A normative mission for the European Union? Application of human rights clauses under the Cotonou Partnership Agreement for the Fiji Islands and Nigeria
Avrupa Birliği için normatif bir misyon mu? Fiji Adaları ve Nijerya için Cotonou Ortaklık Anlaşması kapsamındaki insan hakları hükümlerinin uygulanması
- Tez No: 672676
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SEVİLAY ZEHRA AKSOY
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Cotonou İşbirliği Anlaşması, İnsan Hakları Hükümleri, Politik Koşulluluk, Norm, Nijerya, Fiji Adaları, The European Union, Cotonou Partnership Agreement, Human Rights Clauses, Political Conditionality, Norm, Nigeria and the Fiji Islands
- Yıl: 2021
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 174
Özet
İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası politik atmosfer, dönemin Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun ne tür bir güç olduğu sorusunu tartışmaya açmıştır. Sürekli evrilen Avrupa Topluluğu'nu akademik olarak tanımlama çabaları özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde daha da yoğunlaşmıştır. Soğuk Savaş sonrası dönemde Uluslararası İlişkiler ve özellikle Avrupa Çalışmaları literatüründe önem kazanan“Normatif Güç Avrupa”fikri aslında İkinci Dünya Savaşı sonrasında şekillenen Sivil Güç Avrupa ve benzeri anlayışların bir ürünüdür. Bu fikrin öncüsü olan Ian Manners, Avrupa Birliği'ni evrensel norm ve değerleri dış ilişkilerinde yayabilme yetisine sahip olan farklı tür bir güç olarak tanımlama yoluna gitmiştir. Bu düşüncesini Avrupa Birliği'nin kendine özgü özelliklerine ve norm yayma tekniklerine odaklanarak ortaya koymuştur. Günümüzde“Normatif Güç Avrupa”birçok çalışmada kullanılan teorik bir çerçeveye dönüşmüştür. Avrupa Birliği'nin normatif güç olma rolünü benimsemesiyle politik koşulluluk politikası daha çok önem kazanmıştır. Avrupa Birliği hem havuç hem de sopa kullanarak üçüncü ülkelere insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetişim gibi ana normları yayma politikasını benimsemiştir. Soğuk Savaş sonrası dönemde daha yaygın uygulanan bu politika, Avrupa Birliği'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı ticaret ve işbirliği anlaşmalarında artarak yer bulmuştur. Bu bağlamda, bu çalışmanın ilk kısmında“Normatif Güç Avrupa”anlayışının gelişimi ve bu fikre yöneltilen eleştiriler açıklanmıştır. İkinci kısımda, politik koşulluluk politikası ile şekillenen normatif bir misyon olarak görülebilecek İnsan Hakları Hükümlerinin tarihsel ve hukuksal gelişimi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla en kapsamlı İnsan Hakları Hükümlerini barındıran Cotonou İşbirliği Anlaşmasına odaklanılmıştır. Tezin son kısımda ise, İnsan Hakları Hükümlerinin Cotonou İşbirliği Anlaşması kapsamında üçüncü ülkelere nasıl ve neden farklı uygulanabildiği Fiji Adaları ve Nijerya vaka çalışmaları üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Analiz, söz konusu farklı uygulamaları açıklamaya ilişkin olarak, sosyal inşacı kampın Avrupa Normatif Güç yaklaşımına yönelik eleştirilerine dayanarak iki argümanı savunmaktadır. İlk olarak, AB'yi normatif bir güç olarak tanımlamanın mümkün olmadığını, çünkü mevcut Normatif Güç Avrupa kriterlerinin, AB'nin dış politikasını uygularken benimsediği bakış açısını açıklamakta yeterli olmadığını savunmaktadır. İkincisi, AB normatif temelli politikasını tutarlı bir şekilde uygulayabilse bile, AB'nin normatif gücü, üçüncü ülkenin AB'yi ne derece normatif bir güç olarak kabul ettiğiyle bağlantılıdır. AB'nin normatif gücü ve normatif-temelli politikasının etkisi, üçüncü ülkede yarattığı siyasi değişimle değerlendirilebilir.
Özet (Çeviri)
The international political atmosphere in the post-Second World War period opened to debate what kind of power and actor the then European Economic Community was. Academic efforts to understand the nature of and, thus, define the constantly evolving European Community have intensified especially in the post-Cold War period. The idea of“Normative Power Europe”, which gained importance in the literature of International Relations and especially European Studies in the post-Cold War period, is actually a product of the Civil Power Europe and similar understandings that took shape after the Second World War. Ian Manners, the founder of the idea, sought to define the European Union as a different kind of power capable of spreading universal norms and values in its foreign relations. He put forward this idea by focusing on the unique characteristics of the European Union and norm diffusion methods. Today,“Normative Power Europe”has turned into a theoretical framework that is used in many studies. Political conditionality policy has gained more importance with the self- adoption by the European Union of the role of normative power. The European Union has embraced the policy of spreading key norms such as human rights, democracy, rule of law and good governance to third countries, using both carrots and sticks. This policy, which became more common in the post-Cold War period, has increasingly become part of the trade and cooperation agreements that the European Union signed with third countries. In this vein, in the first part of this study, the development of“Normative Power Europe”understanding and the criticisms directed to it are explained. In the second part, the historical and legal development of the Human Rights Clauses, which can be seen as a normative mission shaped by the policy of political conditionality, is examined. To this end, the focus has been on the Cotonou Partnership Agreement, which contains the most comprehensive Human Rights Clauses. The last part of the thesis seeks to explain how and why the Human Rights Clauses within the scope of the Cotonou Partnership Agreement might be applied differently to third countries with regard to the cases of the Fiji Islands and Nigeria. With a view to explaining such different applications, the analysis defends two arguments, drawing on the criticisms of the social constructivist camp towards the Normative Power Europe approach. Firstly, it defends that it is not possible to define the EU as a normative power because the existing Normative Power Europe criteria are not sufficient to explain the perspective the EU adopts while implementing its foreign policy. Secondly, even if the EU can manage to consistently implement its normative- based policy, the EU's normative power is linked to the extent to which the third country recognizes the EU as such. The EU's normative power and the impact of its normative-based policy can be assessed by the political change it creates in the third country.
Benzer Tezler
- Türkiye'de tarihsel çevrenin korunmasına ve turizme UNESCO dünya mirası kriterlerinin etkileri ve katkıları
Effects and contributions of UNESCO world heritage criteria to the protection of the historical environment and tourism in turkey
İRFAN ÖNAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
ArkeolojiAnkara ÜniversitesiSosyal Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SERDAR HAKAN ÖZTANER
- Trumpizm'in Türk ekonomisine etkisi ve disentegrasyon teorisi
The effect of Trumpism on the Turkish economy and the theory of disentegration
AYŞENUR DURAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
EkonomiAydın Adnan Menderes ÜniversitesiEkonomi Finans Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET CAN BAKKALCI
- Soğuk savaş sonrası yeni Avrupa güvenliği ve NATO'nun transformasyonu
Başlık çevirisi yok
CEM OĞULTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Uluslararası İlişkilerGebze Yüksek Teknoloji EnstitüsüStrateji Bilimi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. MESUT HAKKI CAŞIN
- Bertrandon de la Broquıère seyahatnamesinde Osmanlı ülkesi, 'Türkomanya' ve Türkler: Burgonya haçlı zihniyeti perspektifinden bir ülke etüdü
The Ottoman country, Turkomania and the Turks in Bertrandon de la Broquière's travel narrative: A cross country study from the lens of the burgundian crusader mentality
TEKMİLE PEKTAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Tarihİstanbul Sabahattin Zaim ÜniversitesiTarih ve Medeniyet Araştırmaları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HİLMİ KAÇAR