkü durumu ile geçmişini karşılaştırmaktır. Ağıtların sadece bir şarkı olmadığı, aynı zamanda eski bir edebî kaynak olduğu açıktır. Bu durumu Kırgız halk edebiyatının en büyük mahsulü olan Manas Destanında gördüğümüz gibi Dede Korkut hikayelerinde de görebiliriz. Bu nedenle ağıt çalışmamız, geçmiş ile gelecek arasında bir köprü görevi görmeyi amaçlamakla beraber ortak değerleri belirlemeyi ve ağıt türünün geleceğiyle ilgili çıkarımlar elde etmeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda kadim halkların ve Türk dünyasının yas tutma geleneği anlatıp akabinde Kırgız ağıtlarının özelliklerini örneklerle karşılaştırmaya çalıştık. Elbette ağıtlar, ağıtçılar tarafından oluşturulurken ağıtlardaki psikolojik durum, tekrarlar, monologlar ve diyaloglar çeşitli söz sanatları vasıtasıyla yapılır. Ayrıca ağıtlar oluşturulurken sözlü olmayan melodi ve ritim araçları şarkının kompozisyonu için önem teşkil etmektedir. Basitçe ifade etmek gerekirse bölgeler arası uzaklık ve kültürel farklılıklardan dolayı her bölgenin kendine has bir ağıt yakma şekli ve melodisi olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle ağıtlar toplanırken her bölgenin coğrafi, sosyo-ekonomik yapısıyla ilgili bilgiler verilmiş olup ağıtçı kadınlar ve ağıtlarla ilgili de kısaca malumatlar verilmiştir. Aynı zamanda, ağıtlardaki motiflerle söz sanatları tespit edilmiş ve bunlardan örnekler verilmiştir. Genel olarak bu çalışmamızda, Batken, Toktogul, Kara-Kulca'dan toplanan ağıtları geleneksel eski ağıtlarla karşılaştırarak analiz etmeye Kırgız ağıtları ve Türk halklarındaki ağıtlar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları karşılaştırmaya ve eski çağlardan günümüze ağıt geleneğinin nasıl değiştiğini belirlemeye çalıştık. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. İlk olarak giriş bölümü verilmiş olup türün diğer toplumlardaki karşılığı ve en eski ağıtlardan örnekler verilmiş, tezin amacı, güncelliği ile ilgili bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde Türk dünyasının en eski ağıt örnekleri verilmiştir. Buradaki amaç ağıt geleneğinin dünden bugüne değişimini incelemektir. İkinci bölümde ise günümüz Kırgız ağıtları incelenmiş ağıtlarda ne gibi değişimler olduğu tespit edilmeye çalışılmış, ağıtlarlarla ilgili yapılan çalışmalara yer verilmiş ve incelenen bölgelerin tarihi, sosyal-ekonomik durumu hakkında bilgiler verilmiştir. Yine bu bölümde Prof. Dr. Abdıldacan Akmataliyev'in genel redaktörlüğünü üstlendiği 'Ağıtlar' adlı kitaptaki ağıtlarla tarafımızdan toplanmış ağıtlar incelenmiş ve eski ağıtlarla günümüz ağıtları arasındaki farklılıklar daha detaylı verilmeye çalışılmıştır. Bu ilmi kitabın tercih edilmesinin nedeni ise 'Ağıtlar' adlı kitapta toplanmış olana ağıtların redakte edilip belli bir düzen içinde verilmiş olmasıdır. Abdıldacan Akmataliyev'in genel redaktörlüğündeki kitaptan yedi ağıtla tarafımızdan toplanmış olan yedi ağıt karşılaştırılmış olunup tekrara düşmemeye çalışılmıştır. Üçüncü bölümde ise ağıtlardaki motifler belirlenmiş ve bu motiflerin nedenleri belirtilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle de her bir bölümün sonuna kısaca açıklamalar verilmiştir. Üçüncü bölüm sekiz alt başlıktan oluşmaktadır. Bu sekiz kısımda ağıtları oluşturan unsurlar belirlenerek Kırgız yapısı belirlenmeye çalışılmış ve sonuç olarak Kırgız toplumunun göçmen yaşam tarzına yakın olduğu gözlemlenmiştir. Bölümün sonunda ise tarafımızca toplanılmış olan ağıtların edebi yönleri incelenmiş ve ağıtların kompozisyonun nasıl oluştuğu ve ağıtçılar tarafından nasıl oluşturulduğu kompozisyonlarda ne gibi ortaklıkların ve farklılıkların olduğu belirtilmiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde ise geçmişten günümüze kadim halklardaki ve Türk halklarındaki ağıt geleneğinin ortaklıklarına değinilmiş olunup, Kırgız ağıtlarındaki geçmişten günümüze ağıt geleneğinin evrimi verilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın ek kısmında ise tarafımızca toplanılmış olan 35 ağıt bölgelere göre ayrı ayrı verilmiş olunup her bir ağıtın ağıtçının izniyle hikayesi yazılmış, ses ve görüntü kaydı alınmıştır. Ağıt türü toplaması en zor türlerden biri olduğu için bazı zorluklarla da karşılaştık. Mesela ağıtçılar yaşları gereği ağıt türünü icra etmek istemediler çünkü her defasında birinci dereceden yakınlarının ölümünü hatırlamak onlar açısından oldukça zordu. Ayrıca dini açıdan da bazı yasakların olduğunu belirtip ağıtlarını bizlerle paylaşmak istemeyen birçok ağıtçı oldu. Bunun yanısıra ağıtçıların aileleri de annelerinden ağıtlarını almamızı istemediler ki bu oldukça doğal bir durumdu. Bunun yanı sıra Kırgız ağıtlarında birçok mitolojik unsur tafımızca tespit edlimeye çalışılmıştır. Bakıldığında Kırgız ağıtlarında birçok ağaç adı geçmektedir ve bu durumu 'axis mundi' yani 'hayat ağacı' inancıyla açıklamaya çalıştık çünkü eski Türk topluluklarında ağaç yer ve gök arasında bir ulak olarak görülmekteydi. Aynı zamanda eski Türk halkları ölen kişinin bedenini ve atını ağacın en üst kısmına asmaktaydı ve cesetin kemikleri kalıncaya kadar beklemekteydi. Yine baktığımızda Kırgız ağıtlarında hayvan adları da sıklıkla geçmektedir. Çünkü Kırgızlar atı sadece binek hayvanı olarak görmemektedirler onun gökyüzünde uçan bir hayvan olduğunu da düşünmektedirler ki bu duruma en iyi örnek bir 'At adamın kantıdır.' atasözdür. Burada tıpkı eski Yunandaki pegasus gibi atın adamı alıp uçurduğu anlamı çıkmaktadır. Yine bakıldığında tabiat unsurlarından dağ kelimesi oldukça sık geçmektedir. Ancak burada değinilmesi gereken bir konu vardır ki o da dağ kelimesi metaforik olarak kullanıldığında genelde ağıtçının babasına ya da annesi benzetilmektedir. Yani ağıtçı babayı ve anneyi resmederken başka kelimeleri erkek çocuğunu yahut kız çocuğunu benzetirken farklı kelimeleri kullanmıştır. Mesela kız çocuğu için daha estetik kelimeler kullanırken erkek çocuğu genelde ata veya kartala benzetilmiştir.

Özet (Çeviri)

Folklore creates the material and spiritual values of a nation as well as the culture of that society. Although the tradition of mourning which started before converting to Islam and reached today is a tradition that has been practiced for centuries, this tradition is disappearing day by day. Therefore, we aimed to collect the types of mourning and used observation and interview methods during our search for mourning. The mourning type depicts pain, grief, anger, and some indescribable emotions in words. Mourning is a genre that is spoken in the heat of the moment, so the structure of mournings should not be limited with only words. In addition to melodies, cries, shouts, riots are revealed with the help of natural reactions, sounds and gestures. While mourning is being burned, the cultural structure of that society and even the region where it is burned is shown to the finest detail by the mourner. Mourning should be evaluated not only with words but also with melodies, with the attitudes of the attendees and the gestures of the mourners. Kyrgyz mournings have some regular and stereotyped structures. In addition, Kyrgyz mournings tell about before and after death rather than death itself. The study investigates the past and present of the mournings in Batken, Toktogul and Kara-Kulzha regions. The aim of this thesis is to compare the present and past of mourning, which is the first legacy of oral art in the globalizing world. It is obvious that mourning is not only a song, but also an ancient literary source. It is noticeable in the Dede Korkut stories, as we see in the Manas Epic, which is the greatest treasure of Kyrgyz folk literature. Therefore, our study aims to serve as a bridge between the past and the future, as well as to identify common values and make inferences about the future of the type of the mourning. The mourning tradition of the ancient people and the Turkic world were explained and then the characteristics compared of the Kyrgyz mournings with examples. Of course, mournings are created by the mourners, while the psychological state of the mournings, repetitions, monologues, and dialogues are done through various verbal arts. Moreover, non-verbal melody and rhythm tools are important for the composition of the song while creating mournings. To put it simply, due to the distances and cultural differences between the regions, it has been determined that each region has its own way of mourning and melody. Consequently, information about the geographical and socio-economic structure of each region was informed. Moreover, brief information about mourner women and mournings were presented during the collection of mournings. Furthermore, examples were given from the arts of speech defined with the motives in the mournings. In general, we tried to analyze the mournings collected from Batken, Toktogul, Kara-Kulzha by comparing them with a traditional old mournings and by contrasting the similarities and differences between the Kyrgyz and Turkic world mournings to determine how the tradition of mourning has changed from ancient times to the present. The dissertation consists of three parts. As the first chapter, the introduction provides with the data of counterpart of the species in other societies and examples of the oldest mournings, and information regarding the purpose and currency of the thesis. In this part of the dissertation there are examples of the oldest mournings of the Turkic world. This chapter aims to look at the change of mourning tradition from past to present. The second chapter investigates today's Kyrgyz mournings, studies and changes occurred in the mournings, and information given on the history and social-economic situation of the regions. Here again in this chapter we examine mournings from the book called“Mournings”edited by Prof. Dr. Abdyldazhan Akmataliev and the mournings collected by us, and the differences between the old mournings and today's mournings had been given in more detail. The reason why this scientific book is chosen as a source is that the mournings collected in the book called“mournings”were edited and given in a certain order. We tried to avoid repetition by comparing the seven mournings collected by us with the seven mournings taken from the book by Abdyldazhan Akmataliev. The third chapter identifies the motives in mournings and attempts to state the reasons for these motives. Therefore, brief explanations are given at the end of each chapter. The third part consists of eight parts. In these eight parts, the cultural characteristics of the Kyrgyz society were described by clarifying the elements that constitute the mournings, and it was observed that the Kyrgyz society was close to the nomad lifestyle. At the end of the chapter, we study the literary aspects of the mournings collected by us and how the composition of the mournings were formed and how they were created by the mournings, what kind of commonalities and differences exist in these compositions. In conclusion of this thesis, we refer to the commonality of the tradition of mournings in ancient peoples and Turkic world from the past to the present, and search the evolution of the tradition of Kyrgyz mourning from the past to the present. is In the appendix part of the study, the 35 mournings collected by us were given separately according to the regions, and the story of each mourning was written and audio and video recordings were taken with the permission of the mourners. We faced some difficulties, as the type of mourning is one of the most difficult source to collect. For example, mourners did not want to perform the type of mourning due to their age, because it was very difficult for them to remember the death of their first-degree relatives every time. In addition, there were many mourners who stated that there were some religious prohibitions and did not want to share their mournings with us. Besides, the families of the mourners did not want us to take their mournings from their mothers, which was quite natural. In addition, we put an effort to identify many mythological elements in Kyrgyz mournings. Analyzing the Kyrgyz mournings, many trees have names and it is explained with the belief of“axis mundi”, that is, the“tree of life”because in ancient Turkic communities the tree was considered as a messenger between the earth and the sky. At the same time, the ancient Turkic people hung the body and horse of the deceased on the top of the tree and waited until the bones of the corpse remained. Additionally, animal names are frequently mentioned in Kyrgyz mournings. Because for Kyrgyz people horse is considered to be not only a riding animal, but also a flying animal in the sky. The best example of this situation is the proverb“The horse is the wing of the man.”Here, just like the Pegasus in ancient Greece, it means that the horse took the man and flew it. At the same time, the word mountain is mentioned frequently among the natural elements. However, when the word mountain is used metaphorically, the mourner is resembled to his father or mother. In other words, while the mountain describes father and mother, other used different words while resembling a boy or a girl. For example, while using more aesthetic words for a girl, the boy is generally compared to a horse or an eagle. Элдик адабият бир улуттун материалдык жана руханий баалуулуктарын камтуу менен биргеликте ошол коомдун маданиятын да калыптандырат. Түрк элдеринде Ислам динин кабыл алганга чейин эле жаралып, бүгүнкү күнгө дейре сакталып келген кошок айтуу салты кылымдар бою колдонулуп келгендигине карабай, мезгил өткөн сайын жоголуп бара жаткандыгы да айкын. Ошондуктан, биз кошок түрлөрүн топтоону көздөп, изилдөө алкагында байкоо салуу жана жолугуп жаздырып алуу ыкмаларын пайдаландык. Кошок жанры кайгы, муң, ачуулануу сыяктуу жөнгө салуу мүмкүн эмес болгон кээ бир сезимдерди сөз менен чагылдырат. Андан сырткары кошоктор каалаган учурда айтылбай тургандыгына байланыштуу анын түзүлүшүн сөз менен гана чектөөгө болбойт. Обон менен катар ыйлоо, кыйкыруу, баш ийбөө өңдүү табигый аракеттер сөздөр жана кыймылдардын жардамы менен көз алдыбызга тартылат. Кошок айтуу учурунда ошол коомдун, ал тургай аймактын маданий өзгөчөлүгү эң кичинекей айырмачылыгына чейин ачыкайкын кошокчу тарабынан көрсөтүлөт. Мындан тышкары, кошоктор колдонулган сөздөрү менен эле эмес, обону, ошол азага катышкандардын жана кошокчулардын кыймыл-аракети аркылуу да бааланышы шарт. Алсак, кыргыз кошоктору тартипке салынып, калыптанган түзүлүшкө ээ экендиги менен белгилүү. Айрыкча, кыргыз кошокторунда өлгөн адамдын өзүнөн мурун анын буга чейин жашоосу жана өлгөндөн кийинки абал көп айтылат. Ишибизде Баткен, Токтогул жана Кара-Кулжа аймактарындагы кошоктор изилденип, ал жактагы кошокчулардын өтмүшү менен келечеги иликтенди. Негизги максатыбыз ааламдашуу доорундагы кеп маданиятынын алгачкы мурасы саналган кошоктордун бүгүнкү абалы менен байыркысын салыштыруу. Албетте кошоктор аза күтүүдө айтылчу ыр гана эмес, ошол эле учурда эски бир адабий булак экени да белгилүү. Муну кыргыз элдик адабиятынын эң зор үлгүсү саналган Манас дастанынан көргөнүбүздөй эле, Коркут ата аңгемелеринен да күбө болобуз. Андыктан, кошокторду изилдөө ишибиз кечээги менен келечектен ортосунда көпүрөлүк милдетти аркалоо аркылуу орток баалуулуктарга баа берүү, кошок жанрынын келечеги тууралуу жыйынтыктарга жетишүүнү көздөйт. Ошол эле мезгилде байыркы калктардын жана Түрк дүйнөсүнүн аза күтүү салттары тууралуу маалымат берүү менен катар кыргыз кошокторунун өзгөчөлүктөрүн мисалдар аркылуу салыштырууга аракет кылдык. Албетте, кошоктор кошокчулар тарабынан айтылып жаткан учурда андагы психологиялык абал, кайталоолор, монологдор жана диалогдор түрдүү кеп каражаттары менен түзүлөт. Айрыкча, кошок кошууда сөз менен айтылбаган обон жана ыргак каражаттары жоктоо ырынын композициялык түзүлүшү үчүн негизги ролду ойнойт. Жөнөкөй тил менен айтканда, аймактар аралык алыстык жана маданий айырмачылыктан улам ар бир чөлкөмдүн өзүнө таандык кошок кошуу формасы жана обону бар экендиги белгилүү. Буга байланыштуу, кошокторду топтоодо ар бир аймактын географиялык, социалдык-экономикалык абалына тиешелүү, ошондой эле кошокчу аялдар жана кошоктор тууралуу да кыскача маалыматтар берилди. Муну менен катар кошоктордогу салттуу көрүнүштөр жана көркөм сөз каражаттары көрсөтүлүп, алардан мисалдар сунушталган. Жалпысынан бул ишибизде Баткен, Токтогул, Кара-Кулжадан топтолгон кошокторду салттуу эски кошоктор менен салыштырып, анализдөөгө, кыргыз кошоктору менен Түрк элдеринин кошоктору ортосундагы окшоштуктарды жана айырмачылыктарды салыштырууга, байыркы доорлордон азыркы күнгө чейин кошоктордун кандай өзгөргөндүгүн белгилөөгө аракет кылдык. Изилдөө ишибиз үч бөлүктөн турат. Алгач киришүү бөлүгү берилип, жанрдын башка элдердеги үлгүлөрү жана эң байыркы кошоктордон мисалдар көрсөтүлүп, изилдөө ишинин максаты, актуалдуулугу тууралуу маалыматтар айтылды. Биринчи бөлүмдө Түрк дүйнөсүнүн эң эски кошок үлгүлөрүнөн мисалдар сунушталды. Бул жердеги максат кошок кошуу салтынын кечээгиси менен бүгүнкү күнгө чейинки абалын изилдөө. Экинчи бөлүмдө изилдөөгө алынган кошоктордун мисалында азыркы кыргыз кошокторунда кандай өзгөрүүлөр болгондугун аныктоого аракет жасоо менен кошокторго тиешелүү эмгектерге орун берилип, изилденген аймактардын тарыхы, социалдык-экономикалык абалы тууралуу маалыматтар жайгаштырылган. Тагыраагы, бул бөлүмдө профессор доктор Абдылдажан Акматалиевдин жалпы редакциясынын негизинде жазылган“Кошоктор”аттуу китептеги кошоктор, өзүбүз жаздырып келген кошоктор иликтенип, эски кошоктор менен азыркы кошоктордун ортосундагы айырмачылыктар кеңири салыштырылган. Аталган академиялык эмгектин тандалып алынышынын себеби андагы топтолгон кошоктор редакцияланып, белгилүү бир тартипке салынгандыгы менен түшүндүрүлөт. Андыктан, Абдылдажан Акматалиевдин жалпы редакциясынын негизинде жазылган“Кошоктор”аттуу китептеги жети кошок, өзүбүз жаздырып келген ошондой эле сандагы кошок менен салыштырылып, кайталоолорго жол бербөө аракети жасалды. Үчүнчү бөлүмдө болсо кошоктордогу салттуу көрүнүштөр белгиленип жана алардын себептерин да көрсөтүүгө далалат кылынды. Ошондуктан, ар бир бөлүмдүн аягында кыскача түшүндүрмөлөр жазылды. Үчүнчү бөлүм сегиз бөлүктөн турат. Аларда кошокторду түзгөн элементтер белгиленип, кыргыз коомчулугундагы маданий өзгөчөлүктөрдү материалдык-руханий багыттан көрсөтүүгө аракет кылынып, жыйынтыгында кыргыздардын көчмөн турмуштук, жашоо-шартка жакын экендиги байкалды. Бөлүмдүн аягында өзүбүз жаздырып алган кошоктордун адабий багыты изилденип, кошоктордун композициялык түзүлүшү кандай экендиги жана кошокчулар тарабынан кандайча калыптандырылгандыгы, алардагы окшоштуктар жана айырмачылыктар көрсөтүлдү. Изилдөөнүн соңунда байыркы калктар менен Түрк элдеринин эзелтен берки кошок кошуу салтынын окшоштуктарына орун берилип, кыргыз кошокторунун эволюциялык өнүгүшү көрсөтүлдү. Андан соң өзүбүз жаздырып келген 35 кошок текстти кошокчулардын жашаган жерине жараша бөлөк-бөлөк тиркелип, ар бир кошокчунун уруксааты менен кошоктордогу окуялары сунушталды, үндөрү жана тасмалары тартылып алынды. Кошок жанры жаздырып алуу жаатында эң оор жанр экендигине байланыштуу ар кандай маселелерге да тушуктук. Алсак, айрым кошокчулар улгайып калгандыгын жүйө келтирип, кошок айтуудан баш тартышты. Анткени, алар үчүн жакынын жоготкон ошол кайгылуу күндөрдү кайрадан эстөө өтө оор. Айрыкча, диний көз карашта кошок айтууга тыюу салынгандыгын эске алуу менен бизге кошок айтууну каалабагандар да болду. Муну менен катар кээ бир кошокчулардын балдары энелеринин кошок айтуусуна уруксаат бербегендигин да түшүнүү менен кабыл алдык. Андан тышкары, кыргыз кошокторундагы бир канча мифологиялык элементтерди көрсөтүүгө аракет кылдык. Байкаганыбыздай, кыргыз кошокторунда бак-дарактардын көптөгөн түрүнүн аталышы кездешет. Муну“жашоо дарагы”ишеними менен түшүндүрүүгө аракет кылдык. Себеби, байыркы Түрк элдеринде дарак жер менен көктүн ортосундагы бир элчи, ортомчу катары көрсөтүлөт. Ошол эле учурда байыркы Түрк калктарында каза болгон адамдын денеси менен атынын тулкусун дарактын эң бийик бутагына илип, денеден сөөк калганга чейин күтүшкөн. Мындан сырткары, кыргыз кошокторунда жаныбарлардын да аталыштары арбын берилет. Анткени, кыргыздар атты минүү үчүн гана бакпастан, аны уча турган жандык катары да көрүшкөндүгүн“Ат - адамдын канаты”деген макалынан да байкайбыз. Бул жерде байыркы гректердеги пегасус өңдүү аттын адамды алып учкандыгы тууралуу уламыш да эске келет. Алардын катары кыргыз кошокторунда тоо сөз да кеңири колдонулат. Бирок, мында белгилей кетчү жагдай, тоо сөзү метафоралык багытта берилип, кошокчу кошогунда атасын же апасын тоого салыштырып айтат. Тагыраагы, кошокчу маркумдун ким экендигине жараша тиешелүү түрдүү сөздөрдү пайдаланат. Маселен, кызы өлсө эстетикалык сөздөрдү айтып, уулу өлсө атка жана бүркүткө салыштырып сыпаттайт. Фольклор создает материальные и духовные ценности нации, а также культуру этого общества. Несмотря на то, что традиция сетования, которая началась до принятия Ислама и дошла до наших дней, это традиция, которая практикуется веками и которая исчезает с каждым днем. Вот почему мы хотели собрать виды плачей и использовали методы наблюдения и интервью во время поиска плачей. Плачущий тип изображает словами боль, горе, гнев и некоторые неописуемые эмоции. Плач - это жанр, в котором говорят в разгар ситуации, поэтому структуру плача не следует ограничивать только словами. Помимо мелодий, крики, вопли, беспорядки раскрываются с помощью естественных реакций, звуков и жестов. Во время оплакивания, скорбящий до мельчайших подробностей показывает культурную структуру этого общества и даже регион, где он был сожжен. Плач следует оценивать не только словами, но и мелодиями, отношением присутствующих и жестами скорбящих. Кыргызские плачи имеют четкую и стереотипную структуру. Кроме того, кыргызские причитания рассказывают не о самой смерти, а о времени до и после смерти. Данное исследование рассматривает прошлое и настоящее плача и скорби в Баткенской, Токтогульской и Кара-Кульджинской областях. Цель данной диссертации - сравнить настоящее и прошлое плача, который является первым наследием устного искусства в глобализирующемся мире. Очевиден тот факт, что плач- не только песня, но и древний литературный источник. Мы наблюдаем эту ситуацию в рассказах «Деде Коркут», также как мы видим в эпосе «Манас», который является величайшим произведением кыргызского творчества. По этой причине наше исследование плача направлено на то, чтобы стать мостом между прошлым и будущим, а также выявить общие ценности и сделать выводы о будущем виде плача. В то же время мы попытались объяснить траурную традицию древних народов и тюркского мира, а затем сравнить характеристики кыргызских плачей с примерами. Конечно, когда скорбящие оплакивают, психологическое состояние стенаний, повторов, монологов и диалогов достигается с помощью различных словесных искусств. Необходимо отметить, невербальные инструменты мелодии и ритма важны для сочинения плача(кошок). Проще говоря, из-за расстояний и культурных различий между регионами было определено, что каждый регион имеет свой собственный способ причитания и мелодии. По этой причине при сборе плача была дана информация о географической и социально-экономической структуре каждого региона, а также дана краткая информация о плачах и плакальщицах. В то же время, с помощью мотивов плача, были определены искусства речи и приведены примеры. В целом, в этом исследовании мы попытались проанализировать плач, собранные в Баткене, Токтогуле, Кара-Кульдже, сравнив их с традиционными старинными плачем, рассматривая сходства и различия между кыргызскими и тюркскими плачами и определить, как традиция плача изменилась с древних времен до наших дней. Данное исследование состоит из трех частей. Во-первых, в вводной части приводятся аналоги видов плача в других обществах и примеры древнейших причитаний, также приводится информация о цели и актуальности диссертации. В первой части приведены примеры древнейших примеров плачей тюркского мира. Цель в данной части - изучить изменение традиции оплакивания от прошлого до настоящих дней. Во второй части были рассмотрены сегодняшние кыргызские плачи, и определены какие изменения произошли в причитаниях, были включены исследования причитаний, а также дана информация об истории и социальноэкономическом положении изучаемых регионов. И снова в этой части были сопоставлены примеры плачей из книги «Плач», которая вышла под редакцией профессора доктора Абдылдажана Акматалиева и собранные нами плачи, также определены более подробные различия между старыми и сегодняшними оплакиваниями. Причина, по которой эта научная книга была использована, заключается в том, что плачи, собранные в книге под названием «Плач», были отредактированы и даны в определенном порядке. Во избежание повторений мы сравнили семь плачей собранных нами и семь примеров из книги Абдылдажана Акматалиева. В третьей части были указаны мотивы в плачах и причины этих мотивов. Поэтому в конце каждой главы даются краткие пояснения. Третья часть состоит из восьми частей. В этих восьми разделах культурные характеристики кыргызского общества были выявлены путем определения элементов, составляющих плач, и было отмечено, что кыргызское общество было близко к образу жизни кочевников. В конце главы были рассмотрены литературные аспекты собранных нами плачей и как были сформированы композиции плачей, какие общие черты и различия существуют в этих сочинениях. В заключительной части исследования упоминается общность традиции плача у древних народов и тюркских народов от прошлого до настоящего, а также представляет эволюцию традиции в кыргызских плачах из прошлого в настоящее. В приложении к исследованию 35 собранных нами плачей были даны отдельно по регионам, история каждого плача была написана с разрешения плакальщиц (кошокчу), а также была сделана аудио и видеозапись. Мы также столкнулись с некоторыми трудностями, так как плач - один из самых сложных устных материалов для сбора. Например, скорбящие не хотели исполнять плач из-за своего возраста, потому что им было очень трудно каждый раз вспоминать о смерти своих близких родственников. Кроме того, было много плачей, в которых говорилось, что существуют некоторые религиозные запреты, и они не хотели делиться своими плачами с нами. Кроме того, семьи плакальщиц не хотели, чтобы мы сняли плач их матерей, что было вполне естественно. Кроме того, мы постарались выделить в кыргызских плачах многие мифологические элементы. Анализируя кыргызский плач, мы узнали что, многим деревьям даны названия, и мы пытались объяснить эту ситуацию верой в «axis mundi», то есть «дерево жизни». Потому что в древнетюркских обществах дерево считалось посланником между землей и небом. При этом древние тюркские народы вешали на верхушку дерева тело и лошадь умершего и ждали, пока останутся кости трупа. И снова имена животных часто упоминаются в кыргызских плачах. Для кыргызов лошадь не только верховое животное, но и летающее животное в небе. Лучшим примером этого является пословица «Лошадь - крыло человека». Здесь, как и Пегас в древней Греции означает, что лошадь взяла человека и полетела с ним. Также, слово гора часто упоминается среди природных элементов. Однако здесь необходимо отметить, что когда слово гора используется метафорически, оплакивающий сравнивается со своим отцом или матерью. Другими словами, в то время как слово «гора» изображал отца и мать, другие использовали разные слова, сравнивая мальчика или девочку. Например, используя более эстетичные слова для обозначения девочки, мальчика обычно сравнивают с лошадью или орлом.

Benzer Tezler

  1. Günümüz Kırgız toplumunda doğum-ölüm geleneği ve bunun tarihi izleri (Narın bölgesi örneği)

    Rituals and customs associated with birth and death in the Kyrgyz society current and history of appearance (By the example naryn region)

    ALİ ÜNAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    TarihKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLHAN ŞAHİN

  2. Finansal refah ve yerli ürün satın alımlarına etkisi: Bişkek'te bir araştırma

    Финансылык жыргалчылык жана анын жергиликтүү продукцияларды сатып алууга тийгизген таасири: бишкек шаарында изилдөө

    KANIKEY KASIMBEKOVA

    Yüksek Lisans

    Kırgızca

    Kırgızca

    2021

    İşletmeKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AZAMAT MAKSÜDÜNOV

  3. Kırgız ailesinde kadının rolü ve statüsü

    Кыргыз үй-бүлөсүндө аялдын ролу жана статусу

    GÜLSARA MANASOVA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    SosyolojiKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. CEVAP ÖZYURT

  4. Кыргызстандагы гидроэнергетика тармагын өнүктүрүү проблемалары

    Kırgızistan'daki hidroenerji sektörünün gelişme problemleri

    NURCAN ŞABİYEVA

    Yüksek Lisans

    Kırgızca

    Kırgızca

    2013

    EkonomiKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. CUSUP PİRİMBAYEV

  5. Hedef maliyetleme sistemi ve Kırgızistan'daki konaklama işletmelerinde bir uygulama

    Максаттуу өздук нарк системасы жана кыргызстандагы мейманкана иштетүүдө салым кошуу бир колдонуу методу

    AYDIN ÇİFTÇİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    İşletmeKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CUSUP PİRİMBAYEV