Geri Dön

Tip 1 diyabet etiyopatogenezindekızamık aşısı ve hepatit b aşısının immunmodulatör etkisi

Immunmodulator effect of measures vaccine and hepatitis b vaccine on type 1 diabetes etiopatheogenesis

  1. Tez No: 711714
  2. Yazar: ELVAN BAYRAMOĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HASAN ÖNAL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Amaç: Kızamık aşısı ile sağlanan veya sağlanamayan immünmodülasyonun tip 1 diyabet gelişimi, klinik seyri ve otoimmün süreç üzerindeki etkisinin değerlendirilip tip 1 diyabet etiyopatogenezinde yer alan immün bozukluklar ile ilişkilendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniğinde takip edilen çocukluk çağı aşıları tam olduğu bilinen 201 tip 1 diyabet tanılı hasta ve 140 sağlıklı çocuktan oluşan kontrol grubuda anti-Hbs, kızamık IgG ve immüngloblin düzeyleri bakılarak hücresel ve hümoral immünite , kızamık ve hepatit B aşıları etkinlikleri açısından değerlendirildi. Tip 1 diyabet tanılı hastalar kızamık IgG negatif ve pozitif olanlar olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Cinsiyet ,yaş, tanı yaşı, tanı anındaki başvuru kliniği, HbA1c, kullanılan insülin dozu, c-peptid düzeyleri, otoantikor pozitiflikleri ve diyabet komplikasyonları (retinopati, nöropati, nefropati) açısından bu iki hasta grubu karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların yaş ortalamsı 12,02±3,89 yıl, kontrol grubunun yaş ortalamaları ise 11,65 ±4,01 yıl, hasta grubunun %46,80'i erkek, %53,20'si kız, kontrol grubunda ise %46,40'ı erkek, %53,60'ı kız idi. Hasta grubunun %43,80'inde kızamık IgG, %27,40'ında anti-Hbs negatif iken kontrol grubunun %40,70'inde kızamık IgG %17,90'ında anti-Hbs negatif saptandı. Ortalama tanı yaşı 7,78±3,67 yıl idi. Anti-GAD pozitifliği %43,70'inde, adacık antikoru (ICA) pozitifliği %31,25'inde, insülin antikoru pozitifliği %15,60'ında, Anti-TPO pozitifliği %11,30'unda, anti-TG pozitifliği %8,90'ında ve . EMA pozitifliği hastaların %4.80'inde saptandı. Hastaların %46,20'sinin diyabetik ketoasidoz kliniği ile %53.80'inin ise hiperglisemi ile başvurduğu belirlendi. Ölçülen son 3 HbA1c ortalaması 9,3±1,6, kullandıkları insülin dozu ortalaması 0,9±0,5 IU/kg/gün, c-peptid düzeyi 0,57±0,55ng/ml olarak ölçüldü. 3 hastada retinopati, 4 hastada nöropati ve 33 hastada mikroalbüminüri saptandı. Ortalama hastalık süresi 5,85±4 yıl olarak hesaplandı. Tip 1 diyabet tanılı hastalar kızamık IgG pozitif ve negatif olanlar olarak iki gruba ayrılarak bu veriler karşılaştırıldı. hastalık süresi dışında anlamlı fark saptanmadı. Kızamık IgG pozitif olan grupta hastalık süresi 6,46±4,23 yıl iken kızamık IgG negatif olan grupta 5,12±3,2 yıl idi. Sonuç: Tip I diyabetin etiyopatogenezinin daha iyi anlaşılmasına yönelik olarak yapılan bu çalışmada tip 1 diyabete yatkınlıkta rolü olduğu bilinen immun bozukluklar ile sadece kızamık aşısının uzun dönem immünmodülatif etkisi arasında ilişki saptanmadı. Ancak infantil dönemde aşılanmış olan tip 1 diyabet hastalarında ileriki dönemde hepatit B ve kızamık aşısı koruyuculuk düzeyleri beraber değerlendirildiğinde normal toplumdan farklı olduğu görüldü. Bu durumda kızamık aşısı ve hepatit B aşısı ile sağlanan veya sağlanamayan aktif immünizasyon, otoimmünite, metabolik kontrol ve uzun dönem klinik seyir ile ilişkilendirilemese de, tip 1 diyabet etiyopatogenezinde yer alan diğer faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde tip 1 diyabet gelişimi açısından riskli bireyleri belirlemede kullanılabileceğini düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Objectives: The object of this study is to define the effect of immunmodulation provided by rubeola vaccination on development of type 1 diabetes mellitus, clinical course and autoimmune process and assessment of the relationship of this immunmodulation with the immune defects which play role in the pathogenesis of type 1 diabetes. Material and Methods: Anti-HBs, Rubeola IgG and total immunglobulin levels were used to evaluate cellular and humoral immunity and the efficacy of rubeola and hepatitis vaccines in 201 patients with diabetes mellitus who had completed the vaccination program and who are being followed up in the Pediatric Endocrinology Clinic in Kanuni Sultan Süleyman Education and Research Hospital and a control group of 140 healthy children. Patients with diabetes were grouped in two according to their rubeola Ig G results. Age, gender, age at the time of diagnosis, clinical status at the time of diagnosis, Hb A1c levels, current dose of daily insulin treatment, levels of c-peptide, positivity of autoantibodies and presence of diabetic complications (retinopathy, neuropathy, nephropathy) were evaluated. Statistical analysis was performed with NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007 Statistical Software (Utah, USA) . Results: The average age was 12,02±3,89 years in the patient group and 11,65 ±4,01 years in the control group. %46,80 of the patient group were males and %53,20 females, whereas in the control group %46,40 were males and %53,60 were females. In the patient group, %43,80 had negative rubeola IgG results and anti-Hbs was negative in %27,40; on the other hand, in the control group, %40,70 of the cases were negative for rubeola IgG and %17,90 were negative for anti-Hbs. In the patient group, mean age at the time of diagnosis was 7,78±3,67 years. %43,70 tested positive for anti-GAD, %31,25 for islet cell antibodies, %15,60 for insulin antibodies, %11,30 foranti-TPO, %8,90 for anti-TG while %4.80 had positive anti-endomisium (EMA) results. Of the patients, %46,20 had ketoacidosis at the time of diagnosis while %53.80 had hyperglycemia only. Average of the last 3 HbA1c values was 9,3±1,6, average daily insulin dose was 0,9±0,5 IU/kg/day and average of the c-peptid levels were measured to be 0,57±0,55ng/ml. 3 patients suffered from retinopathy while 4 had neuropathic complications and 33 had microalbüminüria. Mean period since the time of diagnosis was 5,85±4 years. Patients with type 1 diabetes were grouped in two according to their results of rubeola Ig G and the above mentioned data were compared between the two groups. The only statistically significant difference was in the mean period of time since the diagnosis. The period was 6,46±4,23 years in the group of patients who were positive for rubeola Ig G and 5,12±3,2 years in the other group. Conclusions: In this study that we held in order to have a better understanding of the pathophysiology of type 1 diabetes mellitus, there was no relation between the autoimmune disorders that play a role in pathogenesis of diabetes and the long term immunomodulative effects of measles vaccination. Hepatitis B and measles immunisation status of type 1 diabetes patients who had vaccination as infants were significantly different from controls. As a result, we conclude that active immunisation by measles and hepatitis B vaccines, even if not related to autoimmunity, metabolic control and long term clinical results; can guide clinians in detecting the risk of a person to become type 1 diabetes.

Benzer Tezler

  1. Tip 1 diyabet mellitüs' lü çocukların hba1c değerlerini etkileyen biyo-psiko-sosyo-kültürel ve ekonomik etmenler

    BİO-PSYCHO-socio-cultural and economic factors effecting the HBA1C levels for the TYPE 1 diabetes mellitüs children

    BELKIS BAYAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıDüzce Üniversitesi

    Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ATİLLA SENİH MAYDA

  2. Diabetes 2.0: How are online platforms changing the game for type-one diabetes patients

    Diyabet 2.0: Çevrimiçi platformlar tip 1 diyabet hastalari için oyunu nasil değiştiriyor

    ECE DEDE

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    İletişim Bilimleriİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    Medya ve Görsel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYŞENUR DAL TOKDEMİR

  3. Tip 1 diyabet tedavisinde kullanılmak üzere adenovirüs aracılı TRAIL gen tedavi metodlarının geliştirilmesi ve etkinliklerinin diyabetik hayvan modellerinde test edilmesi

    Testing the treatment efficacy of adenovirus mediated TRAIL gene therapy approach in type 1 diabetic animal models

    ERCÜMENT DİRİCE

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAkdeniz Üniversitesi

    Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SALİH ŞANLIOĞLU

  4. İntensif insülin tedavisi alan tip 1 diyabetik hastalarda karbonhidrat sayımı uygulamasının metabolik kontrol üzerine etkisinin araştırılması

    A research on the effects of the application of carbohydrate counting on metabolik control of medicine type 1 diabetic patients cured with intensve insuline therapy

    NEDİME SEVİ ÖNOL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Beslenme ve DiyetetikAkdeniz Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RAMAZAN SARI

  5. Tip 1 diyabetli hastalarda Fas, Fas- LİGAND ve VDR FOKI gen polimorfizmlerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of Fas, Fas-Ligand and VDR FOKI gene polymorphisms in patients with type 1 diabates.

    SERAP BAYDUR ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıEge Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞEVKİ ÇETİNKALP