Geri Dön

Çarpıntı ve/veya göğüs ağrısı ile başvuran hastalarda ileri tetkik yapılması ile anksiyete ilişkisi

The relationship between advanced examination and anxiety in patients applied with palpitation and/OR chest pain

  1. Tez No: 738146
  2. Yazar: GÜLNİHAL GEDİKLİ SAVAŞ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İRFAN OĞUZ ŞAHİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Psikiyatri, Cardiology, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 69

Özet

Amaç: Çocuk kardiyoloji polikliniğine başvuran hastalar içerisinde çarpıntı ve/veya göğüs ağrısı şikayeti ile gelen hastalar önemli bir bölümü oluşturmaktadır. Çarpıntı ve/veya göğüs ağrısı semptomları anksiyete semptomları ile benzerdir ve karışmaktadır. Birçok hasta çarpıntı ve/veya göğüs ağrısı semptomlarıyla çocuk kardiyoloji polikliniğinde tetkik edilmektedirler. Ancak bu hastalarda genellikle herhangi bir kardiyolojik patoloji tespit edilmemektedir ve herhangi bir tedavi başlanmamaktadır. Bu çocuklara ve ailelerine çocuklarında altta yatan kardiyolojik bir problem olmadığı konusunda bilgi verilmektedir. Bu hastalarda kardiyolojik problem olduğu düşüncesiyle doğan anksiyeteyi gidermek ancak kardiyolojik tetkiklerin tamamlanması ile mümkün olabilir. Literatürde göğüs ağrısı ve/veya çarpıntı ile ilgili birçok çalışma bulunmaktadır ancak kalp dışı göğüs ağrısının psikososyal faktörlerle ilişkisini gösteren çalışma azdır. Öte yandan kalp dışı göğüs ağrısı düşünülen hastalarda izlenecek tetkik ve tedavi algoritması belirsizdir. Çalışmamızın amacı 10-18 yaş arasındaki çarpıntı ve/veya göğüs ağrısı olan çocuklarda yapılan tetkiklerin gerekli olup olmadığı ve tetkik yapılmasının hasta anksiyetesi üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışmamızın ikincil amacı ise ileriye yönelik tetkik ve tedavi algoritması oluşturma çalışmalarına katkı sunmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 25.04.2021-18.04.2022 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Çocuk Kardiyoloji polikliniğine başvuran 10-18 yaş arasında çarpıntı ve/veya göğüs ağrısı şikayeti olan çocuklar incelenerek yapılmıştır. Olgular poliklinik şartlarında muayene ve tetkik edilmişlerdir. Hastaların tamamında elektrokardiyogram (EKG) ve telekardiyogram (TELE) ile değerlendirme yapılmış olup gerek olması durumunda troponin I, ekokardiyografi (EKO), EFOR ve ritim HOLTER tetkikleri de yapılmıştır. Hastaların anket ve yüz yüze mülakat şeklinde verileri toplanmıştır. Bu veriler yaş, cinsiyet gibi sosyodemografik özellikler ve 'durumluk ve sürekli kaygı envanteri' anketini içermektedir. Tetkik sonuçları normal gelen ve herhangi bir tedavi uygulanmayan bu hastalara iki hafta sonra aynı anket tekrarlanmıştır. Sonuçlar istatistiksel yöntemlerle karşılaştırılmıştır. Bulgular: Tetkik öncesi ve sonrası durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin ortalamaları arsında anlamlı farka rastlanmamıştır. Ancak adolesan kızlarda durumluk kaygı düzeylerinin ortalaması arasında tetkik öncesi ve sonrası anlamlı farklılık görülmüştür. Sosyodemografik özelliklerin tümünde hastaların durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin ortalaması arasında anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. Durumluk kaygı düzeylerinin farkı ile yaş, anne yaşı, baba yaşı, evdeki kişi sayısı arasında negatif zayıf bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sürekli kaygı düzeylerinin farkı ile yaş, baba yaşı, evdeki kişi sayısı arasında pozitif zayıf bir ilişki varken sürekli kaygı düzeyleri ile anne yaşı arasında pozitif orta düzeyde bir ilişkinin olduğu söylenebilir. 7 Durumluk kaygı düzeyi ile sürekli kaygı düzeyi arasında orta düzeyde pozitif bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Hastaların %14,8'inde nefes darlığı, %4,4'ünde emosyonel stres ve %2,2'sinde senkop ve %2,2'sinde çabuk yorulma ek semptomları görülmüştür. Hastaların tamamının EKG ve TELE'lerinin normal olduğu görülmüştür. Hastaların %72,4'ünün troponin I değerleri normal bulunmuş ve %27,6'sının troponin I değerlerinin görülmesine gerek duyulmamıştır. EKO ile değerlendirilen hastalardan birinde perimembranöz outlet küçük ventriküler septal defekt (VSD), birinde hafif trikuspit yetmezliği (TY), üçünde hafif mitral valv prolapsusu (MVP) ve üçünde de hafif mitral yetmezlik (MY) tespit edildi. Göğüs ağrısı ve/veya çarpıntı ile başvuran çocuk hastalarda kardiyak patoloji tespit edilen hastalar kardiyoloji polikliniğine başvuran tüm çocuk hastaların %6'sı, EKO çekilen hastalarda kardiyak patoloji tespit edilme oranı %34 olarak bulunmuştur. Sonuç: Göğüs ağrısı ile OMÜ çocuk kardiyoloji polikliniğine gelen hastaların başvuru oranı %3, bu hastalarda kardiyolojik patoloji saptanma oranı %8; çarpıntı şikayeti ile gelen hasta oranı %2, bu hastalarda kardiyak patoloji saptanma oranı %8 olarak bulundu. Çarpıntı ve göğüs ağrısının birlikte görüldüğü hastalarda altta yatan kardiyak patoloji oranı %4 olarak saptandı. Ek semptomu olan tama yakın hastada da altta yatan kardiyak patoloji tespit edilmedi. Bu çalışma ile ayrıca tetkik yapmanın anksiyete üzerinde adolesan kız hastalar dışında anlamlı bir etki yapmadığı sonucuna ulaşıldı. Çalışmamızda sosyodemografik özelliklerin aksiyete üzerine etkisine ulaşılmadı. Ancak durumluk kaygı düzeylerinin farkı ile hasta yaşı, anne yaşı, baba yaşı, evdeki kişi sayısı arasında negatif zayıf bir ilişki, sürekli kaygı düzeylerinin farkı ile de hasta yaşı, anne yaşı, baba yaşı, evdeki kişi sayısı arasında orta düzeyde pozitif bir ilişki olduğu söylenebilir. Ek olarak çalışmamızda durumluk kaygı düzeyi ile sürekli kaygı düzeyi arasında orta düzeyde pozitif bir ilişkinin olduğu belirlendi. Literatürde ulaştığımız bu sonuçlarla korelasyon kurulacak benzer çalışmaya rastlanmamış olup çalışmamız bu yönden orjinaldir. Öz bildirime dayalı ölçekler kullanılması, kesitsel bir araştırma olması, üçüncü basamak sağlık merkezine başvuran hastaların dahil edilmiş olması, hasta sayısının az olması, yaş aralığının geniş olması çalışmamızın kısıtlılıklarındandır. Yapılan çok sayıda tetkik (EKO, efor testi, ritim holter, kardiyak manyetik rezonans (MR) vb.) sonuçlarının normal çıktığı görülmüş olup ayrıntılı fizik muayene, öykü sonrası EKG, TELE gibi kolay ulaşılabilir ve maddi yükü düşük olan tetkiklerin önce seçilip diğer tetkikleri 2. aşamada yapmanın daha doğru olduğu ve SCAMP'a benzer bir metadolojinin gerekli olduğu düşünüldü. Çalışmanın daha spesifik yaş grubunda (özellikle adolesanlarda), daha fazla sayıda hasta ile yapılması halinde daha anlamlı sonuçlara ulaşılabilir.

Özet (Çeviri)

Purpose: Among the patients who applied to the pediatric cardiology outpatient clinic, patients with palpitations and/or chest pain complaints constitute an important part. Palpitation and/or chest pain symptoms are similar and confused with anxiety symptoms. Many patients are being examined in the pediatric cardiology outpatient clinic with symptoms of palpitation and/or chest pain. However, no cardiological pathology is detected in these patients, and no treatment is initiated. These children and their families are informed that there is no underlying cardiological problem in their child. In these patients, it is possible to relieve the anxiety arising from the thought of a cardiological problem, but only after the completion of the cardiological examinations. There are many studies on chest pain and/or palpitation in the literature, but few studies show the relationship between non-cardiac chest pain and psychosocial factors. On the other hand, the examination and treatment algorithm to be followed in patients with suspected non-cardiac chest pain is unclear. The aim of our study is to investigate whether the tests performed in children aged 10-18 with palpitations and/or chest pain are necessary and the effect of the examination on patient anxiety. The secondary aim of our study is to contribute to the development of prospective examination and treatment algorithms. Materıals and Methods: This study was carried out by examining children between the ages of 10 and 18 who presented to Ondokuz Mayıs University (OMU) Pediatric Cardiology outpatient clinic between 25.04.2021 and 18.04.2022 with complaints of palpitation and/or chest pain. The cases were examined and analyzed under the conditions of the outpatient clinic. All patients were evaluated with electrocardiogram (ECG) and telecardiogram (TELE), if necessary troponin I, echocardiography (ECHO), stress tests and rhythm HOLTER tests were also performed. The data of the patients were collected in the form of questionnaires and face-to-face interviews. These data include sociodemographic characteristics such as age, gender, and the 'state and trait anxiety inventory' questionnaire. The same questionnaire was repeated two weeks later for these patients who had normal test results and did not receive any treatment. The results were compared using statistical methods. Results: There was no significant difference between the averages of state and trait anxiety levels before and after the examination. However, there was a significant difference between the mean state anxiety levels of adolescent girls before and after the examination. No significant difference was observed between the mean state and trait anxiety levels of the patients in all sociodemographic characteristics. It was concluded that there is a weak negative relationship between the difference in state anxiety levels and age, maternal age, paternal age, and the number of people in the house. While there is a weak positive relationship between the difference in trait anxiety levels and age, paternal age, and the number of people in the house, it can be 9 said that there is a positive moderate relationship between trait anxiety levels and maternal age. It was determined that there was a moderate positive relationship between the level of state anxiety and the level of trait anxiety. Additional symtoms of dyspnea were observed in 14.8% of the patients, emotional stress in 4.4%, syncope in 2.2% and fatigue in 2.2% of the patients from additional symtoms. ECG and TELE of all patients were found to be normal. Troponin I values were found to be normal in 72.4% of the patients, and troponin I values were not required to be observed in 27.6% of the patients. Among the patients evaluated with ECO; perimembranous outlet small ventricular septal defect (VSD) was detected in one, mild tricuspid regurgitation (TR) in one, mild mitral valve prolapse (MVP) in three, and mild mitral insufficiency (MR) in three. In pediatric patients presenting with chest pain and/or palpitation, cardiac pathology was found to be 6% of all pediatric patients admitted to the cardiology outpatient clinic, and cardiac pathology was found to be 34% in patients who underwent ECHO. Conclusıon: The rate of admission of patients who came to the OMU pediatric cardiology outpatient clinic with chest pain was 3%; the rate of detection of cardiologic pathology in these patients was 8%; The rate of patients presenting with palpitations was 2%, and the rate of cardiac pathology was found to be 8% in these patients. In patients with palpitations and chest pain together, the rate of underlying cardiac pathology was found to be 4%. No underlying cardiac pathology was detected in almost all patients with additional symptoms. In this study, it was concluded that testing did not have a significant effect on anxiety, except for adolescent female patients. The effect of sociodemographic characteristics on anxiety was not found in our study. However, it can be said that there is a weak negative relationship between the difference in state anxiety levels and patient age, maternal age, paternal age, and the number of people in the house, and a moderate positive relationship between the difference in trait anxiety levels and patient age, maternal age, paternal age, and the number of people in the house. In addition, in our study, it was determined that there was a moderate positive relationship between the level of state anxiety and the level of trait anxiety. No similar studies have been found in the literature to correlate with these results, and our study is original in this respect. The limitations of our study are the use of self-report scales, being a cross-sectional study, including patients who applied to a tertiary health center, low number of patients, and wide age range. It has been observed that the results of many examinations (ECHO, exercise test, rhythm holter, cardiac magnetic resonance (MR) etc.) are normal, and it was thought that after a detailed physical examination and history, easily accessible and low cost tests such as ECG and TELE would be preferred first and other examinations should be performed in the second stage, and a methodology similar to SCAMP was required. More significant results can be obtained if the study is conducted with a larger number of patients in a more specific age group (especially adolescents).

Benzer Tezler

  1. Acil servise atipik semptomlarla başvuran hastalarda pulmoner emboli skorlarının pulmoner emboli tanısındaki değerliliği

    The value of pulmonary embolism scores in the diagnosis of pulmonary embolism in patients with atypic symptoms

    MUSTAFA ALTAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    İlk ve Acil YardımSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HALİL DOĞAN

  2. Kardiyoloji polikliniğine çarpıntı veya göğüs ağrısı yakınması ile başvuran 18-25 yaş aralığındaki hastaların depresyon ve anksiyete düzeylerinin karşılaştırılması

    The comparison of the levels of anxiety and depression in 18-25 years patients who apply to cardiology outpatient clinic for palpitation or chest pain

    FATMA YİĞİT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikolojiÇağ Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ UĞUZ

  3. Acil servise ICD şoklaması ile başvuran hastaların özellikleri

    Characteristics of patients presenting to the emergency department with ICD shock

    TAMER CEYLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Acil TıpDokuz Eylül Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERSİN AKSAY

  4. Post-COVİD döneminde musküloskeletal semptom ve bulgular

    Musculoskeletal symptoms and signs in the post-COVID period

    ÖZER ERZURUMLUOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TUBA TÜLAY KOCA

  5. Pulmoner emboli tanısında D-dimer, fibrinojen ve D-dimer/fibrinojen oranının yeri

    The situation of D-dimer, fibrinogen and D-dimer/fibrinogen ratio in pulmonary embolism diagnosis

    SÜREYYA YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Göğüs HastalıklarıDicle Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FÜSUN TOPÇU