Geri Dön

Understanding social disparities through the practice of public transportation in post Covid-19 period, lessons from brussels, belgium

Covıd-19 sonrası sosyal eşitsizlikleri toplu taşıma pratikleri üzerinden anlamak, Brüksel, Belçika'dan dersler

  1. Tez No: 720109
  2. Yazar: CİHAT BALUKEN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. EDA BEYAZIT
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Şehir Planlama Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 119

Özet

COVID-19 salgını, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde hareketliliği ciddi şekilde etkiledi. İlk andan itibaren bu değişimin dünyanın çeşitli yerlerindeki etkileri araştırılmış ve analiz edilmiştir. Pandemi döneminde hareketliliğin hızlı düşüş trendi şehirlerdeki hemen her kişi, kurum ve sektörü̈ önemli bir ölçüde etkilediğinden, yapılan çalışmalar doyum noktasına ulaşmaktan uzak ve çok eşitlidir. COVID-19 pandemisi ve salgın kısıtlamaları aynı kentte yaşayan veya aynı mekanları kullanan bireyler tarafından farklı şekil ve boyutlarda algılanabilmiştir. Kısıtlamaların bulunduğu dönemde bir kesim topluluk evden çalışma sistemine geçmiş ancak azımsanamayacak sayıda bir grup ise bu kadar şanslı olmamıştır. Kısıtlamalara rağmen dışarı çıkmak durumunda olan bireyler kentsel hareketliliği devam ettirmişlerdir. Bu dönemde toplu taşımayı tercih eden insanlar Google popular times uygulaması aracılığıyla ulaşım aracının yoğunluğu, konforu ve güvenliği hakkında bir takım geri dönüşler yapabilmekte ve bu verilerin ortaya çıkardığı sonuç toplu taşım duraklarına özgü olarak tüm kullanıcılara sunulmaktadır. Bu çalışma COVID-19 dönemi kısıtlamalarının hala yürürlükte olduğu ancak normalleşme adımlarının da atıldığı bir dönemde seçilen bir tarihte Google 'un birbirinden bağımsız olarak sunduğu toplu taşıma yoğunluk verisi üzerinden kentin tamamını kapsayan bir yoğunluk haritası oluşturmakta ve Brüksel kentinde mevcutta yer alan sosyo-ekonomik arka plan ile bir araya getirerek, kriz döneminde ortaya çıkabilecek sosyal eşitsizlikler konusunda anlamlı sonuçlar çıkarabilmeyi amaçlamaktadır. Google, Popular Times uygulamasını aslında COVID-19 pandemisinden de önce uygulamaya almıştı. Popular Times, toplu taşıma kullanan kişilerin hareketlilikleri sona erdikten sonra bir ulaşım hattına veya durağa ait doluluk bilgilerini anket yoluyla kullanıcıya alabildiği ve kendi veri setinde barındırabildiği bir sistemdir. Uygulama verileri grafiklere çevirerek mevcut durak veya otobüs hattının hangi saatlerde meşgul olduğunu veya olmadığını kullanıcılara bildirir. Bu çalışma Google'ın popular times verilerini kullanarak, pandemi sırasında merkezi yönetimin Brüksel'de evde kalın çağrısı yaptığı dönemde farklı sosyo-ekonomik grupların toplu taşıma kullanımı üzerinden hareketliliğini araştırmaktadır. Bunun için öncelikle Google popular times verileri Coğrafi Bilgiler Sistemine (CBS) ortamına işlenerek şehrin toplu taşımda kullanım yoğunluğu haritası oluşturulmuştur. COVID-19 sonrası dönemde ise belirli bir gün için popular times verileri elde edilmiş ve bir haftalık bir zaman diliminde CBS ortamın işlenmeye başlamıştır. Her toplu taşıma durağı için işlenen bu veriler yine CBS ortamında test edilmiştir. Daha sonra 4000'in üzerindeki durak sayısının sadeleştirilmesi amaçlanmıştır. Çünkü durakların 2 veya 4'ü aynı güzergâhlara ait olabilmektedir ve aynı veriye sahiptir. Her durak için veri girişi yapılması planlandığından veri girişi süresini araştırma zamanlaması açısından kısaltmak da sadeleştirme yapmak için ikinci neden olmuştur. Durak sayısının sadeleştirilmesi için CBS araçlarından biri olan 'point to area' fonksiyonu kullanılmıştır. Bu fonksiyon sayesinde belirli uzaklık içerisinde kalan veriler tek bir çatı altında toplanabilecektir. Aynı anda yürünebilirlik üzerine literatür taranmış ve yaklaşık olarak 400-500 metre toplu taşım için yürümenin doğal sınırlar içinde kaldığı belirlenmiş ve aynı güzergâha ait durakların dışarda kalmasını engellemek amacıyla 500 metre mesafe üzerinden ilerlenmesine karar verilmiştir. Bu Brüksel metropoliten alanının 500 metre kenarlara sahip karelere bölünmesiyle elde edilecek kare bir şeklin ortaya çıkması demektir. Her kare bölmenin içinde kalan duraklara atanan verilerin aritmetik ortalamaları alınacak ve kareye ortak bir değer atanacaktır. Bu işlemin yapılması için öncelikle popular times yazılı verisi bir indeks oluşturulacak şekilde numaralandırılmış ve her durağa bir değer atanmıştır. Durak verilerinin aritmetik ortalamalarının alınmasından sonra Brüksel metropoliten alanının toplu taşıma durak yoğunluğunu gösteren tematik harita elde edilmiştir. COVID-19 pandemisi hem kentler arasında farklı etkilerle hissedilmiş hem de aynı kentte yaşayanlar arasında farklı algılanabilmiştir. Bu tez alışması pandeminin aynı şehirde yaşayan farklı sosyal gruplar üzerindeki etkisinin toplu taşıma üzerinden anlaşılmasına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla içerisinde Brüksel'in geçmişten gelen sosyal dokusu incelenmiştir. Özellikle Brüksel metropoliten kentinin mahalle bazında gelir seviyeleri, göçmenlerin yoğunlaştığı mahallelerin geldikleri ülkeye göre incelenmesi, eğitim durumu, yaş aralıkları ve genç yaş gruplarının yoğunlaştığı yerler gibi sosyo-ekonomik verileri üzerinde durulmuştur. Bu çalışma, kentin göçmenlerin yoğunlaştığı mahallelerin, eşitsizliklere daha fazla maruz kalan düşük gelirli gruplardan oluştuğunu ve kent yoksullarının COVID-19 salgını sırasında evde kal çağrılarına uyacak kadar şanslı olmadıklarını varsayarak başlamıştır. Brüksel'de sosyal ve ekonomik araştırmalar arasında eşitsizliklere değinen birçok çalışma ve açık kaynak proje bulunmaktadır. Bu araştırma bir takım kamu kuruluşlarının projeleri ve akademik çalışmalardan sıklıkla faydalanmıştır. Kamu alanında yapılan çalışmaların başında Wijkmonitoring gelmektedir. Wijkmonitoring, kelime anlamıyla mahalleleri izlemek anlamına gelmektedir. Mahalle yoğunlukları, mahallelere ait demografik veriler, yaş ve cinsiyet üzerinden sahip olunan veriler, ait olunan ülke/vatandaşlık bilgileri ve daha fazlası yer almaktadır. Sosyo-ekonomik veriler, sosyal yönleri farklı kategorilere ayırarak Wijkmonitoring platformu tarafından sağlanmaktadır. Brüksel'deki mahallelerin kültürel ve sosyal çeşitliliği için sahip olunan vatandaşlık verileri temel alınırken, ekonomik faktörler için işsizlik ve gelir seviyesi verileri kullanılmaktadır. Wijkmonitoring tarafından sağlanan verilere göre, Brüksel'in bazı mahallelerinde göçmen oranları diğerlerinden çok daha yüksek olmaktadır. 15 farklı ülkeden vatandaş grupları Fransız, Türk, Kuzey Afrikalı, Sahra Altı Afrikalı, ilk 15 AB ülkesi ve sonradan dahil olan AB ülkeleri olmak üzere kategorize edilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda Brüksel'in merkez ve Kuzey ilçelerinde yer alan Zavel, Marollen, Stalingrad, Anneessens, Kuregem Bara, Kuregem Veeartsenij, Kuregem Dauw, Hertogin, Weststation, Historisch Molenbeek, Koekelberg, Havenwijk, Oud Laken West, Oud Laken Oost, Noordwijk gibi mahallelerinde tarihsel olarak daha fazla göçmenin yerleştiği gözlemlenmektedir. Kuzey Afrika ve Sahra Altı Afrika'dan gelen nüfus ve 15 Avrupa ülkesinin vatandaşlarının yaşadığı mahalleler nispeten bölünmüş durumda olduğunu gösteren saygın akademik çalışmalar bulunmaktadır. Bazı ilçelerde, AB'nin üyesi ilk 15 ülke vatandaşlarının yoğun olduğu yerler bulunmaktadır. Fransa, Hollanda veya Luxemburg gibi ülke vatandaşlarının yaşadığı yerlerde genel olarak sosyal veriler yaşayan kişilerin eğitimli olma olasılığının daha yüksek, gelir seviyesinin daha üstte olduğu yerlerden oluştuğu gözlemine olanak vermektedir. AB üyesi olmayan ülkelerde doğan insanların yoğun olarak yaşadığı mahallelerde ise eğitim seviyeleri düşmekte ve gelir seviyesi aşağı çekilmektedir. Özellikle gençler arasında eğitimsiz ve işsiz bulunanların oranı artmaktadır. Toplumun refahı için sıralanabilecek temel göstergelerde bu mahalleler diğerlerine nazaran daha geriden takip etmektedir. Google toplu taşıma verilerinin test edilmesinden sonra ortaya çıkan tematik harita mekânsal anlamlı sonuçlar çıkarmak amacıyla bahsi geçen sosyo-ekonomik verilerle çakıştırmayla bir korelasyon sağlanmaya alışılmıştır. Yapılan sentezler sonucunda çalışma açısından ilgi ekici ve orijinal sayılabilecek sonuçlara erişilmiştir. Öncelikle toplu taşıma verileri kriz dönemlerinde kentsel dinamiklerin anlaşılması amacıyla önemli bir potansiyel sunmaktadır. COVID-19 döneminde sokağa çıkma kısıtlamaları döneminde toplu ulaşım her ne kadar kesintiye uğrasa da Brüksel özelinde işletilmeye ve belirli grup insanlar tarafından kullanılmaya devam etmiştir. Yoğunluk verileri ile sosyo-ekonomik haritalar bir araya getirildiğinde Brüksel'de AB vatandaşı olmayan insanların daha yoğun yaşadıkları yerlerde toplu taşımada yaşanan yoğunluğun daha yüksek olduğun gözlemlenmiştir. Durak yoğunluklarının daha yoğun olduğu noktalarda genel olarak işsizlik verisinin daha yüksek çıktığı, gelir düzeyinin görece daha düşük olduğu, eğitim düzeyinin azaldığı, daha genç nüfusun yaşadığı gözlemlenmiştir. Bu sosyo-ekonomik veriler kentte yaşayan görece daha yoksul ve kırılgan grupların daha fazla toplu taşıma kullanmak zorunda kaldıklarına ve belki de daha fazla COVID-19 bulaşma riskine sahip olduklarına işaret etmektedir. Dolayısıyla Brüksel'de mahalleler arasında COVID etkilerinin farklı gerçekleştiği savı doğrulanmaktadır. Geçmişte göçmenlik geçmişi olmayanların kişilerin yoğunlaştığı mahallelerde sosyo-ekonomik kırılganlığın ve kriz dönemlerinde net hareketliliğin nispeten daha az olduğu tahmin edilmektedir. COVID-19 veya ilerde oluşabilecek farklı bir kriz esnasında toplumsal bağışıklığının sağlanması amacıyla bu alışmadan elde edilebilecek veriler kullanılabilecektir. Brüksel'de mekânın tarihsel gelişimi birçok eşitsizlikler barındırmaktadır ve bu durum ilerde etkili bir risk yönetimi planlamasının önünde engel oluşturmakladır. COVID-19 sonrası hareketliliğin yeniden eski seviyelere yaklaştığı dönemlerde GIS uygulamalarını kullanarak sağladığımız toplu taşıma istasyonları yoğunluk haritasına göre gelecekte yaşanacak bir kriz durumunda şehirde yaşayan bazı gruplar daha savunmasız kalmaktadırlar. Bu kapsamda yoğunluk verileri birleştirilip her 500 metrede bir duraklar birleştirilerek tüm şehre dağıtıldığında kültürel ve tarihi farklılıkları olan grupların yoğunlukta yaşadığı ve halk arasında göçmen mahalleleri olarak bilinen mahallelerin toplu taşıma altyapısından daha yoksun olduğu ortaya atılabilecek bir fikir olmuştur. Bu durum iki farklı türde sonuç üretebilir. Bu mahallelerde işsizlik oranlarının da diğer mahallelere göre yüksek olduğu göz önüne alındığında, sosyal, ekonomik ve kurumsal olarak daha kırılgan olan göçmen gruplarının temel hizmetleri sağlamak için dışarı çıkmak zorunda kaldıkları ve ulaşım olanaklarına daha fazla ihtiyaç duydukları söylenebilir. İkincisi, bu mahallelerin COVID-19'un yayılmasını önlemek için fiziksel gereksinimleri karşılaması çok daha zor görünüyor. Toplu taşıma araçlarını kullanırken aşırı yoğun olarak işaretlenen duraklarda ve ulaşımda bu duraklardan geçen hatlarda 2 metre sosyal mesafe gibi sağlık koşullarının sağlanması mümkün görünmemektedir. Başta sağlık krizleri olmak üzere gelecekte herhangi bir kriz yaşanması durumunda, yönetimlerin afetin doğasından kaynaklanan fiziksel gereksinimleri yaratması yapılması gereken ilk şeydir. Bu makaledeki CBS tabanlı çalışmamızın bir sonucu olarak, Anderlecht, Sint-Jans Molenbeek, Elsene ve Sint-Joost-ten-Node ilçeleri pandeminin ortasında yüksek toplu taşıma doluluk oranlarından mustarip oldukları anlaşılmıştır. Bu durum, virüsün yayılma oranlarının daha yüksek olması gibi bir senaryo ile gelen çalışmaların ilk nedenlerinden biri olabilir. Yeni bir veri kaynağı olarak, Google veya diğer cep telefonu sağlayıcı verileri gibi teknolojiler, doluluk oranlarını belirlemeye ve bilim insanları ile kamu politikası yapıcılarına yön vermeye yardımcı olabilir. Anderlecht, Sint-Jans Molenbeek, Elsene ve Sint-Joost-ten-Node'da daha yüksek toplu taşıma doluluk oranları, bu ilçelerde bisiklet gibi yeşil ve alternatif ulaşım araçlarına daha fazla ihtiyaç ve yatırım yapılması gerektiği yönünde bir düşünce ortaya koymaktadır. Daha yüksek toplu taşıma kullanma oranları aynı zamanda bazı ekonomik sonuçlara varma eğilimini ortaya çıkarmaktadır. Bu mahallelerde yaşayan insanlar Brüksel'in diğer mahallelerine göre daha az maaş kazanması ve evde kal çağrılarına rağmen daha fazla dışarı çıkmak durumunda kalmaları meslek grupları veya iş kolları üzerinden afet ve sağlık krizlerinin etkilerinin farklı olduğu ve bu durumun mekânsal analizlere etki edebilecek nitelikte olduğu fikrini düşündürmektedir. Kimi ilçelerde daha az gelir ekonomik veriler, sadece maaş farkını değil, aynı zamanda ne tür işler yaptıkları konusunda da bir bölünme olduğunu düşünmemizi sağlamaktadır. Sint-Pieters Woluwe'de yaşayan çoğu insan gibi daha yüksek vergi beyanında bulunan ve daha yüksek gelir elde ettiği gözlemlenen mahalleler, yaptıkları işin doğası gereği uzaktan çalışma gibi esnek iş fırsatları yaratma konusunda daha fazla beceriye sahip olabilir. Daha fazla eğitim veya teknoloji odaklı işler böyle bir pozisyon için daha uygun olabilir ve bu da insanların sosyo-ekonomik altyapısı düşük mahallelerde ne tür işler yaptıkları sorusunu beraberinde getirmektedir. Büyük olasılıkla, ilk 4 mahallede daha az kâr getiren işler, daha az teknolojik çıktı ve daha az eğitim gereksinimi olan fiziksel işler olma eğilimindedir. Bu çalışma, afet durumlarında Anderlecht, Sint-Jans Molenbeek, Elsene ve Sint-Joost-ten-Node ilçelerinin sadece herhangi bir sağlık krizinin fiziksel gereksinimlerinden değil, sosyal- toplumsal altyapı eksikliğinden de muzdarip olabileceğine dikkat çekmektedir. Çalışma kapsamı göçmen gruplarının yaşadığı mahallelerde bulaşma oranının yüksek olduğunu doğrulayan sonuçlar vermektedir. Kriz dönemlerinde toplu taşımanın önemi göz önünde bulundurulursa, bu çalışmadan elde edilen verilerin gelecekteki krizlerde yapılacak çalışmalara yardımcı olması beklenmektedir. Kriz dönemlerinde dahi toplu taşımayı daha yoğun kullanması gereken grupların sosyal ve ekonomik açıdan kırılgan göçmen kökenli bireylerden oluştuğu görülmektedir. Bu alandaki çalışmalar, herhangi bir kriz anında toplu taşımanın yoğun olarak kullanıldığı bölgelerdeki toplulukların daha güvenli hissetmelerine ve afete karşı daha dirençli olmaları yönünde yapılacak çalışmalara destek olabilir. Ayrıca merkezi ve yerel yönetimlerin toplumu korumak amacıyla ortaya koyduğu politikaların orta ve uzun vadede kentsel yoksulluğa maruz kalan mahallelerde durumu iyileştirmeden çok daha kötüleştirme eğiliminde oldukları konusu akıllara gelmektedir. Google verilerinin kullanılarak kriz dönemlerinde toplu ulaşım verilerinin analizi ve anlamlı mekânsal analizlerin ortaya konma durumu henüz çok yeni ve daha yoğun çalışılması gereken bir konudur. İlerleyen dönem çalışmalara sosyal kurumların eksikliğinin bulunduğu mahallelerde veya topluluklarda kriz dönemleri nasıl ve ne düzeyde bir kırılganlığın oluştuğuna dair araştırılmaların yapılması önerilmektedir.

Özet (Çeviri)

The COVID-19 pandemic has seriously affected mobility in cities around the world. From the first moment, the effects of this change in various parts of the world have been investigated and analyzed. Since the rapid decline trend of mobility during the pandemic has had a significant impact on almost every person, institution and sector in cities, the studies carried out are far from reaching the saturation point and are very diverse. In this process, to make observations faster and act more effectively, global companies such as Apple and Google have made their mobility data available to the public. Many scientists generally consider these data trustworthy and have already been part of many studies. In addition to providing activity reports from Apple and Google, Google has launched Google Popular Times. Popular times is a system in which people using public transportation can transfer the occupancy information of a vehicle or a stop to the user through a survey after their mobility is over. The system turns the data into graphs and informs the users at what times the current stop or bus line is busy or not busy. Acquiring Google popular times data, this study investigates the location of the activities during the pandemic when governments called for stay at home in Brussels. To do this, first, the mobility map of the city was created by processing Google popular times data into the GIS environment. The density data acquired from Google for each public transportation stop transferred in a day during the post COVID-19 period. Overlaying this map with socio-economic data that can be obtained from public institutions could help understand the impact of the pandemic on different social groups living in the same city. Income status data of the city of Brussels based on neighborhoods and the data of minority groups who later immigrated to Belgium were focused on in this study. This study assumes that the city's migrant concentrated neighborhoods are made up of lower-income groups who are more exposed to inequalities and argues that the urban poor were not lucky enough to comply with stay-at-home calls during the COVID-19 pandemic. It is estimated that the actual mobility is relatively less in the neighborhoods where people with no immigration background are concentrated in the past.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de su hakkı

    The right to water in Turkey

    YILDIZ AKEL ÜNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  2. Kamusal sanat aktivizmi: Stüdyo 21 Lefkoşa

    Public art activism: Studio 21

    İDİL TAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEYNEP GÜNAY

  3. Yapay zekâ ve demokrasi

    Artificial intelligence and democracy

    AYŞE NUR YAZICILAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞULE ÖZSOY BOYUNSUZ

  4. Les inégalités et les variations dans la profession d'avocat : une étude sur la socialisation professionnelle et les trajectoires des jeunes avocats

    Avukatlık mesleğinde eşitsizlikler ve varyasyonlar: Genç avukatların mesleki sosyalizasyonu ve kariyer yolları üzerine bir araştırma

    FURKAN ESEN

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2024

    SosyolojiGalatasaray Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KAMİL CEM ÖZATALAY

  5. Avrupa Birliği'nde ve Türkiye'de yeni bölgeselcilik anlayışı çerçevesinde bölgeler arası gelişmişlik faklılıkları ve yakınsama

    Interregional development disparities and convergence in the EU and Turkey in the framework of new regionalism

    AYŞEN ALTUN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    EkonomiDumlupınar Üniversitesi

    İktisat Bölümü

    PROF. DR. RIDVAN KARLUK