Geri Dön

Fazlur Rahman'da din-felsefe ilişkisi

Relationship between religion and philosophy in Fazlur Rahman

  1. Tez No: 680459
  2. Yazar: FEYZA NUR ÇINAR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ALİ KÜRŞAT TURGUT
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Felsefe, Religion, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: İslâm felsefesi, Fazlur Rahman, din, felsefe, te'vîl, Islamic philosophy, Fazlur Rahman, religion, philosophy, interpretation
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 108

Özet

İslâm düşüncesinde içtimâî, kültürel, siyâsî ve dinî alanlardaki mesele ve ihtilafların odak noktalarından biri olan din ve felsefe ya da vahiy ile akıl arasındaki ilişki, her dönemde gündeme gelen ve tartışılan önemli mevzulardan biridir. Bu konuyla alakalı çalışmaların arkaplanı ilk İslâm filozofu Kindî'ye kadar gitmekte olup ondan sonra gelen Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd gibi pek çok filozofa kadar götürülebilir. Söz konusu alana dair yapılan çalışmalar, XX. yüzyıla kadar İslâm düşüncesindeki canlılığını korumuştur. Bu dönemde din-felsefe veya vahiy-akıl arasındaki ilişkiyi çağdaş bir bakış açısıyla değerlendirmeye çalışan düşünürlerden biri de Fazlur Rahman'dır. O, konuya genellikle Müslümanların vahiy algılarıyla ortaya koydukları eylemler çerçevesinde yaklaşmaktadır. Bu yönüyle realist ve pratik bir duruş sergileyen Fazlur Rahman, dini rasyonalist bir perspektifle birlikte değerlendirerek Fârâbî ve İbn Sînâ gibi, İslâm'ın vahiy anlayışını insan nefsinin bilişsel yetkinliğine dayandırır. Ona göre insanın vazifesi, ilahî buyruklar ışığında, yeryüzünde ahlâka dayalı sosyo-politik bir düzen kurmaktır. Vahyin merkezindeki temel misyon da bu emrin gerçekleştirilmesidir. Her türlü İslâmî düşüncenin temelinde Kur'ân, Sünnet, icmâ ve içtihat ilkeleri yer almaktadır. Yani düşünsel aktiviteler, inanç ve aklın, diğer bir deyişle din ve felsefenin bütünlüğüyle ortaya konulmaktadır. Dinin teorik yönü anlamaktan ayrı düşünülemediği gibi; pratik yönü de, aklî melekelere göre bir eylem ortaya koymaktan ayrı düşünülemez. Neticede tüm süreç, aklın işlevini içerir. Tek başına aklı ya da tek başına dini benimseyerek ideal bir hedefe ulaşmak mümkün değildir. Tarihî süreç içerisinde İslâm dünyasının karşı karşıya kaldığı problemlerin ana nedeni, ilâhî mesajın bütüncül bir şekilde anlaşılamamasıdır. Birçok kişi veya fırka mensuplarınca ideolojik amaçlara hizmet eder hale getirilen vahiy öğretisi, zamanla parçalara ayrılarak, vahyin muhataplarını birbirinden uzaklaştırmış ve sonucunda özellikle siyâsî, iktisâdî ve sosyal alanlardaki problemler giderek daha da büyümüştür. Son evrede karşılaşılan manzara ise Müslümanların hâkim olduğu coğrafya birçok anlamda hezimete uğrarken, Batı'nın ilmî keşifler vasıtasıyla otoriteyi devralması olmuştur. Başlangıcında ilmî araştırmalara ve önemli gelişmelere öncülük eden İslâm düşüncesini yeniden canlandırmak ve terakkî göstermek için yapılması gereken şey, gerçekliklerin farkında olarak hür düşünceyi ve ilmî hiçbir veriyi dışlamadan kapsamlı, bütüncül bir Kur'ân ve Sünnet yorumu ortaya koyup çağın problemlerine çare üretmektir. Böylece istenilen ilâhî amaca ulaşmak daha kolay olacaktır.

Özet (Çeviri)

The relationship between religion and philosophy or revelation and reason, which is one of the focal points of issues and disputes in social, cultural, political and religious fields in Islamic thought is one of the important issues that have been brought to the agenda and discussed in every period. The background of the studies on this subject goes back to the first Islamic philosopher Kindi and can be traced back to many philosophers such as Farabi, Ibn Sina and Ibn Rushd. The studies on the point in question, has preserved it's vitality in Islamic thought until the 20th century. In this period, one of the thinkers who tried to evaluate the relationship between religion-philosophy or revelation-reason from a contemporary perspective is Fazlur Rahman. He approaches the subject within the framework of the actions that Muslims generally reveal with their perception of revelation. From this aspect, Fazlur Rahman, who exhibits a realist and practical attitude, evaluates religion together with a rationalist perspective and bases upon the understanding of Islamic revelation on the cognitive perfection of the human soul just like Farabi and Ibn Sina. According to him, the duty of man is to establish a moral-based socio-political regulation on earth, in the light of divine commands. The main mission in the center of revelation is the fulfillment of this regulation. The principles of the Qur'an, Sunnah, consensus and ijtihad are the basis of all kinds of Islamic thought. That is to say, intellectual activities are revealed with the integrity of belief and mind, in other words, religion and philosophy. As the theoretical aspect of religion can not be thought apart from understanding; also its practical aspect can not be separated from putting forward an action according to intellectual faculties. And consequently, the whole process involves the function of the mind. It is impossible to reach an ideal goal by adopting only reason or only religion. The main reason for the problems faced by the Islamic world in the historical process is that the divine message can not be understood in a holistic way. The doctrine of revelation, which was rendered to serving ideological purposes by many people or members of sects, has been diverged the collocutors of the revelation from each other by dividing into pieces over time. As a result, the problems especially in the political, economic and social fields had gradually increased. The scene encountered in the last phase was that while the geography dominated by Muslims was defeated in many aspect, the West took over authority through scientific discoveries. What needs to be done in order to revive and progress in Islamic thought, which leaded scientific researches and important developments in the beginning, is to present a comprehensive and holistic interpretation of the Qur'an and Sunnah without excluding free thought and any scientific data, being aware of the realities, and producing a solution to the problems of the age. Thus, it will be easier to reach the desired divine purpose.

Benzer Tezler

  1. Spinoza ve Fazlur Rahman'da ahlak felsefesi

    The problem of ethics in thoughts of Spinoza and Fazlur Rahman

    VEDAT TEZCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    DinSelçuk Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. BAYRAM DALKILIÇ

  2. Fazlur Rahman'ın islami yenilikçiliğine yorumlayıcı bir bakış

    An Interpretive approach to Fazlur Rahman's Islamic modernism

    ADİL ÇİFTÇİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    DinDokuz Eylül Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN FIRAT

  3. Fazlur Rahman düşüncesinde metod meselesi

    The method issue in Fazlur Rahman thought

    MEHMET RAİF SÖYLEMEZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    DinMarmara Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEYNEP GEMUHLUOĞLU

  4. Modern İslam düşüncesinde eğitim anlayışı (Fazlur Rahman Muhammed İkbal ve Cemalettin Afgani örneği)

    Understanding of education in modern islam thought (Fazlur Rahman Muhammed İkbal and Cemaleddin Afgani

    TÜLAY ÖZTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    DinAnkara Üniversitesi

    İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bil. Öğretmenliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RECAİ DOĞAN

  5. Aliya İzzetbegoviç'in siyasal düşüncesi

    Political tought of Alija Izzetbegovic

    BÜŞRA UYULAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    FelsefeBahçeşehir Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BAYRAM ALİ ÇETİNKAYA