Angiozome konsepti ile endovasküler girişim yapılan diz altı lezyonlarında direkt veya indirekt revaskülarizasyonun akut ve kronik süreçte klinik sonlanıma etkisi
Effect of direct or indirect revascularization on clinical outcomes in acute and chronic process in endovascular treated below-the-knee lesions based on angiosome concept
- Tez No: 734844
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İBRAHİM KOCAYİĞİT
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sakarya Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kardiyoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
GİRİŞ VE AMAÇ: Çalışmamızda kronik ekstremiteyi tehdit edici iskemisi olan hastalarda angiozome konsepti ile yapılan endovasküler girişimde direkt veya indirekt revaskülarizasyonun majör ampütasyon, minör ampütasyon ve yara iyileşmesine etkisini araştırmayı amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Toplam 121 hasta çalışmaya dahil edildi. Takip süresinde 3 hastada ölüm gerçekleşti, 29 hastada başarılı girişim yapılamadı ya da yeterli distal arteriyel yatak olmadığı için işlem yapılamadı. Kalan hastalar, angiozome bölgesini besleyen arterin veya diğer arterlerin tedavi edilmesine göre direkt revaskülarizayon (DR) (n=59) ve indirekt revaskülarizasyon (İR) (n=30) grubuna ayrıldı. Hastalar majör ve minör ampütasyonlar ve yara iyileşmesi açısından üç ay süresince takip edildi. BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen hastaların 100'ü erkek (%84.7) ve ortalama yaşı 63.9 ± 11.6 idi. Doksan hastada (%76.3) diyabetes mellitus, 71 hastada (%60.2) esansiyel hipertansiyon, 58 hastada (%49.2) koroner arter hastalığı, 97 hastada (%82.2) hiperlipidemi, 52 hastada (%44.1) kronik böbrek hastalığı eşlik etmekteydi. Hastaların 37'si (%31.4) aktif sigara içicisiydi, 61 hasta (%51.7) eski sigara içicisiydi. Hastaların 89'unun (%75.4) rutherford sınıfı 5, 29'unun (%24.6) rutherford sınıfı 6 idi. İşlem öncesi ABİ değerleri 0.74 ± 0.25, NIRS değerleri ise 49.3 ± 11.3 rSO2 idi. Başarılı revaskülarizasyon yapılan 89 hastanın 65'inde (%73.0) ATA'ya, 40'ında(%44.9) PTA'ya, 19'unda (%21.3) ise peroneal artere başarılı girişim yapılmıştır. Takip sonunda major amputasyon oranının DR grubunda İR grubuna göre daha az (%10.2 vs %30, P=0.018), minör amputasyon oranının benzer (%23.7 vs %23.3, p=0.967), yara iyileşmesinin DR grubunda daha iyi olduğu izlendi (%61 vs %36.7, p=0.030). SONUÇ: Angiozome konsepti temel alınarak yapılan perkütan transluminal anjioplasti, izole dizaltı lezyonlarında orta dönemde yara iyileşmesi ve majör ampütasyonu engellemede etkili bir tedavi seçeneğidir. Endovasküler tedavide klinik olumlu sonuçları nedeniyle öncelikle direkt revaskülarizasyon denenmeli, teknik olarak işlemin mümkün olmadığı hastalarda alternatif tedavi olarak indirekt revaskülarizasyon yapılabilmektedir.
Özet (Çeviri)
INTRODUCTION AND AIM: In our study, we aimed to investigate the effect of direct or indirect revascularization on major amputation, minor amputation and wound healing in endovascular intervention based on angiosome concept in patients with chronic extremity-threatening ischemia. MATERIALS AND METHODS: A total of 121 patients were included in the study. During the follow-up period, death occurred in 3 patients, successful revascularization could not achieved in 29 patients, or the procedure could not be performed due to the lack of distal arterial beds. The remaining patients were divided into direct revascularization (DR) (n=59) and indirect revascularization (IR) (n=30) groups by whether feeding artery flow to the site of ulceration or gangrene was successfully achieved, based on the angiosome concept. The patients were followed for three months in terms of major and minor amputations and wound healing. RESULTS: 100 (84.7%) of the patients were male and the mean age was 63.9 ± 11.6 years. Ninety patients (76.3%) had diabetes mellitus, 71 (60.2%) essential hypertension, 58 (49.2%) coronary artery disease, 97 (82.2%) hyperlipidemia, 52 (44.1%) chronic kidney disease. Thirty-seven (31.4%) of the patients were active smokers, and 61 (51.7%) of the patients were ex-smokers. Rutherford class was 5 in 89 (75.4%) patients and Rutherford class was 6 in 29 (24.6%) patients. ABI values before the procedure were 0.74 ± 0.25, and NIRS values were 49.3 ± 11.3 rSO2. Successful intervention were performed to ATA in 65 (73.0%) of 89 patients, PTA in 40 (44.9%), and peroneal artery in 19 (21.3%) of 89 patients who underwent successful revascularization. During follow-up, the major amputation rate was lower in the DR group compared to the IR group (10.2% vs 30%, P=0.018), the minor amputation rate was similar (23.7% vs 23.3%, p=0.967), and wound healing was better in the DR group (%) 61 vs 36.7%, p=0.030). CONCLUSION: Percutaneous transluminal angioplasty based on the angiosome concept is an effective treatment option for isolated below-knee lesions in the mid-term to prevent major amputation and improve wound healing. Because of its clinically better outcomes, direct revascularization should be tried first as treatment modality.
Benzer Tezler
- Ratlarda dorsal ada flebinin yaşayabilirliğiüzerinde cerrahi delay fenomeni ve quercetınuygulamasının etkisinin karşılaştırılması
Comparison of the effect of delay phenomenon and quercetin application on the viability of dorsal island flaps in rats
KÜBRA Bİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiKaradeniz Teknik ÜniversitesiPlastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT LİVAOĞLU
- Sıçan lateral torasik arter perforatör ada flebinin tanımlanması
The definiton of lateral thoracic artery perforator island flap in rat
SEÇKİN AYDIN SAVAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiAkdeniz ÜniversitesiPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ARZU AKÇAL
- Tavşan S1 perforatör bazlı sırt flebi tabanına yerleştirilen doku genişleticinin farklı hacimlerde ekspansiyonuna perforatör damarın cevabı
Response of the perforator vessel to the varying volumes of expansion of tissue expander implanted at the base of rabbit s1 perforator based dorsal flap
ÖMER KOKAÇYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiÇukurova ÜniversitesiPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EROL KESİKTAŞ
- Diyaliz yeterlilik parametrelerinin ayak dolaşım ve cilt üzerine etkilerinin termal kamera bulguları ile karşılaştırılması
Comparison of the effects of dialysis qualification parameters on foot circulation and skin with thermal camera findings
BANU KURBAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
HemşirelikZonguldak Bülent Ecevit Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ BURÇİN ACUNER
- Ardışık dört damarsal bölge içeren tavşan deri flebi modelinde, perforatör damarların radyofrekans desikasyonu ile anjiozom aktarımı
Percutaneous desiccation of the perforators with radiofrequency for transfer of angiosomes in a sequential four-territory cutaneous flap model in rabbit
YENER DEMİRTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiGazi ÜniversitesiPlastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SÜHAN AYHAN