Geri Dön

Arşivimizdeki deri punch biyopsi materyallerinde histopatolojik inceleme sonuçları ve direkt immünfloresan bulgularının 10 yıllık retrospektif analizi

10 year retrospective analysis of histopathological examination results and direct immunofluorescence findings on skin punch biopsy materials in our archives

  1. Tez No: 678024
  2. Yazar: GÖZDE KURTULUŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÇİĞDEM TOKYOL, DR. ÖĞR. ÜYESİ SEÇİL SOYLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 139

Özet

Deri hastalıkları Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı sınıflamaya göre en sık görülen ilk beş hastalık içerisindedir. Deri biyopsisi, dermatolojide tanı amacı ile en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Bunun yanında patolojik incelemede doğru teşhis için klinisyen tarafından verilecek olan ön tanılar ve klinik bilgi klinikopatolojik korelasyon açısından önem taşımaktadır. Deri hastalıklarının klinik görünümündeki heterojenlik, histopatolojik incelemeyi kesin tanı ve klinikopatolojik korelasyon için altın standart bir teknik haline getirmektedir. Direkt immünfloresan (DİF) tetkiki ise çeşitli dermatolojik bozuklukların tanısında klinik ve histopatolojik bulgulara ek olarak kullanılan değerli bir incelemedir. İmmünoreaktanların birikiminin yeri ve paterni çeşitli immün aracılı hastalıkların sınıflandırılmasına yardımcıdır. DİF tetkiki klinik ve histopatolojik değerlendirmelere katkı sağlayacak üçüncü ayağı oluşturabilir. Çalışmamızda biyopsi yapılan hastaların demografik özellikleri, lezyon lokalizasyonları, lezyon tipleri ile klinikopatolojik uyumu ve histopatolojik inceleme sonuçları ile DİF bulguları arasındaki uyumu değerlendirilmeyi amaçladık. Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Laboratuvarına, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalından 01.01.2010-30.12.2019 tarihleri arasında gönderilen 2753 vakaya ait deri punch biyopsi materyallerinin arşivimizde bulunan raporları retrospektif olarak incelendi. Bu vakaların içinde ayrıca DİF incelemesi de olan 213 vakanın DİF bulguları da retrospektif olarak tanımlandı. Elde edilen verilerle klinikopatolojik uyum ve histopatolojik inceleme sonuçları ile DİF bulguları arasındaki uyum değerlendirildi. Elde edilen veriler tanımlayıcı istatistikler ile değerlendirildi. Klinikopatolojik uyum ve DİF uyumu gösteren ve göstermeyen gruplar arasında yaş, cinsiyet, biyopsi yeri ve hastalık grupları açısından istatistiksel karşılaştırma yapıldı. Elde edilen sonuçların istatistiksel değerlendirmesi ve analizi için SPSS v20 programı kullanıldı. Klinikopatolojik korelasyon %70,9 oranında saptandı. Cinsiyetin, yaşın, biyopsi alınma bölgesinin klinikopatolojik korelasyon üzerine etkisi olmadığı görüldü. Hastalık gruplarından psöriasiform ve püstüler dermatitler ile likenoid ve interfaz dermatitlerde klinikopatolojik uyumun anlamlı derecede yüksek olduğu izlendi. Cinsiyetin birinci ön tanı korelasyonu üzerine de etkisi olmadığı fakat alt ekstremiteden alınan biyopsilerde ve 50 yaş ve üzeri yaşlı kişilerde birinci ön tanı uyumunun anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı. Bunun yanı sıra hastalık gruplarından psöriasiform ve püstüler dermatitler, vasküler tümörler ve vasküler hastalıkların birinci ön tanı uyumunun anlamlı derecede yüksek olduğu görüldü. Histopatolojik tanı ile uyumlu DİF paterni gösteren hastaların oranı %79,8 ve DİF duyarlılığı %95 oranında saptandı. DİF yapılan vakalarda cinsiyet ve yaşın DİF uyumu üzerine etkisi olmadığı izlenirken baş ve boyun bölgesinden alınan biyopsilerin DİF uyumunun anlamlı oranda daha düşük olduğu görüldü. Bununla birlikte hastalık gruplarından vezikülobüllöz hastalıklar ve vaskülitlerin DİF uyumunun genel DİF uyumuna yakın olduğu izlendi. Elde ettiğimiz bulgular literatürdeki verileri genişletecek ve dermatologların biyopsi talebinden en çok fayda görecek hastaları belirleyebilmesi konusuna ışık tutacak niteliktedir. Klinikopatolojik uyumu ve histopatolojik tanı ile DİF uyumunu etkileyebilecek faktörleri aydınlatmak için geniş ölçekli daha fazla çalışmaya gereksinim vardır.

Özet (Çeviri)

Skin diseases are among the top five most common diseases according to the classification made by the World Health Organization. Skin biopsy is one of the most commonly used diagnostic methods in dermatology. In addition, the pre-diagnoses and clinical information to be given by the clinician for the correct diagnosis in pathological examination are important in terms of clinicopathological correlation. The heterogeneity in the clinical presentation of skin diseases makes histopathological examination a gold standard technique for definitive diagnosis and clinicopathological correlation. Direct immunofluorescence (DIF) examination is a valuable examination used in addition to clinical and histopathological findings in the diagnosis of various dermatological disorders. The location and pattern of accumulation of immunoreactants helps to classify various immune-mediated diseases. DIF examination may constitute the third pillar that will contribute to clinical and histopathological evaluations. In our study, we aimed to evaluate the demographic characteristics, lesion localizations, lesion types and clinicopathological compatibility, and the compatibility between histopathological examination results and DIF findings. The reports of the skin punch biopsy materials of 2753 cases sent to the Medical Pathology Laboratory of Afyonkarahisar University of Health Sciences Faculty of Medicine, Department of Dermatology and Venereal Diseases between 01.01.2010-30.12.2019 were retrospectively analyzed. Among these cases, DIF findings of 213 cases, which also included DIP examination, were also retrospectively described. Clinicopathological compliance with the obtained data and the consistency between histopathological examination results and DIF findings were evaluated. The data obtained were evaluated with descriptive statistics. A statistical comparison was made between the clinicopathological compliance and the groups with and without DIF compliance in terms of age, gender, biopsy location and disease groups. SPSS v20 program was used for the statistical evaluation and analysis of the obtained results. Clinicopathological correlation was found at a rate of %70,9. It was observed that gender, age and biopsy site had no effect on clinicopathological correlation. It was observed that the clinicopathological agreement was significantly higher in psoriasiform and pustular dermatitis and lichenoid and interphase dermatitis. It was found that gender did not have an effect on the correlation of first prediagnosis, but in the biopsies taken from the lower extremities and in the elderly people aged 50 years and over, the consistency of the first prediagnosis was significantly higher. In addition, it was observed that the first pre-diagnosis compliance of the disease groups, psoriasiform and pustular dermatitis, vascular tumors and vascular diseases, was significantly higher. The proportion of patients with DIF pattern consistent with the histopathological diagnosis was %79,8 and DIF sensitivity was %95. While it was observed that gender and age did not have an effect on DIF compliance in DIF cases, it was observed that DIF compliance was significantly lower in biopsies taken from the head and neck region. However, it was observed that DIF compliance of vesiculobullous diseases and vasculitis among the disease groups was close to the general DIF compliance. Our findings will expand the data in the literature and shed light on the issue that dermatologists can identify the patients who will benefit most from the biopsy request. Further large-scale studies are needed to elucidate the factors that may affect clinicopathological compliance and histopathological diagnosis and DIF compliance.

Benzer Tezler

  1. Bazal hücreli karsinomda klinik, histopatolojik ve dermoskopik bulguların histopatolojik alt tip ve invazyon derinliği ile ilişkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationship of clinical, histopathological and dermoscopic findings with histopathological subtype and depth of invasion in basal cell carcinoma

    BERKAY DİRLİKTUTAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DermatolojiGazi Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT ORHAN ÖZTAŞ

  2. Alopesi areata tedavisinde trombositten zengin plazma uygulamasının etkinliğinin retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of the efficiency of platelet rich plasma in the treatment of alopecia areata

    YUSUF KELLECİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    DermatolojiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA AYDIN

  3. Akciğer kanserlerinin klinik ve patolojik yönden özellikleri

    Pathological and clinical features of lung cancers

    MUAMMER BİLGEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1990

    OnkolojiAtatürk Üniversitesi
  4. Yüksek dereceli endometrial stromal sarkom olgularının morfolojik, immünohistokimyasal, moleküler ve klinikopatolojik özelliklerinin değerlendirilmesi

    Morphological, immunohistochemical, molecular and clinicopathological features of high grade endometrial stromal sarcomas

    NAZLI EYLEM ALKANAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PatolojiHacettepe Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALP USUBÜTÜN

  5. Tükrük bezi adenoid kistik karsinomlarında PD-l1 ekspresyonu, moleküler alterasyonların araştırılması ve histopatolojik korelasyonu

    PD-L1 expression, molecular alterations and histopathological correlation in salivary gland adenoid cystic carcinomas

    FARIBA AMINI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PatolojiHacettepe Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YEŞİM GAYE GÜLER TEZEL