Geri Dön

Subaraknoid kanamalı hastalarda serebrovasküler reaktivite ve klinik gidiş arasındaki ilişkinin araştırılması: Prospektif klinik çalışma

The Role of cerebrovascular reactivity for the assessment of clinical outcome in patients with aneurysmal subarachnoid hemorrhage

  1. Tez No: 70017
  2. Yazar: M. ÇAĞLAR BERK
  3. Danışmanlar: Belirtilmemiş.
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nöroşirürji, Neurosurgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1998
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nöroşirürji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 58

Özet

VII- ÖZET VII-1 Türkçe özet Anevrizmal SAK genel populasyonda 10-16/100000 oramnda görülmekte ve bu olguların % 10-15'i hastaneye ulaşamadan kaybedilmektedir. Mortalite ilk bir kaç gün içinde % 10 iken kanamayı takip eden 30 gün içerisinde % 46'ya ulaşmaktadır. Yaşayan hastaların % 50'sinde önemli sekeller gelişmekte ve başarılı cerrahi tedavi uygulanan hastaların bile % 66'sı SAK öncesi yaşam kalitesine ulaşamamaktadır. Subaraknoid kanama sonrası gelişen vazospazm, buna bağlı olarak perfüzyonun bozulması sonucu ortaya çıkan iskemi ve serebral kan akımındaki otoregülatuar mekanizmanın bozulması ve vazospazm hastaların klinik gidişlerini kötü yönde etkileyen başlıca mortalite ve morbidite nedenleri arasındadır. 99mTc HMPAO veya 99mTc ECD ile yapılan beyin perruzyon SPECT çalışmaları ile bu değişimler gösterilebilir. Bu çalışmada anevrizmal SAK tanısı almış 24 hastada SAK sonrası 4-12. günler arasında bazal ve asetazolamid enjeksiyonu sonrası beyin perruzyon SPECT çalışmaları yapılmış, sonuçlar vizüel ve kantitatif olarak değerlendirilmiştir. Klinik sonuç, hastaların SAK sonrası 1. Aydaki Glasgow sonuç ölçeği değerleri ile belirlenmiştir. Hastalarda serebrovasküler reaktivitenin korunmuş veya bozulmuş olması ile hastaların klinik gidişleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Henüz hastaların Minik durumlarında iskemiye bağlı değişimler ortaya çıkmadan veya anjiografîk olarak vazospazm saptanmazken bile beyin perruzyon SPECT çalışmaları ile serebrovasküler reaktivitenin bozulduğu gösterilmiş, klinik gidişleri ve Glasgow sonuç ölçeğine göre değerlendirilmeleri ile uyumlu oldukları bulunmuştur. Sonuç olarak SAK'lı hastalarda pre-operatif dönemde bazal ve asetazolamid enjeksiyonu sonrası yapılan kantitatif beyin SPECT çalışmalarının hastanın klinik gidişinin öngörülmesinde yararlı, kolay uygulanabilen, non-invaziv ve güvenilir bir tam yöntemi olarak klinik uygulamada yer alabileceği gösterilmiştir. VII-2 İngilizce özet (Abstract) The incidence of aneurysmal subarachnoid hemorrhage (SAH) is 10- 16/100000. Nearly 10-15% of these patients die without having the chance of recieving medical care. There is 10% mortality in the first few days after SAH, and this increases up to 46% in the first month. Half of the surviving patients have major disabilities and 66% of the patients could not reach the pre-SAH life quality despite successful surgical intervention. Vasospasm related hypoperfusion and failure of cerebral blood flow autoregulation leads to clinical deterioration and can be regarded as one of the major causes of mortality and morbidity. All these changes can be demonstrated with“”“Tc HMPAO or ”mTc ECD brain perfusion SPECT studies. In this study; 24 patients having aneurysmal SAH are evaluated with basal and post-acetazolamide brain perfusion SPECT studies between 4th to 12th days after SAH. The results are evaluated both visually and quantitatively. Clinical outcome is determined by the Glasgow outcome scores at the end of the first post-SAH month. The correlation between the presence of vasoreactivity and clinical outcome is evaluated. 40

Özet (Çeviri)

VII- ÖZET VII-1 Türkçe özet Anevrizmal SAK genel populasyonda 10-16/100000 oramnda görülmekte ve bu olguların % 10-15'i hastaneye ulaşamadan kaybedilmektedir. Mortalite ilk bir kaç gün içinde % 10 iken kanamayı takip eden 30 gün içerisinde % 46'ya ulaşmaktadır. Yaşayan hastaların % 50'sinde önemli sekeller gelişmekte ve başarılı cerrahi tedavi uygulanan hastaların bile % 66'sı SAK öncesi yaşam kalitesine ulaşamamaktadır. Subaraknoid kanama sonrası gelişen vazospazm, buna bağlı olarak perfüzyonun bozulması sonucu ortaya çıkan iskemi ve serebral kan akımındaki otoregülatuar mekanizmanın bozulması ve vazospazm hastaların klinik gidişlerini kötü yönde etkileyen başlıca mortalite ve morbidite nedenleri arasındadır. 99mTc HMPAO veya 99mTc ECD ile yapılan beyin perruzyon SPECT çalışmaları ile bu değişimler gösterilebilir. Bu çalışmada anevrizmal SAK tanısı almış 24 hastada SAK sonrası 4-12. günler arasında bazal ve asetazolamid enjeksiyonu sonrası beyin perruzyon SPECT çalışmaları yapılmış, sonuçlar vizüel ve kantitatif olarak değerlendirilmiştir. Klinik sonuç, hastaların SAK sonrası 1. Aydaki Glasgow sonuç ölçeği değerleri ile belirlenmiştir. Hastalarda serebrovasküler reaktivitenin korunmuş veya bozulmuş olması ile hastaların klinik gidişleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Henüz hastaların Minik durumlarında iskemiye bağlı değişimler ortaya çıkmadan veya anjiografîk olarak vazospazm saptanmazken bile beyin perruzyon SPECT çalışmaları ile serebrovasküler reaktivitenin bozulduğu gösterilmiş, klinik gidişleri ve Glasgow sonuç ölçeğine göre değerlendirilmeleri ile uyumlu oldukları bulunmuştur. Sonuç olarak SAK'lı hastalarda pre-operatif dönemde bazal ve asetazolamid enjeksiyonu sonrası yapılan kantitatif beyin SPECT çalışmalarının hastanın klinik gidişinin öngörülmesinde yararlı, kolay uygulanabilen, non-invaziv ve güvenilir bir tam yöntemi olarak klinik uygulamada yer alabileceği gösterilmiştir. VII-2 İngilizce özet (Abstract) The incidence of aneurysmal subarachnoid hemorrhage (SAH) is 10- 16/100000. Nearly 10-15% of these patients die without having the chance of recieving medical care. There is 10% mortality in the first few days after SAH, and this increases up to 46% in the first month. Half of the surviving patients have major disabilities and 66% of the patients could not reach the pre-SAH life quality despite successful surgical intervention. Vasospasm related hypoperfusion and failure of cerebral blood flow autoregulation leads to clinical deterioration and can be regarded as one of the major causes of mortality and morbidity. All these changes can be demonstrated with“”“Tc HMPAO or ”mTc ECD brain perfusion SPECT studies. In this study; 24 patients having aneurysmal SAH are evaluated with basal and post-acetazolamide brain perfusion SPECT studies between 4th to 12th days after SAH. The results are evaluated both visually and quantitatively. Clinical outcome is determined by the Glasgow outcome scores at the end of the first post-SAH month. The correlation between the presence of vasoreactivity and clinical outcome is evaluated. 40It is demonstrated that cerebrovascular reactivity can be effected even before the appereance clinical signs and symptoms related to cerebral ischemia or angiographically demonstrable vasospasm occurs. The results are found to be corraleted the Glasgow outcome scores and clinical progression of the patients. As a conclusion; being an easy, non-invasive and reliable method basal and post-acetazolamide injection, quantitative brain perfusion SPECT studies can be used in clinical practice to estimate the clinical outcome in patients with aneurysmal SAH. 41

Benzer Tezler

  1. Anevrizmal subaraknoid kanamalı hastalarda serebral vazoreaktivitenin beyin SPECT çalışmaları ile değerlendirilmesi

    The Role of brain perfusion SPECT in the assessment of cerebrovascular reactivity impatients with aneuyrsmal subarachnoid hemorrhage

    FATMA BERK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Radyoloji ve Nükleer TıpAnkara Üniversitesi

    PROF.DR. GÜLSEREN ARAS

  2. İnme sonrası nöbet geçiren hastaların demografik verileri

    Demographic datas of patients with poststroke seizure

    AYTEN ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Nörolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜLAY KURT İNCESU

  3. Subaraknoid kanamalı hastalarda anormal elektrokardiyografik bulguların klinik sonlanım üzerine etkisi

    The effect of abnormal electrocardiographic findings on clinical outcome in patients with subarachnoid hemorrha

    HALİL AHMET BİLGİNER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Acil TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZGÜR SÖĞÜT

  4. Subaraknoid kanamalı hastalarda iskemik modifiye albumin seviyesinin serum ve BOS'ta korelasyonu

    Başlık çevirisi yok

    ONUR BOLOĞUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    NöroşirürjiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    UZMAN HÜSEYİN BERK BENEK

  5. Subaraknoid kanamalı hastalarda elektrokardiyografi bulguları ile kalp tipi yağ asidi bağlayıcı proteinin ilişkisi

    The relationship between electrocardiography findings and heart type fatty acid binding protein(H-FABP) ın patients with subarachnoid hemorrhage

    METEHAN YILMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    İlk ve Acil YardımOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET BAYDIN