Doğu-Batı arasında Türk sineması: Ayşe Şasa'da mahalli gelenek
Turkish cinema between East and West: Local tradition in Ayşe Şasa
- Tez No: 674492
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ YUSUF ZİYA GÖKÇEK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Performing and Visual Arts
- Anahtar Kelimeler: Doğu, Batı, Yeşilçam, Mahalli Gelenek, Trajik Anlatım, Epik Anlatım, East, West, Yeşilçam, Local Tradition, Tragic Narrative, Epic Narrative
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Sinema Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
Her anlatı, içerisinden çıkmış olduğu özgün kültür dairesinin karakteristik niteliklerini bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde belirli bir ölçüde yansıtmaktadır. Bu bağlamda, 19. yy.'da yeni bir anlatım tekniği olarak ortaya çıkan sinema sanatı için de benzeri bir yargının geçerli olduğunu ve her toplumun kendi toplumsal kültüründen hareketle kendisine has bir sinemasal anlatım dili ve tekniği geliştirebileceğini söylemek mümkündür. Ne var ki, Doğu ile Batı arasında müphem bir konumda konumlanan Yeşilçam için farklı bir durum söz konusudur. Ayşe Şasa, Yeşilçam'ı, Doğu ile Batı arasındaki bir dizi çatışma ve gerilimin kültürel plandaki neticesi olarak değerlendirmektedir. Nitekim Yeşilçam, bir yandan Batı'nın güdümü altında Avrupa ve Amerika'dan bazı sinemasal hazır kalıplar devşirmekte; diğer yandan ise Doğu'nun gizil gelenek ve göreneklerinden zuhur eden mahalli geleneğini derin ve örtük bir potansiyel halinde içerisinde barındırmaktadır. Bu anlamda Yeşilçam, melez bir sinema hüviyetine bürünmektedir. Zira, dünya hayatını çatışma temelinde değil, ilahi bir uyum ve düzen temelinde yorumlayan mahalli gelenek, bir yandan kendisini gerçekleştirme imkânı bulamazken, diğer yandan Batı'nın trajedi temelli klasik dramatik anlatım kalıplarının Yeşilçam'da içselleştirilmesini ve özümsenmesini de olanaksız kılmaktadır. Şasa'nın,“bilinçli sanatsal dönüşümlere hedef olmaktan ziyade gizil bir potansiyel olarak muhafaza edildiğini”ileri sürdüğü mahalli geleneğin özgün nitelikleri“gerçekten çok temsile dayalı anlatım”,“müzikteki tek seslilik ilkesine benzer bir şekilde, çatışmadan ziyade uyuma dayalı mahalli kompozisyon anlayışı”ve“öyküleme tekniği itibariyle, trajikten çok epiğe dayalı ilkeler”olmak üzere üç madde halinde listelenmektedir. Bu çalışmada, esas itibariyle, söz konusu bu niteliklerin Yeşilçam'daki özgün yansımaları ele alınmaktadır.
Özet (Çeviri)
Each narrative, consciously or unconsciously reflects the characteristic features of the original culture from which it emerged. In this context, it is possible to say that a similar judgement is valid for the art of cinema, which emerged as a new expression technique in the 19th century. As a matter of a fact, each society will be able to develop a unique cinematic language and technique based on its own social culture. However, there is a different situation for Yeşilçam, which is located in an ambiguous position between East and West. Ayşe Şasa considers Yeşilçam as the cultural outcome of a series of tensions and conflicts between East and West. Because Yeşilçam, on the one hand, collects some cinematic ready-made molds from Europe and America under the control of the Westernization; on the other hand, contains the local tradition emerging from the hidden traditions and customs of the East as a deep and implicit potential. In this sense, Yeşilçam takes on the identity of a hybrid cinema. Because, the local tradition, which interprets the world life on the basis of divine harmony and order, on the one hand, cannot find the opportunity to realize itself; on the other hand, makes it impossible to internalize and assimilate the tragedy-based classical dramatic narrative patterns of the West in Yeşilçam. Şasa argues that the local tradition is preserved as a latent potential rather than being the target of conscious artistic transformations. The original features of the local tradition are listed as three bases which are“expression based on representation rather than imitation”,“local composition based on harmony rather than conflict, similar to monophonic principle in music”and“principles based on epic rather than tragic in terms of narrative technique”. In this study, the original reflections of these three bases in Yeşilçam are mainly discussed.
Benzer Tezler
- Türk sinemasında ana konusu erkek eşcinselliği olan filmlerde eşcinselliğin temsili
Presentation of homosexualizm in Turkish cinema in the male homosexuality themed films
AYŞE ŞEBNEM YOLCU
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Sahne ve Görüntü SanatlarıFırat Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA YAĞBASAN
- Türk güldürü sinemasında eleştirel bakış: Yavuz Turgul sineması
Critical view in Turkish comedy movies: Yavuz Turgul's cinema
MURAT ÜNAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Radyo-TelevizyonEge ÜniversitesiRadyo Televizyon Ana Bilim Dalı
PROF.DR. ZAFER ÖZDEN
- Türkiye'de sinema-resim ilişkisi (1950-1960)
The relationship between cinema and paintings in Turkey (1950-1960)
MEHMET FATİH ALTUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Güzel SanatlarHacettepe ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SUAT ALP
- Türk sinemasında Suriye sorunu ve Suriyeli mülteciler
Syrian refugees and Syrian issue in Turkish cinema
TALİP GÜLTEKİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Sahne ve Görüntü SanatlarıBatman ÜniversitesiSinema Televizyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET IŞIK
- Delayed for forty years: The journey of anayurt oteli from Turkish into English
Kırk yıllık gecikme: Anayurt Oteli'nin Türkçeden İngilizceye serüveni
YAĞMUR TELAFERLİ KALAYCIOĞLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Mütercim-TercümanlıkBoğaziçi ÜniversitesiÇeviribilim Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AYŞENAZ KOŞ