Geri Dön

Alerjik rinit semptomlarının spesifik alerjenler ve alerjene maruziyet süresi ile ilişkisi

Relationship between symptoms of allergic rhinitis and their severity with specific allergens and duration of allergic rhinitis

  1. Tez No: 664110
  2. Yazar: FATMA CEYDA AKIN ÖÇAL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MÜGE ÖZCAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 87

Özet

Alerjik rinit dünya nüfusunun yaklaşık % 10-25'ini etkileyen ve nazal mukozanın alerjene maruz kalması sonucu oluşan Ig E orjinli inflamasyonun sebep olduğu semptomatik, yaşam kalitesini düşüren, üretkenliği etkileyen, aktiviteyi kısıtlayan, sinüzit, otit, nazal polip ve astım gelişimine zemin hazırlayan bir hastalıktır. Bu çalışma Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB-Alerji Ünitesi'ne alerjik şikayetlerle başvuran ve yapılan değerlendirmeler, muayeneler ve prick testi veya serum spesifik Ig E bakılması sonucu alerjik rinit tanısı konulan hastalara doldurtulan KBB-Alerji Ünitesi hasta izlem formunun retrospektif dosya taraması sonucunda yapılmıştır. Bu çalışmanın esas amacı alerjene maruz kalma süresi arttıkça semptomlarda oluşan değişiklikleri tespit etmek ve spesifik alerjenlerin spesifik semptomlara neden olup olmadığını araştırmaktır. Bu konuyla ilgili literatürde herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışmaya 14-58 yaş arası, 161 kadın 74 erkek, yaş ortalaması 28.48 ± 9.23 olan 235 hasta dahil edilmiştir. Alerjeninin mevsimsel ya da perennial oluşu ile semptom sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Ağaç alerjisinde burun akıntısı ve geniz akıntısına istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha az sık rastlanmıştır (sırası ile p=0.004 ve 0.036). Ot alerjisinde gözde kaşıntı sulanmanın istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha sık olduğu görülmüştür (p=0.001). Yabani ot alerjisinde ise gözde kızarıklık ve öksürüğe istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha az sıklıkta rastlanmıştır (sırası ile p=0.039 ve 0.054). Mantar alerjisinde böyle bir ilişki saptanmamış olup, epitel-tüy alerjisinde burun akıntısına anlamlı düzeyde daha sık rastlanmıştır (p=0.029). Ev tozu-akar alerjisinde hapşırma ve gözde kaşıntı/sulanmaya daha az sıklıkta, koku bozukluğuna ise daha sık rastlandığı ve bunların da istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür (sırası ile p=0.043, 0.05). Ot alerjisinde maruziyet süresi arttığında koku bozukluğu ve gözde kızarıklığın istatistiksel olarak anlamlı düzeyde arttığı bulunmuştur (sırasıyla p=0.029 ve 0.020). Yabani ot alerjisinde maruziyet süresi arttığında hapşırma ve gözde kızarıklığın istatistiksel olarak anlamlı düzeyde arttığı görülmüştür (sırasıyla p=0.001 ve 0.009). Mantar alerjisinde maruziyet yılındaki artma nefes darlığının görülme sıklığında istatistiksel olarak anlamlı bir artış yapmıştır (p=0.045). Sonuç olarak yaptığımız çalışmanın başka çalışmalarla da desteklenmesi durumunda alerjik rinit tedavisinde alerjene yönelik spesifik semptomatik tedaviler yapılabileceğini ve hastaların yaşam kalitesinde olumlu değişikliklere neden olunabileceğini düşünüyoruz.

Özet (Çeviri)

Allergic rhinitis (AR) is a common disease affecting nearly 10-25% of the world population. It is triggered by exposure of the nasal mucosa to allergens, leading to IgE induced inflammation. It has a negative effect on the quality of life, reduces the productivity, limits active life and triggers the development of sinusitis, otitis and asthma. This trial was conducted by retrospective screening of the files of the patients who presented to Ankara Numune Training and Research Hospital ENT-Allergy Unit with allergic symptoms and diagnosed as AR through history, physical examination, and the prick test or by serum specific IgE results. The main objective of this trial was to determine whether specific allergens induced specific and/or more severe symptoms or not, and whether symptoms and the severity of the symptoms change in parallel to the increase in the duration of AR or not. There is no study on this subject in the literature. The data of a total of 235 patients, 161 women and 74 men with the age range of 14-58 years, and a mean age of 28.48 ± 9.23 years were included in the study. There was no statistically significant relationship between the seasonal or perennial nature of the allergen and the frequency of symptoms (p> 0.05). Nasal discharge and postnasal drip were significantly less common in tree allergies (p=0.004 and 0.036, respectively). Itching/watering of the eyes were found to be significantly more common in grass allergy (p=0.001). Eye hyperemia and cough were statistically significantly less common in weed allergies (p=0.039 and 0.054, respectively). No such relationship was found in fungal allergy. Nasal discharge was observed to be significantly less common in animal epithelium-hair allergies (p=0.029). Sneezing and itching/watering of the eyes were less common in house dust-mite allergies, while hyposmia was more common; the correlations were found to be statistically significant (p=0.043, 0.05). A statistically significant difference was found between the frequency of hyposmia and redness in the eyes and the duration of AR due to grass allergy (p=0.029 and 0.020, respectively). In weed allergy, it was observed that sneezing and redness in the eyes were significantly increased when the exposure time increased (p = 0.001 and 0.009, respectively). In fungal allergy, the increase in exposure years led to a statistically significant increase in the incidence of dyspnea (p = 0.045). In conclusion, if our study is supported by other studies, we suggest that specific symptomatic treatments directed against the allergen(s) may be an option in AR and will yield positive outcomes in terms of the better control of the symptoms and hence the patients' quality of lives.

Benzer Tezler

  1. Alerjik rinit ve/veya astım tanıları ile başvurup solunumsal alerjenlere karşı deri prik testi yapılan hastaların değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    ÜLKÜ BENAN SEVİM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıZonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUTLU YÜKSEK

  2. Alerjen spesifik immünoterapi: klinik etkinliği ve yaşam kalitesi üzerine olan etkileri

    Allergen spesific immunotherapy: clinical efficacy and effects on quality of life

    ATİKE PINAR ERDOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Allerji ve İmmünolojiEge Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYTÜL Z. SİN

  3. Mevsimsel allerjik rinitli çocuklarda egzersiz ile tetiklenen nazal obstrüksiyonun değerlendirilmesi

    Evaluation of exercise induced nasal obstruction in children with seasonal allergic rhinitis

    BARIŞ URHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Allerji ve İmmünolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. A.KADİR KOÇAK

  4. İnek sütü alerjisinin doğal seyri

    Natural progress of cow's milk allergy

    SÜLEYMAN NAZOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLBİN BİNGÖL KARAKOÇ

  5. Alerjik rinitli hastaların nazal steroid ve antihistaminik kombinasyonu ile tedavisini takiben ses kalitelerindeki değişikliğin sübjektif ve objektif olarak değerlendirilmesi.

    Subjective and objective evaluation of changes in voice quality following treatment with nasal steroids and antihistamines in patients with allergic rhinitis.

    CEKİ PALTURA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Kulak Burun ve BoğazSağlık Bakanlığı

    Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖMER NECATİ DEVELİOĞLU

    PROF. DR. MEHMET KÜLEKÇİ