Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji bölümüne başvuran kanser hastalarının COVID-19 pandemisi sürecinde yaşam kalitesi ve beslenme durumundaki değişikliklerin değerlendirilmesi
Evaluation of changes in quality of life and nutritional status of cancer patients applying to Gaziantep University Medical Faculty department of oncology during the COVİD-19 pandemic
- Tez No: 738275
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AYDIN AYTEKİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Onkoloji, İç Hastalıkları, Oncology, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: beslenme, covid 19, malignite, pandemi, yaşam kalitesi, covid 19, malignancy, nutrition, quality of life
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gaziantep Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 81
Özet
Giriş ve amaç: SARS-CoV-2 enfeksiyonu salgını, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) olarak adlandırılmıştır. COVID-19 hızla birçok ülkeye yayılmıştır ve 11 Mart 2020 tarihinde 4000 den fazla insanın ölümüne yol açmasıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu tarihte resmen pandemi olarak ilan edilmiştir. Çalışmamızın amacı COVİD 19 pandemisi süresince hastanemize başvuran onkolojik tanılı hastaların EORTC QLQ C-30 ve NRS 2002 gibi dünyada kabul görmüş anketler ile hastaların yaşam kalitesindeki değişiklikleri ve beslenme durumundaki değişiklikleri saptayarak alınabilecek önlemleri belirlemektir. Materyal-Metod: Çalışmamıza, Gaziantep Üniversitesi, Şahinbey Eğitim ve Araştırma hastanesine Ocak 2022 ile Mart 2022 tarihlerinde polikliniğe başvurmuş veya serviste yatmakta olan malignite tanısı almış 324 hasta dahil edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastaları kendi sosyodemografik veri formumuz ile değerlendirilip devamında NRS-2002 ve EORTC QLQ-C30 anketleri yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamıza 324 hasta dahil edildi. Hastaların %49,07'si (159 hasta) erkek, %50,93'ü (165 hasta) ise kadındı. Hastalarımızın %20,37'si (66 hasta) COVİD 19 hastalığını geçirmişti. Ailesiyle beraber yaşayanlar hastaların %96,91'ini oluştururken, hastaların %36,42'sinin aile bireylerinden en az biri COVİD 19 hastalığını geçirmişti. Hastaların %76,23'ü (247 hasta) aşı olmuşken, %23,77'si (77 hasta) aşı olmamıştı. Çalışmamıza dahil edilen hastaların %22,8'i (74 hasta) meme kanseri, %19,7'si (64 hasta) kolorektal kanser, %17,5'i (57 hasta) akciğer kanseri, %15,1'i (49 hasta) ise genitoüriner sistem kanseri tanıları ile takipliydi. Çalışmamızdaki hastaların tanılarına göre, evrelere göre, yaşa göre, kemoterapi öyküsüne göre, covid geçirme öyküsüne göre, covid aşısı olma durumuna göre EORTC QLQ-C30 yaşam kalitesi ölçeklerine bakıldığında; tanıya göre genel sağlık skorunda, fonksiyonel skalada ve semptom skalasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Çalışmamızda da literatürle uyumlu olarak radyoterapi öyküsüne göre genel sağlık skoruna ve semptom skalasına bakıldığında; istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05). Fonksiyonel skalaya göre ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (p=0,026). Cinsiyete göre genel sağlık skoruna ve semptom skalasına bakıldığında; istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0,05). Fonksiyonel skalaya göre ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (p=0,028). Tedaviyi erteleme durumlarına göre genel sağlık skoruna ve fonksiyonel skala skorlarına bakıldığında; tedavilerini ertelemeyenlerde skorlar daha yüksekti (p=0,001). Semptom skalasına göre ise tedavilerini erteleyenlerde skorlar daha yüksekti ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (p=0,001). Poliklinik kontrolünü erteleme durumlarına göre genel sağlık skoruna bakıldığında; kontrolünü ertelemeyenlerde skorlar daha yüksekti fakat istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p=0,086). Fonksiyonel skalaya göre de kontrolünü ertelemeyenlerde skorlar daha yüksekti ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (p=0,001). Semptom skalasına göre ise kontrolünü erteleyenlerde skorlar daha yüksekti ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p=0,071). Malignite türüne göre NRS analizlerine bakıldığında meme kanseri ile takipli hastaların nutrisyon açısından riskli olmadıkları saptandı. Mide özefagus ve pankreas safra yolu maligniteleri ile takipli hastalara bakıldığında ise hastaların nutrisyon açısından riskli grupta oldukları saptandı. Tanı türüne göre NRS analizleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,001). Hastalıkların evrelerine göre NRS analizlerine bakıldığında evre 4 hastaların nutrisyon açısından riskli grupta oldukları, evre 3 hastaların ise daha çok takip grubunda yer aldıkları saptandı. NRS analizine göre evreler arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmasa da bu fark istatiksel anlamlılık sınırına yakın idi (p=0,052). Yaşa göre NRS analizlerine bakıldığında altmış beş yaş üstü hastaların nutrisyon açısından riskli grupta oldukları, altmış beş yaş altı hastaların ise daha çok takip grubunda yer aldıkları saptandı. NRS analizine göre yaş grupları arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,001). Cinsiyete göre NRS analizlerine bakıldığında ise literatürün aksine erkek hastaların nutrisyon açısından riskli grupta oldukları, kadın hastaların ise daha çok takip grubunda yer aldıkları saptandı. NRS analizine göre cinsiyet grupları arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,046). Radyoterapi alıp almamaya göre NRS analizlerine bakıldığında radyoterapi alan hastaların nutrisyon açısından riskli grupta oldukları, almayan hastaların ise daha çok takip grubunda yer aldıkları saptandı. NRS analizine göre radyoterapi grupları arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,005). Kemoterapi alıp almamaya göre ise literatürün aksine istatistiksel anlamlı farkılık saptanmamıştır (p>0,05). NRS analizine göre covid geçirme, aşı olma durumlarına göre nutrisyonel açıdan istatistiksel anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Çalışmamızda literatürün aksine pandemi döneminde tedaviyi erteleme durumuna göre NRS analizlerine bakıldığında tedaviyi erteleyen hastaların nutrisyon açısından riskli grupta oldukları, ertelemeyen hastaların ise daha çok takip grubunda yer aldıkları saptandı. NRS analizine göre pandemi döneminde tedaviyi erteleme durumu açısından istatistiksel anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,009). Literatürle uyumlu olarak ise pandemi döneminde kontrolü erteleme durumlarına göre ise nutrisyonel açıdan istatistiksel anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Sonuç ve Öneriler: Covid 19 hastalığı, özel bir hasta grubu olan onkoloji hastalarında bir çok ek problemi de beraberinde getirmektedir. Pandeminin güncel bir sorun olması nedeniyle bu konuda yapılacak çalışmalar pandeminin geri kalan dönemi için önem arz etmektedir. Çalışmamızda literatürde yeterli çalışma olmayan; onkoloji hastalarında poliklinik kontrolünü erteleme, tedaviyi erteleme, aşı olma durumlarında yaşam kalitesini ve malnutrisyonu değerlendirerek pandeminin geri kalan döneminde alınacak önlemlerin önemine vurgu yapmak istedik. Pandemi sürecinin halen devam ettiği göz önünde bulundurularak bu konuda yapılacak ek çalışmaların onkoloji hastalarının yaşam kalitesini arttıracağını öngörmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Introduction: The outbreak of SARS-CoV-2 infection has been named coronavirus disease 2019 (COVID-19) by the World Health Organization (WHO). COVID-19 spread rapidly to many countries and was officially declared a pandemic by the World Health Organization on March 11, 2020, killing more than 4000 people. The aim of our study is to determine the measures that can be taken by detecting the changes in the quality of life and nutritional status of the patients with oncological diagnosis who applied to our hospital during the COVID 19 pandemic, using globally accepted questionnaires such as NRS-2002 and EORTC QLQ C-30. Method: Our study included 324 patients diagnosed with malignancy, who applied to the outpatient clinic of Gaziantep University, Şahinbey Training and Research Hospital between January 2022 and March 2022 or were hospitalized in the service. The patients included in the study were evaluated with our own sociodemographic data form, and then NRS-2002 and EORTC QLQ-C30 questionnaires were conducted. Conclusion: Our study included 324 patients. 49.07% (159 patients) of the patients were male and 50.93% (165 patients) were female. 20.37% of our patients (66 patients) had COVID-19 disease. While those living with their families constituted 96.91% of the patients, at least one of the family members of 36.42% of the patients had COVID-19 disease. While 76.23% (247 patients) of the patients were vaccinated, 23.77% (77 patients) were not vaccinated. Of the patients included in our study, 22.8% (74 patients) had breast cancer, 19.7% (64 patients) colorectal cancer, 17.5% (57 patients) lung cancer, 15.1% ( 49 patients) were followed up with genitourinary system cancer. Considering the EORTC QLQ-C30 quality of life scales according to the diagnosis of the patients in our study, according to the stages, according to the age, according to the history of chemotherapy, according to the history of passing the covid, according to the status of being vaccinated against the covid; No statistically significant difference was found in general health score, functional scale and symptom scale according to diagnosis (p>0.05). In our study, in accordance with the literature, when the general health score and symptom scale were examined according to the radiotherapy history; no statistically significant difference was found (p>0.05). A statistically significant difference was found according to the functional scale (p=0.026). Considering the general health score and symptom scale by gender; no statistically significant difference was found (p>0.05). A statistically significant difference was found according to the functional scale (p=0.028). Considering the general health score and functional scale scores according to the delay of treatment; scores were higher in those who did not delay their treatment (p=0.001). According to the symptom scale, the scores were higher in those who delayed their treatment, and a statistically significant difference was found (p=0.001). Considering the general health score according to the delays of the outpatient clinic control; The scores were higher in those who did not delay their control, but no statistically significant difference was found (p=0.086). According to the functional scale, the scores were higher in those who did not delay their control, and a statistically significant difference was found (p=0.001). According to the symptom scale, the scores were higher in those who delayed their control, and no statistically significant difference was found (p=0.071). When NRS analyzes were examined according to the type of malignancy, it was determined that patients with breast cancer and followed-up were not at risk in terms of nutrition. When the patients followed up with gastric esophagus and pancreatic bile duct malignancies were examined, it was determined that the patients were in the risk group in terms of nutrition. A statistically significant difference was found between NRS analyzes according to the type of diagnosis (p=0.001). When NRS analyzes were examined according to the stages of the diseases, it was determined that stage 4 patients were in the risk group in terms of nutrition, and stage 3 patients were mostly in the follow-up group. Although there was no statistically significant difference between the stages according to NRS analysis, this difference was close to the statistical significance limit (p=0.052). When NRS analyzes according to age were examined, it was determined that patients over the age of 65 were in the risk group in terms of nutrition, while patients under the age of 65 were mostly in the follow-up group. A statistically significant difference was found between age groups according to NRS analysis (p=0.001). When NRS analyzes by gender were examined, it was found that male patients were in the risk group in terms of nutrition, and female patients were mostly in the follow-up group, contrary to the literature. According to NRS analysis, statistically significant difference was found between gender groups (p=0.046). When the NRS analyzes were examined according to whether or not to receive radiotherapy, it was determined that the patients who received radiotherapy were in the risk group in terms of nutrition, and the patients who did not receive it were mostly in the follow-up group. According to the NRS analysis, a statistically significant difference was found between the radiotherapy groups (p=0.005). Contrary to the literature, no statistically significant difference was found according to whether or not to receive chemotherapy (p>0.05). According to NRS analysis, no statistically significant difference was found in terms of nutritional status according to covid transmission and vaccination status (p>0.05). Contrary to the literature, in our study, when NRS analyzes were examined according to the delay of treatment during the pandemic period, it was found that patients who postponed treatment were in the risk group in terms of nutrition, while patients who did not postpone treatment were mostly in the follow-up group. According to NRS analysis, statistically significant difference was found between gender groups (p=0.009). Consistent with the literature, no statistically significant difference was found in terms of nutritional deferral status during the pandemic period (p>0.05).
Benzer Tezler
- Metastatik renal hücreli kanserde hedefe yönelik tedavi ve immünoterapi alan hastaların retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective Evaluation of Patients Receiving Targeted Therapy and Immunotherapy in Metastatic Renal Cell Cancer
AHMET KARADAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
OnkolojiGaziantep Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HAVVA YEŞİL ÇINKIR
- Kolorektal kanser tanısı almış hastalarda DNA hasarının incelenmesi ve DNA hasarı üzerine beta glukanın onarıcı rolünün araştırılması
Investigation of DNA damage in patients with colorectal cancer and investigation of the repairing role of beta-glucan on dna damage
NİLAY UÇAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Moleküler TıpSanko ÜniversitesiMoleküler Tıp Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NECLA BENLİER
- Kanserli çocuklarda kemoterapi öncesi ve kemoterapi sırasında tat alma değişikliği
Taste alteration in children with cancer before and during chemotherapy
SABİHA PEKMEZCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
HemşirelikGaziantep ÜniversitesiHemşirelik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ELİF BİLSİN KOCAMAZ
- Kanserli çocuklarda yeme davranışı, beslenme durumu ve tat alma değişikliği
Eating behaviour, nutritional status and taste alteration in children with cancer
YASEMİN YAŞAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGaziantep ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİF BİLSİN KOCAMAZ
- Kanserden hayatta kalan çocukların tat alma değişikliği, beslenme alışkanlığı ve durumu
Taste alteration, food habits and nutritional status of children survivors of childhood cancer
DİLAN SÜLGER
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGaziantep ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİF BİLSİN KOCAMAZ