İdiyopatik boy kısalıklarının etiyolojik değerlendirmesi
Etiological evaluation of idiopathic short stature
- Tez No: 683077
- Danışmanlar: PROF. DR. FATMA FEYZA DARENDELİLER
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: İdiyopatik boy kısalığı, puberte, büyüme profili, genetik, etiyoloji, Idiopathic short stature, puberty, growth profile, genetics, etiology
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 102
Özet
Giriş: İdiyopatik boy kısalıkları (İBK) boy kısalıklarının yaklaşık %80'ini oluşturmaktadır. Genetik analiz yöntemlerinin gelişmesi ile İBK tanısıyla takip ettiğimiz hastaların etiyolojileri saptanabilmektedir. Amaç: Çalışmamız İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Polikliniği'nde İBK tanısıyla düzenli takip edilen olguların geriye dönük olarak incelenerek büyüme profillerinin değerlendirilmesi ve altta farklı bir neden yatıyor olabilecek olguların belirlenmesi Gereç ve yöntemler: Çalışmamıza boy kısalığına neden olabilecek kronik hastalığı olmayan, gestasyon haftasına göre doğum ağırlığı normal olan, term, malnütrisyonu olmayan, büyüme hormon eksikliği olmayan toplam 78 hasta dahil edildi ve dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Olguların başvuru anındaki, puberte başı – zirvesi - sonundaki ve son vizitteki antropometrik verileri, laboratuar bulguları, ebeveyn boyları, aile öyküleri kayıt edildi. Olgular ailevi ve ailevi olmayan boy kısalıkları olarak ikiye bölünerek karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamızdaki erişkin boya ulaşan olgular (n=26) değerlendirildiğinde başvuru anındaki boy SDS ortalaması -2,69±0,66 ve son boy standart deviasyon skoru (SDS) ortalama -1,79±0,47 saptandı. Boy SDS kazancı ortalama 0,85±0,7 SD idi. Erişkin boy SDS'leri hedef boy SDS'lerinden ortalama 0,33±0,57 SD geride kalmıştı. Ailevi boy kısalıkları kendi büyüme eğrilerine paralel gidip hedef boy SDS'lerini yakalarken, ailevi olmayan boy kısalıklarının genellikler -2 SD üzerine çıktığı fakat genetik potansiyellerini yakalayamadıkları görüldü. Puberte başlangıç yaşı kızlarda ortalama 11,61±0,84 yıl ve erkeklerde 12,66±0,94 yıl saptanmıştır ve sağlıklı çocuklara göre gecikmiştir. Puberte başı boy SDS'leri başvuru anındaki boy SDS'lerinden düşük saptanmıştır. Olguların başvuru anındaki özelliklerini değerlendirdiğimizde ise %19,2'sinde minimal dismorfik özellikler mevcuttu. Bütün gruplarda başvuru anında oturma yüksekliği SDS ortalaması -2'nin altında saptandı. Oturma yüksekliği/boy SDS çoğunlukla normal aralıkta idi; sadece 5 olgununki patolojikti. Insülin Like Growth Factor 1 (İGF1) düzeyi SDS'si ortalama 0,25±1,33 saptandı. IGF1 düzeylerinin %10,3'ünün (n=8) +2SD ve üstünde; %14,1'inin (n=11) ise -2SD ve altında olduğu görüldü. Sonuçlar: Bir sendroma tam oturmayan dismorfik bulgular, vücut oranlarındaki hafif bozukluklar, İGF1 düzeylerindeki sapmalar etiyolojik açıdan anlamlı olabilir. Büyüme profillerini değerlendirdiğimizde ise asıl patolojinin prepubertal dönemden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu da düzenli büyüme izleminin önemini göstermektedir. İBK'nin erken tanınması halinde tedavi ile puberte başlangıç boyu daha kabul edilebilir bir düzeye çekilebilir ve erişkin boyun daha iyi olması sağlanabilir. Bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Özet (Çeviri)
Introduction: Idiopathic short stature (ISS) constitutes nearly 80% of short stature cases. As the genetic analysis methods evolve, we are able to determine the underlying etiologies for the patients once diagnosed as ISS. Aim: This retrospective study aims to evaluate growth profiles of patients who were followed in İstanbul University İstanbul Medical Faculty Pediatric Endocrinology Department with ISS diagnosis, and also to investigate the cases with possible underlying etiologies for short stature. Materials and Methods: In our study, we included 78 patients who do not have a chronic disease that may affect their height status, are born with appropriate weight for gestational age, are not pre/post term, without malnutrition, and do not have growth hormone deficiency. Data are derived from patient files retrospectively. Patients anthropometric measurements at presentation, at beginning-peak-end of puberty, and at last visit, laboratory features, parental heights and family histories were recorded from the files. Patients were divided into two groups as familial and non-familial short stature for comparison. Results: In this study, among the patients who reached adult height(n:26) mean height SDS at presentation was found to be -2.69±0.66 and mean final height SDS was -1.79±0.47. Height SDS mean gain was 0.85±0.7 SD. Mean value for adult height SDS was 0.33±0.57 SD shorter than target height SDS. Familial short stature group followed their growth curve parallelly and reached their target height SDS, whereas non-familial short stature group did not reach their genetic potentials though they grew above -2 SD level. The mean age of puberty was 11.61±0.84 years for girls and 12.66±0.94 years for boys, and for both sexes it was delayed compared to the normal population. The height SDS at onset of puberty was found to be lower than the height SDS at presentation. Minimal dysmorphic features were detected in 19.2 % of the patients at presentation. For all groups sitting height was below -2 SDS at presentation with normal sitting height/height SDS. However 5 children had this value below -2SD. The mean Insulin Like Growth Factor 1 (IGF1) SDS level was 0.25±1.33. In 10.3% patients(n:8) IGF1 levels were above +2 SDS and 14.1% of the patients (n:11) had IGF1 levels below -2 SDS. Conclusion: Dysmorphic features that do not point to a specific syndrome, mild disturbances in body proportions and deviations in serum IGF1 levels might have etiological significance. Evaluation of growth profiles demonstrates the main pathological process takes place in prepubertal period. This proves the importance of regular growth monitoring. When diagnosed early, better adult height may be reached with the help of therapy in ISS. More research needs to be done on this subject.
Benzer Tezler
- İdiyopatik boy kısalığı tanısı alan hastaların başvuru bulguları ve izlem özelliklerinin değerlendirilmesi
Evaluation of admission findings and follow-up characteristics of patients diagnosed with idiopathic short stature
ERKUT GÜRLEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP ŞIKLAR
- Boy kısalıklarında ailesel faktörlerin rolü
Başlık çevirisi yok
SEDA YILMAZ SEMERCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN ÖNAL
- Endokrinoloji polikliniğine boy kısalığı ile başvuran kronik sistemik hastalığı olmayan olguların antropometrik özellikleri,genetik boy potansiyellerinden sapma dereceleri ve tanısal dağılımları
Anthropometric characteristics, deviation degree of genetically height potentials and diagnostical disturbutions of short stature cases without chronic systemic disease admitted to endocrinology policlinic
NURİ ALAÇAKIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
GÖNÜL ÖÇAL
- İdiyopatik boy kısalığında IGF-1, IGFBP-3 düzeyleri ve IGF-1 gen polimorfizmi
IGF-1, IGFBP-3 levels and IGF-1 gene polymorphism in idiopathic short stature
DEMET TEKCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Genetikİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FEYZA DARENDELİLER