Geri Dön

XIII-XIV. yüzyıllar Anadolu'sunda kültür dolaşımı açısından dervişler, talebeler ve hacılar

Sufis students and pilgrims in XIII-XIV th century Anatolia: A study of cultural circulation

  1. Tez No: 73855
  2. Yazar: RESUL AY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET BAHAEDDİN YEDİYILDIZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyoloji, Tarih, Sociology, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1998
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 153

Özet

Ortaçağ toplumlarında değişik amaç ve gerekçelerle bir yerden başka bir yere seyahat eden kimseler, insanlar ve toplumlar arasında önemli bir iletişim aracı fonksiyonu görürlerdi. Bu iletişim özellikleri sayesinde, büyük kültür alanları arasında veya aynı kültür alanı içerisinde muhtelif tür ve düzeylerde kültür ürünlerinin yayılmasında önemli roller oynamışlardır. XIII-XIV. yüzyıllar Anadolusu yoğun bir derviş, talebe ve daha sınırlı olmakla birlikte hacı dolaşımına sahne olmaktaydı. Tasavvuf! meşreplerinin bir gereği olarak veya ilim tahsil amacıyla hayatlarının büyük bir kısmını veya belirli bir dönemini seyahat ederek geçiren, sufiler, dervişler ve talebeler, yine her yıl, kamerî takvime ait Zilhicce ayında kutsal topraklarda bulunmak üzere Mekke'nin yolunu tutan hacı adayları bu seyahatleri sayesinde insanlar ve toplumlar arasında önemli bir iletişim imkanı yaratmakla birlikte, İslam kültür alanı içerisinde, bu kültüre ait yüksek kültür ürünlerinin veya daha yerel düzeyde popüler nitelikli kültür unsurlarının Anadolu'da yayılmasında, bunlarla birlikte, bu kültür alanı içerisinde yerel nitelikli kültürel unsurların alış-verişine yol açmışlardır. XIII-XIV. yüzyıllar Anadolusu'nda tasavvuf! meşreplerinin bir gereği olarak veya irşad etme gibi amaçlarla seyahat eden yüksek tasavvufî-felsefî düşüncelerle donanımlı büyük sûfiler, seyahatleri sırasında, daha çok önemli kültür merkezi niteliğinde olan şehirleri gezerek veya buralarda bir süre kalarak, bu şehirlerde ikâmet etmekte olan elit tabakaya mensup kimselerle temas kurarlardı. Daha alt düzeyde dervişler ise, daha çok Anadolu'nun kırsal kesiminde dolaşarak, göçebe ve yan göçebelerle köylüler arasında faaliyet gösterirlerdi. Gerek büyük sûfîler ve gerekse tarsal kesimde faaliyet gösteren dervişler veya şeyhler kendi ilmî ve tasavvuf! düzeylerine uygun tarzda tasavvufî öğreti, tarikat ve muhtelif veli kültleri hatta sosyal ve siyasi görüşler yayıyorlardı. Bu faaliyetleri sonucunda, sözkonusu sûfi ve dervişler Anadolu'da, bir taraftan İslam dünyasında revaç bulmuş büyük tasavvufî öğretilerinve tarikatlerin, diğer taraftan daha yerel düzeyde ve daha popularize edilmiş bir din ve tasavvuf anlayışının yaygınlık kazanmasında önemli rol oynamışlardır. Aynı şekilde, bu yüzyıllarda, Anadolu'da, ilim tahsili veya ilmî sohbetlerde bulunmak amacıyla talebe ve ulemânın İslam dünyasının büyük ilim ve kültür merkezlerine doğru seyahat etme geleneği de oldukça yaygındı. Genellikle ilk tahsillerini memleketlerinde tamamlayan talebeler, çalışmak istedikleri konuya göre, o konunun uzmanı olan hocanın bulunduğu yere veya ünlü âlimlerin toplandığı büyük ilim merkezi niteliğindeki şehirlere seyahat ederlerdi. Buralarda tahsillerini tamamlayan talebeler veya sohbetlerde bulunan ilim adamları memleketlerine geri dönerek edindikleri bilgi ve birikimleri, okudukları eserlere şerh, haşiye veya onlarla ilgili telif eserler yazarak ve bunların tedris işiyle meşgul olarak, memleketlerine aktarırlardı. Bu yolla İslam dünyasında etkili olmuş ilmî mektepler ve ilmî gündem konuları Anadolu'ya taşınmış olurdu. Bir başka ifadeyle, İslam dünyası ile ilmî ve entellektüel düzeyde bir bütünleşme sağlanmış olurdu. Bu yüzyıllarda Anadolu'da büyük bir önem taşıyan ve büyük kalabalıklar halinde sırf bu seyahat için düzenlenmiş bir kervanla Hicaz'a giden hacılar da azımsanmayacak bir iletişim potansiyeline sahiptiler. Hacılar gerek yol güzergahı boyunca gerekse Mekke ve Medine'de bulundukları sürece İslam dünyasının dört bir yanından gelen farklı yerel kültürlere mensup insanlarla temasa geçmek suretiyle dinî- dünyevî mânâda tecrübelerini birbirleriyle paylaşmaları yönüyle ve edindikleri bu tecrübelerini ve değişik coğrafya ve kültürlere mensup insanların fiziksel ve kültürel özelliklerine yönelik gözlemlerini eve döndüklerinde kendilerini ziyarete gelecek olan komşularına aktarmaları yönüyle kültür dolaşımına katkıları sözkonusu edilebilmektedir.

Özet (Çeviri)

People who travelled between various places and countries in the Medieval Ages usually functioned as agents of communication among different cultures. In this way, they played important part in the spread of cultural features within a greater culture, or between areas of different greater cultures. Anatolia in the 13th and 14th centuries experienced a significant degree mobility among sufis, dervishes, students, and to a lesser degree, pilgrims (hajis). In accordance with their beliefs or in search of learning sufis, dervishes, students and scholars spent significant part of their lives travelling, while pilgrims set out for Mecca, the Holly City of Islam, every year during the month of Zilhicce. As a result of their travels and the opportunities that arose for communication among people, they played a significant role 1 lin circulation of the features of both high and popular cultures of Islam in Anatolia. The great sufis, who possessed a high degree of mystical and philosophical knowledge, travelled with the purpose of gaining enlightenment and spreading their teachings especially in major centers of culture and learning. They often scaled in these cities and towns for a period of time, and established contacts with members of the local elite. Shaiks and dervishes on the other hand, travelled mostly in rural areas and were active among peasants and nomadic or semi-nomadic peoples. Both great sufis and the shaiks and dervishes circulated their respective teachings according to their mystical believes and established not only various cults of the saints ( velis) of their orders ( tankais), but also propagated their views on social and political matters, concerning which people were especially sensitive in the 13th and 14th centuries Anatolia. Through such activities, certain great mystical orders and their teachings which were prominent in the Islamic World, filtered into Anatolia. Furthermore, some popularized versions and interpretations of various religious and mystical beliefs found a significant number of followers mainly in rural areas. Similarly, in the same period, there was a significant outward movement oi' students and scholars from Anatolia towards great centers of culture and science in the Islamic World; they were also searching for deeper knowledge in their respective areas of interest or for closer contacts with great scholars, teaching in these centers. Once back in their places of origin, having completed their education or exchange of knowledge, theseIV students and scholars spread their knowledge and experience in various ways mainly through direct teaching or the writing of commentaries on certain famous works; more rarely they produced original works. Through this transfer of knowledge, certain schools of learning and teachings prevalent in the Islamic World gained followers in Anatolia. Pilgrims, on the other hand, constituted a category involved in communication of a different kind between diverse sub-cultures of the same greater culture. Both on their journey to Mecca and during their stay there, pilgrims who had come from all over the Islamic World with their varied attitudes and manners had an opportunity of making first hand observations about each other. Back in their places of origin, circulation of their experience of the differences existing among these sub-cultures constituted perhaps yet another channel for cultural exchange - mostly through the process of“image making”within Islamic civilization.

Benzer Tezler

  1. Anadolu Selçuklu ve Beylikler Dönemi Türk tezhip sanatında Rumi motif analizleri ve güncel yorumlamaları (XIII.-XIV. yüzyıllar)

    Rumi motif analysis and contemporary interpretations in Turkish illumination art in Anatolian Seljuq and Beylik Period (13th and 14th centuries)

    BURCU ER

    Sanatta Yeterlik

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Güzel SanatlarAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Geleneksel Türk Sanatları Ana Sanat Dalı

    PROF. AYSEN SOYSALDI

  2. Osmanlı öncesi Türk mimarisinde çifte minareli cephelerin gelişimi (Anadolu, İran, Azerbaycan, Hindistan)

    The development of the double minarets facades at the pre-ottoman Turkish architecture (Anatolia, Iran, Azerbaijan, India)

    AYŞE DENKNALBANT

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Sanat Tarihiİstanbul Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. M. BAHA TANMAN

  3. Moğollar Döneminde Anadolu'da yaşanan Türk insan kaybı

    The casaulties of Turkish People Residing in Anatolia In The Mangolian Period

    KARDELEN KARAAĞAÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    TarihKastamonu Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEVDET YAKUPOĞLU

  4. İlhanlılar döneminde ve sonrasında Erdebil (XIII ve XIV yüzyıllar)

    Ardabil during and after Ilkhanids period (XIII and XIV centuries)

    HATİCE AKSOY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    TarihSelçuk Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA DEMİRCİ

  5. Karamanoğulları dönemi mimarisi

    The architecture of the period of Karamanoğuls

    OSMAN NURİ DÜLGERLER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF. DR. METİN SÖZEN