Geri Dön

İnfantil ezotropyanın klinik özellikleri ve cerrahi başarıyı etkileyen faktörler

Clinical characteristics of infantile ezotropya and the factors affecting surgical success

  1. Tez No: 662199
  2. Yazar: ELİF YUSUFOĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AYŞE BURCU, UZMAN FATMAGÜL YILMAZ ÇINAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göz Hastalıkları, Eye Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 80

Özet

AMAÇ: İnfantil ezotropyanın klinik özelliklerini, seyrini ve cerrahi başarı üzerine etkili olan faktörleri değerlendirmek. GEREÇ VE YÖNTEM: Sağlık Bakanlığı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2.Göz Kliniği şaşılık bölümünde, Ocak 1994 ile Aralık 2010 tarihleri arasında infantil ezotropya nedeniyle takip ve tedavisi yapılan 188 olgunun dosyası retrospektif olarak incelendi. Olguların cinsiyeti, ilk muayene ve cerrahi yaşı, görme keskinliği, göz hareketleri, ambliyopi varlığı, refraksiyon kusuru, binoküler görme ve stereopsis düzeyi, uygulanan cerrahi işlem, preoperatif ve postoperatif kayma miktarı kaydedildi. Cerrahi başarı üzerine etkili faktörler ve geriletme miktarı ile konverjans yetmezliği arasındaki ilişki değerlendirildi. Postoperatif 10 prizm dioptri (PD) altında kayması olanlar cerrahi olarak başarılı kabul edildi. BULGULAR: Yüzdört (%55,3) kadın, 84 (%44,7) erkek olgunun kliniğimize başvuru yaş ortalaması 54,9±56,8 (5-276) ay, cerrahi uygulanma yaş ortalaması ise 60,7±54,8 (7-252) ay idi. Ortalama preoperatif kayma miktarı 45±12,8 (20-85) PD idi. Preoperatif 74 (%39,4) olguda ambliyopi, 29 (%15,4) olguda nistagmus, 109 (%58,0) olguda alt oblik hiperfonksiyonu, 24 (%12,8) olguda dissosiye vertikal deviasyon saptandı. Cinsiyet (p=0,673), cerrahi yaş (p=0,449), refraksiyon kusuru (p=0,443), uygulanan cerrahi prosedür (p=0,224) ve preoperatif anormal füzyon varlığının (p=0,182) cerrahi başarıyı etkilemediği, preoperatif yüksek kayma miktarı (p=0,016) ve ambliyopi varlığının (p=0,005) ise cerrahi başarıyı olumsuz yönde etkilediği tespit edildi. Preoperatif hiçbir hastada stereopsis saptanmazken, postoperatif 4 hastada stereopsis geliştiği gözlendi. Bilateral arttırılmış iç rektus geriletmesinin ise postoperatif konverjans yetmezliğinde artışa neden olmadan (p=0,528) yüksek açılı kaymalarda etkin ve güvenilir bir yöntem olduğu görüldü. SONUÇLAR: İnfantil ezotropya ilk 6 ayda ortaya çıkan, motor ve duyusal gelişimi olumsuz yönde etkileyen bir şaşılık türüdür. Binoküler görme ve stereopsiste ise en hızlı gelişim bu kritik dönemde olmaktadır. Bu nedenle iyi bir duyusal sonuç elde etmek için, kayma açısı stabil ise, belirgin bir hipermetropi ve ambliyopi yoksa mümkün olan en erken dönemde cerrahi yapılması önerilmektedir. Bizim çalışmamızda da duyusal başarı sonuçlarının düşük olmasının ileri cerrahi yaşından kaynaklandığı ve erken cerrahi ile bu oranların artabileceği düşünüldü. Ambliyop hastalarda rezidu ezotropya ve ardıl ekzotropyanın daha sık görülmesi de, cerrahi öncesi ambliyopinin tedavi edilmesinin doğru bir yaklaşım olacağını göstermektedir. Preoperatif kayma açısı yüksek olanlarda ise rezidu ezotropyanın daha sık tespit edilmesi, bu olgularda birden fazla cerrahiye ihtiyacımız olabileceğini öngördürebilir. Kayma açısı yüksek olanlarda arttırılmış bilateral iç rektus geriletmesinin konverjans yetmezliğine sebep olmadığı tespit edildi ve 3-4 kas cerrahisine tercih edilebileceği düşünüldü. Ayrıca infantil ezotropyada alt oblik hiperfonksiyonu, dissosiye vertikal deviasyon gibi patolojiler sıklıkla eşlik ettiği ve cerrahi sonrası geç dönemde ortaya çıkabileceği için bu olgular uzun süre takip edilmesi gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

PURPOSE: The aim of this study was to evaluate clinical characteristics, prognosis and factors affecting surgical success. MATERIALS AND METHODS: Medical records of 188 patients treated and followed between January 1994 and December 2010 were evaluated retrospectively. The outcome measures were gender, age at first examination and at operation, visual acuities, ocular movements, presence of amblyopia and fusion, refractive errors, binocular vision and stereopsis levels, preoperative and postoperative deviation angles, success rates, the effect of surgical procedure on success, association between recession and convergence insufficiency. Deviation less than 10 PD was accepted as success. RESULTS: The mean age at the first examination and at the surgery in 104 (55.3%) female and 84 (44.7%) male patients were 54.9±56.8 (5-276) months and 60.7±54.8 (7-252) months respectively. The mean preoperative deviation angle was 45.0±12.8 (20.0-85.0) PD. Preoperatively, 74 (39.4%) patients had amblyopia, 29 (15.4%) patients had nystagmus, 109 (58.0%) patients had inferior oblique hyperfunction, 24 (12.8%) patients had dissociated vertical deviation. Success was not associated with gender (p=0.673), the surgical age (p=0.449), the refractive error (p=0.443), the type of surgical procedure (p=0.224) or the presence of fusion (p=0.182). High preoperative deviation angle (p=0.016) and amblyopia (p=0.005) was negatively associated with surgical success. Stereopsis was not present in any patient preoperatively. However stereopsis developed in four cases postoperatively. Large bilateral medial rectus recession appeared to be an effective and safe method without causing convergence insufficiency (p=0.528). CONCLUSION: Infantile esotropia is a type of strabismus that appears at 6 months of age and negatively affects motor and sensorial development. The fastest development of binocular vision and stereopsis occurs during this critical period. In order to obtain a good visual result, it is recommended to perform corrective surgery as early as possible when the deviation angle is stable, and hypermetropia and amblyopia are absent. We related the low visual results of our study with the higher surgical age and we concluded that this rate can be increased with earlier surgery. The higher incidence of residual esotropia and consecutive exotropia in amblyopic patients indicates that preoperative amblyopia treatment is a correct approach. The higher incidence of residual esotropia in patients with large angle deviation indicates that further surgeries might be required in those patients. Increased medial rectus recession in patients with high deviation angles did not cause convergence insufficiency and might be preferred to 3-4 muscle surgeries. Additionally, since pathologies like inferior oblique hyperfunction and dissociated vertical deviation can accompany infantile esotropia these patients must be followed-up for long periods of time.

Benzer Tezler

  1. İnfantil ezotropyalı olgularımızda cerrahi sonuçlarımız

    Results of surgery for infantile esotropia

    RAMAZAN BİRGÜL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Göz HastalıklarıTrakya Üniversitesi

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VUSLAT GÜRLÜ

  2. İnfantil Ezotropyalı olgularda Cerrahi Tedavi Sonrası Binoküler Fonksiyonların Gelişiminin Değerlendirilmesi

    The evaluation of the development of binocular functions in infantile esotropia after surgical treatment

    CEREN GÜREZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Göz HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ULVİYE YİĞİT

  3. Ezotropyalı hastalarda Faden ameliyatının uzun dönem sonuçları

    Long-term results of Faden operation in esotropia

    BERNA BAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Göz HastalıklarıTrakya Üniversitesi

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. NAZAN ERDA

  4. İnfantil ezotropyada tedavi

    Treatment in infantile esotropia

    ÇAĞRI MUTAF

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Göz HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN ASLI İNAL

    UZMAN OSMAN BULUT OCAK